Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2008 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Şefik Abi Yönetimde!!!

Bu son dakika sürprizini bekleyip duruyorduk! Sonunda oldu! Şefik Akkurt yönetimde! O güzel aksanıyla hepimize "Paşam" diyen, taa İngiltere'den kilometrelerce yol tepip maçlara gelen, Mavilacivert.com ekibiyle beraber yönetime talip olduğunu açıklayan, aynı tribünü paylaştığımız, Demirsporluluğundan bir gram şüphe duyulmayan o güzel kebapçı şimdi iş başında! Uzun zamandır şöyle bir rahat nefes almak, bir parça mutlu olmak istiyordum! Oldu işte! Taraftar artık yönetimde! Yönetimdeyiz! Liste Aytaç Durak'sız! Yaşasın Tam Bağımsız Adana Demirspor! OOO-ooo-OOO-ooo! Şefik abiiiiii oleeeeeeeeeeeeeeeey! Şefik abiiiiii oleeeeeeeeeeeeeeeey! Şefik abiiiiii oleeeeeeeeeeeeeeeey! Şefik abiiiiii oleeeeeeeeeeeeeeeey! OOO-ooo-OOO-ooo!

Yeni Başkan ve Yönetim...

Kongre yapıldı. Yeni başkanımız Mehmet Gökoğlu oldu. Sporadana.com'a göre yaptığı ilk açıklamalardan biri listenin Aytaç Durak'tan bağımsız bir biçimde hazırlandığı olmuş. Aytaç Durak'a yakın olduğu bilinen Selahattin Aydoğdu, Kemal Bahalı ve Savaş Çokduygulu yönetimde yer almayacaklarını belirtmiş. Daha önce, Gökoğlu'nun bir denge politikası izleyebileceğini/yaratabileceğini düşündüğümü söylemiştim. İlk veriler bu yönde. Umarım Aytaç Durak'tan kurtuluşumuzun ilk adımı olur bu. Herkese hayırlı olsun...(Listede Fatih Terim'in ne işi ola acep???) YENİ YÖNETİM: Turhan Demirdal (Hami Başkan) Fatih Terim (Fahri Başkan) Mehmet Gökoğlu (Başkan) Hadi Akkaleli Levent Topaloğlu Önder Serin Ercan Afşar Şerif Güler Ahmet Işık Mehmet Yalçın Muhittin Ünlü Bekir Çınar Derviş Ertan Kemal Bahalı Turhan Gür

Güngören...

Bu yıl "Güngören" denince ikinci üzülüşüm. Varsın ilk üzülüşüme sebep olan yenilgiler olsun ama bu ikinci üzülüşüme sebep olan hain saldırılar olmasın...Siyah ceset torbaları olmasın, Bordo-Beyaz formalar daha çok yakışıyor Güngören'e...Kardeşce yaşamayı öğrenelim artık. Hep beraber, hiçbir siyasi odağın gölgesini üzerimize düşürmeden lanet edelim teröre... Seninleyiz Güngören...Hepimizin başı sağolsun...

Derneğimiz Taşınıyor

Eski dernek binamızdan çıktık.Yeni dernek binası Ziyapaşa Bulvarı'nda. İç mekan gayet genişmiş, dernek olarak kullanılmaya elverişli. Her türlü katkımız için Ankara Tayfası olarak oturup düşünelim. Kol gücünden boyaya, mobilyadan tadilata birçok ihtiyaç olması söz konusu. Bizim elimizden gelen her tür desteği gözden geçirelim... Yeni "evimiz"e hepimiz hoşgeldik şimdiden...

bugün-yarın ve daha fazla kongre ya da anti-Aytaç koalisyonu

Adana Demirspor, başarıyla bir kongre-başarısızlığına daha imza attı. Bu yazki üçüncü kongremizi de sonuçsuz tamamladık. Genel olarak kongrelerde, bir kulübün-camianın nedeni-nasılı/hali ahvali konuşulur. Ne yazık ki biz onu yapamıyoruz. Onun yerine başkanımız kendini eleştirenlere KÜFÜR EDİYOR. Kamusal bir bilinçle kurulup, yörede futbolun baş temsilcisi olan Demirspor, böylesi kişilerin elinde oyuncak oluyor. Şimdi, Kongre sayılarımızın, sıfıra yakınsayarak sonsuza uzamaması için Aytaç Durak'tan vahiy bekleniyor. "Ol" demesi bekleniyor ki olabilelim. Ya da şu yapılabilir: Adana'nın tüm anti-Aytaç Durak birimleri-kişileri bir araya gelir. Demirspor'un kaderini tek bir adama bağlamamak için, gücümü birleştirip bu hengameden-rezaletten kurtulmak için...

Kene

Kongre yine ertelenmiş, aklıma Kırım Kongo kenesi geldi her nedense. Bu canlı türü, kana susamıştır. Kanın bol olduğu yere yapışır. Gerekli kanı aldıktan sonra vücuttan ayrılma gibi bir aksiyon almaz. Ölene kadar kan emer. Kan emdikçe şişer, şiştikçe kan emer. Çıkarmaya kalkarsanız, pisliğini, zehrini kusar. İnsanoğlunun keneyle yaşamaması, bir şekilde bu canlı türünü itlaf etmesi gerekir. Keneden kurtulmak hepimizin yararına olacaktır.

Yarın kongre var...

Yarın kongre var; bu yazki üçüncü denememiz. İlkinde klasik olarak çoğunluk yoktu; ikincisinde Mustafa Tuncel eleştiriye dayanamadı KÜFÜR ETTİ ve taraftar sürece "müdahale etti". İptal olunan ve oldukça uzun vir sonraya atılan kongre, en nihayetinde yarın gerçekleşecek. sporadana.com haberine göre, "işlem tamam"; başkan-ekibi ve teknikp ekip belirlenmiş. Şehrin elitleri, Orhan Demirdal anması için Adana'ya gelen Fatih Terim'in de katılımı ile bir toplantı gerçekleştirdi. Bu toplantının, işlemin tamamlanması konusunda kritik bir önemi olduğu açık. Terim'in basına açıklamaları bizi üzdü. Ama kapalı kapılar ardında ettiği sözler etkili olmuş gibi görünüyor. Sinyor, bizi unuttu mu unutmadı mı; ya da küstü mü kırgın mı tartışılır; ama gelip sürece müdahale etti ve Aytaç Durak ile söz kesti, rezaletin sona erdirilmesi konusunda... Kongre sonucunda tabii ki Durak'ın icazetini almış isim ve isimler yönetimi devralacak; belki eleştiriler bir süre rafa kalkaca

Sıkıldık ya!

