Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Neresi sıla bize, neresi gurbet!

Bu şarkı Tayfa'nın şarkısıdır. Her deplasmanda muhakkak dillere dolanan, Tayfa buluşmalarında içimizden birinin mırıldanmaya başlamasıyla hep bir ağızdan söylenmeye başlanan, hislerimize tercüman olan, bizi belki de en iyi anlatan şarkıdır bu. Anılarla yüklü, anılar yüklediğimiz... Togepy 'Deplasmana bekleriz.' demiş. Ankara Adıyaman arası 757 km imiş. Yine de akıllarda deplasman hayalleri, biliyorum... Bu şarkı önce askerdeki arkadaşlarımız, sonra hepimiz için gelsin... dönmek, mümkün mü artık dönmek onca yollardan sonra yeniden yollara düşmek neresi sıla bize, neresi gurbet al bizi koynuna ipek yolları üstümüzden geçiyor gökkuşağı sevdalı bulutlar, uçan halılar uzak değil dünyanın kapıları neresi sıla bize, neresi gurbet yollar bize memleket gitmek, mümkün mü artık gitmek onca yollardan sonra yeniden yollara düşmek neresi sıla bize, neresi gurbet rakılı akşamlar, gün batımları çocuk gibi ağlar yaz sarhoşları olmamış yaşamlar, eksik yarınlar hatırlatır her

Haftanın Ardından...

Orhan ve Cihan birer gol atarken, Tayfun hattrick yaptı.Rakipten Abdullah 82.dakikada kırmızı kart gördü. Mardin'in bay geçirdiği haftada Tarsus evinde zoru başardı ve Malatya ile berabere kalarak puan kaybetti. Elazığ çıkışını sürdürdü, deplasmanda Van'ı yendi ve golü Taner Demirbaş attı. İkinci ile puan farkımız 7'ye çıktı. Haftaya Adıyaman'dayız, deplasmana bekleriz. Huzur :)

Dualara Devam...

Şunun şurasında kaldı bir saat maçın başlamasına. Her maç ayrı bir savaş veriyoruz, her maç darağacı ile çiçekli bahçeler arasındaki bir yolda yürüyor takımımız. Her maç bir savaş, her maç maziye dönüş için adım atma mücadelesi. Geleceğini geçmişinden kurma mücadelesi. O halde mücadeleye devam, dualara devam. Temiz kalplere temiz dualarla destek vermeye devam ediyoruz. Allah bahtımızı açık etsin...

Goller-Golcüler

2009-10 sezonunda 24 hafta geride kalırken, Adana Demirspor'un gollerinin dağılımı şu şekilde: Tayfun (15) /[Geçen yıl Tarsus İ.Y. formasıyla şubat ayı sonunda 18, toplamda 30 gol] Ceyhun (5) Aydın (4)/[Geçen yıl Van Bld. formasıyla şubat ayı sonunda 7, toplamda 10 gol] Alper (4) Cem (3) Cihan Ünal (2) Alican (2) Onur Güney (2) Süleyman (2) Burak (2) Gökhan Kula (1)

Rakip DİSKİ

Bu hafta sonu evimizde DİSKİ'yi ağırlayacağız. Tam açılımı Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Spor. Biz DİSKİ demeye devam edelim, tasarrufta fayda var. Bu sezon DİSKİ ile kademe grubunda iki defa karşılaştık. Deplasmanda 1-1 berabere kalırken cezamız nedeniyle Kahramanmaraş'ta oynadığımız maçı 6-0 kazandık. Bu maçta Tayfun hat-trick yapmıştı. Klasman grubunda ilk haftayı bay geçen DİSKİ daha sonra oynadığı dört maçta iki beraberlik ve bir galibiyet sonucu beş puan topladı. DİSKİ, çelişkili sonuçlar alan bir ekip. Daha doğrusu belli bir standartları yok. Zaten bu ligde istikrarlı diyebileceğimiz bir takım da yok. Umarım Demirspor'umuz kazanma konusunda belirli bir standart yakalar. Kazanma azmimiz ve mücadelemiz bizlere umut vermeye devam ediyor. Grubun her takımı gibi DİSKİ de yabana atılmayacak bir takım. Kümede kalmak için büyük çaba gösterecekler, bu çaba da oyunlarına yansıyacaktır. Malatya'nın artık havlu attığı küme düşmeme mücadelesinde

