Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

#henüzölmedik

Sakaryaspor taraftarı twitter'da #henüzölmedik hashtag'iyle sesini yükseltiyor. Kulüp 2. lig'te dibe demir atmışken, kulüp yeniden kayyumluk oldu. Bir yerde taraftar direniyor ve sesini yükseltiyorsa oraya kulak kesilmek gerekir. Taraftarın gidişata teslim olup, boyun büktüğü, büyük başkanlardan medet umduğu durumları bizzat kendi kentimizdeki örneklerden biliyoruz. Ama Sakaryasporlular da, bizim gibi, bu böyle gitmez diyebiliyor. Biliyorum, Adana Demirspor tribünü ile Sakaryasporluların arası iyi değil. Halbuki kafa dengi, kalbi aynı yönde atan insanlar... Fikirlerden çok, birkaç gelip geçici maçın anısına takılıp kalmak bana akıl karı gelmiyor. Ben Sakaryaspor'u ve Tatangalar'ı önemsiyorum; duruşlarını beğeniyorum. Sakaryaspor'un da #henüzölmedik çığlığını destekliyorum.

Demirsporlu Arif Peçenek

Geçtiğimiz gün vefat eden Tavşanlı Linyitspor teknik direktörü Arif Peçenek, futbolu Adana Demirspor'da bırakmıştı. 10 sezon Ankaragücü'nün kalesini koruduktan sonra Adana Demirspor'a gelen Peçenek,  1994-95 sezonunda çoğunlukla yedek kalsa da, 3 maçta ilk 11'de çıkmıştı. Bu maçlarda ilk yarının son haftasında Altay'a da 3-2; ikinci yarının ilk haftalarında da Antalya'ya 2-1 ve Kayseri'ye 2-0 yenilmiştik. Arif Peçenek'e Allah'tan rahmet, sevenlerine ve futbol camiasına da başsağlığı dileriz.

Konuk Yazar: Mehmet Sonkor

Okuyucularımızdan Mehmet Sonkor'un gönderdiği demirgibiyiz@gmailo.com'a gönderdiği maili paylaşıyoruz. Mehmet Bey, takımda 'mali disiplin yok yalnızca oyuncuların disiplini var' derken, haklı bir noktaya temas ediyor. Altyapı ile ilgili tespitleri de gözden kaçmamalı: -- "Sizleri altyapıya verdiğiniz önemle tanıdım. Kimsenin altyapıdan bahsetmediği zamanlarda sizler bu futbolcuları isim isim herkese öğrettiniz. Benim de yeğenlerimde altyapıda oynadı birkaç yıl ne yazık ki hem yöneticiler hem oyuncuların hocaları bu oyunculara gereken önemi vermiyor. Aileler de kendi çocuklarını kulübe daha fazla paraya satma peşinde. "Dışarıdan gelene veriyorsunuz da bizim çocuğumuza niye vermiyorsunuz" mantığı hakim. Bu sözler ağır olabilir ama herkesle her ortamda tartışırım. İki taraflı hatalar yüzünden altyapıdan bugüne kadar tek bir oyuncu bile A takıma çıkaramadık. Siz bunu geçenlerde yazmıştınız, "takım altyapısına düşman" diye haklısınız. Bu sezon

Gündüz Maçları

TV yayınlarının baskısıyla maçlar akşam saatlerine kayınca, aslında bir gündüz eğlencesi olan futbolda gündüz maçları istisna halini aldı. Bizim kategoride iyi kötü güneş ışığı görmek mümkün yine de... Ancak TV baskısına karşı, bir de bizim memleketin sıcak havası eklenince gündüz maçlarını çoğunlukla deplasmanda oynuyoruz. Bu sezon 5 Ocak'ta sadece Samsun maçında gün ışığı vardı; yağmur bulutlarının izin verdiği ölçüde! 5 Ocak'taki ikinci gündüz maçımızı bu hafta Denizli ile oynuyoruz. Sonraki hafta deplasmandaki Konya maçı da gün ışığında. Bu sezon, deplasmanda Bolu (B),  Erciyes (M), Urfa (G), Buca (M), Tavşanlı (M), Göztepe (G)  maçlarını gündüz oynadık ve 7 puan topladık; bir puan da Samsun'dan, etti 8 (Gündüz oynanan kupa maçını da kaybettik). 21 puandan 8'ini alabilmişiz. Önümüzdeki iki hafta bu açığı kapatalım birazcık...

