Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bize Göre Deplasman...

Hasan Kalkancı kardeşimiz çok güzel yazdı Beşiktaş-Demirspor maçı sonrası duygularını. Sonra da Doğan abi hemen pazar boşluğunu buldu ve oraya yerleşti :) Şakası bir yana dolu dolu, duygusal gecemizi Hasan kardeşimizin paylaşımları özetliyordu, biz de ufak katkılar koyduk bu paylaşımlarına. Aşağıda olduğu gibi aktarıyoruz. Eline sağlık Hasan. "Bu galibiyet 90 dakikalık bir maçtan ibaret değil.  Çok çileler çekildi 20 senelik süreçte!  Durak’lama devrinden bugüne devam eden ihanetlerin, biz olmazsak kulüp kapanır masallarıyla geçen yılların biriktirdiği psikolojik savaş var bu galibiyette!  Kapalı kapılar ardında zengin edilen menajerlerin, torpilli oyuncuların, komisyon transferlerinin hikayesi var. Bakırköy’de 4-0 ile 3.lige düşürülen gençliğin, Bursa’da 1-0 dan 5-1’e uzanan derin Demirspor’un hikayesi var, Konya’da kaybedilen şampiyonluk sonrası soyunma odasındaki yumrukların hikayesi, hainlerle ve bastırılmış taraftarın mücadelesinin hikayesi var.  Aç susu

Çok Yaşa Demirspor

Biz olmazsak Yenice'den öteye gidemezsiniz diyenlere inat; bizi Kozan Stadlarına mahrum bırakanlara, Silifkesporlara Firat Üni.lere rakip edenlere inat, taraftarın gücüyle #AdanaDemirspor74YıldırAyakta

Mavi Lacivert Yaşamak - 16

Kürşat İşler kardeşimiz Hasan'dan gelen ortayı yakalıyor ve duygularını bizlerle paylaşıyor... "Hasan Çakalcı kardeşimin oyunu açan pasında fizik üstünlüğümü (!) de kullanarak Timur Ekiz den önce topu kontrol ediyorum. Epey geç gelse de, işler ve şehir dışılar nedeniyle unutulduğumuzu düşündürse de pası için öz hemşerime Osmaniyeli tayfadaşıma teşekkürlerimi sunuyorum Adana Demirspor deyince tarifi imkansız bir platonik aşk, bolca hüzün, gözyaşı, sapasağlam dostluklar, özden öte abiler, ablalar, kardeşler, birlikte yaşanılan onlarca güzel anı, deplasmanlar gibi pek çok şey geliyor insanın aklına. Onlarca abim, ablam, kardeşim oldu Demirspor sayesinde evimden yüzlerce km uzakta, "Gurbette Demir Gibiyiz" demeyi öğrendik hep birlikte. Sımsıkı tutunarak, masmavi hayaller, masmavi bestelerle ısıttık Ankara'nın ayazını. Pek çok mutluluk dolu, hüzün dolu anı olsa da mavi-lacivert hafızamda; beni en çok etkileyenler hep yolda, sokakta, metroda, otogarda vs karşılaşıla

Mavi Lacivert Yaşamak - 15

Tayfanın en "konuşkan" simalarından Hasan Çakalcı kardeşimiz pası alıp topu sürüyor. Dinliyoruz... "Pasın için teşekkürler Ömer Faruk Canpolat, bir an için unutulduğumu zannettim .Bu güzel pas gelmeseydi araya girip topu kendim alacaktım. Hayatımın en güzel günlerinin Adana’da geçmesine rağmen ben ADS’yi Ankara’da sizlerin sayesinde yakından tanıma fırsatı buldum. ADS’nin tribün videoları ilgimi çekti. Sonra facebookta ADS ile sayfaları beğenirken bizim tayfayı da eklemişim. Onur abinin yoğun ısrarı üzerine halı saha maçlarına gelmeye başladım. Bu ısrarlar her ne kadar beni tedirgin etse de kendime güvenip gelmeye başladım. Velhasıl, tribünde gördüğüm takım aşkını tayfada ve Ankaraspor (şu an ki Osmanlıspor) maçında gördüm. 3 - 0 yenilmemize rağmen içimde bir mutluluk vardı. Artık ben de tam olarak ADANA DEMİRSPORLU birisi olmuştum. Topu fazla ayağımda tutmayarak ortamı Kürşad İşler ve Timur Ekiz'in olduğu yere açıyorum."

Adana Demirspor 74 Yaşında

Demirsporumuz 74 yaşında, hala yolun başında, mücadele yolunda! Birlikte iş yapmanın, hayatı hep birlikte organize etmenin, sorumluluk ve disiplinin kurduğu bir mantık var Demirspor kültürünün arkasında. Yeni kurulan bir ülkenin emekçilerinin gücünü gösterdiği bir yapıydı. Bu mücadeleyi hala sürdürenlere selam olsun, Demirspor'u kurucu mantığını ayakta tutanlarla omuz omuza yürüme gücü daim olsun! Daha önceki yıllarda taraftarın kendi azmiyle sürdürdüğü kutlamaları, 75. Yıl içinde kulüp tarafından  profesyonelce yönetilmesini umuyoruz.

Adana Demirspor:1 - Osmanlıspor:0

Var ol Mavi Şimşek, ayağınıza sağlık çocuklar! Ne desek az, ne yaptığını bilen, takım oyununu harfiyen uygulayan bir Demirspor vardı sahada. Berbat bir hakem yönetimiyle, Tolga Özkalfa, sarpsaracak maçı tertemiz tamamladık. Sahada sırıtan, görevini yapmayan kimse yoktu. Yine bir korner golüyle galibiyeti aldık. Bu haftaki  3 maçta 3 korner golüne imza attık. Bu maçın analizini bir daha yaparız ama bizi çok mutlu eden futbolcularımıza, bu ligte ilk kez tam dolu tribünlere imza atan müthiş taraftarımızı sevindiren takımımıza çok teşekkürler!

Celaliyim, Celalisin, Celali

Koca bir medeniyeti kendi özel mülkleri gibi algılayan, tarihi değerleri ticarileştiren anlayışla kulüplerini isimlerini Osmanlı'ya çeviren Gökçeklerin Ankaraspor'u bu haftaki rakibimiz. Onların sembolize ettiği her türlü kötülüğe karşı, zaferlerinin karşısında zulümlerine direnen celalileriz. Kamucu, ortak başarıya, birlikte iş yapmaya gönüllü bir camianın neferleri olarak tarih olanlara karşı tarih yazmaya devam edelim. Osmanlı hayali üzerinden kurulmaya çalışılan her türlü muhafazakarlığa birlikte direnelim.

Adanalı İsmail Usta...

Yapıp ettiklerimizi biraz geriden paylaşabiliyoruz zaman kısıtımıza bağlı olarak. Geçen hafta Samsun maçını Ankara Tayfası'nın 40 bireyi bir arada izledik. Yeni arkadaşlarımızı tanımak, eskileri ile hasret gidermek imkanı bulduk. Bir araya gelmeleri seviyorum. Bir arada daha mutlu, daha güçlüyüz.  Adanalı İsmail Usta, Ankara'daki yeni mekanımız. Her şeyden önce Demirsporlu ustamız. Üstelik Ankara'da faaliyet göstermesine karşın, kentin diğer takımından müşteri kaçmasın, komşu illerden antipati toplamayayım gibi bir kaygıya kapılmadan, kendi duygularını açıkça dışa vuran bir adam. Bildiğimiz Demirsporlu yani. Islak mendillerin arkasına logomuzu basmış. Mekanın en görünür yerine de atkımızı asmış. Güzel bir abimiz. Lahmacunu Adana usulü yapıyor, oldukça başarılı, kebabı Ankara'da ilk üçe girer gayet lezzetli. Ciğer, kuşbaşı, kaburga başarılı. Şalgamı da bildiğimiz Adana ev yapımı şalgam. Acısı yanında ayrı gelen cinsten. Biz yerimizi bulduk, bulmuşken Samsun'd

Daha İyi Kaybetmekten Daha İyi Kazanmaya

Yıkıla yıkıla yenmeyi öğreniyoruz; daha iyi kaybetmekten daha iyi kazanmaya geçiyoruz. Mücadeleye devam ediyoruz, teker teker ve hep birlikte. Büyüyerek, dayanışmayla çoğalıyoruz; inanarak yürüyoruz.  Dünkü Beşiktaş maçı sadece bir 3 puan değil aynı zamanda yıllardır süren emeğin de küçük/büyük bir yansımasıydı. Bu camiayı daha iyi hale getirmek için emek harcayan herkese teşekkürler.