Malatyaspor - Adana Demirspor Fotografları

*ErnesTo1940 katkıları ile

Gençlerde Bu Hafta

Altyapı liglerinde haftayı 2 galibiyet, 2 beraberlikle tamamladık. Liglerde sona yaklaşılırken, Türkiye finallerine katılma heyecanı da artıyor. U14 liginde, Adanaspor'u 5-2 yenerek, grubu lider olarak tamamlamayı garantiledik. Böylece U14 takımımız doğrudan Türkiye finallerine katılmaya hak kazandı. Tebrikler çocuklar! U15 liginde, Adanaspor'la 1-1 berabere kaldık. Üçüncü sıradayız. Türkiye finalleri için Playoff grubuna katılacağız. Diğer grupların 2,3,4.leri ile 5'er takımlı 3 grup belirlenecek. U16 liginde, Gaziantepspor'la 0-0 berabere kaldık ve lider olan rakibi yakalama şansını kullanamadık. Son üç haftaya girilirken 8 puan farkla ikinciyiz. U18 liginde Tarsus İdman Yurdu'nu 3-2 yendik. Son dört hafta, finallere katılabilmek için kritik önem taşıyor.

Plaka Defteri Kapandı !

Kanal A sitesinde çıkan haberi okumuştuk. Haberin metnine buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Malatya maçının heyecanı ile gündemde fazla da yer almadı bu konu. Halbuki söz konusu olan çok ciddi bir gelir kaleminin ortadan kalmasıydı. Eski başkanlardan Mehmet Gökoğlu, Emniyet tarafından Adana Demirspor Kulübüne tahsis edilen plakalar arasında en anlamlı plakayı kulübün bilgisi olmadan kendisine almış. 01 ADS 01 numaralı plaka artık kendisinin. Yönetim çok büyük bir gelir kaleminden mahrum kaldığını ve plaka defterini kapattığını söylüyor. Bence de Adana Demirspor Kulübü böyle bir gelir planının olduğunu deklare ettikten sonra arkalarından dolanmak ve plakayı elde etmek şık bir davranış değil. Zaten ilerleyen günlerde binlerce lira temlikli alacağını kulüpten tıkır tıkır tahsil etmeye başlayacak olan Mehmet Gökoğlu'na eski bir Demirspor başkanı olarak yaptığını yakıştıramadım. İster eski olsunlar ister yeni; başkanlar, camiayı temsil eden kişiler olarak babacan olmalıdır, paylaşımcı,

Malatyaspor - Adana Demirspor Maç Değerlendirmesi

Malatya'da tribün adına yaşananları togepy özetlemiş. Maçın sahada ki kısmı ise bizim açımızdan gayet güzeldi. Takımımızın hangi sistemle oynadığı , kimin ne yapacağı belirgindi. Bu durum istikrarın oluşması açısından önemli. Oyuncuların bu sistem içinde gösterdikleri mücadele ise gerçekten takdir edilmeli. Herkes mevkisinde elinden geleni yapıyor. Açıkcası kimse kaytarmıyor. Bu maçta artı olarak gözlemlerim oldu. Bence Ahmet-Orhan ikilisi ayağı en sağlam yere basan defans ikilimiz. Daha önce izlediğim ikililere nazaran bana göre daha iyiydiler. Hoca'nın Ahmet'e bu haftada şans vermesi bundan olsa gerek. Olumlu gelişmelerin bir başkası da Ömer'e verilen şans. Ömer daha önceki maçlarında tedirginlik yaşıyordu. Bu maçta ise gayet rahat oynadı. Eğer sürekli olarak oynarsa kale yönünden gün geçtikçe yüzümüz gülecektir. Cihan içinde bişeyler demek gerek. Yaşadığı sakatlıklardan sonra bu şekilde dönüş yapması futbola olan ciddiyetini gösterir. Doğru yerde doğru zamanda olarak

Malatyaspor - Adana Demirspor Tribün Değerlendirmesi

Ankara'da yıllar geçtikçe edinilen dostluklar, yaşanılanlar orayı o kadar alışılagelmiş yapmış ki sevmediğim halde Ankarayı benimsemişim. Bugün onu fark ettim, sanki gurbetin gurbetindeymişim gibi. Uzun zamandır deplasman yapmıyordum. Bu sefer Sıhhiye Meydanı'nda ya da Cebeci stadı önünde toplanmadık. En azından yalnız değildim. Göktuğ sağolsın beni yalnız bırakmamıştı. Saat 10'da otogarda idik. Yer olmadığı için ayakta gitmek zorunda kaldık. 403 olmasına rağmen belediye otobüsünden farksızdı. Muavinin ''Sizi aşağıya alalım.'' demesiyle şoförlerin uyumak için kullandığı bagajda bulduk kendimizi.Bir sultanımız olsa böyle mi olurdu diye muhabbet de geçti. Bir süre sonra motor sesi durdu ve otobüs bozuldu. Dışarı çıktık, yeni otobüs çıkmış yola. Gelmesi bir sürü zaman alır. Beklesek maça yetişemeyeceğiz. Otostop çekmek lazım; ama her 5 dakikada 1 araba geçen bir yolda bir arabanın durması ve bizi alması hayal gibi bir şey :) iyiler daima kazanır mantığı ile geç

Haftanın Ardından...