Demirsporlu Gözüyle Okumak - 4

Demirsporlu'nun hayatının içinde Demirspor oluyor. Okuduğunda, yazdığında, sevdiğinde, yediğinde, içtiğinde bir şekilde bir yerde oluyor Demirspor. Okuduğumuz kitapları sadece kitabın anlattığı şekilde değil, hayatımıza da yorarak algılıyoruz. Bir Demirsporlu da haliyle bu kitaplarda kendi yaşadıklarını, takımını da görüyor. Bu günkü yazıda Thomas More'un Utopia isimli kitabını okurken hissettiklerimi paylaşacağım. Kitap dünya klasiklerine girmiş, yazarı Thomas More da dünyanın unutulmayacakları arasına. Thomas More 1478-1535 yılları arasında yaşamış. Avrupa'da Karanlık Çağ'ın sonları diyebiliriz. Dönemine göre satır aralarında çok cüretkar ifadeleri var. Bir hayali ülke yaratmış. Mükemmel ülke. Bunu da ütopyası olarak adlandırmış. Ancak alıntılarımı Utopia'dan yapmayacağım. Sonrası daha ilginç. Kitabın bitiminde yazarın hayatı ile ilgili araştırmalar var. Sabahattin Eyüboğlu, Vedat Günyol, Mina Urgan hem kitabın dilimize çevrilmesine hem de araştırmalara imza atm

Juninho Kariyerinin Zirvesinde

Juninho için ayrı başlık açmamız, bizin hatamız. Lawal'ın gölgesinde kaldı bir süre ama onun gibi yamuk yapmadı bize! Bence bu adamın sadece bonservisinin değil kütüğünün Adana'ya getirilmesi lazım; hemen Kiremithane nüfusuna alalım arkadaşı. Jose Carlos Junior -Juninho-, bugün 11.golünü attı ve geçen seneki performasını çoktan aştı. Aslında Juninho Demirspor'da kariyerinin altın dönemini yaşıyor çünkü henüz sezon ortasında kendi gol rekorunu kırmak üzere. Son takımı Levski Sofya'da 15 maçta 6 gol atan Sambacı, bir önceki takımı Slavia Sofya'da ise bir sezonda en fazla 12 gol atmış... ( http://en.wikipedia.org/wiki/Jose_Carlos_Junior ) Juninho, hızıyla, isteğiyle ve oyuna olan konsantrasyonuyla bu sezonun en iyilerinden. Sempatik tavırları da cabası! Demirspor tarihinde, rengiyle olmasa da golleriyle ikinci Coulibaly olma yolunda ilerliyor! Lawallaşma eğilimine girmemesi, dileğiyle...

Ç.Rizespor: 1 - Adana Demirspor: 2

Bir Demirspor klasiği... Maç öncesi yazımda, umudumuzun bu tip favori olmadığı maçları almayı seven Demirspor-ruhunda olduğunu söylemiştim; öyle oldu. Futbolcular değişse bile bazı alışkanlıklar değişmiyor. Geçtiğimiz yıllarda haftalarca yenilmeyen Elazığ'ı 3 golle geçen, evinde yenilmeyen Bandırma'yı yenen Demirspor-ruhu, tüm iddiaları yatırdı yine! Hükümet destekli Rize'yi kendi evinde yendi. Maşın kadro sürprizi, Rıdvan'dı. 11'de görmeye alışık olmadığımız Rıdvan sağ bekte, Özgür ise sağ önde maça başladı. Maçın genelinde oyuna hakim olan bizdik. Ortasahada iyi kapandık ama topu hücuma iyi çıkaramadık. Yine de bir Luis-Juninho organizasyonunda golü bulduk. Junino'nun markaj altında olmasına rağmen cezasahası dışından şutu müthişti! Golden sonra Luis'le ikiyi bulma şansımız oldu ama Rize kalecisi başarılıydı. İlk devre sonunda artan Rize baskısı (bir topları direkten döndü), ikinci devre başında golü getirdi ama hemen ardından yine Luis'in kaptığı