ZTK: Beşiktaş:1 - Adana Demirspor:2

Demirspor budur işte, ne yapacağı belli olmaz, yedek kadroyla İstanbul'da Beşiktaş'ı yener... Sağolun çocuklar ayaklarınıza sağlık, böyle oynayıp yenilseniz de üzülmezdik zaten! Bulduğumuz pozisyonları gole çevirdik, yine ilk golü atınca takımın direnci artı. 2-0'dan sonra hemen gol yeme alışkanlığımızsa devam etti. Yola devam ,mücadeleye devam; yollara düşen taraftarımız eve mutlu dönüyor asıl sevincimiz bu!

Demirspor Taraftarı İstanbul'da

2012'deki Galatasaray maçı sonrasındaki bir diğer İstanbul çıkarmamız adım adım gerçekleşiyor; tribünsüz bırakılmaya çalışılan memleket futbolunda tribününe sahip çıkan Demirspor taraftarı Sarıyer'e doğru yol alıyor, işte twitterdaki ilk fotoğraflar:

Beşiktaş Maçı Sarıyer'de

Yarın oynayacağımız Beşiktaş kupa maçı saat 13.30'a ve Sarıyer Yusuf Ziya Öniş Stadı'na alındı. TFF'nin bu son dakika değişikliği deplasman yapacakların da planlarını alt üst etti. Hava koşulları nedeniyle böyle bir değişkliğin yapılmış olma ihtimali var. Düzeltme: Bu kez de yayıncı kuruluşun isteğiyle 14.00'e alındı maç; bu TFF bi harika doğrusu!

Samsunspor:0 - Adana Demirspor:1

Çok değerli bir 3 puan aldık Samsun deplasmanında. Açıkçası dişimize göre takımlara karşı daha dirençli oynuyoruz.  Antep-Ordu-Manisa üçlüsüne karşı oynadığımız kötü oyunun yerine bu kez iyi pas yapan, oyunu kontrolünde tutan bir takım vardı. Bu farkta Beykan etkisini hissettirdi. Oğuzhan gibi onun da ayağına top yakışıyor ama oyunu rahatlamayı  daha iyi biliyor.  Son bölümde kapandığımız anlarda da daha şuurluyduk. İlk yarıda Şaban ve Hurşut ile kanatlardan iyi bindirmeler yaptık. Yiğitcan'ın müthiş kafası öncesi golün geleceği belli olmuştu.  İlk golü bizim attığımız maçlarda direncimiz daha çok artıyor. Golü bulunca oyunu kontrol edebiliyoruz. Sonuçta rakiplerin puan kaybettiği haftada kazanmak çok iyi oldu.

Mavi Lacivert Yaşamak - 14

Ortada kalan pasa birinin gitmesini beklemeden, topun hareketini kesmemek adına tayfamızın gençlerinden birisi olan Ömer Faruk Canpolat'ı göreve çağırmayı görev bildim. Sözü kendisine bırakıyorum... "Orta alandaki kısa paslardan sonra bana gelen top için teşekkürler. Niğdeli birisi olarak Demirspor'la tanışmam futbolla alakası olmayan babamın Adana'da tesadüfen Demirspor forması alıp bana getirmesiyle oldu, yanlış olmasın ilkokul 6. sınıfa gidiyordum o zamanlar. Önce bir kaç tribün videosu ilgimi çekti. Derken bir sene sonra Ankara'da Şekerspor maçı olduğunu fark ediyordum. Tribün sevdalılarından Mehmetcan arkadaşımı da koluma takıp maça 15 dk rötarlı giriş yapıyorduk. Hatırladığım kadarıyla 200 kişilik bir topluluk, yenilmemize rağmen hiç ses kesmeden tezahürata devam etmişlerdi. O zaman anladım ki bu sevda ne kupa ne de galibiyet sevdası. Aşk orada alevlenmişti. Ve geçen senede bu tayfanın varlığından da haberim oldu ancak deplasman henüz kısmet olmadı. Üniv

Mavi Lacivert Yaşamak - 13

Facebook grubumuzda mavi lacivert anılar akmaya devam ediyor. Aydilek İnce de hatıralarını bizimle paylaşan kardeşlerimizden. Paylaşımı için teşekkür ediyoruz... "Nereden başlamak gerek bilmiyorum aslında. Belki buradaki abilerim kadar uzun bir Demirspor geçmişim yok ama kocaman bir sevda var kalbimde. Demirspor'la tanışalı 2 sene oldu. Eren adında bir arkadaşım vardı. Demirspor hastasıydı bildiğim. "Ne yapıyorsun" diye her sormama ya "maç özeti izliyorum" ya "marş dinliyorum" falan derdi. Sonra bana marşları videoları atmaya başladı. Bir gün bir baktı, mırıldanıyorum, "Şehrin Asi Çocukları" diye..  Sonra beni maça götürdü. Resmen aşık olmuştum Şimşekler Grubunun bağırmalarına. Orada olmalıydım o atmosferin hep içinde olmalıydım. O aşkı hep yaşamalıydım o an aklımdan geçen tek şey buydu. Maçlara gider olmuştum sürekli. Tabi evdekilerin haberi yok olsa asla bırakmazlar. "Kızsın", "bir şey olur" falan modu, bilirsin

"Yeniden Takım Olabilmek"

Mustafa'nın yazısını yayınladığı sıralarda sıkı takipçilerimizden Yalçın Çetinkaya (@yyalcinkaya) da benzer bir konuda bizle yazısını paylaştı, keyifle yayınlıyoruz . "Sarıyer’i yenmek, hem kupada iddiamızı devam ettirmek hem de kötü gidişi sonlandırmak için önemliydi. Elbette ki PTT 1.Lig takımlarıyla Sarıyer arasında kalite farkı var. Ama bazı oyuncuların dünkü karşılaşmada sahada görünen performansları, hırsları lig maçlarında da tercih edilmeleri gerektiğini gösterdi. Düşüşe geçtiğimiz son haftalarda oyuncuların isteksizliği, düşük performanslarına rağmen Ünal Karaman’ın hep aynı oyuncularda ısrar etmesi, bir oyun kurgusunun olmamasını klasik Demirspor sorunlarına bağlamıştım. Ama kupa maçındaki oyuncu tercihleri öyle olmadığını, Ünal Karaman’ın kişisel tercihleri olduğunu düşündürdü. Sakatlanana kadar ligde çok iyi performans gösterip, ondan sonra yedek kulübesinde unutulan Beykan Şimşek, hırslı oyunu, ara pasları ve attığı golle maçın yıldızıydı. Emre, Oğuzhan yine sah

