Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bolu Deplasmanında

Taraftarlığın deplasman yapma boyutu beni çok cezbediyor. İşten güçten zaman yaratıp kaçabildiğim şehirler kişisel taraftarlık tarihimin en güzel hatıralarını oluşturuyor. Tabii iyi anlaştığım bir ekiple beraber yol yapmak bu işin önemli unsurlarından. Bolu’ya da bu hislerle ulaştım. Eşim ve çocuğum ile sabah 08:30’da Taşucu’nda başlayan yolculuğumuz 15:45’te Bolu’da sona erdi. Eşim Nazife’nin muhteşem şoförlüğü olmasaydı yetişmemiz mümkün değildi. Demirspor tribünlerine böyle müstesna bir taraftar kazandırdığım için mutlu ve gururluyum. Ayrıca bunca yol ve yorgunluk çekip, hatta hayatlarımızı tehlikeye atıp bu maça yetişebildiğimiz için de gurur duyuyorum, bununla övünüyorum. Yaptığımızın saçma ve gereksiz olduğunu söyleyen çıkacaktır mutlaka. Yine de biz deplasman tribününde yer almaktan, Demirspor’u temsil etmekten ve pankartlarımızı asmaktan onur duyduk, bu onur bize yeter. Takımımız deplasmanda ve ligin ilk maçında olmalarına rağmen iyi bir görüntü verdi. Forvet ve defans b

Taraftardan Suç Duyurusu...

Böyle bir yazı yazmayı istemezdim ama "gizli" olduğunu düşündüğüm bir yönetici taraftar hakkında suç duyurusunda bulunur, bir diğeri taraftarı küçümser yok sayar, bir başkası kendisini istifaya çağıran taraftara "satılmış, tutulmuş" der, başkan da çıkıp bu adamlara "bunlar Demirsporlu değil" derse o yönetime her şey müstehaktır. Küçücük sineklerle midenizi bulandırayım, başınızı ağrıtayım.   Konu kongre üyeliği aidatları. 300 TL aidat ücretimiz var. Ödemekle yükümlüyüz, öderiz de. Kulüpten kongre üyelerini arıyorlar, nazik bir hanımefendi kongre üyeliğimizin devam edebilmesi için aidatların yatırılması gerektiğini iletiyor bize. Tamam diyoruz ödeyelim hesap numarası verin, kusura bakmayın hesaplar blokeli olduğu için nakit vermek zorunda imişiz.   Şimdi orada bir duralım.   1- Ben nasıl kullanılacağını bilmediğim bir parayı yönetimin eline neden takır takır sayayım?   2- Nakit olarak tahsil edilecek paraların kimlerden tahsil edildiği kon

Tayfa-Gökoğlu Karşılaşması

Aşağıdaki yazıda Yavuz'un da belirttiği üzere, Boluspor maçındaydık. Tribünde yaklaşık 50 taraftar vardı ve büyük bir kısmı yönetimin gitmesini istiyordu. Zira maç boyunca birçok kez 'Yönetim İstifa' diye seslenildi protokol tribününe. Maç malum, takım beklenenin üzerinde bir performans gösterdi, genel anlamda rahat bir maç izledik. Deplasmandan alınan 1 puanla dönüş yoluna çıktık. Molada Gökoğlu ve arkadaşları (!) ile karşılaştık. Gökoğlu'nun yanında, sonradan adının Ali Uğur Akbaş olduğunu öğrendiğim kişi bize 'Sizi kim tuttu?' diye seslendi. Onurlu Adana Demirspor taraftarını tanımayan bu kişi bizi de kendisi gibi zannetti kanımca. Gereken cevap verildi. Sonra 'Yönetim İstifa diyenler siz misiniz?' diye sordu. 'Bizik...!' dedik ve ekledik 'İlk maçtan 1 gün önce teknik direktörün takımı bıraktığı nerde görülmüş?' Bunu duyan Gökoğlu yanımıza gelerek bu konuda bize doğruları anlatacağını söyledi. Hocanın gönderilmesi halinde 500 bi

Boluspor:0 - Adana Demirspor:0

1.lig'e puanla başladık. Deplasmanda alınan 1 puan iyidir diye düşünüyorum. Maç denk kuvvetlerin mücadelesi şeklinde geçti, Boluspor kötüydü; biz de kötünün iyisiydik. Kaşarlardan Erman ilk yarı iyi top dağıttı ama ikinci yarı kayboldu, 90 dk. yı çıkaramayacağını gösterdi. Savunmacılar pek zorlanmadıkları için hata yapmadılar. Sağda Özgür ileri geri iyi dare etti. Ortada İrfan iyiydi, Cavid hayalkırıklığıydı. Pankartımız Bolu'daydı... Yönetimi değil bu armayı desteklemek için yollara düştüler. Tayfa'dan Uçar çifti, Ateş çifti, Abdullah Çomek oradaydı.