Uzun zamandır , blogumuza yazı yazmadım ve yazamadım! Demirsporlular olarak sabrediyoruz, şakayla karışık acınası demeçler, bizleri üzen ve kızdıran kongre görüntileri( bizleri küfür etti diye eleştirenler , yerel ve ulusal basının önünde birbirlerine küfrettiler), en kötüsü bunların artık biliçsizlik değil artık "art"-niyet olmasıdır. Elbette bu kaos beni korkutuyor ama kaostan bu sefer istenmeyenlerin iktidarı değil umarım masmavi bir ortamda Demirspor çıkar. Her zaman olduğum gibi umutluyum, ve sabrediyorum!

Demirsporluluk Ruhuna Bir El "Fatih"-a Daha...

''Kendini Adana Demirspor taraftarı diyen bir grubun'' Durak'a haksız hakaretlerde bulunduğuna dikkati çeken Terim, şunları kaydetti: ''Bu tür olayların olmasını tasvip etmiyoruz. O kişileri Demirsporlu olarak kabul etmiyoruz. Demirspor büyük camia, ulu çınardır. Biz de orada futbola başladık, büyüdük. Bu takımın size ihtiyacı var. Bu derece hizmet eden bir kişiye yanlış yapılmıştır. Bir çok kişinin sizi sevdiği ortada, kararınızı bir kez daha gözden geçirin.'' Durak, içinde bulunduğu ruh halinin kötü olduğunu ifade ettikten sonra, Terim'e bir görüntü izlettireceğini belirterek, basına kapalı bir süre görüştü. Görüşme sonrası Durak ve Terim öğle yemeği için belediyeden ayrıldı. Durak, ziyaretin ardından Terim'e, Osmanlı İmparatorluğu nişan örneği hediye etti."

Orhan Abi'yi Anıyoruz....

Orhan Demirdal'ı, Gerçek Onursal Başkanımızı, 2001 yılındaki acı kaybının yıl dönümünde saygı ve sevgiyle anıyoruz... "...En son yüzünün 1994 yılında Ankara'da Süper Lig'e çıktığımız Çanakkale maçında güldüğünü hatırlıyorum. O maçta takımın başındaydı ve yedek kulübesindeydi. Ondan sonra Demirspor ve Demirspor'u bu hale getirenler ORHAN ABİ yi hiç güldürmedi ve amansız bir hastalığa yenik düştü...Evet kanserdi ve hastalığının nedeni DEMİRSPOR'a olan SEVGİSİYDİ....SENİN YOLUNDA YÜRÜYORUZ ORHAN ABİ, SENİN DE MUHARREM GÜLERGİN'İN YOLUNDA YÜRÜDÜĞÜN GİBİ..... Mekanın cennet olsun.......... DERNEK "

Adana'ya iki takım fazla mı?

Aytaç Durak'ın veya onun eteği altına sığınanların uzun dönemdir gündemde tuttuğu bir proje ve söylem bu: Adana'ya iki takımın fazla geldiği konusu... 1950'lerden '70'lere kadar altın çağını yaşayan, tarımın lokomotifi olan, kültür ve sanat alanında önemli isimlere ev sahipliği yapan ama sonra '80lerle birlikte durgunlaşıp inişe geçen, '90larda tarımın bilinçli bir şekilde yok edilmesi ve zorunlu göç politikaları ile çöküşe giren bir kentin seyrine paralel olarak, futbol takımlarının da başarısızlık girdabına takılması-hatta birinin kapanıp tekrar açılması- bu söylemi yaklaşık 10 yıldır canlı tutuyor. Bu konuyu canlı tutanların akıllarındaki tek hesap şudur: Pastayı birleştirip yeniden dağıtmak. Bunca yıl, özellikle Demirspor'un adından-tarihsel konumundan-kentteki prestijinden faydalanıp belirli bir rant elde eden, mavi-lacivert denizin kıyılarını birilerine peşkeş çeken, mavi-lacivert verimli toprağın gelirinden ekmek yiyen parazitler, bitirdiklerini d

Sevgili Blog...

Sevgili blog, bugünlerde canım çok sıkkın. Her gün bir önceki günden daha kötü haberler duyuyoruz. Tam da "tamam artık, bundan daha dibe vuramayız" diyorken. Artık en dibindeyiz, buradan sonra bir şeyler olacak, zemine ayaklarımızı vurup hızla yükseleceğiz derken tekrar moral bozucu gelişmeler yaşanıyor. Yönetim açısından artık yaşananlar "kötü idare" kavramının dışına çıkıyor. Artık yaşananlarda "kasıt" aramak gerek. Adana'ya iki kulüp fazla diyenler saklandıkları deliklerinden ne zaman ortaya çıkacak bakalım? Belki sezon ortasında, belki ondan da yakın. Bugünlerde canım çok sıkkın sevgili blog. Sade bir taraftar olarak ne yapmam lazım? Hayatta en çok sevdiğim iki renk için ne yapmam lazım? Biraz düşüneyim, sen de düşün, sonra konuşuruz tekrar... Siz de düşünün DEMİRSPORLULAR !

Hacettepe yeniden mi??

Bir ligde iki tane Gençlerbirliği olmasından mütevellit (haşa yanlış anlaşılmasın, Tanıl Hoca başta olmak üzere severim ben Gençlerbirliği taraftarını) isminin yanında "Oftaş" barındıranının durumu hayli tartışma konusu olmuştu. Taraftar desteği azdı, takım açıkcası Ankara'da kendini hissettirmiyordu. Beri yandan iyi top oynuyorlardı, futbola güzellik katıyorlardı. Ama o isimdeki "Oftaş" hep bir miktar buruklukla bakılmasını da beraberinde getirdi sanırım. Takımın biz de dahil olmak üzere birçok farklı kulübe satılacağı söylentileri hiç eksik olmadı. Nihayet, bu sorun ortadan kalkmış gibi görünüyor. Gençlerbirliği Oftaş, bundan böyle "Hacettepespor" adıyla ve Mor-Beyaz renklerle oynayacakmış. Bir yandan sevindim bir yandan üzüldüm ben. Tam olarak ne hissedeceğimi bilemedim sanırım. Öncelikle "Hacettepespor" diye bir şey olmaz, o "Hacettepe"dir. Ancak hukuki açıdan sanıyorum Hacettepe ismi, şu anki Keçiörengücü'ne ait. Bunu bir