Tarsus ve Mardin'in berabere kalması ve bizim galip gelmemiz bu hafta alınacak en güzel sonuçtu.Güzel bir hafta bizi bekliyor. Gollerimizin ikisini de Cihan attı. Fark 5 puana çıktı. Haftaya içerdeyiz.Mardin bay.Bu avantajı değerlendirmeliyiz.

İçerde Üç Dışarda Üç!

Şahane bir formül değil mi? Malatya maçı dışarıda üç alınacak maçlardandı. Şimdi gözlerimizi tekrar içeriye çeviriyoruz. Rakibi hafife almadan, tempo düşürmeden, kazanmaktan başka bir şey düşünmeden oynayan takımımıza çok teşekkürler. Sayenizde haftaya yine mutlu, huzurlu başlayacağız. Lütfen konsantrasyonunuzu bozmadan devam edin, bizlere kötü rüyalar göstermeyin. Bizler çok korkulu rüya gördük, uykusuz çok gecemiz oldu. Yıllardır deliksiz bir uykuya ve tatlı rüyalara açız. Mücadeleye devam edin. Bir an bile vazgeçmeden...

Brezilyalıların Malatyası

Kiminin yaşı yetmez, kimi de çoktan unutmuştur... Brezilya'dan Malatya'ya kayısı yemek ya da Turgut Özal'ı ziyaret için değil top oyanamak için gelenleri... Benim de futbol merakına yeni başladığım zamanlar, Malatya'ya dair hatırladığım tek şey, sarı renkteki fileleri. Nedense o zamanlar filelere takmıştım; en sevdiğim: Ankara 19 Mayıs'ın kapkara ama dökümlü fileleri; gol olunca tam anlamıyla havalanan! 1988-89 sezonunda Malatyaspor'un o sarı renkteki filelerini bir Brezilyalı koruyordu: Carlos. Tek de değildi. 2 hemşehrisi daha gelmişti beraberinde. "Malatyaspor'un 3 Brezilyalısı", '80lerin sonunda tüm sıkıcılığı ve kısırlığıyla kendi kendine kavrulmaktan yağı falan kalmayan, dibi tutan vatkalı ve permalı memleket futboluna kısa süreli bir karnaval havası katmıştı. Malatyaspor'un o dönemki "karanlık" başkanı tarafından bir çeşit mucize gibi sunulan ve ödenen inanılmaz meblağlar nedeniyle spor basınımızın da hemen üstüne atladığı

Bardaktan Boşanırcasına

(12..12.2009; Ankara-Adana Yolu) En son 2 mayıs 2008'te söylemişim; şiirlerle gelecek şampiyonluk "çocuklar gibi koşmak boydan boya ufukları görünmeyen düzlüğü soluk soluğa şimdi üstümüze söken şafak... biz böyle ayakta öleceğiz besbelli deniz gibi durmadan bir kıyıya çarparak. her zaman bir yeşili, bir moru arındırarak biz böyle yaşayacağız, sevişerek, savaşarak... biz böyle yaşayacağız, umarak, inanarak... bardaktan boşanırcasına, bir yağmurdur bizim için yaşamak." (afşar timuçin) (şarkısı da var: dinlemek için tıklayın )

İspanyalı

İspanya'yı uzak bilirdik. Zira Atletico Madrid - Galatasaray maçı öncesinde Adana'ya bir mesaj da matadorlardan geldi. Tüm dünya her şeyin farkında. Bu bağlamda dünya küçük, Demirsporlular büyük değil en büyük.

Neler Değişti ?