Mustafa Denizli Demirspor'a Karşı

Mustafa Denizli, teknik direktör olarak Galatasaray, Kocaelispor ve Manisaspor'un ardından 4. takımla Adana Demirspor'a rakip olacak. Denizli teknik direktörlüğünün ilk dönemlerinde, eski adı 1. Lig olan Süper Lig'te, 1987-88, 1988-89 ve 1991-92 sezonlarında Galatasaray'ın başında Demirspor maçlarına çıktı. (Bu maçlarda sadece 1 beraberliğimiz, 5 yenilgimiz var). Ardından 1994-95 sezonunda, 1.lig'teki son sezonumuzda, Kocaelispor'un hocası olarak karşımıza çıktı. (Her iki maç da 1-1 bitmiş; o sezon topladığımız az puanların ikisi Denizli'den). Eski adı 2. lig A kategorisi olan şimdinin 1. Ligi'nde ise, Manisaspor'un hocası olarak 2003-04 sezonunda Demirspor maçları yaşadı.  2A'dan düştüğümüz o sezonki ilk maçta deplasmanda galibiyetimiz (2-1; sanırım anavarza Sezcan o maçtaydı) var ama düşme potasına yerleştiğimiz ikinci maçta Adana'da mağlup olmuştuk (2-5; o sezon 2A'yı Digitürk veriyordu; Mustafa ile tv başında skor beklediğimizi

Rize Maçı Öncesi

Rize maçı öncesi yine eksik bir kadro ve kimsenin olmadığı bir yedek kulübesiyle başbaşayız. Karşımızda ise teknik direktör değişikliği ve yeni transferlerle havaya girmiş, geçen hafta farklı kazanmış bir rakip var. Aslında bu tip tezat durumları Demirspor sever. Yukarıya oynayan takımlara çelme "çakmayı", aynı durumdayken aşağıdakileri sevindirmeyi bir alışkanlık edinmiştir. Umudumuz yine bu romantik, belirsiz, geçmişten gelen hissi duygular... Gerçekte ise, imza attırdığı bir oyuncuyu diğer yabancısı gönderemediği için kadroya alamayan bir yönetim zihniyeti var. Teknik ekibin de, bugüne kadar yedekteki oyuncuları bir türlü hazırlayamaması ve herkesin aynı ortalamada devam etmesi... TFF zorunlu kıldığı altyapıdan alınan oyuncular, sadece göstermelik. Erçağ'ın yokluğunda takımı ileri taşıyabilecek oyuncu eksikliğini yine hissedeceğiz. (İrfan, Emre Hasan bu yoklukta gönderilecek futbolcular mıydı?) Erman'ın geçen haftaki tutukluğunu atmasını, Özgür'ün allah r

20. Yıl

Uğur Mumcu'nun öldürülüşünün 20. yılı... Ne yazık ki ne katiller var ortada ne de sorumlular hesap verdi. Biz ölümler ardından yas tutmaya devam ediyoruz. Devletin gizli oyunlarını ya da devletle oynayanların gölgelerini izlemekten ve sorgulamaktan usandık. Ama "onlar", her kimlerse, işlerini iyi yapıyorlar ve bizi söyletmeye devam ediyorlar. Uğur Mumcu'nun kızı Özge Mumcu'nun yazısı okunmaya değer:  http://t24.com.tr/yazi/bellegimde-mezar-taslari/6144