Adana'da Aytaç Durak, Ankara'da Melih Gökçek

Ankara'da yaşayan bir Demirsporlu, hayatının her alanında belediye başkanlarından çok çekiyor. Adana ile ilgili sorunlara daha önce çok kereler değindik. Aytaç Durak ne ise, Melih Gökçek de aşağı yukarı o. Susuz kalmış bir başkent, trafiğine çözüm diye getirilen alt geçitleriyle şehiriçinin otobana çevrilmesi ve merkezlerde yaşanan ölümlü kazalar, abuk subuk parklar, kime para kazandırıldığı belli olmayan inşaat işleri...liste uzadıkça uzuyor. Yıllardır ne Aytaç Durak'tan ne de Melih Gökçek'ten kurtulmak nasip olmadı. Ama bitecek bu işkence...Bu ülkenin hala onurlu insanları var. Bu şehrin hala onurlu insanları var. Bu şehrin Ankara Tayfası var. Bir de bu şehrin Odtülüleri var. Melih Gökçek'in en son Odtü'de bilmemkaç binayı yıkabileceğini ima etmesi ve bu yönde harekete geçmesi üzerine Odtü Mezunlar Derneği Yönetim Kurulu aşağıda yer alan açıklamayı yaptı. 5 yılımı geçirdiğim okulumun bir mezunu olarak gurur duyuyorum. Aytaç'a da Melih'e de son...Şehirlere

Katar, Demirsporludur !!!

sporadana.com'dan; Adanaspor’da açıklanan yönetm kurulu litesinde adı geçen Levend Topaloğlu, yaptığı yazılı açıklamayla Adanaspor’da görev alamayacağını belirtti. Topaloğlu bulunduğu Katar’dan yaptığı yazılı açıklamada, kendisinin bilgisi dışında yönetim kurulu üyesi olarak gösterildiğini belirtti. Topaloğlu daha sonra şu açıklamayı yaptı; "Adanaspor beni teveccüh göstererek yönetim kurulu üyesio larak göstermişlerdir. Bu nedenle teşekkür ederim. Ancak işlerimin yoğunluğu nedeniyle şu anda hiçbir spor kulübünde görev almayı düşünmüyorum. Kaldı ki ben daha önce Adana Demirspor kulübünde aktif olarak görev yaptığım münasebetiyle Adanaspor’da görev yapmam etik açıdan da doğru değildir. Adana Demirspor dışında başka bir kulüpte yer almam önce kendime ve aileme sonra da camia içindeki dostlarıma izah edebileceğim bir durum değildir. Bu düşüncelerle Adanaspor yöneticilerine adımı Yönetim Kurulu üyesi olarak göstermek suretiyle gösterdikleri teveccüh nedeniyle teşekkür ederim."

"Cup"

Rakip takımlar, hazırlıklarını sıkılaştırıyor... Gökmen Yıldıran Cup'a; Fethiyespor, Çankırı Belediyespor, Ofspor, Alanyaspor Bolu Cup'a; Türk Telekomspor, Şanlıurfa Belediyespor, İskenderun Demirçelikspor, Denizli Belediyespor, Beylerbeyispor, Arsinspor, Eyüpspor, Adıyamanspor, Mersin İdmanyurduspor, Bozüyükspor, Yeni Kırşehirspor, Pazarspor, Bucaspor Nüzhet Kiper Bağış Göreme Kupası'na; Turgutluspor, İstanbulspor, Elazığspor, Sarıyer, Dardanelspor, Beykoz 1908, Akçaabat Sebatspor, Altınordu, Afyonkarahisarspor, Bugsaşspor, Etimesgut Şekerspor, Gaziosmanpaşa, Akhisar Belediyespor, Zeytinburnuspor, Darıca Gençlerbirliği, Çorumspor katılıyorlar. Biz hele önce bir kongre yapalım da...Lig kolay nasıl olsa...Hazırlık yapmak da neymiş??? Ayrıca "Cup" nedir??? İnsan gibi "kupa" diyemiyor musunuz şuna?

Emrah Bedir...

Bucaspor'la anlaştı-anlaşmadı-kalıyor-gidiyor-350.000YTL'ye gidiyor-400.000YTL'ye gidiyor derken...Emrah Bedir, Adanaspor'la 5 yıllık sözleşme imzaladı. Midesi nasıl kaldırıyor ben bilmiyorum. O kısmı geçelim. Adana Demirspor yönetimi, üniversitelerde "bir kulüp nasıl yönetilemez???" konusunda ders olarak okutulacak örnekler vermeye devam ediyor...Ayakta alkışlıyorum!!!

Yenilmez Armada kitabı, Store'da

Behçet Kurtiç'in yazdığı ve Adana Demirspor tarihine dair önemli anılar içeren Suya Yazılanlar-Yenilmez Armada kitabına, ADS Store'dan da (Adana Demirspor Ürünleri Mağazası)ulaşılabilir. Bilmeyenler için not düşelim, mağazamız Adana 5 Ocak Stadı'nın altındadır.

Gidenler #2

Serkan Turhan gitti... Alacaklarının karşılığında bonservisini almış, hangi takımla anlaştığı belli değil. Önceki yıl en çok gol atan topçumuzdu; sezon başında Şekerspor'a gitti; sonra yükselme grubu öncesi geri geldi bize, bekleneni veremedi ama yine de 8 gol attı. Bu yıl da benzer bir senaryo olmayacağı söylenemez. Özgür Nasuh için de geçerli bu... "Forvetimiz yok" bahanesiyle geri çağrılabilirler; rahat paranın ve basiretsiz yöneticilerin tadını aldılar bir kere, neden gelmesinler. Burak gitti. Manisaspor ile 1 yıllık sözleşme imzalamış; dün NtvSpor'da altyazı geçti. Byu yılın en büyük hayalkırıklığı! Önceki final maçında, Giresun formasıyla bizi perişan edenlerdeni; bu yıla iyi başladı ama gerisini getiremedi. Takım içi huzursuzluklar onu da etkiledi gibi görünüyor. "Malum şahıs" Levent Eriş yanına çağırdı onu. Demek ki Levent Eriş'i gördüğümüz her yerde onun da kulaklarını çınlatacağız önümüzdeki sezon. Gölgemiz üzerinizde.

Adana Demirspor Blogları

Ankara Tayfası olarak bu blogu açtığımızdan beri, "iyi bir şey yaptık" diye düşünüyorum açıkcası. Ses vereceğimiz bir mecramız daha oldu burası sayesinde. Gösterilen ilgi de, başlangıçta beklediğimden iyi oldu bence. Bu vesileyle bir defa daha hem yazma hem okuma hem de eleştirme anlamında desteği olan herkese teşekkürlerimi ileteyim. Adana Demirspor taraftarları içerisinde blog tutan yalnızca biz değiliz elbet. Şöyle genel bir taramayla ulaşabildiklerimi sıraladım aşağıda, atladığım varsa şimdiden affola. Bu tarama sırasında, en çok üzüldüğüm şey genelde blogların bir heves başlanmış ancak sonra bırakılmış olması oldu, hatta içlerinde bazılarının sadece adresleri alınıp öylece bırakılmıştı. Kimi zaman terkedilmiş bir kasabada yürüyormuş gibi hissettim kendimi. Oysa, yazmaya devam edilse çok güzel yerlere gelebilecek bloglar var aralarında. Örneğin, bir ton başka işi olmasına rağmen, bencilce, Anavarza'nın bloguna devam etmesini çok isterim. Yine örneğin, yazarlarını tanı

Dünya Kupası Kadınların!

