Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

2012'de Blog

Yine bir yılın sonuna geldik. Geçen yıl olduğu gibi genel gidişatımıza bir bakış atayım dedim: 2012, Şampiyonluk senesi olarak tabii ki zihinlere yer edecek; hep hatırlanacak. Kimsenin aklında yokken son birkaç maçı kazanıp playofflara kalmak; ardından mucizevi Balıkesir ve Bugsaş maçları ve tarihi Fethiye galibiyeti ile Mayıs sonu bizim için rüya gibiydi. Blog, en çok ziyaretçisini de bu dönemde aldı. Aslında ikinci yarının başı, Mart-Nisan ayları da aynı derecede sıkıntılı ve sinirliydik takıma karşı. Yıl içinde çok derin dalgalanmalar yaşadık. Ardından Haziran'daki yönetim ve kongre krizleri ile şampiyonluk keyfini yaşayamadan yine dert-tasa dolu günler geçirdik. Bu süreçte de yine genel gidişata temkinli yaklaşımımızı sürdürdük; olayları farklı boyutlarıyla görmeye çalıştık. Blog olarak geçen 4 yıldan bu yana farklı çizgimizi koruduğumuzu düşünüyorum. Tabii ki yeni sitelerin, blogların açılmasıyla bilgi ve yorum farklılıkları arttı. Daha önce sadece bizi takip edip yor

Devre Arası Klasikleri: Haftanın Yoranları

6 aylık takımlar kurulmasına alışığız. Son yıllarda daha ilk 11'i öğrenemeden devre arasında kadronun yarısının değiştiğine tanıklık ettik. Bu yıl acaba farklı olur mu diyorduk ama yine gönderilenler, gönderilmeye yakınlar ve gelecekler konuşulmaya başlandı. Haftanın yoranları, transfer haberleri... İrfan, Emre Hasan Balcı, Engin Memişler ve Bilal Çubukçu ile yollar ayrıldı. Son ikisinin bi' hayrını görmedik; gelmeleri hataydı. İrfan, sezona iyi başladı ama gerisini getiremedi, kadronun olumlu yönde değişmesinden olumsuz etkilendi. Bir haftadır gideceği haberleri yayıldı, kendisine ait olduğu iddia edilen twitter ya da facebook hesabındaki açıklamaları internette dolaştı; sonra birden o hesapların sahte olduğu ve açıklamaların asılsız olduğu söylendi. Sonra yine aynı hızla gönderildiği açıklandı. Ben pek itibar etmediğim için o açıklamalarla ilgili bir yorum yazmadım. İrfan'ın sadece para için Adanaspor'a veya başka bir rakip takıma gitmesini hoş karşılamam açıkçası!

72. Yaş Ankara Kutlamaları

Ankara Tayfası, Adana Demirspor'un 72. Yaşgünü şerefine bir yemek organize etti ve ardından Güven Park'ta kutlamalara devam etti.  Video için tıklayın:  http://www.youtube.com/watch?v=g3kkiA-pnMg

Haberads.com'daki Yazı

Haberads.com'daki "Adana Demirspor 72 Yaşında" yazısı (http://www.haberads.com/haber_detay.asp?HaberId=1027), blogumuzda daha önce 70. Yıl Söyleşisi için hazırladığımız metinden alınmıştır (http://www.adanademirspor.net/2010/12/carsamba-gunu-soylesimiz-var.html). Kendilerine mail ve twitter yoluyla ulaşıp durumu bildirdik; bir düzeltme notu koymalarını bekledik ama olmadı. Yapacağı haberlerle öne çıkması gereken bir sitenin bu tip şeylere ihtiyacı olmaması lazım. Kendilerini tanıdığımız için artniyet aramıyoruz ama biraz daha emeğe saygı... Kendi cümlelerinizle ufak bir kutlama yazısı yazmanız daha sempatik olurdu. (EKLEME: Haberads.com editörlerinden Nadir Avşaroğlu, bana konuyla ilgili gerekli cevabı verdi. Kendisine teşekkür ederiyorum.)

72 Yaşındayız!

Demiryolu emekçilerinin, Adana halkının alınteri göz nuru Adana Demirspor 72 yaşında! Kamusal bir sorumluluğun Çukurova'daki taşıyıcısı Adana Demirspor, 72 yıldır geleneğinden gelen gücü geleceğe taşıyan bir lokomotif. Katarlarında geçmişin yükünü taşıyor Demirspor. Fofo Ruhu ateşliyor bu gücü; tribünü bu ateşin gücüyle hareket ediyor; taklit ediliyor, örnek alınıyor, çığır açıyor. Adana Demirspor, 72. yılında daha iyi yönetilmeyi, daha başarılı günleri, daha güçlü bir camiayı hak ediyor. Bizler bu hedefi gerçekleştirmek için burdayız! Fofo ruhuyla yola devam ediyoruz...

Kitap Yardım Kampanyası

Adana Demirspor taraftarı toplumsal bilincini birkez daha gösteriyor; yeni bir kitap bağış kampanyasına öncülük ediyor. Şanlıurfa'nın Suruç ilçesi Bellik Ortaokulu'na kitap yardımında bulunuyoruz. Kitapların gönderilmesinde kolaylık sağlanması için yine Demirspor taraftarları devrede; Nedim Çelik, bu konuda yardımcı oluyor. Kitapları şu adrese gönderebilirsiniz: Reşatbey mah. 62031 sok Musa Ballı apt. B blok no 13 k:2 d:4 Seyhan/Adana "Uğur Bilişim".  Ayrıca 5 Ocak Stadı altındaki Demir Store'a da kitaplar bırakılabilir. Haydi Demirsporlu; göreve...

73. Yaşımıza Girerken...

Adana Demirsporumuz 72 yılı geride bırakıp 73. yaşına giriyor 28 Aralık'ta. Çukurova'nın yari, cenup yıldızı, bölgede her alanda öncü olmuş bu okul 100. yaşına doğru ilerliyor... 70. yılı Ankara'da bir söyleşiyle kutlamıştık hatırlarsınız. Bu kez bir yemek organizasyonu var. Cuma günü gerçekleştirilecek organizasyonla ilgili detaylı bilgi için nadiravsar@yahoo.com adresine mail atabilirsiniz.

