Gurbette Demir Gibiyiz! Adana Demirspor Blogu

 Kadroda yaprak dökümü sürüyor. Stambouli'nin de ayrılışıyla, takımda kaliteye dair son detay da kayboldu. Böylece sezon başı Avrupa Konferans Ligi elemeleri oynayan kadronun yarısı takımdan ayrılmış oldu. Bambaşka bir kadro ile ligte kalabilmekten başka hedefimiz yok şu anda. Stambouli, Avrupa kupalarında ilk golümüzü atan oyuncumuz olarak Demirspor tarihine geçti. 3 sezonda toplam 93 maçta forma giydi, 5 gol attı. Bunlardan biri bu sezon Sivas'ta puanı getiren goldü.   Maç öncesi motivasyon konuşmaları, maç sırasında takımı toparlaması, maç sonu tribünü alkışlaması, saha içinde oyunu iki yönüyle oynayıp süslenmemiş ama gerekli dokunuşları yapmasıyla tam bir kaptan olarak da hatırlanacak. Tıpkı Gökhan İnler gibi takımda kalıp camiaya antrenörlük gibi alanlarda katkı sunmasını isterdim. Teşekkürler Kaptan! Her şey için teşekkürler! foto: https://www.cukurovametropol.com.tr/sorumluluk-aldim

 Demirspor'da kötü gidiş devam ediyor. 5 haftadır kazanamayan takım, kendi sahasında Hatayspor'a yenilerek gidişatın görünümüne iyice tüy dikti. 10 haftadır kazanamayan ve düşme potasının az üstündeki Hatay'ı da mutlu ettikten sonra artık tek umudumuz, alt sıralardaki takımların puan kaybetmesi haline geldi. Çünkü bizim takımda umut verici bir şey yok. Geçen sene 41 olan düşme potasına göre sezonun kalanında 7-8 puan daha alabilmek, bizi kümede tutar gibi görünüyor.  Geçen yıllarda ortalama futbolculardan, ortalama üstü efor almıştık; bunda büyük oranda Montella etkiliydi. Bu sene ortalama-altı oyunculardan bu seviyede bile performans alamıyoruz. Futbolcuları toparlayacak bir güç şu anda ne tribünde var ne hocada.  Bütün bakışlar Başkan'a çevrildi. O da twitter'da taraftarı azarlayıp duruyor. Başkanlar, bir plan program dahilinde takımı yönetirler; beklenti bu. Bizdeki plan program, "keyfim bilir" düzeyde olduğu için geleceğe dair bir beklenti içine giremi

 Türk hakemlerinin üstün maharetlerini gösterdiği maçta 1 puan iyi sonuç oldu. Aleyhimize yanlış kırmızı kart ve verilmeyen penaltı ile kendilerine yakışan çizgilerini korudu hakemlerimiz. Biz de ancak mücadele ederek, ortaya bir oyun ve oyuncu kalitesi koymadan 1 puanları toplamaya devam ediyoruz. Acilen 3 puanı bir arada görmemizi sağlayacak bir oyuncu tepkisi, teknik direktör dokunuşu ve takımı keyfine göre yönettiğini açıklayan Başkan'dan, giden oyuncular yerine transfer bekliyoruz.

 Hikmet Karaman dönemi 1 puanla başladı; bu içeride olunca kötü. Arda Kardeşler'in yönettiği bir maçı kazanmamız çok zordu. Bu adam bize takmış durumda. Bu dış etkeni aşacak iç etken de yoktu sahada. Emre Akbaba-Akintola ikilisi üzerinden oynamaya çalışıyoruz ama bir yere kadar. Ortalama futbolcuların ekstra performans göstermesini bekliyoruz; olmuyor. Haftalardır kazanamıyoruz; iç saha gücümüz de azalıyor. Yeni yılda henüz galibiyetimiz yok. Serbest vuruş golü, korner golü, yan top golü, orta kafa gol... Bunlar bu sezon göremediğimiz şeyler. Maç sıkıştığında devreye girecek bir ayak bir kafa takıma ivme kazandırabilir ama bunun için de hafta içi iyi çalışmak gerekli.  

 1. ligteki gibi boşta kim varsa onu getirme dönemine benzer biçimde, Hikmet Karaman teknik direktörlüğe getirildi. Boş yere gönderilen Kluivert'ın ardından geçen 6 haftada yardımcı antrenör Serkan Damla bekleneni veremedi.  Çünkü sorun öncelikli olarak futbolcularda. Kalitesini sahaya yansıtmayan, transferi düşünüp oynamayan, parayı öncelikli gören, kafası başka yerde olan topçuyu oynatmak zor. Kadroyu kuran Başkan, oynamayan futbolcudan da birini derecede sorumlu. Şimdi, Yılmaz Vural'ın bir alt, Fatih Terim'in iki alt versiyonu Hikmet Hoca, futbolcular üzerinde hakimiyetini kurabilirse başarılı olur. Yoksa yine boşta bir teknik direktör aramaya devam ederiz...