Mondiali Antirazzisti - Anti Racist World Cup - Irkçılık Karşıtı Dünya Kupası dün sona erdi. Daha önce bahsetmiştim, konaklama, turnuvanın yapıldığı alan içerisinde gerçekleştirilebiliyor diye. Maalesef bir talihsizlik yaşanmış ve bu konaklama alanının etrafında Cuma'yı Cumartesi'ye bağlayan gece bir taciz-tecavüz vakası yaşanmış. Mondiali yetkilileri, olayı kınamışlar ve olayın Mondiali ile hiçbir bağlantısı olmadığını beyan etmişler. Olay, konaklama alanında değil, onun dışarısında olmuş ve Mondiali katılımcılarının bir payı yokmuş deniliyor. Güzel başlamış ancak bu talihsizlik nedeniyle kötü bitmiş maalesef. Konu, uzun uzun konuşulmuş ve tartışılmış, gelecek sene için neler yapılabileceği üzerinde durulmuş. Bu tartışmaların ardından final penaltıları iptal edilmiş ve ırkçılık karşıtı vurgunun, cinsiyet ayrımcılığına karşıt vurguyla beraber ele alınması kararlaştırılmış. Bu doğrultuda da, turnuvaya katılan futbol takımlarından, kadrosunda yalnızca kadın oyuncuyla orada bulun

Sıkıcı maç yoktur, az votka vardır...

Collina falan hikaye, ben adamımı buldum. Bundan böyle bana "bir hakem nasıl olmalı" denildiği anda cevabım, Belarus'lu Sergey Shmolik'tir. Abimiz en son geçtiğimiz hafta Belarus'ta Vitebsk - Naftan maçını yönetmeye çıkıyor. Artık maç nasıl sıkıcı geçtiyse, devre arasında votka-portakalları çakıyor. İkinci yarı anlamsızca sahada geziniyor, orta sahada kayıtsızca duruyor, tuhaf hareketler yapmaya başlıyor. Nihayetinde görevliler durumu farkedip alıyorlar kenara. Yalnız kenara bir gelişi var, görmeniz lazım, tribünlere el sallamalar, gülücük atmalar... Bu abi daha önce 2000 yılında Werder Bremen-Antalyaspor UEFA Kupası birinci tur rövanş maçını yönetmiş. Bir de, bir Arjantin-Meksika maçını yönetecek Jan Wegereef son dakikada sıtmaya yakalanıp ateşlenince sinsi gibi onun sırasını kapıp maça çıkmış. Şimdi hakemlikten tamamen men edilmesi söz konusuymuş. Kendisini her daim halı sahalarımıza bekleriz. Halı sahadan önce Nefes'te votka bizden. (İlgili video için : tı

Derneğin kararı...

Kongre ile ilgili derneğin aldığı kararı nasıl yorumlamak gerekiyor? Geriye doğru atılmış bir adım mı yoksa yerli yerinde bir manevra mı? Şimşekler Grubu, yıl boyunca eşine az rastlanır bir sebat ve olgunluk göstererek, sadece takımın desteklemeye odaklandı. Antremanlara gitti, deplasmanlara gitti, edilen küfürlere aldırış göstermedi, tahriklere kapılmadı, şaibeleri duymamazlıktan geldi, yani yıllardır yaptığı işi -taraftarlığın iyi günde değil kötü günde belli olacağını- bu yıl bir kez daha, daha net bir şekilde eşe dosta gösterdi. Sezon bitti; önceki yılın bir kopyası yaşandı ve suçlular aynı zamanda güçlü oldukları için, şımarık çocuk edasıyla-yavuz hırsız edasıyla, hedef saptırdı; bütün sorumluluğu taraftarın üzerine attı. Taraftar ise, "artık yeter" dedi; kavgaysa kavga, çirkeflikse çirkeflik, oyunu kuralına göre oynamanın vaktiydi çünkü. Son iki yıl göz göre göre yapılan yanlışlar, yaşlı futbolculara ödenen inanılmaz paralar, dost takımlar söylemiyle birilerine verilen

Kongre hakkında...Dernek'ten...

"Adana Demirspor’un menfaati için bir kenarda durmamız gerekiyorsa elbetteki bunu yaparız. Rakiplerimiz kamp işini bile hallediyorken Demirspor’un kulübümüzün yönetimi bile oluşturamamış olması bizim için acı bir olaydır. Bu çerçevede 25 Temmuz’daki olağanüstü kongreye katılmayacağımızı belirtir, yeni oluşacak yönetime şimdiden başarılar dileriz" Şimşekler Grubu, onurlu tavrını ve tam bağımsızlık mücadelesini sürdürüyor! Kavgaya en önde atılıyor...Masmavi bayraklar ellerinde!

Gidenler #1

İlker Avcıbay halihazırda gitmişti. Birilerinin daha gitmesi gerekiyordu. Yeni gelişmeler var; Özgür Nasuh gitti. Sözleşmesi karşılıklı fesh edilmiş. İsabet olmuş. Yakınından geçmesin bir daha bu kulübün. Emrah Bedir gitti. Haftaiçinde "Bucaspor istiyor ama ben bırakmıyorum bu takımı" minvalinde açıklamaları vardı. Sonradan neler oldu bilmiyorum, Bucaspor'la anlaşmış. 1988 doğumlu bu çocuk, "Messi Emrah" diye çağırıyorduk, oyuna girince benim gözüm üzerinde oluyordu..."Messi şimdi bir şeyler yapar" diye...350,000YTL'ye satmışız...Komedi falan değil artık bu, bu işbilmezlik de değil, bu takımın içini oymak artık...Hem iyi, hem geleceği olan bir topçu kaybettik. Son açıklamasını tartışmıyorum, kapalı kapılar ardında ne olduğunu bilmediğimden. Onun haricinde üzüldüm ben... Ünsal Aka, gelip bavulunu ben toplayacağım artık. Utanmadan antremana çıkıyorsun bir de hala...Sıra sende! GİT!

Sakarya'da tribün kazandı...