Rezil Edilen Bir Demirspor Var; Bir de...

Rezilen edilen bir Adana Demirspor var, bir de umutlarımızda yaşattığıımız, tribünde var ettiğimiz... En son yine ulusal bir kanalda resmi bir Demirspor maçı izlediğimizde de öyleydi. Galatasaray ile oynadığımız kupa maçı öncesi yöneticisiyle, futbolcusuyla öfke yaratan, benimsenmeyen bir Demirspor varken bir de tribünde bambaşka bir hava... Biri Galatasaray'ı özledik dedi; beriki aylar önce ameliyat olmuş başbakanına geçmiş olsun dedi; bir diğeri bakana teşekkür etti; hepsi birden Demirspor'u geçmişinden geleneğinden tribününden ve hedeflerinden kopardı. Sahadaki topçu güven vermiyordu; maç seçiyordu. Ama tribünde bambaşka bir Demirspor vardı. Orada umutlar da gelenek de gelecek de yaşatılıyordu. O gün akılda kalan ne yönetim ne futbolcu oldu; Dmirspor tribünüyle vardı. Demirspor, yeniden televizyonda olacak! Bu sene birçok kez olacağı gibi, çünkü şampiyon olduk! Nasıl olduk, neler oldu; unuttuk gitti. Çünkü herşey aynı. Berbat bir yönetim bizi rezil etmeye devam ediyor. Gar

Metin Kurt'u Kaybettik

Çizgi Metin, hayata gözlerini yumdu. Kesmeşeker'in şarkısında söylediği gibi ceza sahasında yapayalnız biriydi o. Değeri bilinmeyenlerdendi. Futbolculuk zamanında da aykırıydı; Türkiye'de ilk futbolcu boykotunu örgütlemişti. Emekliliğinde çizgisini korudu; Spor-Sen'i kurarak sporcuların haklarını, örgütlü bir mücadeleyle savunması gerektiğinin altını çizdi. Biz de kendisiyle 2010'da ufak bir görüşme yapmıştık: http://www.adanademirspor.net/2010/01/metin-kurtatlan-her-gol-emekcinin.html Everest Yayınları'ndan çıkan ve Vecdi Çıracıoğlu'nun kaleme aldığı Gladyatör kitabında da Metin Kurt'un hayatı konu edinilmişti: http://www.idefix.com/Kitap/tanim.asp?sid=SHY0WC7UD7YJI487PXW9 Bir+Bir dergisinin 16. sayısında, Cenk Taner ile birlikte verdikleri uzun bir söyleşi vardı... O söyleşide sürekli 7 numara giydiğine dair bir soru üzerine, "Deniz Gezmiş'in bir numarası olsaydı onu giyerdim, bizim idollerimiz onlardı" demişti. İslam Çupi de t

Kurtar'amadı!

Başlık, kötü Türk medyasından çıkma işlere benzedi ama gerçekten de bu kötü yönetimi kurtaracak adam Güvenç Kurtar olamadı. Plansız programsız işler yapan, neyi nereye ne kadar harcadığı bellisiz yönetim, sezonun ilk maçına 24 saat kala kaptan değiştirdi. Kurtar, "taraftarın bana ve yünetime karşı aldığı olumsuz tavırdan" bahsetmiş. Taraftarın tavrı ilk sonucunu vermiş oldu. Peki buna ilk maçın hemen öncesinde mi kanaat getirdi. Koca kamp döneminde ne yapıldı? Kurtar, kurt hoca; yönetimin vaat ettiği parayı veremeyeceğini anlamıştır! Taraftarın tavrı da cabası... Başarısızlığı üstlenmek istemedi belli ki. Kurtar'ın getirdiği topçular başka hocayla çalışacak: Osman Özdemir. Hocanın mazareti belli: "bu takımı ben kurmadım!" Osman Özdemir, tıpkı Güvenç kurtar gibi kulüp kulüp gezen bir hoca; son 5 yılda 5 takım çalıştırmış (Çankırı, Hacettepe, Ordu, Adanaspor, Konya). Adanaspor'da birkaç ay görev yapmıştı. 2007'de Oftaş'ı (adı sonradan Hacettepe ola