İlk Yarının Ardından

İlk yarıyı 27 puanla tamamladık. Kendi sahamızda 14, deplasmanda 13 puanımız var. 27 golle ligin en çok gol atan 2. takımı; 24 golle de ilk 6'nın en çok yiyeni ve ligin de 3. en çok yiyeni olduk. Tıpkı geçen seneki gibi dalgalanmaların çok olduğu, istikrarsız bir tablo sergiledik. Buna benzer bir tablo, aynı dalgalanmalar ikinci yarıda da olacaktır muhtemelen. Yönümüz yukarı gibi görünse de birkaç maç üst üste kayıp hemen ivmeyi aşağıya çevirebilir; aşağıyla 10, yukarıyla 3 puanlık farkımız var. Daha detaylı analizler yapılabilir ama genel olarak bakacak olursak, istikrarsızlığın sebebi kadro derinliğinin olmaması ve birkaç oyuncunun performansına tabi olmamızdı. Sezon başı hazırlık kampının, yani yaklaşık iki aylık sürenin boşa geçmesi, kadronun ancak 5-6. haftada şekillenmesi ile sezona neredeyse yarısında başladık. Güvenç Kurtar rezaleti ve Osman Özdemir hayalkırıklığı ile geçen sezon başı ve başlangıcı, Erciyes tokadı ile son buldu; Adanaspor galibiyeti hem geçmişin pislikl

Önder Serin'in Açıklamaları

Önder Serin, Samsunspor maçı öncesi açıklamalar yaptı. Detaylı bir değerlendirme yapacak kadar yeni konulara girmedi; bildiğimiz sözler tekrarlandı. Ön plana çıkarmak istediğim birkaç başlık var. Birincisi, Serin 3 taraftar oluşumunu da görüşmeye çağırdığından bahsetmiş. Bu üçüncü taraftar oluşumu kimdir, nedir; bilgim yok. 1940 taraftarlar derneği mi? Kendileri ile Bekir Çınar Turnuvası'nda rastlaşmıştık ama taraftar derneği olarak ne yaparlar, ne katkı sunarlar, bun konuda hiçbir bilgi yok. Başkan'ın, görüşmeye çağıracağı kadar önemleri nedir, ben çözemedim. yoksa amaç, yönetim destek konusunda 2'ye 1 yapıp, Şimşekler Grubu'nu mu kıstırmaktı? Sanırım Şimşekler'den kimse gitmedi; böyle bir tezgaha gelmediler. İkincisi, Başkan'ın "yanlış" borç meblağı belirtenleri mahkemeye vermekle tehdit etmesi. Bu açık bir tehditttir ve kamuoyu üzerinde susma baskısıdır. Başkan, 20 milyon değil 11 milyon borç var demiş. 11 milyonun kaynağı nedir; sizin açıklamanız

Belalı Hafta

Ligin ilk yarısı belalı bir haftayla bitti. Ankaragüçlüler sahaya girdiler, maç yarım kaldı; Karşıyakalılar sahaya girdi, zaman az kalmıştı, hakem oynattı bitirdi; Buca-Denizli maçında hakem, yaptığı hata sonrasında Denizlilere "gol mu atacaktınız" demiş! Bizim maçta Koray Gençerler'in berbat yönetimi. Geçen hafta 5 Ocak'ta Süleyman Abay'ın hatalarla dolu maçı da akıllarda... Hakemlerden dert yanmak demode oldu. Ama bu yaşananlarda onların payının ne büyük olduğu ortada. Devre arası hatalarından ders çıkarmalarını umuyorum. Hangi hakem hatasından dolayı kızağa çekildi, maç verilmedi, en azından buna dair bir basın açıklaması bekliyorum; beyhude şekilde...

Adana Demirspor:0 - Samsunspor:0

Yoğun yağış altında kötü zeminde oynanan maçta Samsunspor'u yenemedik. Rakiplerin puan kaybettiği haftada 1 puana razı olduk. İlk yarıyı 27 puanla tamamladık. Top sürmenin, pas yapmanın mümkün olmadığı bir zeminde teknik oyuncularımız oldukça zorlandı. Topu hücum hattına aktaramadık. Böylesi sahalarda gol şansı yaratacak işlere de girişemedik; ne şu atabildik, ne karambol yaratabildik rakip kalede. Lawal'ın kötü performansı sürüyor. Teknik ekip acilen bir hal çaresini bulmalı ve bu oyuncuyu ilk haftalardaki iyi performansına döndürmeli. Kaptırdığı topla tehlikeli olurken hücuma katkısı da azalıyor. Gökhan Kaba, iki haftanın ardından etkisizdi; verdiği hatalı paslarla tribünün tepkisini çekti. Erçağ'ın yerine Gökhan çıkmalıydı diye düşünüyorum. Juninho, bulduğu tek pozisyonu gole çevirse bugün daha mutlu olabilirdik. Kulübeden gelen Samet ve Cavid beklenen katkıyı sağlamadı. Savunmada Keremcan'ın iyi performansını da anmak gerekli. Tavşanlı karşısında kaybedilen

Dualarımız Pekkoçak'la...

Yenilmez armada'nın değerli yüzücülerinden, eski gazeteci ve Demirspor camiasının renkli simalarından Aytaç Pekkoçak'ın hastanede yoğun bakımda olduğu haberini üzüntüyle öğrendim. Dualarımız Pekkoçak ile...

Dirayet Meselesi

Demirspor’da yönetim krizleri son bulmaz. Yapısal bir bozukluk var çünkü. Başkanlık sırayla el değiştiriyor gibi görünüyor. Yöneticiler aday olacakların “ayakları yere basan, sağlam projeler”le kendilerine gelmesini istiyorlar. Eğer bu kişiler “Demirsporluluk duruşuna” sahiplerse ve “emaneti layıkıyla taşıyacakları” intibaı yaratabilirlerse yönetimi kendilerine devredebileceklerini söylüyorlar. Son yönetim değil sadece, Durak’lama döneminin başından beri bu böyle. Bu tavrın iler tutar yanı olmadığını, amacının belli olduğunu kaç kere yazmak gerek? Bizdeki gibi devir teslim ile işlerini yürüten bir zümre var ve bu zümrenin ortadan kalkması gerek. Arkasında büyük bir kamuoyu desteği olmasına rağmen Selahattin Aydoğdu bile mücadeleye girişemedi. Başkanlığın kendisine devrini Zihni Aldırmaz’dan, Ömer Çelik’ten vs. istedi. “Taraftar beni istiyor, param da var, başkanlığı bana bıraksınlar” dedi. Tavrı hatalıydı, bu kadar gaza gelip ortamı gereceğine sıraya girebilir, sırasını bekleyebilird