Sakaryaspor A.Ş.kulübü hisselerinin büyük oranı, Sakaryaspor kulübüne devredildi; yani şirket takımı tekrar halkın takımı oldu. Uzun süredir bu konuda mücadele eden Tatangalar, haklı davalarında önemli bir kazanım elde ettiler; daha önce yaptıkları açıklamada şunları vurgulamışlardı: "Sakaryaspor; ne Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Duran’ın, ne de kulüp başkanı Recep Hacıeyüpoğlu’nun dedesinden kalan tereke değildir. Sakaryaspor halkındır ve geleceği Sakarya halkı tarafından 9 ay sonra yeni seçilecek Belediye Başkanı ve ekibi tarafından belirlenmelidir. Bu şehir; onur kavramından bir nebze olsun nasiplenmiş tüm bireyleri ve kurumlarıyla; tam da seçim arifesinde gerçekleştirilmeye çalışılan satış operasyonuna şiddetle karşı çıkmalı ve bütün gücüyle mücadele etmelidir.. Sakaryaspor Kişiler elinde oyuncak edilmeyecek kadar büyük bir değerdir.. Çünkü başka Sakaryaspor yoktur..! Kulüp ya belediye uhdesinde kalmalı, ya da tüm hisseleri Sakaryaspor Kulübü Derneği’ne devredilmelidir.. Üç

İlk Antreman...

Yönetim yok...Kongre henüz yapılamadı...Bu arada gruplar belli oldu. Dün de takım ilk antremana çıktı. Daha doğrusu Ünsal, Ali, Emrah, Çetin ve altyapıdan 12 futbolcu antremana çıktı. Teknik Direktör olarak Orhan Uçak başlarında. Konu hakkında söyleyecek binlerce şeyim var ve konu hakkında söyleyecek hiçbir şeyim yok.

Gruplar Belli Oldu

TFF 2.Lig 2008 - 2009 sezonu grupları açıklandı. 2.Grupta yer alıyoruz. Grup şöyle: Adana Demirspor Afyonkarahisarspor Akhisar Belediyespor Alanyaspor Altınordu Bucaspor Denizli Belediyespor Fethiyespor Marmaris Belediye Gençlikspor Tarsus İdmanyurdu Turgutluspor Genelde Doğu Grubu bekliyorduk, Batı çıktı. Ankara'ya en yakın mesafe Afyon. Akhisar'a köfte yeme bahanesiyle rahat gideriz. Alanya'yla bir sene oynamasak dişimi kırıcam, gitmişken denize girilir. Altınordu ilginç bir rakip, taraftarını görmeyi isterim ben. Bucaspor, ha keza yine taraftarını görmek istediğim kulüplerden, uzun zamanın geçti Şirinyer'de, güzel olacak İzmir'e gitmek. Denizli'den havlu neyin getirmek icabeder eve. Fethiye-Marmaris tatil amaçlı düşünülebilir. Tarsus'ta bir hesabımız var. Geriye bir Turgutlu kalıyor...Ona da öylesine gidelim derim. Yeter ki şu bağımsızlığı alalım. Yeter ki onurlu Demirsporlular gelsin şu yönetime. Ben Çin'e gitmeye razıyım...Ancak aksi halde, gittiği

Minikler Türkiye Şampiyonası Çeyrek Final Grup Maçları 3.Gün

Üçüncü ve son gün sonuçları da elime ulaştı, grubumuzu 3. olarak tamamladık, Samsunspor bizim grubumuzdan yükselen takım oldu, tebrik ederiz. Miniklerimize teşekkür ediyoruz...Seneye, yarı final! Toplu Sonuçlar 1.Gün (7 Temmuz 2008) Adana Demirspor - Trabzonspor : 1-2 Samsunspor - Van Marshal : 3-0 2.Gün (8 Temmuz 2008) Adana Demirspor - Van Marshal : 0-0 Samsunspor - Trabzonspor: 2-0 3.Gün (9 Temmuz 2008) Adana Demirspor - Samsunspor: 1-5 Trabzonspor - Van Marshal: 4-1

Mondiali Antirazzisti Başladı!

Euro 2008'de ırkçılık karşıtı vurgu, hepinizin malumu. Futbol dünyası, endüstrileşmiş kurumları da dahil olmak üzere ırkçılığı sahalardan silmeye çalışıyor. Hoş, herkesin ırkçılık karşıtlığı aynı sebeplerden, aynı kökenlerden gelmiyor gerçi ama olsun, yine de bu konuda cümleten bir şeyler yapılıyor olması güzel. "Futbolda ırkçılık istemiyoruz" sloganının, bu denli genel kabul görmüş hale gelmesi, önemli... Mondiali Antirazzisti, 2005 yılında bu yana düzenlenen, tam da yukarıda bahsettiğim ırkçılık karşıtı vurguyu iyi bir şekilde ortaya koyan bir "Dünya Kupası" organizasyonu. Arada bir "Viva World Cup" ile karıştırıldığı oluyor, baştan belirteyim ikisi farklı organizasyonlar. Viva World Cup, dünyada her ülke tarafından tanınmayan, haliyle FIFA üyesi ol(a)mayan ülkelerin milli takımlar oluşturarak oynadıkları bir turnuva (ayrıntılar için : http://forzalivorno.org/solacik/2008/07/03/viva-dunya-kupasififa-degil-viva/ ) Mondiali Antirazzisti ise, oyun kur

SİZDEN UTANIYORUM, ÇEKİP GİDİN!!!

Bugün takımımızın "Resmi İnternet Sitesinde" yapılan açıklama aynen şu şekilde: " Antrenmanlarımız bugün saat 18.30’dan itibaren (09/07/2008 Çarşamba), teknik direktörümüz Orhan Uçak tarafından tesislerimizde başlamıştır. Futbolcularımıza duyurulur." AYIP, YAZIK, UTANIYORUM SİZDEN. BU FUTBOLCULAR BU KULÜBÜN MALI. ARARSIN GELİRLER. GELMEYENE VERİRSİN CEZAYI. NE DEMEK İNTERNET ÜZERİNDEN FUTBOLCU ÇAĞIRMAK. YAZIKLAR OLSUN HEPİNİZE, ANLAYIŞINIZA. LAFTA BENİM CAMİAMI TEMSİL EDİYORSUNUZ. ZİHNİYETİNİZİ DE ALIP GİDİNİZ.

Minikler Türkiye Şampiyonası Çeyrek Final Grup Maçları 2.Gün

Düzce'de futbol aşkıyla koşan miniklerimiz, 8 Temmuz'da oynanan karşılaşmada Van Marshal'la 0-0 berabere kaldı. Grubumuzdaki diğer maçta Samsunspor, Trabzonspor'u 2-0 yendi. Bir önceki post'ta "gruplarda ilk ikiyi alan takımlar üst tura yükselecek" yazmıştım velev ki statüyü gayet hatalı anlamışım. Direk Euro 2008'e benzetmiştim hatta. Lakin dostlar, durum öyle değilmiş. 4 gruptan yalnızca 1. sırada yer alanlar direk yarı finale yükseliyorlarmış. Bu durumda, 6 puanlı Samsunspor, 3 puanlı Trabzonspor ve 1'er puanlı biz ve Van Marshal'ın sıralandığı grupta, son maçta çıkma şansımız kalmadı. Bu arada, son maçımızı dün Samsunspor'la oynadık zaten amma velakin henüz sonuçlar elime ulaşmış değil. Eh, blogla altyapı takibi ancak bu kadar oluyor... Olsun, sağlık olsun...Türkiye'nin en iyi 16 takımı arasında yer aldı miniklerimiz, hepsine kucak dolusu teşekkürler... (Sakarya'ya gitme hayali suya düştü, ona üzüldüm en çok...)

