Şanlıurfaspor'la son yıllarda oynadığımız maçlar hep sıkıntılıydı. Hele ki 2006-07 sezonunda, Çapanoğlu idaresinde şampiyonluk yolumuza taş koymuşlardı. O sene Urfa'daki maçlar hep sorun olmuştu, ilkbdeplasmanda 5 kırmızı kart gördüğümüz maç, sonra da şampiyonluğa giderken yine kırmızların konuştuğu 2-2lik maçlar... 2 sezondur 1.ligteki 4 maçta da henüz tek galibiyetimiz var. Bu hafta da kritik bir maç oynuyoruz, bu sezon kestiğimiz hesaplara bir yenisini daha ekleyelim.
Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...
Yorumlar