Samsun'la Benzerliklermiz

Bu haftaki rakibimiz Samsunspor ile benzeşen kötü bir huyumuz var: Çıkma başarısı ile düşme başarısızlığında öncü bu iki kulüp. Süper Lig (eski 1.lig) düşüklüğünde onları takip ediyoruz. Geçen seneki çıkıp-inmeleri ile 7 kez bu başarıyı-başarısızlığı gösterdiler; biz de 5 kere bu işi becerdik! (Aramızda KSK var; 6 kereyle...) Samsun'un yetiştirdiği çok sayıda futbolcu var; Tanju, Celil, Serkan, Ertuğrul bunlardan en bilinenleri. bizimle de yolu kesişenlerden, kaleci Fatih Uraz var mesela.  Samsun futbolu, Adana Futbolu gibi mazisi güçlü, geleneği güçlü takımlardan oluşuyor. O geleneğin parçalarından biri de Samsun Demirspor. Mehmet Yılmaz'ın derlediği "Samsunspor Kırmızı Beyaz Siyah" kitabında Samsun Demirspor'a dair güzel detaylar var; kendisi Adana Futbolu kitabına da katkı sunmuştu. Samsunspor kitabından Cem Dizdar'ın satırlarına vurgu yapalım:  "çocukluğu köyden kente trenle gidip gelerek geçen biri için garların, demiryollarının, demiryolu

Bugün 21 Aralık'tı...

Bugün 21 Aralık'tı; Maya takvimine göre bugün Demirspor yönetiminin para ödemedeki son günüydü. Bu özel günü kutlamak için binlerce insan Şirince'de buluştu. Adana'da değil de Şirince'de buluşmalarının nedeni, yönetimin "bunlar 650 kişi" diye açıklama yapmasını engellemekti. Takvime uygun bir şekilde paralar ödendiği için noterler evlerine döndü ve bir günlük yas ilan etti. Kulüp başkanı, "biz Maya takvimine göre değil İnka takvimine göre hareket ediyoruz, gecikmenin nedeni buydu, ayrıca takvimlere sığmaz bizim aşkımız, isteyene bırakırız, görevimizin başındayız, başımızı devretmeye hazırız" şeklindeki açıklamalarıyla Şirince'de toplananlara mesaj gönderdi.

Futbolcular Hakkında

Son dönemde alışık olmadığımız şeylerden birisi futbolcularla alakalı. Genelde futbolcular para alamadığında antremanlara çıkarlar, "kıran kırana" geçen antrenmanda, "hırs"larıyla göz doldururlardı. Gelgelelim bu arkadaşlar gerçek bir ihanet vesikası olarak protestolarını maçta yaparlardı. Lig sonuncularına mağlup oluverirlerdi. Umumiyetle deplasman maçlarını seçerler, böylelikle Adana'da seyircilerden küfür yeme ihtimallerini ortadan kaldırırlardı. Dertlerini yerel basındaki abilerine açarlar, onlarla dedikodu ve kulis yapmaktan çekinmezlerdi. Paralarını alamayınca ekmek teknelerini kırar döker, onurları olan mesleklerini kendi ayakları altında çiğnerlerdi. Takım içinde takımın elebaşlığına soyunmuş, yaşı ilerlemiş ve feleğin çemberinden geçmiş bir-iki kaşar, başka tabirle "tecrübeli" futbolcuya yerel basından methiyeler düzülür, takım içinde otorite sağlamaya çalışan teknik adamların önü kesilmeye çalışılırdı. Yönetim de bu tip papazların infazın

Tesislere Noter Gelmesi

Demirsporplatformu.com adresinde yer alan habere göre futbolcular idmana çıkmayınca prosedür gereği tesislere noter gelmiş.   Hangi prosedür bu? Birisi açıklasın biz de bilelim.   Yönetim işini doğru dürüst yapmayıp, futbolcuların emeklerini çalacak -tıpkı şampiyon kadromuza yaptığı gibi- futbolcular hakkımızı verin diye alavere dalavere yapmadan saha dışında seslerini çıkarınca aba altından sopa gösterir gibi tesislere noter getirilip, antrenmana çıkılmadığı kayda geçirilecek.   Bu nasıl bir yöneticilik anlayışıdır? Ben hakkımı alamadığım gibi bir de üstüne dolaylı tehdit alacağım sonra da işimi layıkıyla yapacağım öyle mi? Futbolcuların performansında düşme olursa bilin ki bunun ilk sorumlusu sizlersiniz.   Hadi kaynak bulamadınız, tamam kulübü kurumsallaştırma yolunda adım da atamadınız, şeffaflaşma hak getire ona da tamam, altyapıdan kimseyi yetiştiremediniz, kazandıramadınız, bari biraz yöneticilik üslubundan haberdar olun. Yöneticinin dövebilmesi için önce döveb

Taraftar ve Futbolcu İşini Yapıyor, Ya Yönetim?

Demirspor yönetimi, camiamızı rezil etmeye devam ediyor. Paraları ödeyemeyen, kaynak yaratamayan, bütçesi belirsiz yönetim mi olur? Olur; rezil yönetim olur sadece... Futbolcular bugün de antremana çıkmadı; iyi ettiler. Çünkü sahada oynamayıp protokole mesaj vermektense bu şekilde örgütlenip hareket etmek daha doğru. Ben kendilerinden bir de basın açıklaması ya da  taraftarı bilgilendirme metni bekliyorum. Demirspor'da herkesin işini yapmasını istiyoruz. Taraftar tribünde, futbolcu sahada işini yapıyor, ya siz sevgili yöneticiler, ne yapıyorsunuz? Yapamıyorsanız, bırakın gidin; onurluca...

Kongre ve Sorular (Yeniden)

Yine kongre sözleri dillendirilmeye başlandı. Yine aynı sözler. "Talipli varsa iyi bir programla gelen, bırakabiliriz vs." Yine ödenmeyen paralar. Bir kısır döngüdeysen eğer zaten 'yine'ler işin doğasında vardır.   Bizim ne zaman aylık tahmini giderimizi bilebilecek ve açıklayabilecek bir yönetimimiz olacak? Atatürk Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasını müteakip, hatta Lozan Görüşmeleri devam ederken, İzmir'de 1. İktisat Kongresi'ni topladığında ekonomik olarak da kazanmadıkça bir savaşı, o savaşın kazanılamayacağını dile getirmişti. Ülke olarak bu kez de bunun savaşına girmiştik. Şimdi biz şampiyon olduk, ligimizde iyi gidiyoruz ama ekonomik bir savaş veremiyoruz layıkıyla.   Neden? Ne planladınız gelirken?   -Benim transfer peşinatlarım şu kadar, bunları şu şekilde ödeyeceğim -Aylık transfer ödemelerim şu kadar, şu gelirlerden karşılayacağım -Futbolcuların maç başı ödemeleri şu kadar, şu kaynaklardan karşılanacak -Futbolcular tüm maçları