Kadroda Değişiklikler

Sezon başı kadro, ilk 5 hafta sonrasında şekillenmişti. O 5 haftada kaybettiğimiz puanlara yandığımızla kalmıştık... Görünen o ki ikinci devre de aynı filmi izleyeceğiz.  Kadroda değişiklikler olası: Gökhan Kaba ve Murat Kalkan ile de yollar ayrılıyormuş. 1 aylık kamp döneminde ne yapıldı? Şimdi gelen oyuncuların alışma dönemini mi bekleyeceğiz? Plansız programsızlığın daniskası! Benim anlamadığım sabah bir sitede "M.Kalkan devre arası Konya'nın teklifini kabul etmedi, Demirspor'da kalmayı tercih etti" haberini okuyup, öğleden sonra "gitti gidiyor" haberini okumak... Bu nasıl habercilik? Keza, başka bir futbolcunun gittiğini ve hemen yerine yenisinin alındığını öğreniyoruz. Demek ki yerel basın gelişmeleri ancak kulüp kapısının önünden alabiliyor; daha öteye gitmeye gücü yetmiyor. Forvet sıkıntısı varken G.Kaba'nın gidişi kötü; Murat Kalkan ise sezon başı Osman Özdemir torpillisi olarak ilk 11'de yer buluyordu ve takımın en zayıf halkasıydı.

GS Üniversitesi Yangını

Dün gece Galatasaray Üniversitesi'nin tarihi binası yandı. Son dönemde o kadar çok olmaya başladı ki tarihi bina yangınları; artık sıradan olay haline geliyor. Bu ve benzeri yangınların klasik ihmal nedenleriyle olduğunu düşünmüyorum. Değerli arazileriyle bu estetik binalar, yerine daha çok rant dağıtacak yeni ucube binalara bırakmaya zorlanıyor. Nedense elektrik kabloları, hatları hep bizim ülkenin tarihi binalarını yok ediyor. Siz başka ülkelerden bu tip haberleri duyuyor musunuz? Ya da yüce ecdadımızın fetihleriyle övünen cümleleri, neden ecdadımızın estetik işlerini kaybederken göremiyoruz? Memlekette korumamız gereken değerlerin listesi bu kadar farklılık gösterdikçe, ortak bir dil tutturmamız zor görünüyor.

Patriotlar!

NATO'nun "vatansever" (patriot) füzeleri cennet vatanımıza teşrif ediyor! Füzelerin başında duracak yabancı askerler de onlarla birlikte, bizi daha iyi korumak için geliyorlar. Savunma amaçlıymış... Bir silahın, bombanın ne zaman savunma yaptığı görülmüş. 11 Eylül'den bu yana "en iyi savunma, saldırıdır" düşüncesine geçilmedi mi? Bizi savunmak için gelen onların vatanseverleri, gerçekten kimi koruyacak, kime saldıracak? Partirotların Adana'da konuşlanması, memleket için büyük bir ayıp.

Lawal Hikayesi

8 Ocak'ta yazmıştım; Lawal çeşitli sitelerde İstanbul BB'in kadrosunda görünüyor diye. Ardından "Lawal satıldı mı" haberleri çıkmış ve Başkan da "hayır satmadık" demişti. Bugün gelen haberlere göre 700 bin euro'ya satılmış. Başka bir takıma gitse, yanlışlık olmuş, diyeceğim ama takım aynı takım, para aynı para (hadi 100 bin fazla diyelim!). Yönetim, internete giren herkesin bildiği bu olayı, Adana'dan saklamak için elinden geleni yaptı. Tabii ki mızrak çuvala sığmadı. Bu durum hem yönetimin açıklamalarına güven olmayacağını, hem de transfer işini bilmediklerini birkez daha ortaya koydu. Lawal'ın satılmasını istemiyordum ancak devre arasındaki gelişmeler bunun mümkün olmayacağını ortaya koydu. Takıma zarar verecek birinin kalması daha kötü olurdu. Belli ki İBB çoktan futbolcuyu bağlamıştı; bizim yönetim biraz daha para koparır mıyız derdindeydi; başaramadılar. Yanlışlıkla başardıkları bir işi (iyi bir futbolcu transfer etmek) kendilerine yak

Samed Kartal

Samed Kartal, sezon başından beri performansına tek kademe ilerleme ekleyemedi. Hala kötü, hala isteneni veremiyor. Geçen yıl Fethiye formasıyla izlediğimiz Samed'den eser yok. Bu hafta da Bolu maçında topları iyi kullanamayarak pek çok atağı kesti. Takıma devre arasında gelenler bile onun kadar sırıtmadı sahada. Haftanın yoranı oldu. Sorunu nedir, mevkisini mi beğenmiyor, aklı başka yerde mi; teknik ekibin bu oyuncuyu acilen kendine getirmesi gerekli.