"Yüzyılın Dehası" ve Reşat Yılmaz

İşte size yüzyılın yazısı. Lütfen buradan okuyun , titreyerek ağlayın! Bu yazı güce tapmanın-iktidara boyun eğmenin-kraldan çok kralcılığın yeni sembolü olarak kayıtlardaki yerini aldı ve tarihe bir not düştü. Tüm gerçekleri ortaya koydu. Hatta herkesin yanlış bildiği kulübümüzün kuruluş tarihini bile. Evet 1903'te kurulmuş bu kulüp... Ama siz asıl yazana değil yazdırana bakın! O ki yüzyılın dehası, o ki en büyük Adana sevdalısı, o ki zorluklarları aşıp zirveye çıkmış bir siyaset uzmanı (hani şu az aşağıda-sağda turuncu-beyaz atkıyla oturan...) Artık, bizim için bir ikonsun sayın Yılmaz. Bizler ki başarısızlğın nedeni olarak, aslında mucizevi yanını iç anlamadığımız, Aytaç Durak'ı göstererek, hainliğin en biyiğini yaptık. Şu satırları tekrar takrar okuyup, pişmanlığımdan ne yapacağımı bilemiyorum: " Her ilgilendiği spor dalı ve kulüpler iyi giderken, onursal başkanı olduğu Adana Demirspor neden yıllardır bu ilgi ve sahiplenmeye rağmen başarılı olamıyor. Bunun sebebini Ayta

Suya Yazılanlar-Yenilmez Armada

Behçet Kurtiç'in yazdığı Suya Yazılanlar-Yenilmez Armada kitabı, sporu-Adana'yı-Demirspor'u seven herkesin ilgisine sunuldu: "YAZILI BİR ADANA BELGESELİ: SUYA YAZILANLAR… Muhabbeti ve mavrası, abartısı ve küfrü, eğlencesi ve sıcağıyla Adana…. 1950’lerden 70’lere uzanan efsanevi günler… Muharrem Gülergin, Erdal-Mustafa Acet kardeşler, Aytaç Pekkoçak, Ayhan Karataş, Ünsal Fikirci ve daha niceleri… Adana Demirspor lokalinden kesitler;İhsan Sabancı, Met Ahmet, Füze Selami, Kartal Yaşar, Coral, Özden ve Tefo Mehmet’li dönemlerden unutulmaz hikayeler ve birinci ağızdan bire bir anlatılan gerçekler: Behçet Kurtiç’in kaleminden çıkan Suya Yazılanlar-Yenilmez Armada kitabı, okuyucularıyla buluştu! Güçlü Medikal’in katkılarıyla hayata geçen, Dr.Hulusi Kılıç’ın editörlüğünde son halini alan Suya Yazılanlar, bir Adana ve Adana Demirspor belgeseli niteliğinde. Kurtiç’in otobiyografik bir çerçeveden kaleme aldığı, Adana’nın en güzel yıllarını anlatan Suya Yazılanlar, aynı zamanda Ad

"Birlik ve Beraberliğe En Çok İhtiyaç Duyduğumuz Günler" konusu

"Şampiyon Olsaydık" konusu "Biz gidersek bu kulüp kapanır" konusu Şimdi de "Birlik Çağrıları"... Durumu bu hale taraftar getirmedi, bu çıkmaza biz sokmadık bu takımı. Kendi hatalarınızla, durumu olduğundan farklı göstermeye çalışmanızla, tanrı ya da kral olma hevesinizle siz sorumlusunuz bunlardan. Amma velakin, bu pisliğin içinden de bu taraftar gerekeni yapıp Tam Bağımsız Adana Demirspor'u çıkaracaktır, merak etmeyin hiç... Gelelim söylenenlere; dün Adem Atılgan, bugün Cahit Sınmaz, birlik ve beraberlik çağrısı yaptılar. Adem Atılgan : "Ayrıca ve özellikle Adana Demirspor camiasının tarihine Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak’ın yaptıkları altın harflerle yazılacak, fakat hak etmediği kötü sözler kara leke olarak kalacaktır. Görevimiz bu kara lekeyi silmek, başkanımız Aytaç Durak’a özür borcumuzu, namus borcu olarak değerlendirip ödemektir." Cahit Sınmaz : "Aytaç Durak, Demirspor’un efsaneleşmiş onursal başkanı ve hamisidir"

Minikler Türkiye Şampiyonası Çeyrek Final Grup Maçları 1.Gün

Konya'nın hüznünü silerek bir üst tura yükselen minik takımımızın çeyrek final maçları başladı. Bu defa Düzce'de oynuyorlar. 4 Takımlı toplam 4 grup var, ilk-2 ler yarı finale yükselecekler, grupta her takım birbiriyle 1 defa karşılaşacak, eşitlik durumunda ikili-üçlü averaja bakılacak. Yarı final 11 Temmuz, Final 12 Temmuz'da Sakarya - Karasu'da. (SONRADAN GELEN DÜZELTME : Gruplarda ilk-2 sırayı alan takımlar değil, yalnızca 1. olan takım yükselecek...Hata için özür dilerim...Lütfen post'un devamını bu düzeltme doğrultusunda okuyunuz.) Dün ilk maç yapıldı. Trabzonspor'a 2-1 mağlup olduk. Ama can sıkmak yok, Portekiz - Türkiye maçını hatırlamak umutsuz olmamak için yeterli. Grubumuzdaki diğer maçta Samsunspor, Van Marshal'ı 3-0 yendi. Bugün saat 19:00'da Van Marshal'la oynuyoruz. Samsun, Trabzon'la kapışacak. Durumumuz tam Türkiye - İsviçre maçı özetle...Alınacak bir galibiyet, zorlu da olsa Samsunspor maçına yarı final için umutlu çıkmamızı sağ

Anket Sonuçları : Hangi Futbolcular Gitmeli?