Boluspor Değerlendirmesi

İlk haftaki rakibimiz Boluspor'a dair detaylı bir yazı için bknz: http://www.birbaskafutbol.com/boluspor-incelemesi/  Transferleri, artı ve eksi yönlerine dair bilgi veriyor. Sitede ayrıca 1. lig'in diğer takımlarına dair de değerlendirme yazıları var.

Bolu Hatıraları

Bolu'ya en son 11 mart 2007'de gitmiştik. Ben ilk kez de o zaman gitmiştim. Şehir içinde küçük ama güzel bir stad. Bizim "gurbette demir gibiyiz" pankartının ikinci maçı; üstümüze geçirdiğimiz mavi boncuk kıyafetimizin ise ilk deplasmanıydı. Tayfanın ilk dönemleriydi. İzmir'den, Afyon'dan, Yozgat'tan gelenlerle Sultan'a doluşup gitmiştik. (Organizasyon zor zanaat... O zamanlar daha istekliydik; şevkimiz kırılmamıştı; anlamsız bi ton laf işitmemiştik.) Daha sonra Karabük deplasmanında bu sayıyı da geçmiştik gerçi ama yine de önemli bir sayıydı. Henüz blog yoktu. Takıma inancımız tamdı. Yönetim işlerine pek bulaşmamıştık. Dolayısıyla olan bitene dair saf bir inancımız vardı. Şimdiki gibi kötümser değildik. Şampiyonluk bekliyorduk. Adem Atılgan başkandı, iyi bir kadro vardı ama Bolu da iyiydi. Play-off grubunda ilk devrenin sonlarıydı. Bolu ile grupta ilk ikideydik ama fark açılıyordu. Bolu grubun iddiali ekibiydi, zaten ilk devrede büyük puan f

Bekir Çınar

Şurası bir gerçek ki; taraftar ile en iyi ilişkileri kuran, onların bir dediğini iki etmeyen, kendisi de bir taraftardan farksız olan, son yirmi yılın içinde bizi sportif başarıdan değil de sevgi ve saygıdan yana mutlu eden bir başkandı. Kendisine yakıştırılan onlarca iyi ve kötü sıfat var. Bunlardan birisi de efsane. Bu sıfat onu sevenlerce kullanılıyor, onu sevmeyenlerce ise “neyi başardı ki, efsane oldu” deniliyor. Ben de onu efsaneleştirmekten özenle kaçınıyorum. Onu sevmediğimden değil, aksine, onu seviyordum ben. Fark şu ki, şundan eminim ki yaşadığı dönemde efsane olmak gibi bir amacı asla olmamıştı. O zaten bir taraftardı. Allah ona bir hediye bahşetmişti, en koyusundan bir Demirspor taraftarına Demirspor başkanlığı yapmayı nasip etmişti. Bir taraftar tüm hatalarıyla ve sevaplarıyla Demirspor başkanı olmuştu. Başkanlık ve taraftarlık aynı kişide cisimleşmişti. Bu bir Demirsporlu’nun yaşayabileceği en büyük onurlardan birisiydi. Bu onur ona layık görülmüştü, bunun o da farkın

Sezon Açılırken...

Demirspor’da herkes kendinden çok emin, herkes son derece kararlı. Kimsenin kendi fikirlerinden en ufak bir şüphesi yok. Herkesin safı belli. Aklında soru işareti olanlarsa çok az. Birisi de benim. Şimşekler grubu net bir şekilde yönetime muhalefetin başını çekiyor. Geniş katılımlı bir yürüyüş dahi düzenlediler. İki adaylı bir seçim için ne kadar mutlu olduysam bir taraftar grubunun binlerce kişiyi sokağa dökebilmesini de aynı keyifle seyrettim. Bu iki gelişme Demirspor tarihinde yerini almıştır, muhtemelen unutulmayacaktır. Sonuçta iki adaylı bir seçim olmadı. Bildik Demirspor kongrelerinden birisi oldu. Grup destekli Aydoğdu seçime girseydi ve kazansaydı, bu kazanım, taraftarın yönetime etki alanını artıracaktı, enikonu önemli bir gösterge olacaktı. Kazanamasaydı, bu yine de önemli bir ölçüt olacaktı. Kendisine ne kadar oy verildiğini görür, geleceğe dair planlarını buna göre yapardı Aydoğdu. Vaatlerinin kongre üyelerini ne kadar etkilediğini de görmüş olacaktı. Seçim günü, yen

Neden Kombine Alayım?