Boluspor Maçına Dair

Devrenin ilk maçında Boluspor'a 1-0 yenildik. Golü yaklaşık 35 mt.den attığı şutla Ali Güzeldal kaydetti. Takımın genel havası, ilk yarıdakinden farksızdı. Kampta ilk dönemin üstüne ekstra birşey konulmamış gibi görünüyor. Ortada geçen maçta iki tarafın da pozisyonları oldu. Rakibin golden önce de uzaktan şutları oldu; Şener bunlarda başarılıydı ancak golde ileride yakalandı. Yeni transferler Taha ve Luis fena gözükmedi. ancak ilk 11'de başlayan Samet yine bekleneni veremedi. İkinci yarıda oyuna giren Cavid ve Berkay, hiçbir fark yaratamadı. Luis tek forvet olarak yalnız kalırken, gol pozisyonları çoğunlukla duran toplar ya da Erçağ'ın kişisel mücadelesi ve zorlamaları ile geldi. İlk yarıda Özgür'ün tek bir isabetli ortası olmadı. İkinci yarıda Keremcan bu konuda daha iyiydi ama ceza sahasında çoğalamadık. Hüseyin, rakibin ataklarını kesmekte etkili ancak topu hücuma sokmakta başarısızdı. Erman, ilk yarıda verdiği hatalı ya da zamanında vermediği paslar ile birkaç

6 Yıl Oldu!

6 yıl oldu, hala buradayız ahparig! Ogün'ler sizindir, yarınlar bizim...

Boluspor Maçı Öncesi

Boluspor'la oynadığımız sezonun ilk maçında da Lawal-Juninho ikilisi yoktu; sezonun ikinci devresi başlarken kırmızı-beyazlılar bu şansı yeniden yakaladı. (Gerçi bundan sonra Lawalsız olacağız gibi görünüyor) İlk 5 haftada oynadığımız takımların en şanslısı Boluspor olabilir; çünkü 1 gün öncesinde teknik direktör değişikliği yaşamış ve yönetimi güven vermeyen bir takım olarak karşılarındaydık. Futbolcuların da bu ortamda kafalarını sahaya vermeleri zordu. Yine de başa baş bir mücadeleyle galibiyeti kaçıran taraf olmuştuk. İlk maçta sahaya çıkan kadrodan Emre Hasan ve İrfan takımdan ayrıldı, Cavid 11'de yer bulamıyor; yeni isimler ilk kez yer buluyor. Bu haliyle Boluspor bizi yeniden -ufak tefek de olsa- formda olduğumuz döneme göre değişik bir kadro yakalıyor. Şanslılar...

Lawal üzerine...

Lawal yetenekli futbolcu. İstediği zaman takıma üst düzeyde katkı koyabileceğini gösterdi.   Ancak çok da lakayıt. Futbol disiplini olmadığı izlenimi bırakıyor insanda. Bu nedenle Tavşanlı maçından bugüne değin Lawal'ın satılmasını istiyorum. Burada da -şu kadardan aşağı olmamalı ile başlayan, bir İstanbul takımına şu kadara transfer olmuş ile devam eden- polemikler devreye giriyor.   Lawal ile ilgili sorunları ortaya koyalım istedim.   -Mustafa Uğur Lawal konusunda başarısız olmuştur. Teknik adamın görevi sadece saha içinde ve antrenman sahasında değildir bence. Futbolcunun/talebesinin takıma bağlılığı, disiplini de onun görev alanındadır. Mustafa Uğur bana göre Lawal'ı yönetememiştir.   -Yönetim Lawal'ı ortalama bir fiyata dahi olsa satabilirse mali anlamda başarısız sayılmaz. Kendileri buldular, yoktan kaynak yarattılar sattılar/satabilirler. Olay bence bundan ibarettir. "Daha yükseğe satılırdı o", "Milyon dolarlar ederdi o" gibi düş

Başsağlığı

Adana spor ve basın camiasının müstesna isimlerinden Aytaç Pekkoçak'ı kaybetmenin üzüntüsüyle, tüm sevenlerine başsağlığı dileriz.

Devre Arasındaki Gelişmelere Dair...

