Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Adana Demirspor 83 Yaşında

 Bir kez daha, yeniden, daha güçlü... " 'Birlikte yapalım, biz başaracağız' felsefesi ile yola çıkmış bu tren yoluna devam edecek. Çünkü Demirspor katarının daimi yolcuları olan bizler, en yüksek tonda alkışlarla, davullar, meşaleler ve pankartlarla enerjimizi lokomotife aktarmaya devam edeceğiz.  Sahadaki ve yönetimdeki herkesin bu enerjiyle seferimizi sürdürmesi, gelecek durakların zafer olması dileğiyle, daha nicelerine..."

Adana Demirspor: 2 - Antalyaspor: 1

 6 haftalık kazanamama serisi sona erdi. Goller, yine geçen haftaki ikiliden; bu kez sıraları değişti: Akintola, Emre Akbaba. İlk golde yine Yusuf Sarı'nın asisti; ikinci golde Emre'nin oyun zekası etkili oldu. Ondan beklediğimiz hareketler bunlar... Golleri atan kadar attıranın önemini de vurgulamıştık; takımın kıpırdanması için Yusuf Sarı'nın kendine gelmesi gerekiyordu. Ama genel olarak oyun hala iyi değil. İlk golün çok erken gelmesi ve ilk devre biterken de 2-0'ı yakalamak oyuncuları rahatlatmış olabilir. Ama rakibin direnci iyi çıktı ve son dakikalarda hakemin uydurduğu penaltıyla skor 2-2'ye gelebilirdi; neyse ki kaçırdılar. Hakemler şöyle hareket ediyor:  Zaten Demirspor haftalardır kötü, bu maçta puan kaybetmesi sürpriz olmaz, tribünler de büyük oranda boş, baskı yok üzerimde, bu pozisyona çalsam kimse kızmaz. Hazır rakip de kaleye yüklenmişken, kendince maçın hakkının beraberlik olduğunu düşünüyor... Eğer kornerdeki bu itişme çekişme penaltıysa, bütün maçl

G.Antep: 2 - Adana Demirspor: 2

 Kötü oyun, galibiyetsiz devam eden deplasman performansı, Galatasaray maçındaki kör göze parmak performansından sonra hala ilk 11 çıkabilen Belhanda, ortadan birden kaybolan Ertaç, iki haftadır teknik direktörsüz sahaya çıkan takım... Tek adam rejiminde bu hafta bunlar vardı. Suçu Kluivert'a kesmek kolaydı; kolay olan tercih edildi, geri kalan her şey aynı şekilde devam. Akintola'nın haftalar sonra devreye girmesi, Yusuf Sarı'nın biraz kıpırdaması ile kurtarılan bir puan var. Michut ve Barasi de ikinci yarı seviyeyi yukarı çıkardı. Aynı saatte oynanan İstanbulspor-Trabzonspor maçında ev sahibi takımın sahadan çekilmesi gündemi tamamen değiştirdiği için bu hafta kaybedilen ki puan da fazla konuşulmaz. Çivisi çıkmış Türk futbolu, saha içinde ve dışında kötü yönetilirken iyi oyun, iyi sonuç beklemek zaten fazlasıyla saflık olarak kalıyor.  Futbolcuların kötü performansının, paraların ödenememesi ile ilgili olduğu konuşuluyordu; geçtiğimiz hafta bu da kısmen kesinleşti. "

Sahada Hakeme Yumruk

 Ankaragücü-Rizespor maçı sonunda sahada hakeme yumruklu saldırıda bulunan Ankaragücü başkanı Faruk Koca'nın bu eylemi nedeniyle liglere ara verildi, biliyorsunuz.  Türkiye'de işlerin yolunda gitmediği, futbolda hiç ama hiç iyi gitmediği ortadayken böyle bir sonuca şaşırmamak gerekiyor ama her şeyin çığırından çıktığı da bir gerçek. Sahada hakeme yumruk, ısrarla yükseltilen şiddet söylemlerinin, kabadayılığın, sahte erkeklik gösterilerinin bir sonucu. Sokakta şiddeti, mafyatik çözümleri övdüğünüz sürece sahada da birilerinin dövülmesi kolaylaşıyor. Dışarıda ne yaşanıyorsa, içeride de onu görüyorsunuz. Paraya endeksli siyasi çekişmelerinizin yansımaları, birinin yumruğu oluyor, başkasının sallanan parmağı. Öte yandan olay sonrası yapılan açıklamalar, olayın kendi kadar vahim. Memleket futbolunu özenle bitiren İstanbul'un 3 büyükleri, senaryonun yazarı kendi değillermiş gibi sahnede gerçekleşen gösteriye üzülüyor. Timsah gözyaşları, sanki ilk defa böyle bir şey oluyormuş gibi

Galatasaray: 3 - Adana Demirspor: 1

 Bu maçla ilgili söylenecek bir şey yok. Asıl sorun, tek adam rejiminin hocayı alıp yerine birini ayarlamadan takımı hocasız bırakması, sezon başı kadro planlamasının yeterli yapılmaması, Kluivert'ı göndermek için oynamayan futbolcuların gerekli reaksiyonu gösterememesi... Geçen hafta, rakibi küçümsediği için Ertaç'ı kestiği varsayılan Kluivert'a bir ton laf edilmişti ama bu maçta yine kadroda yoktu. Demek ki sorun hocada değilmiş. Kluivert iyi hoca olmayabilirdi ama saha içindekilerin iyi niyetini kaybettiği ise net. Büyük ihtimalle devre arası transfer gidecek oyuncular, sakatlık riskiyle oyununu aşağı çekti. Bunlardan en kendini belli edeni Yusuf Sarı. Belhanda'nın dengesizliği, Stambouli'nin yokluğu, Nani'nin nanay olmasıyla bu kadronun iş yapabilmesi şu anda mümkün değil. Uzunca bir süredir sadece saha içiyle ilgilendim; iyi olanı destekleyip kötü olanın düzeleceğini umdum. Ama meselenin sadece saha içinde olmadığı belli.

Adana Demirspor: 2 - Samsunspor: 3

 Haftalardır süren kötü futbol bu hafta katmerlenerek kendi sahamızda yenilgiye dönüştü. Bu sezonki ilk iç saha yenilgisi, düşme potasındaki rakibimize karşı oldu. Genelde olan bir şey bu; daha önce de Montella döneminde örneğin Malatya'ya iki maçta da yenilmiştik... Tabii hoca gitsinci tayfanın yüzler gülüyor. Demirspor'da her zaman karamsar bir ekip, sürekli olumsuzluk yayar. İşlerin kötü gittiğini düşünmek, karamsarlık her zaman hakimdir. Ama onlar takıma kötü diye diye yolumuz Avrupa'ya kadar düştü. İstediğimiz gibi gitmedik o yola ama yine de yüzümüz güldü. E arada bir üzülmek de var bu işte, ki bilindik bir duygu bizim için. Ben asıl olarak kötü giderken takıma sahip çıkmak gerektiğini düşünüyorum. Kluivert'ın iyi/kötü hoca olmasından ziyade sorunun kaynağı olarak onu görmüyordum. Yine de kötü gidişe müdahale edemedi. Futbolcuların saha içinde sorunlara çözüm üretme kapasitenin olması gerekiyor. Ama bu hafta garip bir kadro vardı sahada. Kadroyu Kluivert mı yapıyo