İlk yarı ile ikinci yarı arasında takımda neler değişti. Neler olumlu etki neler olumsuz etki yarattı. Bu tespitleri yapmamız takımın hedefinin inandırıcılığı açısından önemli. İlk yarı sonunda yükselmeyi kıl payı kaçırdık.Devre arasında bazı kesimler tarafından olmazsa olmaz olarak görülen oyuncularında içinde bulunduğu bir grup oyuncu ile yollar ayrıldı. Gönderilen oyuncular ile yerine oynayanların karşılaştırmasını yaparsak kazançlı mı yoksa zararlı mı olduğumuzu karar verebiliriz? Gönderilen oyunculardan Alper ile başlarsak yerine direk olarak şu oynuyor diyemeyiz.Çünkü takım Alper'e kadroda yer açmak için çift forvet oynarken onun yokluğunda doğru sistem olan tek forvetle oynamaya başladı. Alper'in gidişi takım sistemini rahatlattı bir bakıma. İlk yarı performansı da gözönüne alındığında Alper'in gönderilmesi kayıp değil aksine kazanç olarak gözüküyor. Oyuncunun gönderilmesi ile kurtulunan mali yükümlülük ise cabası. Gönderilen bir başka isim

Malatya Maçına Doğru

Camiayı bir arada tutan zincirin önemli halkalarından birisi olan basın da bir şekilde birlik-beraberlik mesajı verince Mardin maçında kazanılan üç puan daha da kıymetli oldu. Kazanılan sıradan bir galibiyet değil. Hem klasman liderliği için çok iyi oldu hem de takım ve taraftar arasındaki duygusal bağın üstündeki ölü toprağı kalktı. Tarsus maçından sonra oluşan ortamla, bir mağlubiyette bütün senenin heba edilmesi riski yok oldu. Bundan sonra takımımız tökezlese dahi taraftarın kendisine açtığı kredi sayesinde rahatça toparlanabilecektir. Elbette tökezlemeden ilerlemek en büyük dileğimiz. Daha önce kritik eşikleri aşamıyoruz, kilit maçları kazanamıyoruz diyorduk. Bu sene şeytanın bacağını kıracağımız fırsatı elde edeceğimizi umuyorum. Genelde "deplasmanda bir, içeride üç puan" formülü güçleri denk takımlardan oluşan bir ligde bizi şampiyonluğa ulaştırabilir. Yalnız bazı maçlar vardır ki deplasmandan üç puanla dönmek gerekir. Malatya maçını da böyle görüyorum. Maç oynanmadan

www.demirsporlar.com

Zaman zaman sitemizde diğer Demirspor'lara ilişkin haberlere yer veriyoruz. Adana Demirspor sevgimizin ana damarlarından birisi de demiryoluna ve demiryolculara duyduğumuz sevgi. Bu açıdan diğer Demirspor'ları Adana Demirspor ile kardeş görüyoruz. Örneğin Ankara Demirspor hem profesyonel ligde mücadele ettiğinden, hem de en köklü Demirspor'lardan birisi olduğundan sitemizde adı sıkça anılan Demirspor'lardan birisi. Varlığını bildiğimiz ama adını anamadığımız onlarca Demirspor var Türkiye'de. Hemen hepsi bir başına-yalnız, amatör liglerde, hatta bazıları kapanmak üzere. Ama yine de bir döneme damgasını vuran bir ekolün temsilcisi onlar. Memleket futboluna katkılarını kim inkar edebilir? Böylece hem onlara haklarını teslim etmek, hem onlardan haberdar olmak, hem de onları tanıtmak gayesi ile yeni bir projeye girişiyoruz. Bu projenin takip edilebileceği adres ise başlıkta yer aldığı gibi http://www.demirsporlar.com/ ... Türkiye'nin neresinde olursa olsun, yolu dem

Ankara Demirspor:2-Orhangazispor:1

Bu hafta Cebeci mesaimizin cumartesi ayağında güzel bir galibiyete tanık olduk. Ankara Demirspor, ikinci yarıda bulduğu gollerle rakibini 2-1 yendi ve haftalardır takılı kaldığı son sıradan kurtuldu. Böylece Lokomotif, ikinci yarıdaki dördüncü maçında üçüncü galibiyetini aldı. İğneyle oynayan Emrah'ın ikinci yarıda girerek farkı ikiye çıkaran golü atması ayrıca sevindirici bir gelişmeydi. Son haftaların golcüsü Hasan Uğur'un kart cezası nedeniyle oynamadığı maçta alınan bu galibiyetle, düşme potasının üstüne çıktı. Takımda taşlar yerine oturmuş görünüyor. Haftaya rakip başaltındaki Beylerbeyi. Not: Demirspor-severler için iyi haber: www.demirsporlar.com yayında! Artık memleketin tüm Demirsporları ilgili güncel haber ve sonuçları tek bir sitede bulabileceksiniz. Sitede ayrıca, demirsporlar geleneği ve demiryolculuk kültürü üzerine de bilgiler vereceğiz.