İkinci yarı önümüzdeki hafta sonu başlıyor; devre arasını son birkaç yıla göre daha sakin geçirdik. Teknik direktör ve oyuncu değişiklikleri ile ikinci yarılara sıfırdan baştan başladığımız çok olmuştu. Bu kez görünüm daha derli toplu. Sevindirici bir gelişme... 29 kişilik kadro ile uzun süredir görmediğimiz şekilde gereksiz oyuncu sayısını azalttık. İlk yarıdaki eksikliğimiz kadro derinliğiydi; giden 5 oyuncunun yerine (ikisi neredeyse hiç oynamadı) forvete ve orta sahaya 2 transfer yapıldı. Henüz "derinliği" artırabilmiş değiliz ama kalite düşmedi; yeni transferler direkt oynayacak nitelikte. Devre arasının gündemi Lawal gitti mi gidecek mi tartışmasıydı; Lawal'dan beklentimizi ikinci yarı azaltmalıyız; çünkü bu kadar dedikodunun ardından ondan iyi bir performans beklemek zor. Teknik ekibin futbolcunun kafasını yeniden sahaya döndürmesi şart. Ancak eski bir alışkanlık olarak altyapı oyuncularımızı takıma monte edememek ve  yetişsinler diye başka takımlara gönderme

Luiz Eduardo

Sözleşmesi feshedilen AlHassan'ın yerine forvete, Brezilyalı Luiz Eduardo transfer edilmiş. Geçen 3 sezonda Bulgaristan'ın Montana takımında forma giyiyormuş; 79 maçta 17 gol atmış. bu sezon başında Etar Veliko Tarnovo takımına transfer olmuş ve 8 maçta 2 gol atmış ( http://www.transfermarkt.co.uk/en/luiz-eduardo/leistungsdaten-vereindetail/spieler_134242_24078.html ). Forvet bölgesinde eksiğimiz vardı, iyi oldu bu transfer. Gollerine bizde de devam etmesi dileğiyle...

Gündem Dışı: Sevindirici Gelişmeler!

Memleket gündemi, her an manipülasyona açıkken arada sızan ama görmezden gelinemeyecek önemli olaylar da yaşıyoruz. Anaakım medyanın çok üstünde durmadığı, gör denmediği için göremediği, genel gidişata pek uymayan gelişmeler... Birincisi, fabrikalarındaki değişikliği ve kazanılmış haklarını geri vermek istemeyen Şişecam işçisinin, fabrikasını terk etmeyip mücadelesini kazanması; ( http://www.sendika.org/2013/01/sisecam-iscisi-kazandi/ ) İkincisi, bir süredir uslanmaz tavırlarıyla çok bilen "devlet büyüklerini" gıcık eden RedHack faaliyetleri. En son yılbaşında YÖK'ü hackleyip ardından üniversite kayıtlarını ifşa ederek toz kondurulmaz kurumların aslında nasıl çamur içinde olduklarını gösterdiler. ( http://www.bianet.org/bianet/toplum/143432-bu-hesapta-ogrenci-yok ) Gündemin gerisinde bırakılan bu iki olaya selamlarımı göndermek istedim. Boyun eğmeyen, herkes gibi olmayan, tavrını koyan, hakkı için mücadele eden herkese selam olsun...

Lawal AFCON'da Yok

Önceki gün Lawal'ın Nijerya'nın Afrika Uluslar Kupası (AFCON) resmi olmayan kadrosunda yer aldığını duyurmuştum ancak goal.com'un haberine göre 9 Ocak'ta kesinleşen 23 kişilik listelerde Lawal yer almadı. http://www.goal.com/en-ng/news/4687/2013-africa-cup-of-nations/2013/01/09/3631664/nigeria-announce-final-afcon-squad-of-23-players Lawal genç bir oyuncu; AFCON için tecrübesiz bulunmuş olabilir; zaten daha önce Nijerya'nın U20 kadrosunda yer alıyordu. İleriki yıllarda milli takımda kendisine yer bulacaktır. Hazırlık maçlarındaki performansı da bunu ortaya koydu. Bizim açımızdan hem avantaj hem dezavantaj olarak görülebilir. Eğer Lawal'ı satmayı düşünüyorsak, Lawal'ın AFCON performansı fiyatını katlayacaktı ve daha iyi bir meblağa satabilecektik. Bu açıdan dezavantaj. Ancak bu futbolcudan yaklaşık 1 ay faydalanamamak lig açısından kötü olacaktı; Avrupa'da birçok takım AFCON'a futbolcularını göndermek istemiyor. Tabii devre başına kadar futbolcu