Demirsporlu Gözüyle Okumak-3

Bu kez Halil Cibran'ın Ermiş isimli kitabını okurken Demirspor'u düşündürenleri paylaşacağım. Halil Cibran Lübnanlı şair, filizof, ressam. Kitapta Orphalese isimli bir kentte yaşayan ve gelen bir gemiyle kendi topraklarına dönecek olan bir ermişin, kent halkına verdiği son öğütler konu ediliyor.   Belki de ısıtılıp ısıtılıp önümüze konulan kongre gündemleri, futbolculara emeklerinin karşılığının verilmemesi, şeffaf bir mali yapıya kavuşulmaması, çiftlikvari kulüp yönetimi bu satırlarda anlatılanı özletiyor bize:   "Sizlere hayatın karanlık olduğu da söylendi ve sizler bezginlik içinde bezginlerin söylediklerini tekrarlıyorsunuz. Ve ben diyorum ki hayat gerçekten karanlıktır, dürtü olmadığı zaman, Ve tüm dürtüler kördür, bilgi olmadığı zaman, Ve tüm bilgiler boşunadır, iş olmadığı zaman, Ve tüm işler boştur, aşk olmadığı zaman; Ve aşk ile çalışınca kendinizi nefsinize ve birbirinize ve Tanrı'ya bağlarsınız."   İşte Demirspor'u da böyle

Futbolcuya Teşekkür, Yönetime Teessüf

Futbolculara teşekkür etmeye pek alışık değiliz. Bugüne kadarki deneyimler, bizi bu hale getirdi. Kendini sevdiren değil nefret ettiren futbolcular geldi geçti son 10 yılda bu formanın altından... Halbuki biz sadece işini yapan, kendine verilen desteğin karşılığını sahada sunan futbolcular istemiştik Sıradan her tarftar gibi, bizler de başarı istiyoruz; takımımızla övünmek istiyoruz; sahadaki başarılarımızı konuşmak ve onlarla konuşulmak istiyoruz. Bu sezon teşekkür açığımızı kapatmak, özlemimizi dindirmek için her fırsatı değerlendirdim. Bu haftaki Göztepe maçı da böyle bir fırsat sundu. Maç öncesi baş gösteren mali sıkıntılara rağmen futbolcularımızı tarafarın yüzünü yere sermedi; çıkıp işlerini yaptılar, mücadelelerini verdiler, eksiklere rağmen iyi bir mücadeleyle neler başarabileceklerini gösterdiler. Takım olmak da böyle birşey zaten; kötü günde ayakta kalabilmek. Galibiyetleriyle hem yönetime hem zirveye gereken mesajı yolladılar. Başta kaptan Erman olmak üzere sahaya çıkan,

Göztepe: 0 - Adana Demirspor: 2

Bir kez daha İzmir'in dağlarında çiçekler açtı. KSK deplasmanından sonra Göztepe'den de galibiyetle dönüyoruz. Juninho-Erçağ makinesi çalışmaya devam ediyor! İlk yarıda top çoğunlukla bizdeydi ama düşük tempoda oynandı maç; Erçağ'ı biri direkten dönen iki net pozisyonu vardı. Onların da bir şutu direkten döndü. İlk yarıda İrfan hareketli ama etkisizdi, Juninho'yu kaçırmayı başaramadık, Erçağ pek görünmedi. İkinci yarı daha hareketli başladı, Juninho'nun şutlarıyla gole yaklaşktık. Göztepe'nin topa daha çok hakim olmaya başladığı sıralarda Özgür'ün iyi ortasına Erçağ bu kez daha iyi vurdu ve öne geçtik. Golden sonra kontrolü kaybetmedik, Juninho'nun arkaya kaçma denemeleri hep ofsaytla kesildi ama son saniyede bunu başardı. Sahaya çıkan kadroda ideal kadrodan farklıydı. Lawal yokluğuna Gökhan Kaba da eklenince, Keremcan, Samet ve İrfan gibi oyuncular 11'de başladı. Alhassan ilkyarıda sakatlanınca yerine Berat girdi ve o mevkide Alhassan'dan

Paralar Ödenmiyor

Göztepe maçı öncesi tatsızlık... Daha önce "paralar ödenmiyor mu" diye sormuştuk, bu kez ödenmediği netleşti: Haberads'ye göre futbocular antremana çıkmadı (  www.haberads.com/haber_detay.asp?HaberId=887 ), demirsporplatformu'na göre ise teknik direktör Mustafa Uğur huzursuzluk nedeniyle antremanı iptal etti ( www.demirsporplatformu.com/haberler/adana-demirspor-da-huzursuzluk.html ). [Not: Bir süre sonra demirsporplatformu haberi anasayfadan kaldırıldı.] Galibiyetlerin geldiği günden ber söylüyoruz; bu topçuların parasını verin diye. Plansız programsız bütçeyle, kaynak yaratmadan kör topal ilerlersiniz... Futbolcu parası ödenmeze oynamaz. Bildiğimiz şeyler. Önder Serin'in 6 aylık takım kurduğunu da sezon başında tahmin ediyorduk; şimdi beklenen gelişmeler oluyor ve  ikinci yarı öncesi yine tehlike çanları çalıyor!

Göztepe ve Hatalar

Yarınki rakibimiz Göztepe ile en son 2003-04,  sezonunda yine şimdinin 1.lig'i-o zamanın Lig A'sında karşılaşmıştık. İzmir'deki maçı 2-0, Adana'daki maçı 3-1 kazanmıştık. (Ben sanırım Adana'daki maça gitmiştim.) O yıl iki kulüp birlikte 2. Lig'e, Lig B'ye düştü. Bir önceki yıl da Süper Lig'ten düşmüş olan Göztepe, serbest düşüşünü durduramadı ve Amatör Lig'e kadar indi. Amatör Ligteki ilk sezonunda 2008'te 3. lig'e yükselme mücadelesinde ilk kademeyi geçse de ikinci kademede Ayazağaspor'a yenilip Amatör'de kaldı ancak isim değişikliğiyle Aliağaspor, Göztepe olunca 2008-09 sezonunda 3. lig'ten mücadelesine devam etti. İsim değişikliği nedeniyle, 2003-04 sezonundaki maçlarımızda TFF kayıtlarında rakip olarak Aliağa adı geçiyor. Göztepe'nin hikayesi, mali disiplinsizliğin ne tür sonuçlar doğuracağının tipik göstergesi. Aşağıda yer verdiğim pasaj, Serkan Boyacıoğlu'nun derlediği, İletişim Yayınları'ndan çıkan İnadına Göz

