Ana içeriğe atla

Orduspor'un Durumu

Geçen sezonun 10. haftasında lider olan Orduspor, bu sezon ligin dibinde. Bu ligte işlerin çok çabuk altüst olacağının en yakın kanıtı; bize vermesi gereken mesaj, hemen yükselmek değil istikrarlı ve dengeli gitmek önemli. Geçen sene dipte olan K.Maraş bu yıl 2.ligte de dibe inmiş durumda ya da hızlı bir yükselişle Süper Lig'e çıkan Balıkesir'in durumu da ortada. İyi gidiyoruz zannedilen dönemlerle dibi görmek arasında sadece bir kaç ay olabiliyor. O yüzden ne yaptığını bilen yönetimler bizim için oldukça önemli.

Geçen sezon K.Maraş'a kötü günlerinde derman olmamıştık, bu yıl da Orduspor'a sahada moral vermeyelim. Demirspor taraftarı böyle maçlarda daha karamsar olur, çünkü geçmişte kötü deneyimlerimiz var. 2007'deki Uşak maçı, bunun en kör göze parmak haliydi belki de. Teknik ekibimizin ve futbolcularımızın, Urfa maçındaki azimden vazgeçmeyeceklerine, rakibi küçümsemeyeceklerine inanıyoruz. Bu tür takımlar belki sezon boyu bir iki takımın canını yakıp yine gerilerler; onlardan biri olmayalım. İşimizi iyi yapıp, kazanalım!

Geçen yıl, daha öncesinde hep 1.ligte (eskinni Süper ligi'i) karşılaştığımız Orduspor ile 1983-84'ten sonraki ilk buluşmamızda (yine 11.haftada) dışarıda yenilmiş, içeride ise kazanmıştık. Dışarıda puan alacağımız bir maçı kaybetmiştik; Yücel İldiz'le iyi gittiğimiz bir dönemde. İçerideki maçta ise 5 haftalık mağlubiyetin ardından, zirveyi zorlayan bir rakibi yenerek nefes almıştık. Bu yıl da ilk 6 mücadelemizi pekiştiren bir maç olsun...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.