Eski ve Zorlu Bir Konu: Takım Olmak

Demirspor’un sahada oynanan futbol açısından çok büyük bir sorunu olduğunu düşünmüyorum. Saha dışı faktörlerin sahaya negatif etki edebileceğini hatırdan çıkarmadan, şu anki durumumuzun sahada futbol oynamaya istekli bir takıma engel olmadığını düşünüyorum. Yani, bir şekilde puan kayıplarımızın sahadaki oyuna gerekli müdahale ile en aza indirilebileceğini savunuyorum. Taktik vs. gibi konulara, o oyuncuyu şuraya çekelim tarzı diziliş icatlarına ihtiyaç yok. Uzun zamandır bu takımın peşindeyim, bu kadar alternatifli bir kadro bu kadar az maliyetli (bildiğimiz kadarıyla) olarak bir araya getirilmemişti. Örneğin öyle bir forvet hattı var ki, yedeklerle bile bu ligde playoff zorlanır rahatça. Geçen sene çare bulamadığımız gol yeme alışkanlığımızı bu sene anlamlı bir seviyeye çektik. Yalnız geçen seneden daha dişli bir rakip kümesi var karşımızda. Özellikle orta ve orta-alt ekipler, hatta alt sıradakiler bile form tutmaya başladı. Bu da puan almayı zorlaştırıyor. Özellikle,bir hedef

ZTK: Adana Demirspor:1 - Sarıyer:0

Türkiye Kupası'nda kendi sahamızdaki ilk maçta ilk 3 puanı kazandık. Beykan'ın attığı şık golle Sarıyer'i 1-0 mağlup ettik. İlk 11'de yine ideal kadroda yer almayan  Fazlı Kocabaş, Umut Sözen, Hakan Söyler gibi isimler. Kalemizde de altyapıdan yetişen Emre Selen oynadı. Bu isimlerin kazanılması kadar maçı kazanmak da önemli tabii ki. Ortada geçen oyunu lehimizde tutmayı bildik. Grup maçlarının başında 8 puan (6 sarıyer, 2 Rize) olarak düşünsem de, ideal kadro ile oynamamız nedeniyle, bu planı 5 puana çekiyorum. Yönetimden ve teknik kadrodan kupada ilerleme hedefine dair açıklamalar da görmediğimiz için, bu maçlarda oyuncu kazanmak hedefinin ön plana çıktığını söyleyebiliriz. Yine de Beşiktaş'ın gruptaki tüm takımları yenme ihtimali içinde, daha düşük puanla ikinci çıkma ihtimalimiz var.

Çarşı'nın Darbesi

Çarşı'nın darbecilikle suçlandığı dava bugün başladı. Bu iktidar döneminde herkesin bir gün darbeci olmakla suçlanması muhtemel! Sıra tribüncülere geldi. Kontrol edemedikleri her türlü kalabalıktan korkuyorlar. Korkuları onları esir aldı ve sağa sola saldırıyorlar, kendi uydurdukları yalanlara inanarak. Tribünler önemlidir, bunu onlar da biliyor. Karşılarına 1453 uydurmasını çıkardılar, yemedi. Kendi mitinglerinde uyduruk Çarşı bayrağı salladılar, olmadı. Tarihe geçecek komik gerekçelerle, suçlamalarla insanları töhmet altına almaya devam ediyorlar. Benim Çarşı'ya karşı kişisel antipatim var. Ama bu onların yaptıklarını değersiz kılmıyor. Futbol ortamının apolikitkliğinde, hele ki FB ve GS tribünlerinin kötülüğü içinde Çarşı'nın yapıp ettikleri önemli. Çarşı'nın darbesi işte budur; iktidar kontrolündeki tribün ortamına az da olsa soluk aldırmak. Passolig hadisesiyle tribünleri boşaltmaya çalıştılar. Kimi karşı çıktı, kimi inadına alıyorum, orada olacağım dedi, ikisi

Mavi Lacivert Yaşamak - 12

Sinan Güçlü, öğrencilik yıllarında yolu bereketli topraklara düşen, Demirspor rüzgarına kapılan kardeşlerimizden birisi. Aynı zamanda şu anda Demiryolları'nda çalışan harbi bir Demiryolcu! Sözü ona bırakırken Ankara'da henüz tanışmadığımız, tanışıp da kaynaşamadığımız kardeşlerimize bu vesile ile seslenmek istiyorum. Facebook, twitter, blog, vb. kanalları takip edip bize ulaşın. Sesinizi nefesinizi aramızda görmek hepimizi mutlu edecektir. "Tayfada bu kadar yeni iken aldığım bu pas beni ne kadar heyecanlandırdı, gururlandırdı, anlatamam. O yüzdendir pası geç fark edip olgun bir atağa çevirmekte gecikmem. Pas için ayrıca teşekkür ederim Türkay Gül kardeşim. Aksaraylı olmam münasebetiyle Adana ile Adanalıların sıcaklığı, samimiyetiyle ve tabi ki benim için bir tutku, hayata karşı bir duruş olan Demirspor'la tanışmam bir hayli geç, bundan yaklaşık 6-7 yıl önce üniversiteyi mersinde okuduğum sıralarda oldu. Ev arkadaşlarım, sınıf arkadaşlarım, hepsi Adanalı'ydı,

Mavi Lacivert Yaşamak - 11

Türkay Gül, Tayfa'nın geçmişine ışık tutacak kardeşlerimizden... Mavi lacivert hatıralarını dinliyoruz, 2007'den hem de... "Arka direkte müsait pozisyonda olmama rağmen ayarsın Okan'ın pası arkama düşünce biraz vakit geçirdik haliyle... "Baba'dan Demirsporlu" kavramı vardır ya, hah işte ben o şanslı kesimdenim. Ama babamdan daha şanslı olmamı sağlayan durum ise Ankara Tayfasını tanımamdan kaynaklanıyor... Sene 2007, üniversite hazırlıktayım, o gün Kırıkkale ile kupa maçımız var. Biliyorsunuz hazırlıkta kuş kadar devamsızlık hakkınız var ve maç hafta içi gündüz. Küçük bir ikilemden sonra, okulun da otogara yürüyüş mesafesinde olmasının avantajıyla biniyorum otobüse gidiyorum Kırıkkale'ye...Şimşekler Grubu'nun maça organizasyon yapmadığını yolda öğreniyor ve üzülüyorum. Neyse, tek başıma da olsa izler gelirim diyorum. 5-10 dk rötarlı giriş yapıyorum stada. İçeri girdiğimde 15-20 kadar Demirsporlu görüyorum, çok şaşırıyorum. Onların beni gördüğ

Adana Demirspor:1 - Manisaspor:1

Deplasman mağlubiyetinden sonra kendi sahamızda da iki puan bıraktık. Alt sıralardaki üç takımla yaptığımız maçlarda toplam 2 gol atıp 4 puan alabildik. Bu haftaya kadar 25 gol yemiş Manisa'ya da ancak penaltı golü üretebildik. Kontra atak ve duran top/yan top dışında organizasyon üretemiyoruz. Gol sıkıntımız iyice belirginleşti. Mulenga'nın durduğu haftalar da takım da duruyor. Onu besleyen Ali ve Tayfur da aynı şekilde ilk haftalardaki etkinliklerinden uzak. Orta sahada organize olmamızı sağlayacak elemanımız yok. Manisa'nın kalecisi Bayram bize karşı devleşti. İlk yarıda cezasahası içinde Abdülkerim'in, ikinci yarıda Mesut ve Tayfur'un şutlarını çıkardı. Penaltıda da doğru köşeye iyi uzandı. Kötü gidişat sürüyor. Görünen o ki parasal veya teknik nedenlerin bir an önce çözülmesi gerekli.