Sayın Uğur, Muhittin'i Unutmayın

Mustafa UĞUR, takımımızın başında son dönemlerde dalgalı bir seyir izlesek de başarılı bir performans sergiliyor. Ben de şu ana kadar gösterdiği duruştan memnunum. Bugün spor01.com sitesinde okuduğum bir habere göre Mustafa Uğur özetle diyor ki; Gökhan KABA olmayınca rakip takımlar Junior'ı kontrol altında tuttu, onu iki stoper arasına hapsetmek işimize gelmiyor ama elden de başka bir şey gelmedi. Bu demeçten şunu anlıyorum. Esas sistemi bir forvet ve bir forvet arkasına dayanıyor. Bu durumda forvet sakatlanınca arkasındaki kişinin yanına bir alternatif yok. Acaba yok mu? Neden profesyonel yaptığımız Muhittin'i denemiyoruz, Tavşanşı maçında artık yenik duruma düşmüşüz, çaremiz gol, işleyen sistemimiz forvet ve onu rahatlatacak adam, biz topla alakası olmayan Samet'i oyuna alıyoruz. Kötü olsun ama o mevkinin adamı olsun, Muhittin olsun kadroda, neden olmuyor? Belki Metin AKTAŞ'ın kaleyi sakatlanarak bırakması ile Şener gibi bir adamı kazandığımız gibi bu kez gencec

Konuk Yazar: Bir Deplasman Hikayesi, "Yıkıla , Yıkıla"

Tavşanlı deplasmanını bir de organizasyonun içindeki Çağatay Biçer'den dinleyelim; tayfanın yeni ekibinin cengaverlerinden.... -- Hikaye şeklinde anlatacağım, içimden geldi... Deplasmandan bir gün önce Kırıkkale'den 2 misafirimiz geldi, tayfa otobüsünde beraber gidecektik, gittik vesselam. Geldikleri andan itibaren mavilere boyandık, evde mavi fırtınanın artçı sarsıntıları başladı o an. Beraberce geceye kadar çay, sigara içtik , saat 03.00 sıralarından uykuya geçmeye karar verdik, saatleri de kurmuştuk 5 telefon birden sabaha. Sabah oldu saat 6.00 da uyanmamız gerekirken, saat 7.00 gibi uyandım, arkadaşlarımı uyandırdım. Anında bir telefon paparayı yedik Nadir Abi'den.. :) Nasıl hazırlandığımı bende hatırlamıyorum , zaten formalarımla yatmıştım. Taksiye bindik yetişmek için, Ankara Tayfa'nın çoğu hazır bekliyordu Sıhhiye Köprüsü altında. 7.30 gibi yola çıktık yavaştan, pankartlarımız hazır, otobüse bayrağımızı astık , dikiz aynasına da atkımız yola koyulmuşt

Demirsporlu Gözüyle Okumak-2

Daha önce de ifade ettiğimiz üzere okuduğumuz kitaplarda bize Demirspor'u çağrıştıran, bambaşka bir konuda olsa dahi Demirspor'umuza uyarlayabildiğimiz hususları alıntılayarak hem kitabı tanıtmak, hem de o andaki duygularımızı paylaşmayı amaçlıyoruz. Sizler de bize katılmak isterseniz demirgibiyiz@gmail.com adresine mail atmanız yeterli.   Bu çerçevede bugün Alaettin COŞKUN'un Denemeler isimli kitabından küçük bir kısmı paylaşacağım. COŞKUN kitabında Ulus Demirel'in bir öyküsünü alıntılamış: "Uyuz bir eşek, düştü düşecek... Üstünde karasinekler, kara bir örtü gibi. Kan emiciler, üşüşmüşler zavallıya. Bir adam gelir, bütün sinekleri kovar. Eşek ona çok kızar: - Neden kovaladın, onlar doymuştu. Şimdi açlar, gelip beni öldürecek!" Demirspor'a sürekli aynı yöneticilerin veya isimler değişse dahi sürekli aynı aç zihniyetin nöbetleşe gibi gelmelerinde de bu anlam aranabilir belki.

Tavşanlı Ertesi

Hayatlarımıza bir deplasman anısı daha ekledik. Hatıralarımızın haritasına bu sefer daha önce hiç gidilmemiş bir yeri daha işaretledik: Kütahya Tavşanlı maçlarını Kütahya merkezde oynamaya başladı yeniden. Bizim de işimize geldi. hem ulaşımı bir nebze olsa daha rahat oldu Kütahya’ya hem de bildiğin dostça karşılandık bir deplasmanda. İlçeye gitsek mutlaka gerginlik olurdu, böylesi iyi oldu elbette. Şen şakrak gidip gelmeye tek mani olan mağlubiyetti. Bundan önceki mağlubiyetlerimizi düşününce aşırı bir üzüntü duymadım desem yeridir. Takımımız beklediğimizden kötü oynadı, baskı da kurduk gerçi. Çok net pozisyonlarımız yok ama verilmeyen golümüz var. Rakip iyi kapandı, iyi direndi. Golü de bulunca, maçın dönmeyeceği açıktı. Yine de bir umut dedik. Olmadı. Yedek kulübemizde maçı çevirecek oyuncumuz yok. Kadromuz dar. Lawal çok süratli şişti, gazını havasını indirmek gerekli. Hücumda bu kadar top ezmeye hakkı yok. Beklentiler yüksek oldukça eleştirilerin dozu da artacaktır. Kendis

Konuk Yazar: "Şampiyonluk İçin Bir Fazlası Lazım"

Blogun sıkı takipçilerinden Yalçın "coulibaly" Çetinkaya, s on Tavşanlı maçından yola çıkarak takımın durumunu analiz ediyor ve  geldiğimiz noktada şampiyonluk hedefi için bu halimizin üstüne birşeyler koymamız gerektiğini söylüyor.  Yazının genelindeki düşüncelere katılsam da, bu sene şampiyon olmamayı yerimizde saymak olarak görmediğimi belirteyim.  Blogumuzda konuk yazarlık için, demirgibiyiz@gmail.com adresini kullanabilirsiniz. -- Devrenin bitmesine iki hafta varken, geride kalan 15 haftada gösterdiğimiz performans da eşit şekilde üç parçaya ayrılmış gibi duruyor. İlk 5 haftaya çok kötü başlamıştık. Sonra sihirli bir değneğin değmesiyle aldığımız 5 galibiyetle hem puan hem oyun olarak zirveye çıktık. Son 5 haftada da hem sahadaki oyun hem puan olarak istikrarsız bir süreç   geçirdik.   Kadro derinliğinin sağlanamaması, bazı oyuncuların kötü performansı istikrarsızlıktaki en büyük nedenlerden biri şüphesiz.   Buna rağmen sezon biterken hala ilk ikiye yak