"TFF'deki Resmi Site Adresimiz Yanlış"

Bu uyarıyı, aynı başlıkla 15 Eylül 2010'da yapmıştık (www.adanademirspor.net/2010/09/tffdeki-resmi-site-adresimiz-yanls.html). O günden bugüne değişiklik yok. TFF'nin kulüp bilgileri kısmında, kulübün website adresi yanlış yazıyor. www.adanademirsporkulubu.org.tr olarak yazılan linke tıklayınca, doğal olarak, hata veriyor. http://www.tff.org/Default.aspx?pageId=395&kulupID=3603 Kulübün websitesi yenilendi ve güncel tutuluyor; bu hatanın da giderilmesi için tekrar ses verelim. Bakalım iki yıl içinde bir gelişme olacak mı?!

Lawal, Nijerya'nın Kadrosunda; Ya Bizim?

futaa.com'un haberine göre Lawal, Nijerya'nın Afrika Uluslar Kupası resmi kadrosunda yer aldı. Listenin henüz Nijerya Futbol Federasyonu'nun onayını almadığı haberde ayrıca belirtilmiş. http://www.futaa.com/football/article/afcon-2013-super-eagles-list-out Öte yandan tr.eurosport.com'da Lawal, İstanbul BB'nin kadrosunda görülüyor. Demirspor, futbolcunun önceki kulüpleri listesinde yer alıyor.

Taha Yalçıner

Karşıyaka'dan orta saha oyuncusu Taha Yalçıner'i transfer etmişiz. Bu sefer tırnak içinde değil transfer kelimesi; fotoğrafını gördüm inandım. (Farklı sitelerde satırı satırına aynı haber metnini görmek ne kötü! Futbolcunun özgeçmişi, özel haber olarak sunulmaya da devam ediliyor.) Her futbolcu transferinde söylediğimiz sözü tekrarlayalım; gelen futbolcunun bizi, taraftarı, tribünü, camiayı övmesini istemiyorum; sadece sahada işini yapmasını bekliyorum. Taha'yı bu seneki maçlarda birkaç kez televizyonda ve Karşıyaka maçında da canlı izleme fırsatı buldum. Takımından mali sorunlar nedeniyle ayrıldı. Düzenli oynayan, hazır bir oyuncu. Tribünün seveceği türde hareketli biri. Emre Hasan Balcı'nın geçen yılki hareketli oyununu gösterebilecek durumda. Stili bana biraz eski Fenerbahçeli Tuncay'ı çağrıştırıyor; fuleli ama savruk, girişken ama aynı derecede sonuç üretici değil. Umarım takımla kısa sürede kaynaşır ve faydalı olur. Taha, Fenerbahçe altyapısında y

demirsporlar.com

Geçen yıllarda başladığımız ancak bir süre ara verdiğimiz demirsporlar.com sitesine güncel bilgiler girmeye devam ediyoruz. Amatör kümelerdeki Demirspor kulüpleri hakkında maç sonuçlarını, güncel ve tarihi bilgilerini paylaşmaya, Demirsporlar geleneğinin izini sürmeye devam ediyoruz. http://www.demirsporlar.com

"Adana Erkeğe ve Küfre Kesmiştir"