Yaşar Duran

Kaleci antrenörümüz Yaşar Duran, bu aralar reklamlarda boy gösteriyor. O vesileyle kulaklarını çınlatalım istedik. Reklamda kendisiyle inceden dalga geçilmesine izin vererek olgunluğunu ortaya koymuş Yaşar Hoca. Bildiğiniz gibi 8-0'lık İngiltere maçı (İngiltere'de olan, bir de Türkiye'de 8-0 vardı; onda kalede değildi) Yaşar Hoca'nın kariyerine damga vurmuştu. Uzun süre Fenerbahçe'de forma giymiş, 83 ve 85 şampiyonluklarında kaleyi korumuş biri olsa da o maç hep Yaşar Duran'ın yakasında kaldı. Ayrıca, Sarıyer, Malatya ve kariyerinin başında ve sonunda Gaziantepspor formalarını giydi. Tabii esprili kişiliği, o maç ve diğer milli takım maceralarını anlattığı program ve söyleşilerle bu meselenin uzaması ve renklenmesinde kendisinin de payı oldu. O iğneleyici sorulardan hiç gocunmadı, keyifle anlattı. 8-0'lık o maçta yer alan ve yine eski Fenerbahçeli Abdülkerim'in (o da esprili tavrıyla tanınır) bizde teknik direktörlük yapması da ayrı bir tesadüf.

G. Antep BB:1 - Adana Demirspor:0

Kazansak üçüncü sıraya yükseleceğimiz maçtan puan alamadık. Kötü oyunun sinyalleri geçen hafta Ordu karşısında verilmişti. Hafta içi de kötü giden Rize'ye karşı özellikle ikinci yarı kötü oynamıştık. Belki yorgunluk belki alt sıradaki takımlara karşı konsantrasyon eksikliği ama sahadaki oyun iki haftadır mutlu etmiyor bizi. Tıpkı geçen hafta bizim yaptığımız gibi maçın başında gelen golle idare etti Antep BB. İlk yarı Timur ve Mulenga ile pozisyon bulsak da sonuç gelmedi; ikinci yarı Oğuzhan ile hücuma hareketlilik getirmeye çalıştık ama olmadı. Pas yapamadık, uzun paslar hep başarısız oldu. Ne Ali ne de Tayfur kapalı savunmayı açacak etkili orta yapabildiler. Ekstra bir oyuncu da çıkmayınca ikinci yarı taraftarı uyutan bir Demirspor izledik. Deplasmda yerini alan yaklaşık 1500 Demirsporlu evlerine üzgün döndü. Antep BB ilk kez kendi sahasında kazandı, belki ilk kez kendi sahalarıında seyirci açısından deplasman havası yaşadıkları içindir...

Sundance Film Festivali'nde Demirspor Rüzgarı

Bağımsız sinemanın en prestijli festivallerinden Sundance Film Festivali bu yıl yirmi dokuzuncu kez düzenlenecek. Dünyanın en önemli beş film festivalinden birisi olarak kabul edilen festivalde hangi filmlerin yarışacağı açıklandı. Senarist, yönetmen ve yapımcılığını Tolga Karaçelik'in üstlendiği "Sarmaşık" isimli film 12.700 başvurunun içinde yarışmaya dahil edilen on iki film arasında kendine yer buldu. Ülkemiz sineması adına mutluluk veren bir gelişme olmasının yanı sıra ajanslara düşen film kareleri bir Demirsporlu olarak heyecanlanmama yol açtı. Filmin başrol oyuncusu Nadir Sarıbacak'ın üzerinde Demirspor poları ve forması görmek oldukça şaşırtıcıydı. Bu sahnelerin filmde kullanılıp kullanılmadığını bilemiyorum elbette. Şu haliyle bile, Demirspor formasının kıtalar arası bir müsabakaya çıkması çok keyifli geliyor. Umarım film ödülle geri döner. Yarışma 22 ocak - 1 şubat arasında gerçekleştirilecek. Bu arada Nadir Sarıbacak 2009'da Altın Koza'da "

Mavi Lacivert Yaşamak - 10

Göktuğ pası tekrar Ankara'ya şişiriyor. Bu sefer top tayfanın en sakallı simasında. Okan Akdoğan, mavi lacivert anılarını paylaşıyor bizlerle... "İnanılmaz derecede güzel gelen pası rahatça kontrol edip rakip kaleye doğru ilerliyorum... Ben de sizlere lise yıllarında yaşadığım ve unutamadığım bir anımı anlatmak istiyorum. 2008 Mayıs'ının sonu, 30'uydu. Demirsporumuz play-off'ta finale kalmıştı. Ve bu sene hiç olmadığı kadar çok inancımız vardı. Babası Kurttepe Anadolu Lisesi'nin müdürü (fazla disiplinli) olan arkadaşım İlter bize ders çalışma bahanesiyle gelmişti. Daha sonra biz dolmuşa atlayıp Konya'nın yolunu tuttuk. Marşlar söyleyerekten Konya'ya vardık ve Konyaspor taraftarlarının da desteğiyle stadı doldurduk... Her şey tamamdı. Seyirci yine 10 numara. Stad, zemin, hava, inanç hepsi çok iyiydi. Maç başlamadan tezahüratlar başladı ve susmak bilmeden boğazımız şişesiye devam etti. Lakin gol gelmiyor ve gittikçe sevinç yerine gerginlik çöküyordu

Mavi Lacivert Yaşamak - 9

Göktuğ, Ankara Tayfası'nın harcını karanlardan, tayfayı ayaklandıranlardan, sesimizin gür çıkmasında payı en çok olanlardan... "Mavi Lacivert Yaşamak" serisinde sırada onun sözleri var. "Geyik1940'a pası için teşekkür mü etsem kızsam mı bilemedim. Yazmayı pek sevmem, beceremem... Benim mavi-lacivert serüvenim süper ligde olduğumuz 94-95 sezonunda kendi evimizde oynadığımız ve mağlup olduğumuz Kayserispor maçı ile başladı. Serüven başlarken işler fena değildi ama sonraki yıllar pek öyle olmadı. Her sezon sonu düşülen ligler, şehir takımlarından ilçe takımlarına geçiş vs. Geçen her yıl, her başarısızlık sevgimi biraz daha büyüttü. İnsan sevdiğinden uzak kalınca daha çok bağlanır ya Ankara yıllarında bağlılık-bağımlılık daha da arttı. Elbette bu artışta tayfanın varlığı etkili oldu.  Acısı, tatlısı, başarısı, başarısızlığı, Demirspor'a dair bugüne kadar yaşadığım her an bana iyi ki yaşamışım dedirtti. Geçen yıllara ait çok anımız oldu, yazması zor anlatma

Antep BB'ye Karşı

2005'te bizim gruptan çıktıktan sonra uzun yıllardır bu ligte mücadele ediyor Antep BB ve Süper Lig'in kapısına kadar da gelmişlerdi play-offlarda. Bu sezon özellikle kendi sahasında kötü olan bir rakibe karşı mücadele edeceğiz. Aslında kadro kötü değil, AKP'nin iddialı bir adayla kazandığı belediyenin desteğine rağmen durumları kötü. Kalelerinde, 2008'te Adanaspor maçındaki müthiş içeri alışıyla gönlümüzde ayrı (!)  bir yeri olan İlker Avcıbay var, tıpkı iki yıl önce Ramazan'ı üzdüğümüz gibi onu da üzelim bu kez! Gökay İravul ve Özgür Öcal gibi eski oyuncularımız da Antep BB'de. Geçen iki sezondaki 4 maçta 3 galibiyetimiz var. İşi ciddi tutarsak, Urfa maçındaki gibi tribün desteğiyle 3 puanı alırız.

ZTK: Rizespor:2-Adana Demirspor:1

Kupada gruplardaki ilk maçımızda yersiz bir golle yenildik, 1 puan alabilirdik. Her iki yarıda net goller kaçırdık. Birbiriyle oynamaya pek alışık olmayan, sezon başından beri çok şans bulmayan oyuncularla sahadaydık. İki takım arasında lig farkı yok gibiydi, biraz daha asılsak maçı alabilirdik ama kişisel hatalar çok belirleyici oldu.