Konuk Yazar: "TRT Spikerleri ile Görüşme"

Tayfadan Mustafa Çikioğlu, havaalanında TRT spikerleri ile karşılaşması sırasında maç yayınları ile ilgili eleştirilerini aktarmış. Mustafa'nın da belirttiği gibi ortada pek de düzenli-programlı bir süreç yaşanmadığı anlaşılıyor. -- 07.12.12 tarihinde Esenboğa Havaalanı'na giden servis aracında TRT spikeri Alper Bakırcıgil ve ismini bilmediğim TRTSPOR yayın ekibinden biri ile karşılaştım. Tabii yakalamışken Alper Bakırcıgil'e hemen gidip kendimi bir Adana Demirspor taraftarı olarak tanıtıp sonra da "Neden Adana Demirspor'umuzun maçları yayınlanmıyor? Biz Demirsporlular olarak bunu çok merak ediyoruz?" diye sordum. Aslında Alper Bakırcığil bu konuya pek hakim değil gibiydi;  verdiği  birkaç  basit yanıttan sonra yanındaki kişi sorularımı yanıtlamaya basladı.  Aslında söylediği ilk cevap maçların programının öncelikle federasyon tarafından yapıldığı ve bunun o şekilde TRT'ye gönderildiği şeklindeydi. "Saatler ve günler açıklandıktan sonra otomatik

Şimşekler Grubu Deplasmanda da Olmalı

Dün Tavşanlı Linyitspor'a yenildik. Doğaldır, futbolun içinde vardır yenilmek, kazanırız kaybederiz. Ancak bizler açısından doğal olmayan şey şu: Biz dün Tavşanlı Linyitspor'a tribünde de yenildik. Onlar sayıca çok olduğu için değil, biz organize olamadığımız için. Her kafadan bir ses çıktığı için. Maç öncesinde taraftarları tezahürata dahil etmek için uğraşan bir kaç kardeşimiz "Bu maçı bu tribün alacak!" diye yırtıyordu kendini, ama oraya gelen insanın o kitleyi harekete geçirmesi için bağırmak yetmiyor, iyi niyet yetmiyor. Bir derleyici, toparlayıcı olması gerekiyor tribünde. Bizde de -bir süre iç maçlarda da dahil olmak üzere- bu toparlayıcı güç yok. Şimşekler Grubu'nu iç sahada gördük, mutlu olduk, hatta sonucunu da aldık ama dış sahada göremeyince bir şeyler eksik kalıyor. Şimşekler Grubu'nun açmazlarını, ilkelerini biliyorum onları anlamaya çalışıyorum. Ancak Grup'tan da iki üç otobüs dolusu taraftarla maça gel demiyorum. 10 kişi olun

Kütahya'dan Kareler

T.Linyitspor: 1- Adana Demirspor: 0

Olmadı bu kez; Linyit'ten rövanşı alamadık. Kötü bir zeminde oynandı maç... Golü atan kazandı. Geriye düştüğümüz maçları çeviremiyoruz. Mustafa Hoca'nın oyuna müdahaleleri sonuç vermiyor. Takım olarak belli bir seviyeyi geçemedik; hala çok açık veren oyuncularımız var; savunmacılar başta olmak üzere. Birkaç oyuncunun performansına bakıyoruz, onlar da gününde değilse işimiz zorlaşıyor. Mesela Lawal; acilen uyarı almalı! Kafasının başka yerlere gittiği belli. Detaylar deplasmana giden arkadaşlarda...

Tayfa Yollarda #2

Tayfa, Kütahya yollarında bozkırı arşınlıyor.

Tayfa Yollarda

Tayfa deplasman yollarında; yeni montlar da sırtlarda...

Konuk Yazar: "Lawal'ın Transfer Haberleri"

Konuk yazarımız forzache, son günlerde artan Lawal'ın transfer söylentilerine dair düşüncelerini paylaşıyor. "Lawal'ın devre arası transferi felakettir" diyen yazarımız, siyahi oyuncunun iki sene daha Demirspor'da kalması gerektiği görüşünde. Kendisine katılıyorum: -- Son zamanlarda Lawal ile ilgili bir sürü transfer haberi duyuyoruz. Üzülerek görüyorum ki, Lawal'ın ortaya koyduğu parmak ısırtan performansa sevinen kadar başka kulüplerin bu futbolcuyu transfer etme ihtimaline sevinen de var. Sosyal medyada okuduğum yorumlar bu transfer söylentilerinin gerçeğe dönmesine ve buna sezon sonunda gerçekleşmesi zaruri, olması gereken, elzem gözüyle bakıldığını gösteriyor. Bu haberler çıktığı günden bu yana çok memnuniyetsizim. Neden mi? Öncelikle alt yapımızda parlayan gençlerin pişirilip değerlendirilmesi yerine -ileride daha çok getirisi olacağı halde- apar topar nasıl pazarlandığına şahit olduk. Halbuki bu gençlere özellikle şu an bulunduğumuz lig seviyes

Geliyoruk!

İşte bir sabah uyandığında… Yatağının sıcağı seni salmak istemez, ayaklarını içine daha bir çekersin Ankara’nın ayazında. Telefonun, saatin alarmını kurmuşsundur da, ya çalmazsa, ya uyanamazsan, yatağın sıcağı tatlı gelirse… Kalkamazsan, kat kat giyinemezsen, en son atkını boynuna dolayıp daha en maviyken dünya, yollara düşemezsen… Nasıl sahipsiz kalır sevdan? Nasıl yapayalnız bırakırsın onu ve nasıl! Sen tuttun yıllarca elini, o belki yalnızken, titrerken sahada. Dizlerine derman oldun, göğsünü genişlettin, dimdik durdu sayende, omuz verdin. Omuz omuza… Şimdi havanın ayaza döndüğü bir Ankara ayında, seni yalnız bırakır mıyız sandın? Öyle dedim arkadaşlara, biz onu seviyoruz ya şimdi ölesiye, o da bizi seviyor lan! Seni seviyor Demirspor oğlum, seni seviyor ulan! Sevindi arkadaşlar, birisi içinden aley aleey dedi, duydum. Birisi yumruğunu, dişlerini sıktı şevkinden, gördüm. Gözlerimizi gülerek kapatmak için bir neden: O da bizi seviyor ulan! Ankara Tayfa seviyor, Ankara Tay

TRT, Karadeniz Kanalı Mı?

1. Lig maçlarını yayınlayan TRT, bu hafta yine Demirspor'u es geçti! 1461 Trabzon'un her hafta maçını canlı veren TRT, bu haftaki Tavşanlı maçımızda bizi yine internet çilesine teslim ediyor. Twitter'da tepkinizi #trtambargosu hashtagiyle yazarak verebilirsiniz.