İngiltereli

Biz O'nu hiç bir zaman el gibi, yabancı gibi görmedik. Kendimizden, ailemizden ayrı tutmadık. O'na edilen "çirkin" lafları kendimize edilmiş saydık. "El insaf !" dedik. Yazılanlar, söylenenler zalimcedir, zalimliktir, kul hakkı yemektir dedik. Onlar için İngiltereli, bize göre Tapanlı, Adanalı; onlara göre dönerci, bize göre Kebabman Şefik abi. Onlara göre "uzaktaki İngiltereli" bu hafta onlara yukarıdaki pankartla seslendi. Asla onlarla aynı seviyeye düşmeden, taşlamalı ama zeki bir üslupla. Ona da yakışan bu zaten. Biz de O'nu böyle olduğu için seviyoruz. Mavi ve laciverti Türkiye'nin gündemine oturtan abimize sevgi ve selamlar olsun. Bir de şu var tabii. Bugün kendi gazetelerinin sayfalarında yayınladıkları resimler ile asıl görüntü kirliliği oluşturanlar elbette bu pankartı beğenmez. Bizim de çirkin bulduğumuz görüntüler var, blogumuzun mavi rengine başka tonlar bulaşmasın diye yayınlamıyoruz. Hatta bazı spor haberleri var ki bu kendini

U-16 ve U-18'te haftanın ardından

U-16 liginde İskenderun Demirçelikspor'u deplasmanda 2-0 yendik. Daha önce deplasmanda oynadığımız maçta rakibimize yenilmiştik. Haftaya rakip Gaziantepspor. Antep'le daha önceki üç karşılaşmadan, birer beraberlik, galibiyet ve mağlubiyetimiz var. Deplasmanda yendiğimiz rakibi, kendi sahamızda da yenebilirsek, 8 puanlık farkın kapanması için önemli bir adım atmış olacağız. Ayrıca U-16 takımımızda Yusuf Kemal Atalay 11 golle, gol krallığındaki yarışını sürdürüyor. U-18 liginde Adanaspor'a 2-0 mağlup olduk. Haftaya rakip, Tarsus İdmanyurdu. Grupta 49 golle en çok gol atan takımız ancak, bu mağlubiyetle 5.liğe geriledik. Yaşar Yılmaz, 11 golle takımın en golcüsü.

Teşekkürler

Teşekkürler Adana Demirsporlu futbolcular, teknik heyet, yönetim ve taraftarlar... Bundan güzel bir sevgililer günü hediyesi verilemezdi. Ellerinize, ayaklarınıza sağlık. Israrla camiada bütünlüğün bozulduğuna ilişkin hissiyat yaratılmak istenmesine karşın televizyondan canlı yayınlanmayan maçta taraftarlar stada koştular. Elbette geçmişi düşündüğümüzde bu sayı oldukça az. Yine de tribündeki taraftarın Adana Demirspor'un kemikleşmiş taraftarı olduğunu söyleyebiliriz. Eğer inancımızı yitirmezsek, ufak tökezlemeleri büyütmezsek ilerleyen haftalarda daha da büyük taraftar desteği ile oynayacağız. Ben bir Demirspor taraftarı olarak artık iç saha maçlarımızın canlı verilmemesini istiyorum. İstiyorum ki Adana Demirspor biraz merak edilsin, "bu takım hala nasıl grup lideri kalabiliyor?" diye merak duyanlar maça gelsin. Bulunduğumuz ligin üstten sayıldığında üçüncü lig olduğunu, burada tecrübelilerden çok savaşçıların olması gerektiğini, bulunabilecek en yürekli savaşçıların ise

Haftanın Ardından...

Tayfun Özkan'ın gölü ile 1-0 kazandık.Tarsus'un bay olduğu haftayı 3 puanla kapadık. Haftaya Tarsus, Mardin deplasmanına gidiyor.Biz ise son sıradaki Malatya ile oynuyoruz.Umarım son sıradaki takımlara karşı fobimiz tekrarlamaz.

U-14 ve U-15'te aynı tarife

U-14 ve U-15 ligi maçları bugün oynandı. Her iki kategoride de Mersin İdmanyurdu'nu 3-0'lık skorlarla geçtik. Tebrikler gençler! Haftaya rakipler, zirve yarışında olduğumuz Adanaspor. Özellikle U-15'lerdeki maç, rakibimizin üstüne çıkabilmek için kritik önemde... U-18 takımımız pazar günü (yarın) Kaynak Kardeşler Stadı'nda Adanaspor'la, U-16 takımımz ise deplasmanda İskenderun Demirçelik ile oynuyor.