Blog'da bir süre önce başlattığımız "Hangi Futbolcular Gitmeli" anketi sonuçlandı. Toplam 789 oy kullanıldı. Birden fazla futbolcu ismi seçilebiliyordu ve Özgür Nasuh 679 oy alarak "gitmesi en fazla istenen futbolcu" oldu. Yukarıda yer alan tabloyu tıklayarak büyütünce tüm sonuçlara ulaşılabiliyor. Gitmesi en fazla istenen İlk-5 i sayacak olursak; 1) Özgür Nasuh - 679 oy 2) Ünsal Aka - 572 oy 3) Serkan Turhan - 506 oy 4) Ramazan Altıntepe - 447 oy 5) Nezir Narin - 377 oy En az oy alan, gitmesi en az istenen 5'li de şu şekilde oluştu: 1) Şahin Çakır - 66 oy 2) Emrah Bedir - 73 oy 3) İbrahim Sürer - 74 oy 4) Bora Rıza Kalyon - 81 oy 5) Erhan Çatalcam - 84 oy Bu en az oy alanların, aldıkları oy adedinin bir kısmının kendileri nedeniyle değil, "bütün takım gitsin" görüşünde olanlar nedeniyle olduğunu düşünüyorum. Ankete katılan herkesin kendi görüşüdür elbette. Ancak bana kalırsa, ortaya gerçekçi bir tablo çıkmış oldu. Sene başından beri "Şahin&

Latife Tekin ve Demirspor: Susturulma Pratikleri

Makale başlığı gibi oldu ama ciddiyetle düşünülmesi gereken, geniş çaplı bir konu... Latife Tekin'n Karabük'te başına gelenleri biliyorsunuz(bilmiyorsanız, lütfen buraya tıklayın ) Karabük Festivali'nde AKP'yi eleştirdiği için Belediye Başkanı tarafından susturuldu. O da yetmemiş, Tekin hakkında suç duyurusunda bulunmuş. Pen ve ÇGD ise Tekin'e desteklerini açıkladılar ( tıklayın .) Aslında Latife Tekin'in yaşadıkları, bizim Karabük'te yaşadıklarımızı ve bir kente dair gözlemlerimizi hatırlatı ve doğruladı ( Burada yazmıştık ). Sorun tabii ki bir kentle ilgili değil sadece; bir zihniyetle ilgili. Kendi gibi olmayanı susturma, yok sayma-yok etme zihniyeti. Aynı zihniyet, sezon bitiminden beri sütten çıkmış ak kaşıklar-Aytaç Durak ve piyonu Mustafa Tuncel- tarafından da yürütülüyor. Basındaki kalemleri de onlara yol açıyor. Hedef ve gündem saptırarak, taraftarın üzerine oynamak, aorunları konuşmk yerine kendilerini eleştirenleri suçlamak, onları zararlı-yok ed

Kanal-A'nın kongre haberi

Medya'nın tarafsız bir şekilde haber vermediği hepimizin malumu; okuduğumuz bir çok habere inanmıyoruz. Gazeteler bile muhabirlik başarısı ile değil, köşe yazarlarının etkisi ile satıyor. Haberlerden ziyade yorumlar dikkate alınıyor. Hele ki yerel medyada bu işler iyice "kör gözüne parmağım" şeklinde yürüyor. Muhabirlik ve gazete-televizyon yönetimi, güç sahiplerinin lütfundan yararlanmak için takla atmakla eş değer hale geliyor. Bunun teknik ismi, "gündem oluşturmak". Televizyonunla ve gazetenle kamuoyunu yönlendirirsin, bilgileri çarpıtırsın ve süreci etkilersin. İşte bunun en net örneği, Kanal-A'nın kongre haberine bakın: "Konuşmalarda ilk olarak eski yöneticilerden Edip Gülnar kürsüye çıktı. Başkan Aytaç Durak'a edilen küfürleri kınayan Gülnar, Mustafa Tuncel yönetimine yönelik "Durak hariç kimse siyaset yapamaz" ifadesinden sonra ortam gerildi. Başkan Mustafa Tuncel'de konuşmaya itiraz edince salona alınan taraftarlar ayaklandı. T

radikal kopuş...

Yıllardır tekrarlanan sahneler, aynı sezon sonu-başı sıkıntıları, aynı sahipsizlik muhabbeti. Ama bu kez biraz daha farklı; bu kez taraftar daha güçlü bir şekilde devrede. Canımız sıkkın, huzursuzuz, kaygılıyız, kızgınız ve öfkeliyiz. ki "Öfke!" bundan sonraki el fenerimiz olacak gibi görünüyor. Ama bir de şöyle bakalım: Radikal bir kopuş için böyle bir tecrübeye ihtiyacımız vardı. Evet dışarıya yine "kavga gürültü-pis Adanalılar" diye yansıdı ama ne olup bittiğini biz iyi biliyoruz. Futbol ve tribünler kakadır, kötüdür, kavgacıdır onlar gibi algıyı artık aşmamız ve hatta bununla mücadele etmemiz gerekiyor. Sokakta, minibüste, aile içinde şiddet varken, tribünde-kongrede olmamasını bekleyemezsiniz. Eğer şiddetle mücadele etmek istiyorsak bunu tribünden değil başka yerden başlatmamız gerek, bu ayrı bi konu... Karşımızda, taraftarın ettiği küfürden, gürültücülüğünden şikayetçi olan bir zihniyet vardı ve o zihniyetin iki numaralı insanı, çıktı-kendisine muhalefet eden

Para Maçı!

Sabah sabah, moral bozukluğu ve sinirle, kafam dağılsın diye diğer blogları dolaşırken, Flying Dutchman ( blogu için tıklayınız ) 'de rasladım. JVC internet sitesi, bildiğimiz para maçının Euro 2008 uyarlamasını yapmış, bence harika olmuş. Saatlerimi yedi desem yeridir. Buyrun eğlenceye; http://www.jvcfootball.com/euroball

"Biz gidersek bu kulüp kapanır" konusu...

Aynı "Şampiyon Olsaydık..." cümlelerine benzer bir biçimde, yönetim ve belediye tarafından sopa gösterircesine tekrarlanan saçmalıklardan biri de bu : "biz gidersek bu takım kapanır" Hanımlar, beyler, sizden önce de var olmuş, sizden sonra da varolacak olan bir ÇINAR dan söz ediyoruz. Ekmeğe pepe diyip, kısa pantolonla dolaştığınız zamanlarda bu takım vardı, başında siz yoktunuz. "Tanrı olma" kompleksinizi kendi özel hayatınızda uygulamaya geçiriniz, Adana Demirspor'un "tanrısı" siz değilsiniz. Bilerek ve isteyerek ve kongrede kavga çıkararak yaratmaya çalıştığınız bu "aman ha biz olmazsak kulüp kapanır" havasına karnımız tok. Ne yapmaya çalıştığınızı biliyoruz, görüyoruz ve size acıyoruz. Kompleksleriniz, Demirspor'un önüne geçemeyecek... "Biz gidersek kulüp kapanır"mış... Neyi kapatıyosun ibiş? Tavuk mu kapatıyosun???