2010'daki Tavşanlı Maçı

Nostalji serimize devam edelim; bu haftaki rakibimiz Tavşanlı Linyit'le 2010 play-offlarında ilk turda karşılaşıp elenmiştik. Sezon başından beri süren rövanş alma hali bu hafta da sürecek mi? 2009-2010 sezonu, biki playoff finalinin ardından gelen yıkımın etkisiyle 2008-09'daki başarısız sezonun ardından yeniden yapılanmaya gidildiği, daha mütevazi kadronun kurulduğu, mali sıkıntılar içinde kulübün ayakta tutulmaya çalışıldığı bir sezondu. Bu çabaların en büyüğü rahmetli başkan Bekir Çınar'a aitti tabii ki; onun ikinci sezonuydu; çeşitli kereler mücadelesinde yalnız bırakılmıştı; Aytaç Durak'tan bağımsız bir yönetimin zorluklarını yaşayan, Durak'ın çeşitli engellemelerine maruz kalan bir yönetimi vardı. Antalya'daki playofflara giden yolda, grupta üçüncü olduğumuz için yükselme grubuna kalamamıştık. Kademe grubunu hep zirvede götürdük. Kadroda kalede ÖmerKahveci, Ferami Kuşçu, Serdar Döndü, İbrahim Selen gibi altyapıdan gelen oyuncuların şans bulmaya başladığ

İkinci Kuşak Tayfa

2007'de birlikte deplasman yapmaya başlayan, Gurbette Demir Gibiyiz pankartının arkasında toplanan grup, yerini yavaş yavaş ikinci kuşak diyebileceğimiz bir ekibe bırakıyor. İlk kuşak ekip, Ankara'daki Demirsporlular olmanın ötesinde Ankara Tayfası olmanın en önemli adımı olarak, birlikte birşeyler yapma pratiğini geliştirmişti. Birkaç yıl boyunca bu hareketli dönem devam etti. Birlikte önemli işler yaptığımızı düşünüyorum bu sürede. Sonra zamanla birçok kişi mezuniyet, tayin, iş güç gibi dertlerle Ankara dışına gitti. Ergin, Emrah, İsmail Deniz, Göktuğ, Türkay derken sonbaharda ben ve en son da Fırat-Meral Ateş çifti Ankara'dan ayrılanlar arasına girdik. 2008'ten beri blogla ilgilenen kemik tayfa, bir süre sonra ilik tayfaya dönüştü! Askerlik sonrası vertumnus'un de elini çekmesiyle şimdi ben (Yavuz), Mustava ve Onur Biçer olarak yazmaya devam ediyoruz. Mustava ve Onur, eskinin temsilcisi olarak hala Ankara'yı bekliyorlar! Abdullah da deplasmanların vazgeçi

A2'de Emin Adımlarla...

A2'de dün oynana maçta bir alt sıradaki takipçimiz Kayserispor'u 2-0 yenerek zirve iddiamızı sürdürdük. Maçta öne çıkanlardan biri, Muhittin Tümbül'ün bu yılki 8. golünü atması,diğeri de A takımda şans bulamayan Emre Hasan Balcı, Engin Memişler, Rıdvan Koçak, Bilal Çubukçu gibi isimlerin forma giymesiydi. Nitekim Bilal, takımın ikinci golünü attı. Bu oyuncuları hazır tutulması için iyi bir fırsat ama bir yandan da genç oyuncularımızın forma şansını engellemeleri açısından da kötü...

Kartal Maçı'ndan İki Pankart

Kötü havaya rağmen, bir Demirspor klasiği, Demirspor taraftarı tribündeydi. İki pankart özellikle öne çıktı:

Adana Demirspor:2 - Kartal:1

Bu sezon, geçmişin tüm rövanşları alınıyor. Sıra Kartal'daydı; 2-1 kazandık. Goller Juninho ve Erman'dan... Juninho, 9. golünü attı. İlk ikiyle 2 puan, zirveyle 4 puan fark kaldı... Kimsenin beklemediği şeyler oluyor, hadi hayırlısı!

Cezalara Dikkat!

PFDK bu hafta da bize taraftar olayları nedeniyle ceza kesti, bu kez meblağ 20bin tl. Bu yıl 7. kez ceza alıyoruz. Ankaragücü maçında sahaya girme nedeniyle aldığımız cezanın ardından, taraftara kesilen para cezalarının da saha kapatmaya dönüşme tehlikesi var. Cezaların haklılı haksızlığını tartışmaya zaman yok! Yarınki Kartal maçında tribünde oldukça dikkatli olmalıyız. Kapalı A'sı, maratonu, kale arkası hep birlikte aynı derecede dikkatli olmalı, yoksa bu artan para cezaları nedeniyle yeniden sahamızı kapatacak.

TT Arena'da Deplasman

Dün Balıkesirspor, TT Arena'da Galatasaray'la kupa maçında karşı karşıya geldi. Bal-kes'ler kendilerine ayrılan tribün büyük oranda doldurmuştu ve güzel de tribün yaptılar tv'den izleyebildiğim kadarıyla... Tebrikler! Tabii aklımıza bu yılın başında (geçen sezon ortasında) 10 Ocak 2012'de bizim de GS ile Arena'da yaptığımız maç aklımıza geldi hemen. Arena'da deplasman kısmını doldurmak, meşale, koregrafi vb noktalarda Adana Demirspor taraftarı yeni bir eşik belirlemişti; hafta içi, kış soğuğunda, İstnbul destekli olsa da çoğu 12  saat mesafeden... ( www.adanademirspor.net/2012/01/galatasaray4-adana-demirspor1.html  ) Süper Lig'teki bir kaç takım dışnda şimdilik o noktaya yaklaşılması zor görünüyor.

2007'deki Kartalspor Maçı

Bu haftaki rakibimiz Kartalspor'la en son 2007'de oynamıştık. Ligin adının Lig B olduğu son sene. Şampiyonluğa en çok yaklaştığımız, belki de en çok inandığımız yıldı; hayalkırıklıklarının da ilk yılı. Kademe gruplarını lider tamamlayıp, diğer 4 grubun ilk ikisi ile birlikte play-off grubuna yükselmiştik. O grubun ilk ikisi doğrudan üst lige çıkıyordu. Adana'da Kartalspor'a trajik şekilde kaybettiğimiz o maç, bizi ilk iki yolunda çok yaralamıştı. O sezon, Kartalspor'la aynı puanda olmamıza rağmen averajla 3. olup ekstra play-off'lara kalmıştık. Bursa'daki Giresun maçıyla sonuçlanan günler... Kartalspor 2007'de yükseldiği 1.lig'ten bir daha düşmedi, tıpkı aynı grupta 1. olup yükselen Boluspor gibi. O yıl biz çıksak gruptan kaderimiz nasıl çizilecekti kim bilir? 11 nisan 2007'deki maçta Çertin'in gördüğü kırımzı kartla son 10 dk.ya 10 kişi girmiştik. Ardından 85'de yediğimiz golle 1-0 yenik duruma düşüp, 88'de Serkan Turhan'la ber

Şener!