Sahipsizlik

Konu çok dallı budaklı, söyleyecek çok şey var. Gerçi sezon başından beri söylüyoruz, hatta yıllardır sahipsiziz diyoruz. Yönetimin verdiği son yemekte "sahipsizlik" resmen ete kemiğe büründü, önümüzde canlandı resmen. Yönetim bunun üzerine kafa yormalı. Acı ve sert açıklamalar yapıyorlar, ben de bu açıklamalarının altına imzamı atarım. Yalnız bu açıklamalar bir sonuç getirmiyor ne yazık ki. Geçtiğimiz haftalarda yaptıkları "kimse ile kavgalı olmayacağız" şeklindeki açıklamalarına sadık kalmalı ve artık sadece takıma odaklanmalılar. Elbette projelere devam etmeliler. Sahipsizliğin en önemli sebeplerinden birisi de sportif başarısızlık. Eğer bir mucize yaratabilirlerse o zaman başarılı bir Demirspor'u izlemek için stada gelen "büyük"lerimize söyleyecek bir kaç sözümüz olacak elbette. Özlem ve hasretle o günleri bekliyoruz.

Bir Vefat Bir Doğum

Hayat öyle garip ki. Bir vefat ve bir doğum haberi arka arkaya geldi. Eski kaptanlarımızdan Mustafa Diliçıkık'ın validesi vefat etmiş. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Kaptana ve ailesine sabır diliyoruz. Futbolcularımızdan Aydın Tabak'ın bir oğlu olmuş. Adını Mehmet Aras koymuşlar. Allah nazarlardan saklasın, uzun ve sağlıklı bir ömür nasip etsin. Ailesine, vatanına hayırlı bir evlat olsun.

İbretlik

Tamam, haber sitesi değiliz. Böyle bir kaygımız yok ama bazen öyle haberler okuyoruz ki, eklemeden olmuyor. "Neden biz de böyle olmayalım ki?" diyoruz. Yanı başımızda öyle güzel örnekler varken... "Dardanelspor Genel Müdürü Nahit Güzel , “Başkanımız Niyazi Önen önderliğinde altyapıya önem verdik. Bunun meyvelerini topluyoruz. Bugün 25 kişilik profosyonel kadromuzun 18’i futbol okulumuzdan yetişen gençler. 6 oyuncumuz da ümit milli, A ve B gençmilli takımlarda olmak üzere çeşitli kategorilerde ülkemize hizmet ediyor. Transfer döneminde tüm takımlar oyuncu ararken biz kendi yetiştirdiğimiz evlatlarımıza bakıyoruz. Bank Asya’nın en genç takımıyız. Ajax’tan ortak çalışma teklifi gelmesi doğru yolda olduğumuzun en güzel örneği. Günü değil geleceği kurtarıyoruz” dedi." Haberin tümü için tıklayınız.

Afyon Kalesi

Maç satan futbolcular, kazık atan teknik direktörler, bağımsız-bağlantısız yüce yerel basın, yönetim krizleri, Aytaç baba falan filan... Bazen çok sıkılıyorum tüm bu olan bitenlerden. Bir takım, taraftarı kadardır. Taraftar takımı var eder. Eğer geçerli kriz varsa futbol camiasında, o da taraftar krizidir. Uzak olsun bizden! Gurbette kaymak gibi olan arkadaşlardan biriydi Hakan Hoşcan. Artık Adana'da, ticaret erbabı olma yolunda... Vaktin birinde alçılı ayağıyla kilometrelerce yol kat edip maça gelen bu adam, Afyon Kalesi'ne Adana Demir yazmış. Aylar yıllar sonra bir futbolsever de bunu görüp, goal.com editörlerine havale etmiş. Dünya küçük; o spreyi tutan elin Hakan Hoşcan olduğu yakın zamanda ortaya çıkmış. Goal.com yazarlarından Hüseyin Ataş aracılığı ile Hakan'a ulaşmışlar. Sitede Hakan ile yapılan kısa bir söyleşi var. Okumak için buraya tıklayın . Asıl soru şu: "Neden Afyon Kalesi'ne "Adana Demir" yazmak istediniz? Aslında çok da mantıklı bir nedeni

Ya Günışığımız Giderse?