Mavi Lacivert Yaşamak - 8

Pası Adana'ya kadar uzatmıştım, Meral ve Fırat'a doğru. Meral bir adım öne çıkıp topu istop ediyor. Şimdi hamle sırası onda... "Fırat Ateş'i geride bırakarak pası aldım Mustafa Uçar. Demirsporla ilgili anılarımı düşündüğümde, 'hep, hüzün, acı ve keder' çıktı karşıma... Şampiyon olduğumuzda bile, nasıl sevineceğimizi unutmuştuk sanki. Zaten bestelerimizin çok büyük bir kısmı da, mağlubiyetler üzerine değil miydi! Adana Demirspor bizleri çok kez üzmüştür, ağlatmıştır ama bana hayatımdaki en büyük mutluluklardan birini vermiştir. Hayat arkadaşımı Demirspor sayesinde tanıdım... Düğünümüzün ertesi günü Demirspor-Sakaryaspor maçına gidişimiz, stada giriş kuyruğunda yerel bir TV kanalının gelip bizimle ropörtaj yapması, bir gün önce düğünümüz olduğunu öğrenmesinden sonra röportajın 'En Güzel Balayı' başlığıyla nete düşmesi, şu anda bile beni gülümseten bir anımızdır. Maç sonucunu merak eden, ilk paragrafı yeniden okuyabilir;) der, Sayın Umu

Mavi Lacivert Yaşamak - 7

Merve’nin pası “al da at cinsinden” bir pas. Teşekkür ediyorum ve bu pası zevkle alıyorum… Takım, sportif başarı olarak ortada yoksa, gazetelerin spor sayfalarında 20 yıldır ancak nohut kadar bir yer işgal ediyorsa burada şu an ne yapıyoruz? Geri yazmayacağına emin olduğumuz bir sevgiliye mektuplar yazıyoruz. Yazdığımız mektupları birbirimize okuyoruz, gülümsüyoruz. Okuyup birbirimizin omzuna dokunuyoruz; “ne güzel yazmışsın”… Bir duygu ağı kurmuşuz arkadaşlar, büyüyen, büyümeye niyeti ve azmi olan bir ağ. Merkezinde “aldatmayan tek sevdam” dediğimiz mavi alevden bir çekirdek. Ne mutlu bana, böyle insanlar var etrafımda. Ne mutlu sizlere, yıl olmuş 2014,hala sevdiğine mektup yazan antika çocuklarsınız. Üstelik müzmin romantik arkadaşlarsınız, ilaçlarınızı düzenli olarak alsanız da iyileşmeyecek türden ince bir hastalığınız var. Geçmiş olsun… -o- Adana Demirspor, hayatımın en zor günlerinden birisinin sebeplerinden birisi olmuştu. 2004 sonu veya 2005 başıydı. Yavuz ile birl

Adana Demirspor:1-Orduspor:0

Ünal Karaman maç öncesi en zor maçımız olacak diye açıklama yapmıştı, gerçekten de zorlandık. Yine en alt sıradaki takıma puan mı kaptıracağız diye korktuk. Halbuki maça golle başladık. Mulenga 5 haftadır golsüz geçmiyor. Bu rahatlık yine bize fazla geldi, hem ilk yarıda hem ikinci yarıda net goller kaçırdık, böyle olunca rakibin direnci arttı. İkinci yarı 10 kişi oynamalarına rağmen farkı açamadık. Son dakikada direkten dönen topta, geçen haftaki gibi şans bizden yanaydı. Bu maç, kazansak bile bence iyi bir uyarı olmalı. Mücadele etmeden, puan almak zor. Ünal hoca gereken uyarıları yapar eminim. Geçen haftaki kadroyla sahadaydık, yine Timur ve Oğuzhan'ın bindirmeleri ile gol aradık. Mesut ortasaha savunmasını güçlendirse de kritik yerde oynadığı için kaptırdığı toplar rakibe atak fırsatı verdi. Savunmamız da Attamahsız daha iyi gibi. Takımda işleyiş oturunca, f8rmayı kaptiran isimler yeniden kazanamıyor, Beykan ve Alaattin de aynı şekilde dışarıda kaldı. Kazanan  Bu kadronun kaz

Orduspor'un Durumu

Geçen sezonun 10. haftasında lider olan Orduspor, bu sezon ligin dibinde. Bu ligte işlerin çok çabuk altüst olacağının en yakın kanıtı; bize vermesi gereken mesaj, hemen yükselmek değil istikrarlı ve dengeli gitmek önemli. Geçen sene dipte olan K.Maraş bu yıl 2.ligte de dibe inmiş durumda ya da hızlı bir yükselişle Süper Lig'e çıkan Balıkesir'in durumu da ortada. İyi gidiyoruz zannedilen dönemlerle dibi görmek arasında sadece bir kaç ay olabiliyor. O yüzden ne yaptığını bilen yönetimler bizim için oldukça önemli. Geçen sezon K.Maraş'a kötü günlerinde derman olmamıştık, bu yıl da Orduspor'a sahada moral vermeyelim. Demirspor taraftarı böyle maçlarda daha karamsar olur, çünkü geçmişte kötü deneyimlerimiz var. 2007'deki Uşak maçı, bunun en kör göze parmak haliydi belki de. Teknik ekibimizin ve futbolcularımızın, Urfa maçındaki azimden vazgeçmeyeceklerine, rakibi küçümsemeyeceklerine inanıyoruz. Bu tür takımlar belki sezon boyu bir iki takımın canını yakıp yine gerile

Açıklamalar

Geçen hafta bizim de önemsediğimiz ve bahsi geçen konular hakkında bilgilendirme bekliyoruz dediğimiz Teknik Direktör Ünal Karaman'ın açıklamalarına önce Başkan'dan sonra da Şimşekler Grubu'ndan ses geldi. Başkan Selahattin Aydoğdu, Yüksel Evsen'in programın açıklamalarda bulundu; genel olarak işlerin yolunda gittiğine dair bir imaj çizdi. Teknik ekibin uyum içinde olduğunu söyledi. Grubun açıklaması ise daha sert; yerel basına yine eski uyarıyı yaptılar, "şerefinizle yazın" dediler. Açıklamada, "Amaç Hocamızla Yönetimi karşı karşıya getirmek, arasını açmak ve çok önemli Urfa maçı öncesinde futbolcuların kafasını karıştırıp motivesini bozmaktı.. Aynı zamanda biz Demirspor Taraftarlarının da aklını bulandırmak istiyorlardı.. Ama Urfa'da Futbolcularımızın ortaya koyduğu güzel futbol ve taraftarın mükemmel desteği sonrasında gelen galibiyet onlara tokat gibi bir cevap oldu." deniliyor. Adana'da işlerin karıştırmak için bekleyen hazır grupların

Mavi Lacivert Yaşamak - 6

Merve de sağolsun, Yavuz'dan gelen pası kontrol edip topu sürmeye başlıyor. Çok da iyi ediyor. Söz sırası onda... "Günaydın, iki gündür o pas bana gelmesin diye takip ediyordum, geldi, neden diye sorarsanız ne benim “mavi lacivert yaşamak” serisinde yazan arkadaşlar kadar tutkulu ve duygusal hissetmemem ve o kadar deplasman hatıramın olmaması. Benim çok küçükken bir aşkım vardı, daha sonra büyüdüm, ortaokul ya da lise yılları, ilk zamanını hatırlamam ama yavaş yavaş Demirspor’u tanımaya başladım. Futbolu ve hatta sporun her dalını seyretmeyi seven ben için tabi ki şehrimin takımlarını bilmek ve birini desteklemek önemliydi, çünkü Türkiye’de de bu eksik yapılan bir şeydi. Velhasıl, taraftarı, misyonu, renkleri, duruşu ve belki biraz da cefakarlığı nedeniyle Demirspor beni kendine çekmişti. Dolayısıyla mantığımın beni yönlendirdiği ikinci aşkım olmuştu. Bana gelirsek dedim ya yeterince duygusal değilim diye, benim tek çok duygulandığım, çok kızdığım, çok heyecanlandığım zama