"Şampiyon Olsaydık" konusu...

Gerek kongrede gerekse yönetim ve belediye tarafından çeşitli mecralarda dile getirilen ya da çağrıştırılan, düşünülmesi istenen şeylerden biri bu : "Şampiyon olsaydık, taraftar şimdi bizi eleştirmeyecekti, kahraman olacaktık"... Hanımlar, beyler ciddi bir yanılgı içerisindesiniz. Bu taraftar, "Tam Bağımsız Adana Demirspor" söylemini, başarılardan bağımsız bir biçimde kurmaktadır. Sahip olduğu kulübünün yönetim anlayışı ve ilkeleri hakkındaki görüşleri şampiyon olma-olmama ayrımında değişmez. Sizin öncelikli suçunuz, ilkesiz yönetiminizdir. İlkesiz yönetimlerin de, sportif başarı alabildikleri zaten çok sık raslanır bir durum değildir. Bu nedenle suçu Güngören Belediyespor'un son dakika golüne atmayınız, çok ciddi hata yaparsınız. Suçu, kendinizde arayınız. Bir örnek, Adanaspor maçı öncesi, ortası ve sonunda neler yaptınız? O güne ilişkin yaptıklarınızla gece yatağa girdiğinizde rahat uyuyabiliyor musunuz? Çocuklarınızın yüzüne bakabiliyor musunuz? Bir diğer örn

Aynı nakarat....

Fotoğraflar, 1983 yılının bugünlerinden, Ekspres gazetesi: "hiç kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime; titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime..."

Yeni Başkanımız ve Yeni Yönetim Kurulumuz

Kongremiz bugün gerçekleşti. Hiç kimsenin, asla kuşku duymadığı bir biçimde, önceden ve şu anda yönetimde yer alan herkes kenetlenmişti. Çiçeklerle açıldı kongre, taraflar birbirlerine pamuk helva ikram ettiler. Belediye, halkın parasını elbette halkın takımı olan Demirspor'a vermek zorunda olduğunu kabul ederek, takımdan tamamen çekildiğini açıkladı; bunun üzerine belediye yönetimine frambuazlı pasta ve limonata ikram edildi. Kendine "yönetici" diyenler arasında haşa ve kat-a bir küfürleşme, bir gerginlik olmadı. Çünkü herkes kendi kişisel hırslarını değil, Adana Demirspor'un çıkarlarını geliştirmek için oradaydı. Katiyen kongreyi izleyen ve bu kulübün gerçek sahibi olan taraftarlar polisle başbaşa bırakılmadı. "Kongrenin süresiz ertelendiğine" ilişkin basında yer alan haberler de külliyen yalan, zira yapılan duyuru "süresiz erteleme" değil "sarılalım sıkı sıkı" idi. Yeni başkanımız Tinky Winky ve Asbaşkanımız La-La, yaptıkları ilk bası

Spor Fonu, işçi maaşlarından...

Spora destek, işçi maaşlarından! Adana Büyükşehir Belediyesi, bölgesindeki kulüplere yaptığı yardımı, işçi maaşlarından çıkarıyor. Bilgi Edinme Kanunu kapsamında yaptığımız başvuruya gelen iki satırlık cevapta şu ifadeler yer alıyor: "Belediye-İş sendikası ile yapılan sözleşme gereği, maaşlardan yapılan Spor Fonu kesintisi, Adana bölgesinde faaliyet gösteren amatör ve diğer tüm spor kulüplerine yardım olarak resmi prosedür dahilinde ödeniyor." Bilindiği üzere Belediye Kanunu gereği, belediyeler sadece amatör spor kulüplerine yardım yapabiliyor ve bu yardım da maddi yardım olamıyor. Oysa ki Aytaç Durak başkanlığında Belediyemiz, yarattığı kamuoyu ile Belediye'nin tüm kaynaklarının Demirspor'a tahsis edildiği imajı vererek belediye desteği olmaksızın takımın ayakta kalamayacağını düşündürtüyor; medyadaki piyonları ile de bu kurguyu her gün yeniden üretiyor. Ancak gerçek ortada; belediye, kendi işçisinin cebinden kestiği paralarla Spor Fonu'nu oluşturmakta.

Sivas...Sivasspor...Madımak...

Bugün 2 Temmuz. Madımak Katliamı'nın üzerinden 15 yıl geçmiş. Hasret Gültekin çalıyor, canım acıyor... Gazetelerde, internet sitelerinde, alanlarda tepkiler veriliyor. Unutmamaya ve unutturmamaya yönelik, elinden geleni yapıyor insanlar. Konumuz bu değil. Konumuz, siyasi yelpazenin solunda yer alan insanların, 2 Temmuz'da anma-gösteri-protesto yapmaları değil. Konumuz, 1993 2 Temmuz'unun siyasetlerüstü bir biçimde kınanması ve katliam olarak kabul edilmesi. Konumuz, din-dil-ırk-sınıf hangi bahaneyle olursa olsun, diri diri insan yakmanın, insanlık suçu sayılması. Suçluların "insanlık suçu" işlemenin hakettiği cezalarla cezalandırılması. Ve bunun ardından, insanlık barışı için çaba harcanması. Sorunların üzerini örterek değil, açarak, tartışarak çözülmesi ve barışın yeniden örülmesi. Konumuz, bu. "Dünyanın ilk sömürgeci devletlerinden olan İspanya'nın, Hitler döneminde Yahudileri katleden Almanya'ya karşı kazandığı Avrupa Kupası'nda, bir önceki tur

Belediyeler ve Spor Kulüpleri

Spor camiasında son dönemlerin önemli tartışma konularında biri, belediyelerin spor kulüplerine verdiği destekti; bizzat belediye takımlarının üst liglerde boy göstermeye başlaması ile özellikle son iki sezonda bu konunun üzerine oldukça fazla yazıldı çizildi. Konunun sınırları, siyaset-spor ilişkisine doğru genişlediği için, tartışmanın içeriği de yoğunlaşıyor. Belediye başkanlarının ve yerel siyasetçilerin söylemleri, kullandığı ve kullandırttığı paralar, kentlerin ve camiaların bundan etkilenme biçimleri, yeni siyasi tartışmaları doğuruyor. Siyaset biraz da bu tür tartışmalarda takınan pozisyon ve olayları anlamlandırma biçimi değil midir zaten? Memleketin değerleri üzerinden kişisel prim yapanları sorgulamak da bu sürecin bir parçası; çünkü attığı adımlarla siyasi çıkar sağlayanlar bu adımların sorgulanacağını da hesaba katmak zorundalar. Belediye Kanunu’nda açıkça belirtildiği gibi, belediyeler profesyonel kulüplere maddi yardımda bulunamıyorlar. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14