Şarkının orijinali Bill Withers'e ait. Bir çok sanatçı tarafından tekrar tekrar yorumlandı. Ben Michael Jackson yorumunu ayrı bir severim. 1971 senesinde MJ'in ilk solo albümünde yer alan şarkı, çok sevilen ancak şu an uzaklarda olan birisi ya da bir şey için söylenmiştir muhtemelen. Nereye gitmiştir giden? Nerelerde kalmaktadır şimdi? Rahatlıkla, içinde Adana Demirspor'un bulunmadığı bir Adana için düşünülebilir. İçinde Demirspor'un olmadığı bir Adana artık güneşin parlamadığı bir şehirdir. Ne kadar sıcak olursa olsun, eskisi kadar sıcak olamaz bir daha ve muhakkak ki artık bu "şehir" bizim için "memleket" olamayacaktır. Çünkü O gitmiştir ve onun ardında bıraktığı yalnızca bir "ev"dir, asla bir "yuva" değil... AIN'T NO SUNSHINE You ever want something That you know you shouldn't have The more you know you shouldn't have it, The more you want it And then one day you get it, It's so good too But it's just like m

Çadırlardaydık

Dün akşam Tekel işçilerini ziyaret ettik. Adana çadırına da uğradık elbette. Hiç Adana olur da Adana Demirspor olmaz mı? Fanatik Demirsporlu abilerimizle hem geçmişi, hem bugünü hem de geleceği konuştuk. Hayata ve Demirspor'a ilişkin sıkıntılarımızı paylaştık. Eylemleri, mağdur olmayacakları bir şekilde sonuçlansın istiyorum.

Sıkı Sıkı Tutulacak Eller

Hafta sonu mavi-lacivert forma ile sahaya çıkacak her oyuncumuza güvenimiz tam. Özellikle kalecilerimiz olan Ömer ve Onur'a. Yalnız gariptir, gerek basında gerekse gündelik hayatta ne zaman onlardan bahsedilse adlarının önüne arkasına ya bir sıfat ya da bir cümle ekleniyor. Çoğunlukla onların tecrübesizliğine ve gençliklerine yönelik cümleler. Sanki bu cümleler edilmese bu oyuncuların kendi başlarına bir cümle değeri yokmuş gibi. Halbuki var! Bu oyuncular Adana Demirspor'un profesyonel sözleşmeli oyuncularıdır. Bu oyuncuların başka hiçbir sıfata, cümleye ihtiyacı yoktur, özellikle onları küçük gören cümlelere. Onlar arslan gibi kalecilerdir. Onlar ne zaman kaleye geçseler ellerinden gelenin en iyisini yapmaya gayret ederler. Bizim onlara güvenimiz tam! Yeter ki onlar da kendilerine güvensinler. Adana Demirspor kalesinin onlara ait olduğunu herkese ispat etsinler! Biz bu elleri sıkı sıkı tutalım diyoruz. Sizler de ellerinizi uzatın, hem kalecilerimize hem de diğer oyuncularımıza

Akılla Kalbin Uzlaşması

Takımımızın ligdeki mücadelesinin adını koymak meselesi insanın aklı ile kalbi arasında ikilemde kalmasına neden oluyor. Adana Demirspor yönetimi ara transfer döneminde transfer yapmama kararı alarak bana göre akıllıca bir karar verdi. Yeni alınacak her oyuncu göründüğünden büyük ekonomik maliyetler getirecekti. Bu konuyu çokça irdelemiştik zaten, tekrar dönmeye gerek yok. Kaldı ki kalan oyunculara güveniyoruz, onların da en azından ligin ilk yarısındaki Adana Demirspor'dan aşağı puan toplamayacaklarını biliyoruz. Akıl-kalp ikilemi işte bu noktada başlıyor. Aklımız bize kadromuzun tecrübe eksikliğinden dolayı bu sene için büyük hayaller kurmamamız gerektiğini söylüyor. Gelecek sene için elimizde hazır, tecrübeli bir takımın oluşmakta olduğunu söylüyor. Kalbimiz ise Adana Demirspor'un şampiyonluğundan başka bir şey söylemiyor. Yıllardır çektiğimiz çilelerin son bulmasını istiyor. Dün akşam 1.lig özetlerini seyrettikten sonra bütün gecesi, uykusu harap olan Demirspor taraftarları

Tekel'e Destek

Tekel işçileri hakkında açık bir karalama kampanyası var. Haklarından geri adım atmamak için direnen işçilerin birliğini kırmak için dört koldan mücadele ediliyor. Bu ay sonuna kadar durum netleşecek. O vakte kadar, haksızlıklara, eşitsizliğe, güvencesizliğe karşı mücadeleyi biraz daha harlamak gerekiyor. Tekel işçilerine destek, tam da bizim gibi haksızlığa, karalamaya karşı direnen ve ayakoyunlarıyla bölünmeye çalışan bir taraftar grubuna yakışır. Mardin maçında umut ediyorum bu destek, açıktan ilan edilir...