Mavi Lacivert Yaşamak - 5

Sevgili Yavuz, facebook serimizin kendi ayağını buraya eklememiş. Olsun, bir ekleyen bulunur elbet. Yazılar arasındaki geçiş bütünlüğünü sağlamak adına keyifli yazısını ben ekliyorum. Bahsettiği hatıraları da iyi ki yaşamışız diyorum! "Teşekkürler Yaşar, o kadar çok anı var ki neresinden tutsak, ne anlatsak eksik kalır.  Yaşar'ın da olduğu, trenle gidilen GOP deplasmanı, hele ki dönüş yolu unutulmaz. Çanakkale'de otelin önüne doğru topçuların bizi görüp kaçması, Kırıkkale'de başkanın "bizi burada da mı buldunuz" demesi, Tokat'tan dönerken radyoya bağlanmamız... Ankara'da Nefes geceleri, AKE buluşmaları, bizim takımın dertleri yetmezmiş gibi Ankara Demirspor yönetimiyle buluşup onlara bir rapor vermemiz... İtalya'da millet içip dağıtırken bizim yarın maç var diye erkenden yatmamız!  Onca anımız var, hadi burada benim için en garip olanı, hüngür ağladığım maçı da hatırlatayım. Antalyada Mardan Stadı'nda playofflarda Malatya'ya son daki

Konuk Yazar: Bilal Nur

Bilal Nur arkadaşımız ( @BilalNur_ ) Urfa deplasmanından izlenimlerini bizimle paylaştı, teşekkür ediyoruz kendisine: "Şanlıurfa ile oynadığımız tüm sonuçlar bize hep ters gelmiştir. Adana'ya yakın olmasından ve Şanlıurfa’da yaşayan dostlarımdan dolayı şehre maçtan 2 gün önce geldim dolayısıyla şehri gezip maç hakkında konuştum. Belediye başkanlarından yapılan Şanlıurfaspor bayrakları, afişleri şehre büyük bir renk katmıştı. Halk artık başarıya aç olduklarından büyük bir kenetlenme vardı Urfa’da. Nereye gitsem üstümdeki Demirspor montundan dolayı ilgi gördük hatta maça gitmek için çarşıdan bindiğim otobüste bir dayı’ korkma burada size bir şey yapmazlar seviyoruz sizi’ demeleriydi. Maç günü erkenden stadyum ve çevresindeydim çok sayıda özel araç ve otobüsler gelmeye başlamıştı. Passolig rezaleti yüzünden turnikede oluşan bir hata nedeniyle taraftarlar  13.05’de stadyuma alınmaya başladı.Tabii öncesinde yaşanan gerginlik stad müdürünün açıklamasından dolayı biraz da o

Rostand Göründü

Siyah forvetlerimizden bahsetmişken, geçen sezon 9'u ligte 1'i kupada 10 golle takıma katkı sunan, sezon başında bizi kahretse de sonrada açılan Rostand'ın bu sezon ilk maçına çıktığını da duyuralım. Belçika'nın Lierse takımına transfer olan Rostand, takımında henüz kadroya girememişti. Belçika Pro Lig'te son sırada olan Lierse'in bu hafta oynadığı Mouscron-Peruwelz maçında ilk kez kadroya girip, ilk 11'de sahaya çıkan ve 90 dakika sahada kalan Rostand, bakalım takımının kötü gidişine çare olacak mı?

Mulenga Kendi Zirvesinde

Utrecht'ten transferimiz Jacob Mulenga, kariyerinin en iyi sezon başlangıcını yaptı. 9 haftada 6 gol atan siyahi forvetimiz, son 4 maçı da boş geçmeyerek, ilk kez üst üste 4 gol atmış oldu. Geçen sezon ligte toplam 10 maça çıkan ve 6 gol atan Mulenga, şimdiden gören sezonu yakalamış durumda. 2012-13 sezonunda ise Avrupa Ligi maçları dahil 14 gol atmıştı. Eğer bu sezon kendisinden beklentimiz olan 15 gole ulaşırsa sezon sonunda kendi zirvesine de ulaşmış olacak.

Fofo Ruhu Yaşıyor

Niğde Üniversiteli Adana Demirsporlular, hafta sonu oynanan Niğde bld-Zonguldakspor maçında önce Zonguldaksporlu futbolcuları otelde ziyaret etti, ardından deplasmana gelen taraftarları statta karşıladılar. Hazırladıkları Fofo Ruhu pankartıyla statta yerlerini alan ÜniNiğde Tayfası, facebook gruplarından da muharremgulergin.blogspot.com bloguna link vererek bu konuda üniversiteli gençleri bilgilendiriyor.

Ş.Urfaspor:2-Adana Demirspor:3

Müthiş bir deplasman galibiyeti, 9 haftada 4gol yemiş takıma 3 gol attık kendi sahalarında. 2-0'dan sonra takımın geri çekilmesi, gereksiz paniğimizle maç riske girmişti. Rakibin iki topu direkten döndü. Bu şans anlarını lehimize çevirmeyi bildik. İyi oynadığımız anlarda önde baskı yaptık, kaybettiğimiz toplara hemen müdahale ettik. Timur'un sağdan getirdiği toplarla etkili olduk. İlk golde Cumali'nin güzel pasını, bir kaç dakika önce benzer pozisyonu değerlendiremeyen, Timur iyi değerlendirdi. Mulenga yine golünü attı, kendi yarattığı ve bu sezonki ilk penaltımızla. Sezon başı onun için koyduğum 15 gol barajına ulaşacak gibi görünüyor. Baskı yediğimiz anlarda Ünal Hoca takıma geç müdahale etti. Ortasaha savunmamız düşmüştü ve yeni bir isim gerekiyordu. O anlarda Timur, Mulenga, Oğuzhan gibi savunma yapmayan oyuncular sahadaydı ama o Hüseyin'i almayı tercih etti. Oğuzhan bugün topla çok oynadı, top ayağına yakışsa da zamanında vermediği paslarla saç baş yoldurdu. Yi

Urfa Bizi Zorluyor

Şanlıurfaspor'la son yıllarda oynadığımız maçlar hep sıkıntılıydı. Hele ki 2006-07 sezonunda, Çapanoğlu idaresinde şampiyonluk yolumuza taş koymuşlardı. O sene Urfa'daki maçlar hep sorun olmuştu, ilkbdeplasmanda 5 kırmızı kart gördüğümüz maç, sonra da şampiyonluğa giderken yine kırmızların konuştuğu 2-2lik maçlar... 2 sezondur 1.ligteki 4 maçta da henüz tek galibiyetimiz var. Bu hafta da kritik bir maç oynuyoruz, bu sezon kestiğimiz hesaplara bir yenisini daha ekleyelim.