En son Erçağ için yazmıştım; bu kez sıra Şener Özcan'da. Demirsporlu'nun ihtiyaç duyduğu, özlemle beklediği sembol isim, simge isim, peşinden gidilesi futbolcu kervanına bu kez hiç beklenmedik bir yerden -kaleden gelen destek... Evet, Şener de iki yıllık performansıyla gözbebeğimiz olma yolunda ilerliyor. Futbola Ankara'da Tigemspor'da başlayan Şener Gençlerbirliği'nin altyapıına geçiyor, sonra G.Birliği'nin pilot takımı olan Hacettepe'ye kiralık gidiyor. Ancak ilk kez 11'e Bozüyükspor'da çıkıyor, 2008 baharında, iki maçta. Ardından 2009'da Kastamonuspor'da şampiyonluk mücadelesi veriyor. (Biz onu Cebeci'de Ankara Demirspor'a karşı oynadığı bir maçta izlemişiz) Kastamonu play-off'larda elenirken o Hacettepe'ye geri dönüyor ve 2010'da küme düşen takımın kadrosunda yer alıyor; çoğunda yedek olsa da 8 maçta 11 şanı buluyor. Sonraki sezo Hacettepe'nin asıl kalecisi oluyor ilk devre ardından devre arasında bize

Ramazan Altıntepe Ağlıyor

G.Antep Bld.'yi deplasmanda 2-1 yendik. İki haftalık pas geçişlerin ardından, bu 3 puan iyi oldu. Eski ah'larımızdan Ramazan Altıntepe'yi üzerek geri dönmemiz ayrıca güzel oldu. Kadro sıkıntısından bahsetmiştik; bu maç zor olacaktı. Cavid, AlHassan, KeremCan, İrfan uzunsüre sonra ilk 11'deydi. Juninho'nun erken golü işimize yaradı. Kapanıp kontratağa çıkmayı iyi bilen takım, istediği oyunu oynadı. İkinci yarıda yeniden Juninho, kendini sevdirdi... Tabii ki aslan payı, Şener'indi. Geçen seni bizi penaltı noktasından alan Şener, bu yıl kaldığı yerden devam ediyor; uzatma anlarında kurtardığı penaltıyla bize hayat verdi. Teşekkürler Şener! Bu galibiyetle başaltına tutunma yolunda önemli bir adım attık.

Kadro Sıkıntısı

G.antep Bld maçı öncesi kadrodaki sıkıntı ve darlık iyice gün yüzüne çıktı. Son gelen haberlere göre Gökhan Kaba da kodroda yok ( haberads.com). Burak Keskin'in kırmızı kart cezasının ardından bu eksiklik, bizi ilk haftaların sıkıntılı günlerine iyice yaklaştırıyor. Tek bir oyuncunun -Yusuf Kurtuluş- yokluğunu 3 haftadır açıkça hissederken, üstüne bu haberler morelleri bozdu. Kadrodaki diğer oyunculara, İrfan'a, Rıdvan'a çok iş düşüyor. Bir yandan da kulübeyi zenginleştiremeyen; AlHassan ve Hüseyin Cimşir gibi kötü transferler yapan yönetimin de kulaklarını yeniden çınlatmak gerekiyor. Bu maçın zorluğu, rakibin gücünden çok bizim eksiklerimizden kaynaklanıyor. Bu eksiklikleri gidermek için herkesin iki kat mücadelesi zorunlu!

Altyapı'da İlk Devre

Altyapı'da ilk devre sona erdi. 10 maç sonunda U14 ve U16'da zirvedeyiz; diğer kategorilerdde de zirveyi zorluyoruz. U14'lerimiz, gruplarında yuenilgisiz lider. Attıkları 38 golle de rakiplerin tozunu atıyorlar! Nevzat Akdoğan, 10 ve Civan Çağın 9 golle önplana çıkan isimlerden.Daha '99'lu bu çocuklar... U15'lerimiz 2 puan farkla ikinci sırada. Onlar da grubun en iyi averaja sahipi ikinci takımı. Arda Öztep, attığı 9 golle kendini gösteriyıor. Arda geçen yıl U14'te de sezonu 19 golle tamamlamıştı. U15'ler Orhan Köziğ denetiminde. Arman Bozkaya'nın yönettiği U16'larımız grubu 5 puan farkla lider götürüyor. 7.haftaya kadar tüm maçlarını kazanan 97'lilerimiz tek yenilgisini G.Antep'ten aldı.  U17'lerimiz şu anda en kötü durumdaki grup. Zirvenin 12 puan gerisindeler. Son hafta G.antep Bld'yi 4-0 yenerek morallendiler.  U18'lerimiz 2 puan farkla ikinciler. İbrahim Çolak denetimindeki U18'

Paralar Ödenmiyor Mu?

Demirspor'da iyi ile kötü arasında ara bölge yok. Birden çok iyi birden çok kötü oluyoruz; olaylar ve moraller birden tersine dönüveriyor. Buca ve Trabzon maçları, yukarıyı zorlayamayacağımızı, orta sıralarda olacağımızı ve dolayısıyla düşme tehlikesini her zaman hissedebileceğimizi gösterdi. 5 haftalık galibiyet performansını yaratan neyse, 2 haftalık performansı yaratan da o oldu: Para mevzuları! Erman'ın maç sonu açıklamasından yola çıkarak çeşitli haber sitelerinde, takımda senetlerin karşılıksız çıktığı, futbolculara ödemelerde sıkıntı olduğunu okuyoruz. Galibiyetlerden sonra, "bu topçulara paralarını verin" diye bitirdik sözlerimizi. Bu şüphelerimizde haklı olduğumuzu gördük. Bu haftaki Antep dışında üstümüzdeki tüm takımlarla oynadık ve Erciyes dışında hepsinden puan aldık. Bundan sonraki fikstürümüz daha avantajlı görünüyor. Ama avantajın gerçeğe dönüşmesi için "içeride" gerekenlerin yapılması lazım. Yoksa bir Demirspor klasiği olarak düşme pot