Keçiörengücü:1-Ankara Demirspor:1

Ankara Demirspor, liderden puan almayı başardı. Böylece 3 haftada 7 puan toplamış oldu. Hala son sırada olsa da 4. sıradaki takımla arasında 4 puan var. Haftaya cumartesi, Cebeci'de Orhangazispor'la çok kritik bir maç var. Dilimi ısırıyorum! Bir süredir kapalı olan Ankara Demirspor resmi websitesi yeniden açıldı: www.demirspor.org.tr

Kritik Eşikler

Mağlubiyet çok can sıkıcı. Kritik eşikleri bir türlü aşamıyoruz. Bu artık karakteristiğimiz haline geldi. Tarsus'tan iyi mücadele etmemize rağmen yine elimiz boş döndük. Şu "kritik maçları kazanma" meselesini bir türlü oturtamadık. Mağlubiyete ilişkin sebepler belli. Artık bireysel hata yapma lüksümüz yok, kalmadı. Mardin maçında yine azimli futbolumuzu oynarsak, bireysel hatalarımızı da rafa kaldırırsak Mardin'i yener ve zirveyi diğerlerinden koparmak adına büyük bir avantaj elde ederiz. Tarsus'ta eksik kalmamıza rağmen mücadeleden kopmamamız umut verici, yeter ki umudu puanlara çevirebilelim. Mardin maçı için eksiklerimiz de can sıkıyor ama zaten bana göre öyle bir noktaya geldik ki, sahaya kim çıkarsa çıksın eksik olanın yokluğunu aratmayacaktır.

Haftanın Ardından...

Toplu Sonuçlar Kaleci Murat ve Cevat Macit kırmızı kart gördüler.Golleri ise Şenol penaltıdan ve Sinan Demir attı. Puan Durumu Haftanın Maçları

Bir Buçuk Saat

Çok büyük volumlü konuşmaktan kaçınırım genellikle. Ama bu maçın göründüğünden daha büyük önemi olduğunu düşünüyorum. Nedenleri niçinleri açıklamak nafile olur, yaşanıp görülmesi lazım belki de. Bir buçuk saat var maça. Hala en dibe inemedik mi? En dibe inenlerin bir şansı vardır halbuki. Ayaklarını sertçe yere vururlar, süratle suyun yüzeyine çıkmak için destek alılar yerden. Üç mesele var bu durumda: Birincisi, en dibe kadar indik mi? İkincisi, ayaklarımızı yere vurup yükselebilecek miyiz? Üçüncüsü, suyun yüzeyine varmaya yetecek kadar nefesimiz var mı ciğerlerimizde? Sorular büyük, sorular hayati. Adana Demirspor bugün hayatta kalma mücadelesi veriyor. Çarpışa çarpışa çırpınıyor. Adı büyük, renkleri büyük, sevenleri çok. Çarpışmak zorunda, çırpınmak zorunda. Eğer bu kulüp bitecekse bilinsin ki vuruşa vuruşa bitecek. Mücadele ede ede tükenecek. Ya da bir şeyler değişecek. 15 sene olmayan olacak. Bu şehir tekrar sarılıverecek Adana Demirspor'a, sanki hiç bırakmamış gibi. Ayağımız

Dünya Futbol Starları #Alfredo Di Stefano#

Futbola 17 yaşında, River Plate takımında başladı. 1953 yılında Kolombiya'nın Millonarios Bogota takımının formasını giyerken Avrupa turnesi sırasında Real Madrid'li ve Barcelona'lı yöneticilerin dikkatini çekti ve Santiago Bernabéu Yeste, neredeyse di Stefano'nun transferini bitirecek olan Barcelona'dan önce davranarak onu takımına getirdi. 1953 - 1964 arasında giydiği Real Madrid formasıyla 8 La Liga, 1 İspanya Kupası, 5 Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası ve 1 Kıtalararası Kupa şampiyonluğu kazandı. 11 yılda takımına toplam 308 gol kazandırdı. Yine aynı sürede 58 Avrupa kupası maçında attığı 49 gollük rekor ancak 2005 yılında Raul Gonzalez tarafından kırılabildı. 1957 ve 1959 yıllarında Avrupa Yılın Futbolcusu Ödülü'nü kazandı. 6 kez Arjantin milli takımının, 4 kez de Kolombiya milli takımının formasını giydikten sonra İspanyol vatandaşlığına geçip 31 defa da bu ülkenin formasını giydi. 1966'da 40 yaşındayken RCD Espanyol formasıyla futbol yaşamını noktaladı.