Mavi-Lacivert Yaşamak - 4

Yaşar Coşan kardeşim çok içten yazmış, arkadaşını sevmenin önüne geçmiş Demirspor'u sevmek. Oysa arkadaşın zor gününde yanındadır Yaşar kardeşim, Demirspor senin zor gününü zorlaştırmada çok maharetlidir. Arkadaşın sana yanlış yaparsa yollarını ayırırsın, Demirspor yanlış yaparsa yapacak hiçbir şeyin yoktur. Kabullenirsin. Arkadaşın sana hediye falan alabilir, ne bileyim yemek ısmarlar, Demirspor hep kesene zarar :) Arkadaşının tavırlarını eleştirirsin kendine çeki düzen verir, Demirspor'u eleştirirsin, değişmez sinir hastası olursun. Ya işte böyle Yaşar kardeşim, işte hep bu nedenlerle arkadaşını değil Demirspor'u seçersin. Eline sağlık.  "Neyin kafası arkadaş bu? :) Sabah 6 gurbetin gurbetindesin, telefon titrer aniden uyanırsın, pası aldım sisli bir Eskişehir sabahı uyuman lazım, yoğun bir gün seni bekler, ama gülümsersin kalk heyecanla yaz şu yazıyı diye dürter seni Demirspor sevgisi...  Gurbette farklıdır Demirspor'u yaşamak, iple çekersin yapabilece

Mavi-Lacivert Yaşamak -3

Nuh'un attığı pası Oğuzhan değerlendirdi. Nasıl mı, aşağıda. "Nuh Abi'nin pasını ayağımdan aşmama rağmen kontrol ediyorum. Onur Abi'nin dediği gibi Demirspor hayatımızın her anında zaten. Bu konuda minik bir anımı paylaşayım. Çocukken etrafımda beni Demirsporlu yapacak büyüklerim olmadığı için Demirspor sevgisiyle yatılı okuduğum lise yıllarımın başlarında tanıştım... 5 Ocak Stadı'nda ilk kez lise 2.sınıfta iken bulundum. Hal böyleyken ilk ciddi (Ankara dışı) deplasmanım da üniversite 1.sınıfta nasip oldu. Kocaelispor'la oynayacaktık. Orda okuyan bir arkadaşım vardı. O zamanlar uslu bir çocuktum ve yola çıkıyorum n'olur n'olmaz diye aileme İzmit'e lise arkadaşımın yanına gittiğimi söyledim. Kocaeli'ye vardım ve arkadaşla buluşup stada geçtik.  Rakip Kocaelispor kötü günler geçiriyor ve yanlış olmasın ama 23 haftadır kazanamıyordu. Maçın sonucu düşenin dostu Demirspor'umuz 1 yıldır kazanamayan Kocaelispor'a kaybetti. Halen de öyle,

Karaman'ın Açıklamaları

Ünal Karaman'ın açıklamaları camia içinde sorunların olduğunu gösteriyor:  http://www.5ocaknews.com/haberler/spor/bu-anlayis-devam-ederse.html Bu sözler kulüp kulislerine yakın olanlar için şaşırtıcı olmayabilir ancak tribündeki taraftar için yeni ve önemli. Ünal Karaman, antreman sahasındaki zemin sorunlarından, antremanların izlenebilmesine, kulüpteki para sıkıntısından eski yönetim anlayışında bir şeyin değişmediğine kadar oldukça kapsamlı eleştirilerde bulunmuş. Bütün bunları söylerken, "biz yine de bunlara rağmen mücadele edeceğiz" demeyi eksik etmiyor. En azından bu detay önemli. Çünkü Demirspor önceki yıllarda şampiyon olduğunda ya da play-off oynarken de çoğu zaman yönetimlerin hatalarına rağmen ya hocasının ya da bir kaç oyuncusunun onurlu duruşu ve azmiyle ilerliyordu. Karaman, bu konuları muhakkak yönetimle de paylaşıyordur. Belki bu paylaşımlarından bir sonuç almayınca kamuoyuyla ve basınla paylaşma gereği duymuş olabilir. Yönetimden beklentimiz her zaman

Burs Ödemeleri Başladı

Bu sene havuzumuzda aylık 600 TL birikti. Aldığımız taahhütler bu yönde. Bu kapsamda 6 kardeşimize ayda 100'er TL burs verebilmeyi ümit ediyoruz. İlk ödemeleri gerçekleştirdik. İnşallah alnımızın akıyla bu sene de organizasyonumuzu tamamlarız. Bu sene geçen seneden burs alan bir kardeşimizin Adana'ya dönmesi nedeni ile kendisini havuzdan çıkardık ve yerine üç yeni kardeşimizi dahil ederek altı kişiye destek olabilecek seviyeye geldik. Bu süreçte muhtelif organizasyonlar yaptık ve yaptığımız duyurular ile katkı koyacağımız arkadaşları tanımaya ve gerçekten ihtiyacı olduğuna inandığımız, kendisini tanıdığımız, bildiğimiz kardeşlerimize destek olmaya çaba gösterdik.  Geçen seneden farklı olarak bu sene üzülerek birçok arkadaşımıza destek veremedik. Gönül isterdi ki; bize başvuran her kardeşimiz bu havuzdan istifade etsin. Ancak maddi imkanlarımız buna elvermedi. İnşallah dağıtımı yaparken hakkaniyetsizlik yapmamışızdır.  Yüz akımız olan bu organizasyonu hayata geçirm

Mavi-Lacivert Yaşamak-2

Pası Nuh TAŞ kardeşime atmıştım. İyi değerlendirdi ve diklemesine hücuma kalktı. Yazı dizimizde ikinci bölüm aşağıdadır. "Onur abinin pasını karşılıyorum, pası tayfadaşlardan birine vermeden önce golü kim atacak merakla bekliyorum. Onur abi gibi marşlar söylerek uyuttuğumuz, bize mavi-lacivert renkler sunacak çekirdek aile durumumuz olmasa da, evin içerisinde, sokakta, yolda, otobüste işte marşlar mırıldandığımız, ADS ADS ADS diye zıp zıp zıpladığımız anlarımız oluyor. Hele ki deplasman kovalamıyorsak –Gurbetteyik ki bize her yer deplasman- televizyon karşısında koltuklara çöreklenip karşılıklı tek kişilik dev tribün olduğumuz saatler. Gün içerisinde durumlar böyle, lakin şimdi size en mavi-lacivert olayımı anlatayım: Hayatın akışından koptuğunuz anlar olmuştur. Çevrede olan biten her şeyden bihaber olduğumuz günler. Ama benim haftalar sürmüştü. 2012/2013 sezonu. Play-off sezonlarımızdan biri. Tam üç hafta değişen gökyüzünden başka bir şey görmüyorum. Soğuk, sisl

Mavi-Lacivert Yaşamak

Baktık ki Demirspor'un bu hafta maçı yok, hemen özledik, hemen duygulandık, başladık yazmaya. Bizim için olağan elbet Mavi-Lacivert yaşamak, hayatımızın ta kendisi de ondan. Çoğu zaman hiç fark etmeksizin. İstedik ki; hayatımıza işlemiş ADS'yi küçük küçük paylaşalım. Böylece bir kaç satır karaladım ve bir arkadaşa sıramı verdim. Artık o kimi davet ederse dedim ve ortaya güzel şeyler çıkmaya başladı. Kendimden başlıyorum. ... ... ... ... "İki çocuk babasıyım malum. İki numara henüz bir aylık. Uykusu bir gün iyi bir gün kötü. O uyuyunca sen de uyuyorsun o gazını yapamazsa sana uyku haram. Yine azap gecelerinden birini yaşamışım, belimde ağrılar, çocuk pişpişlemekten kolum tutmuyor. Halsizlikte dip nokta denen bir yer varsa oradayım. Anne elinden geleni yapmış, sıpa uyumuyor. Tam bittim dediğim yerde alıyorum bebeğimi kucağıma ve bir mırıldanma başlıyor. Gönül sızım yürek yaram... Mırıldanma artıyor, canlanıyorum, halsizlik kayboluyor. Sonsuza uzanır gibi coşkun

Sizin Milli Takımınız, Bizim Demirsporumuz

Futbolumuzun dönüştüğü kocaman pislik, Milli Takım'da vücut buluyor. Milli Takım hepimizin ortak noktası,  asgari müstereği olması gerekirken sadece İstanbul'un, oradaki dertlerin ve kavgaların görünür olduğu bir yer çünkü. Bizim takımımız değil. Kendi yarattıkları kahramanların, düşmanların, pis ilişkiler ağının ortasında takılıp kalıyoruz. Onların kavgasını izlerken biz takımımızdan uzak kalıyoruz. Futbolcuyu, oyunu, tribünü mekanikleştirenler yüzünden biz kendi yarattığımız duygulara, renklere ve neşeye mahrum bırakılıyoruz. Bizim milli takımımız Demirspor; sizden kaçtığımız, kendimize sığındığımız kurtarılmış mavi-lacivert alanımız.