Pazar pasajı, 2006 yılında çıkan ve yakın zamanda 4. baskısını da yapan Behçet Çelik'in derlediği Adana'ya Kar Yağmış kitabından... Hazır 5 Ocak'ı anarken, Adana'ya dair hissiyatımızı yoklamak adına; kentin kadın hallerinden satırlar; Neslihan Cangöz'ün "Adana Erkeğe ve Küfre Kesmiştir" yazısından: "Mayıs'tan itibaren başlayan sıcaklarda, bir şehir efsanesi gibi gerçek sıcaklığın aslında 45'in üzerinde olduğu ama infial (!) yaratmamak için anons edilmediği söylenirdi. Sanki spiker 50 derece dese Adanalılar o sıcakta yerinden kalkacak da panik yaşayacak! Bu sıcaklar üstümüze sine, hareketlerimizi yavaşlatır. Ben de dahil hiçbir Adanalı çok hızlı konuşmaz mesela. Veya caddelerde insanlar, arabalara meydan okuyarak, yavaş yavaş yürüyerek karşıya geçer. Kadınların kılık kıyafeti de diğer sıcak taşra şehirlerinden farklıydı Şehir merkezinde kadınlar sütyenlerinin belli olmasına aldırmaksızın, kolsuz askılı elbiselerle, çorapsız, açık ayakkabıla

A2 Oyuncularımız Milli Takım Seçmelerinde

A2 takımımızdan 5 oyuncu, kaleci Emre Selen, savunmada Ali Osman Antepli, Mertkan Köziğ ve hücumda Muhittin Tümbül ve Yunus Ünsal, TFF Bölge Karmaları Oyuncu Etkinliği'ne davet edildi. Oyuncularımız Adana Karması formasıyla, Ankara , İstanbul ve D.bakır/Malatya karmalarına karşı oynayacak. Side/Antalya'da  düzenlenen etkinlikte milli takım teknik direktörü Abdullah Avcı da hazır bulunacak. Gururumuz gençlerimize başarılar diliyoruz.

Mehmet Yılmaz "Transferi"

Adana Demirspor'da transferler, menajerlerin yöneticileri kandırması üzerine kuruludur. Türkiye'nin pek çok kulübünde böyle ne yazık ki. Takımların transfer politikaları, transfer ekipleri, net bütçeleri olmadığı için, ya teknik direktörün elindeki menajer-oyuncu dosyasından "akşam hangi filmi izlesek" dercesine, güya tanıdığı-bildiği futbolcu seçilir ya da menajerin koltuğunun altına kıstırıp getirdiği ve bohçacı kadın edasıyla önümüze serdiği dosyadaki isimlerden biri ya da birkaçı seçilir. Futbolcuya giden kadar menajerlere paralar gider. Menajer, yöneticileri kandırdığı gibi, oyuncusu hakkında kamuoyu yaratmak için medya temsilcilerini de kandırabilir. Yöneticilerimizin transfer konusundaki şaşkınlıklarını anlıyorum da bizim yerel medyanın ya da ona alternatif olarak kurulan haber sitelerinin bu kadar kolay yönlendirilmesini anlayamıyorum. Mehmet Yılmaz "transferi"ni kolaylıkla duyuran, olmuş bitmiş gibi yapan, hatta oyuncunun özgeçmişini sanki öze

A2'nin Golcüleri

Yılın ilk iyi haberi A2'lerimizden geldi; son maçta Urfa'yı 4-1 yendiler ve 47 puanla aynı puandaki Antalya ile birlikte grubu ilk ikide bitirerek Final Grubu'na yükseldiler. Yine kendi alanlarında futbolun zirvesindeki takımlarla mücadele edecekler. Geçen yıl da U18'de benzer başarıyı gösteren 94'lü kuşağımıza iyi sahip çıkmamız gerekiyor. Bu ekipten profesyonel yapılan Muhittin Tümbül, 22 maçta 11 gole ulaştı. Böylece tek başına gruptaki K.Maraş Belediyesi kadar gol atmış oldu Muhittin! 48 golümüzün pay sahipleri arasında Yunus Ünsal, 10, Yusuf Kemal Atalay 8 ve Recep Çoban da 8 golle öne çıkıyorlar. Forvet sıkıntısı çektiğimiz şu dönemde bu oyuncular bu sayıların yarısına 1. lig'te ulaşamazlar mıydı? Keza savunma ve orta sahada Mertkan, Ali Osman, Mehmet istikrarlarıyla göz dolduruyorlar. Gelecek yıl, sadece TFF zorunlu kıldığı için değil, kendi kaynaklarımız kullanmak ve parayı sokağa atmamak için bu isimlerden en az ikisinin düzenli şekilde kadroda, h