Bu sorunun cevabını alamadan neden kombine alayım? Derdim yönetim baltalamak değil, zaten kendilerini yeterince baltalıyorlar bana ihtiyaç bırakmıyorlar. Sorumu tekrarlayayım, bu sene kombine almam için bir gerekçe arıyorum, neden kombine alayım? Aldığım kombine ile Demirspor'a mı yoksa Demirspor'un başında olmakla birlikte hata üstüne hata yapan yönetime mi katkı sağlayacağım? Bu yönetim topa ayağını vurmamış oyuncuları alarak oluşturduğu bütçesine mi destek istiyor benden? Bu yönetim uzun süredir başarı görmemiş, hakkındaki olumsuz duyumların olumlu duyumlardan çok daha fazla olduğu teknik ekip için mi kombine istiyor benden? Bu yönetim Şekerbank ile yaptığı pos anlaşmasını (hiç detay verilmedi) gelir yarattım diye lanse ederek mi katkı istiyor benden? Bu yönetim Demirspor yönetimi bağımsızdır, kimsenin uzantısı değildir, diye açıkça ortaya çıkamadan mı kombine istiyor benden? Taraftarı ve tepkilerini küçümseyip sonra taraftardan kombine mi istiy

Yönetim Basın Toplantısı Yaptı

Yönetim ilk kez basın önüne çıkarak açıklama yaptı. Açıklamanın tam metnini okumak için tıklayın: http://www.adanademirspor.org.tr/haberler/cok-kiymetli-adana-demirsporlular Açıklamada yönetimin bugüne kadar yaptıkları özetleniyor ve eleştirilere çok genel cevaplar veriliyor. Öne çıkan nokta taraftarla yönetim arasındaki mesafeye ve eleştirilere dair sözler: "Bizi üzen diğer bir konu tek yumruk olan taraftarlarımızın bölünmüşlüğüdür. Her konuşulan ve yazılanın tek taraflı olması, Demir sporumuzun ve bizlerin aleyhine kullanılması taraftarlarımızın kötü yönde yönlendirilmesi yanlıştıır. Transferlerimiz belli olmadan,ligdeki durumumuz ve başarımız belli olmadan kulübün borcunu çoğaltıyorlar, ceplerini dolduruyorlar gibi bütün kötü senaryolar bazı arkadaşlarımız tarafından yazılıp çizilmektedir. Bu tip söylemler sadece bize değil Demir spor kulübümüze zarar vermektedir. Bu yapılan sadece yargısız infazdır. Hiç bir şey Demirspor kulübümüzden büyük olamaz." Yönetim, taraft

Tam Saha'da Ömer Kahveci...

TFF'nin e-dergisi Tam Saha'da Adana Demirspor altyapısından yetişen kaleci Ömer Kahveci le röportaj yapılmış. Demirspor günleri hakkında kayda değer şeyler söylüyor: http://www.tff.org/default.aspx?pageID=286&ftxtID=15772

Sezon Başı Kargaşası Sürüyor

İlk hazırlık maçıda Bucaspor'u 3-2 yendik. Goller, Erçağ, Rıdvan ve Muhittin'den. Takımın yenileri konusundaki kafa karışıklığı sürüyor. Çetün Güngör'le yönetimin yaşadığı diyalog, çeklerin karşışıksız çıktığı iddiaları, Gana'dan getirilen oyuncunun geri dönmesi... Transferlere güven yok, çünkü yönetime güven yok. Demirspor'da koca bir sezon öncesi kampı, spekülasyonlar, dedikodular, yalanan/yalanlanmayan haberlerle geçip gidiyor. Çünkü Demirspor yönetiminin hangi konuda ne yaptığına, nasıl yaptığına, ne planladığına dair hiçbir açıklama yok. Kargaşayla başlayan sezonun huzurlu geçmesi mümkün değil.