Devrenin Ortasında

Devrenin ortasında, başaltı durumundayız. Geçen sezonun bu haftasına göre 4 puan daha fazla topladık. Gelecek hafta sonu Urfa ile oynayacağımız maç yukarıdan kopmamak adına önemli. Arada 4 puanlık bir açık var. Ünal Karaman,  kalan 8 maçta 14 puan hedeflediklerini söylemiş. Bence daha fazlası hedeflenmeli çünkü bu 8 maçın 5ini şu anda son 5 sıradaki takımlarla oynayacağız. Bu süreçte 17 puana kadar çıkılabilir, 1 yenilgi 2 beraberlik öngörüsüyle. Takım içi disiplini koruduğumuz ölçüde bu hedefe ulaşmak mümkün.

İstikrar Abidesi Yiğitcan

Bir futbolcunun sahiplenilmesi, benimsenmesi tabii ki sahadaki performansıyla ilgili. Hata yapsa bile candan oynayan, yüreğini koyan oyuncu her zaman sevilir. Ama Demirspor'da kadrolar sürekli alt üst olup istikrarlı oyuncular bulunamadığı iç.in tribünün sahipleneceği isim sayısı da çok az durumdaydı. Gerçi bu sayı 1. lig yıllarında biraz artıyor. Geçen sezonlarda Şener, Kerem Can, Erçağ gibi isimler zaman zaman performansları düşse de taraftarın sevdiği oyuncular olarak öne çıktı. Biz de onlar için ayrıca sevgi dolu yazılar yazdık, isimlerini öne çıkardık blogta. Bu yıl yine önemli ölçüde yenilenen kadroda, geçen yılki oyunculardan kalan en önemlisi Yiğitcan'dı. Geçen sene gösterdiği bu yol da koruyan Yiğitcan ilk 9 maçın tamamında ilk 11'deydi. Dahası takımın performansının düştüğü zamanlarda, tam anlamıyla tekmeye kafa uzatan oyuncu profiliyle dağılmaya başlayan takımda tek tutunacak dal oldu. Yiğitcan istikrarını önceki takımlarında da sürdürmüş. Bu haftaki raki

"Golcü" Tayfur

Hem kupa hem de lig maçında ağları havalandıran Tayfur Bingöl, Bandırma, Gençlerbirliği ve Hacettepe günlerinde de ağları sıkça havalandırmış. Geçen sezon Bandırma'da 37 maçın 33'ünde ilk 11 çıkan kanat oyuncumuz, bu maçlarda toplam 14 gol atmış. Bu gollerin dördünü bir maçta, Körfez FK karşısında atmış. 2012/13 sezonunda Gençlerbirliği formasıyla da 18 maçta 3 golü, 2011/12 sezonunda da Hacettepe formasıyla 31 maçta 5 golü var. Gençlerbirliği'nde U18 formasıyla bir sezonda 18 gol kadar çıkmış. Yeni futbolda sağ ve sol açıkların önemi ortadayken, Tayfur'un bu gol özelliğini geliştirmesini dileyelim, nazar değmesin!

76 Yıl

Adana Demirspor:2-Karşıyaka:1

Kabus gibi 4 haftanın ardından sonunda kazandık! Hem de mağlup duruma düştükten soran... Bunlar pek sık olan şeyler değil. Tayfur, 73. dakikada oyuna girip 80'de skoru belirledi. Hafta içindeki kupa maçından sonra bu maçta da golünü attı. Helal olsun sana! Sezon başından beri takımın en iyilerindendi zaten. Mulenga da 5. golünü atarak, istikrarını sürdürdü. Hemen altımızdaki takıma karşı alınmış 3 puan oldukça önemli.

Kupada Gruplar Belli Oldu

Kupa'da 2007-2008 sezonundan sonra ilk kez gruplara kalmıştık; kura çekimi sonrası F grubunda Beşiktaş, Rize ve Sarıyer'le eşleştik. Eski ve bildik takımlar olması, deplasman için iki kere İstanbul'a gidilecek olması kuranın iyi yanları. Çapraz grupta Fenerbahçe, Kayseri, Altınordu ve Bayburt var. Gruptan ilk iki çıkacak. Maçlar lig usulü, çift maç üzerinden olacak. İlk maç, 3 Aralık'ta Rize ile deplasmanda; ardından 17 Aralık'ta Sarıyer'le içeride, 24 Aralık'ta BJK ile dışarıda ve 31 Aralık'ta içeride; 28 Ocak'ta Rize ile içeride ve 4 Şubat'ta Sarıyer'le dışarıda oynayacağız. 8 ila 10 puan arası alabilirsek gruptan ikinci olarak çıkabiliriz diye düşünüyorum. Kupanın bu seneki sürpriz takımlarından Cizre ile hiç bir "büyük" takımın eşleşmemesi, Cizre'nin grubundaki takımların daha sakin tribünlere sahip olması da kuranın dikkat çekici ayrıntılarından...

Dayan, Yarına İnan!

Kan dökülen sokaklarda kurulan korku imparatorluğu, trilyonların akıtıldığı saraylarda yeni padişahlık denemeleriyle taçlanıyor. Sigara tüttürmek devrimci bir eyleme dönüşebiliyor. Futbolcular sokak ortasında etnik kimliği yüzünden linç ediliyor. Madenler, hala 19. yüzyılda; yolda yürümek ölmek için atılan ilk adım! Memleketin neresinden tutsak kopup dökülüyor; bir cinnet halinde herkes birbirine düşman. Birliktelik ve dayanışma artık gün geçtikçe zor hissedilen duygular. Daha iyi yarınlar için mücadele, bulunduğumuz alanlarda, elimizin değdiği her yerde, gündelik hayatın içinde başlar. Adım adım büyür, örgütlü mücadeleye dönüşür. Daha iyi yaşam için mücadeleye devam. Burada ve her yerde; tribünde ve sokakta; evde ve sahada. Takılıp tökezlediğimizde birbirimize daha çok ihtiyacımız var; yola devam etmek her geçen gün daha değerli hale geliyor. "Dayan, yarına inan diyoruz" onun için. Daha mavi yarınlar için... Foto: mavisimsekler.com

Adana Demirspor:2-Sandıklıspor:0

Türkiye Kupası'nda gruplara kaldık, 3. Lig temsilcisi Sandıklı'yı Timur ve Tayfur'un golleriyle yendik. Diğer maçlardaki skorlara bakıp alt liglerdeki takımların sürprizlerini görünce maç öncesinde çekiniyordum ancak oyuncularımız buna izin vermedi. Asıl 11imizden farklı bir kadroyla oynadık, maçı izlemediğim için yorum yapamayacağım ama kazanmak her zaman güzeldir. Bu maçtan 26200+40000 dolar yani 66200 dolar da TFF'den para alacağız. Bu önemli. Ayrıca gruplarda alınacak puanlardan gelir sağlayacağız. Tv yayınları ile ülke gündeminde yer almak ve adımızdan söz ettirmek için de iyi bir fırsat.  Kupa maçını önemseyip bu maça asılan oyuncularımıza teşekkür ederiz!

Lösemili Çocuklar Haftası

Demirsporlu futbolcuların Lösemili Çocuklar Haftası vesilesiyle yaptıkları hastane ziyaretinden fotoğraflar, kulübün resmi twitter adresinden (@ADSKulubu) paylaşıldı. Düşünenlere, uygulayanlara tebrikler! 4 haftadır (ve daha nice zamandır) kanser ettikleri taraftarlarınızın da kalbini bu hafta alınacak galibiyetle almaya ne dersiniz?