 Kupada eşleştiğimiz 2. Lig takımı Erzincanspor'a penaltı atışları sonucunda elendik. 2-0 yenik duruma düştüğümüz maçta, son dakikalarda maçı uzatmaya taşımaya başardık. Ancak penaltılara kalan herhangi bir şeyde başarılı olmamız mümkün değildi. Uzayan penaltılarda Manev'in kaçırdığı vuruşla tarih tekerrür etti. Sanırım en son Denizli'deki Bugsaş elemesinde penaltılarda kazanmıştık. Takımın as kadrosunda bile sıkıntılar varken, yedek kadronun hiçbir işe yaramadığını görmüş olduk. Üstüne eklenen fahiş hakem hataları da cabası.  Bunlar dış etkenler. İçeride, işin özü, daha önce yazdığımız gibi, tek adam rejimi. Takım şirketleşirken, önümüze isim alınırken yüksek sesle tepki vermemenin tek nedeni, yıllardır özlem duyduğumuz saha içi başarısıydı. Başarı gelirken taraftarın sabrı, çoğu zaman görmezden gelindi. Şimdi saha içinde de kötü giderken bu defterleri açma zamanı... Fatura bugüne kadar pek çok yere kesildi; teknik direktör, taraftar, futbolcu vs. Bir tek Murat Sancak &quo

 Berbat bir zeminde oynanan maçta mağlup olduk. İki haftadır oyuncu değişikliği sonrası gol yiyoruz. Serkan hoca ya da ona talimat veren kişi, yanlış yapıyor.   Takım durdu. Yeni bir hareket, yeni bir ivme lazım. Kluivert'ı göndermenin hiç bir şeye yaramayacağını söylemiştim. Çünkü sorun orada değil. Sorun hafta içi olan bitende ve sahanın dışında.  10 haftadır yaşananların kısa özeti: Murat Sancak ve kişisel hevesleri... Yeniden akıla, mantığa ve ortak kararlara dönmek gerekli. 

 Son yazıyı kış geliyor diye bitirmiştim. Henüz karakış gelmese de soğuğu geldi. İlk devredeki 19 maçı tamamladığımız bu iç saha beraberliği, yine içerideki Samsun mağlubiyeti ile birlikte sanrım bu sezonun en can sıkıcı anlarından biri oldu. 2-0 öne geçtiğimiz maçta kısa sürede 2-2'ye gelen maç, son dakikalarda elimizden bile gidebilirdi. Bu iki maçta alınacak 6 puanla, ikinci yarıya daha güvenli girebilirdik. Ama küme düşen takımlara puan verme alışkanlığımız hala devam ediyor. Son bir kaç yılda bile akılda kalan anlar: Süper Lig'e çıktığımız sene Eskişehir, ilk sezon iki maçtaki Malatya yenilgisi... Bu tip maçlar bizi şaşırtmıyor artık. İlk yarıyı 29 puanla 5. sırada tamamladık. Kağıt üstünde gayet iyi görünüyor. İlk sezonda 30, Avrupa'ya gittiğimiz geçen sezon 33 puan almıştık. Ama son 9 maçta 1 galibiyet (o da rakibin son dakika penaltısını kaçırmasıyla...), sırayla ayrılan futbolcular, oyun kalitesinin yükselmemesi ikinci devreye karamsar bakmamıza neden oluyor.  Bu s

 Arda Kardeşler'in yönetmediği bir Başakşehir deplasmanından puan alıyoruz; burası önemli. Kötü oynayıp puan aldığımız deplasmanlardan sonra bu kez iyi oynayıp puan aldığımız bir deplasman. Ama toplamda ilk yarıyı deplasmanda kazanamadan tamamladık.  VAR'ın bu kez işimize yaradığı, çok sık karşılaşılmayan bir detaydı - rakip oyuncunun bizim aut atışımız sırasında çizgiye basarak ihlal yapması, Akintola'nın yine kaçırdığı ve saç yoldurduğu bir maçtı. Paraların ödenmemesi nedeniyle sıkıntıya girdiği konuşulan takımda Belhanda ve Rodrigues kadrodan ayrıldı. Balotelli'nin de ayrılacağı konuşuluyor. Geçiş sürecinde iyi oyun ve puan yüzleri güldürdü. Ama önümüzün sisli olduğu da bir gerçek.  Kış geliyor. Önce ertelenen İstanbul maçı sonra Rize deplasmanı, arada kupa maçı; durumu belli edecek. Her halükarda yaşa var ol Demirspor! Tek kişiden değil tribünden gücünü al!