Ana içeriğe atla

Konuk Yazar: Bilal Nur

Bilal Nur arkadaşımız ( @BilalNur_ ) Urfa deplasmanından izlenimlerini bizimle paylaştı, teşekkür ediyoruz kendisine:

"Şanlıurfa ile oynadığımız tüm sonuçlar bize hep ters gelmiştir. Adana'ya yakın olmasından ve Şanlıurfa’da yaşayan dostlarımdan dolayı şehre maçtan 2 gün önce geldim dolayısıyla şehri gezip maç hakkında konuştum. Belediye başkanlarından yapılan Şanlıurfaspor bayrakları, afişleri şehre büyük bir renk katmıştı. Halk artık başarıya aç olduklarından büyük bir kenetlenme vardı Urfa’da. Nereye gitsem üstümdeki Demirspor montundan dolayı ilgi gördük hatta maça gitmek için çarşıdan bindiğim otobüste bir dayı’ korkma burada size bir şey yapmazlar seviyoruz sizi’ demeleriydi.


Maç günü erkenden stadyum ve çevresindeydim çok sayıda özel araç ve otobüsler gelmeye başlamıştı. Passolig rezaleti yüzünden turnikede oluşan bir hata nedeniyle taraftarlar  13.05’de stadyuma alınmaya başladı.Tabii öncesinde yaşanan gerginlik stad müdürünün açıklamasından dolayı biraz da olsa hafifletti. İçeri girdik, herkes bir bir geliyor bize ayrılan kısmı doldurmaya başladık.Urfa taraflarından hoş geldiniz tezahüratları bizim de karşılamamızla beraber çok güzel bir görüntü vardı. Maç başladı iyi oynuyordu takım ilk dakikalarda pozisyon buluyorduk buda bizi daha çok motive ederek takımımı desteklemeye itiyordu. Cumali'nin güzel pasıyla Timur’un vuruşu ağlarla buluştu. İlk yarıyı böyle bitirme niyetindeyik ve öyle de oldu. İkinci yarıya çok hızlı başladık ve Mulenga'nın akıllı oyunuyla 47’de penaltı kazanıp farkı 2’ye çıkardık. Tribün olarak çok iyiydik. Oğuzhan'ın düşürülme mevzusunda Urfalı ve eski Adanasporlu Veli'nin gereksiz müdahaleleri ortamı çok gerdi. Gerek saha içinde gerek tribünlerde büyük gerginlik yaşanmasına sebep oldu. İlerleyen dakikalarda istediğimiz oyunu oynayarak galip geldik. 90’dan sonra bir ara gittik geldik ama olsun. Takım olarak çok iyiydik öncelikle çok akıllı oynadık yediğinmiz ikinci golde kalecinin yine tereddütte kalmasından dolayı yediğimizi düşünüyorum onun dışında bir sıkıntı yoktu izlediğim kadarıyla. 

6 puanlık bir maçtı, bu galibiyetle yarıştan kopmadığımızı gösterdik rakiplerimize. Önümüzde bitkin bir Orduspor var bu maçtan da galip gelirsek takımda oluşacak hava bizi liglerin ara verilmesine kadar taşır. Stad çıkışında hiçbir sorun olmadı polislerin eşliğinde yola koyulmaya başladık herkes mutluydu. Büyük umutlarımız vardı…"

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...