Son dönemde alışık olmadığımız şeylerden birisi futbolcularla alakalı.
Genelde futbolcular para alamadığında antremanlara çıkarlar, "kıran kırana" geçen antrenmanda, "hırs"larıyla göz doldururlardı. Gelgelelim bu arkadaşlar gerçek bir ihanet vesikası olarak protestolarını maçta yaparlardı. Lig sonuncularına mağlup oluverirlerdi. Umumiyetle deplasman maçlarını seçerler, böylelikle Adana'da seyircilerden küfür yeme ihtimallerini ortadan kaldırırlardı. Dertlerini yerel basındaki abilerine açarlar, onlarla dedikodu ve kulis yapmaktan çekinmezlerdi. Paralarını alamayınca ekmek teknelerini kırar döker, onurları olan mesleklerini kendi ayakları altında çiğnerlerdi.
Takım içinde takımın elebaşlığına soyunmuş, yaşı ilerlemiş ve feleğin çemberinden geçmiş bir-iki kaşar, başka tabirle "tecrübeli" futbolcuya yerel basından methiyeler düzülür, takım içinde otorite sağlamaya çalışan teknik adamların önü kesilmeye çalışılırdı. Yönetim de bu tip papazların infazına yanaşamazdı. Böylece devran dönerdi, kervan yürürdü. Yönetim para ödemez, futbolcu oynamaz, taraftar sürünürdü. Düzeni değiştirmeye çalışan kim olursa bazen taraftarın da müdahalesi ile teneke trampet kovulurdu. Taraftar asla ama asla masum değildi. Demirspor'un menfaatlerini savunduğunu söylerdi ama bunca yıl aynı yerlerde dönüp durmamızın sebeplerinden olan taraftarı bu işten soyutlamak imkansız. Yine de taraftarın mazur görülmesi daha mümkün, profesyonel futbol onun için icra edilen bir gösteri aslında. Mazur görelim ama masum değil.
Konu dağılmasın, futbolcular diyordum. Son iki sezondur takımımıza gelen futbolcular belki de yirmi yılda bir araya gelmiş nadir iyi niyetli ekiplerden. Takımı sabote etmediklerini düşünüyorum. Antrenmana çıkmama eylemini destekliyorum. Bunun maç performansını etkileyeceğini ama kondisyon anlamında bir sorun yaşanmayacağını, olsa olsa taktik çalışmaların sekteye uğrayacağını sanıyorum.
Eylemin zamanlaması futbolcuların tercihiyse isabetli bir tercih. Ama ciddiye alınması için hafta içi tekrar ederek yapılması gerekliydi. Verilen sözlerin tutulmayacağı korkusunu herkes yaşıyor. Gerçi parasal sözleri tutmak bu yönetimi başarılı kılmaz. Bizim başarı kriterlerimiz belli, önceki yazıda Onur tekrar güzelce özetlemiş. En azından para bulun, günü kurtarın çünkü bu oyuncular bunu sonuna dek hakediyor. Para bulamazsanız orada oturmanızın anlamı yok. Bu işgale son verin.
Genelde futbolcular para alamadığında antremanlara çıkarlar, "kıran kırana" geçen antrenmanda, "hırs"larıyla göz doldururlardı. Gelgelelim bu arkadaşlar gerçek bir ihanet vesikası olarak protestolarını maçta yaparlardı. Lig sonuncularına mağlup oluverirlerdi. Umumiyetle deplasman maçlarını seçerler, böylelikle Adana'da seyircilerden küfür yeme ihtimallerini ortadan kaldırırlardı. Dertlerini yerel basındaki abilerine açarlar, onlarla dedikodu ve kulis yapmaktan çekinmezlerdi. Paralarını alamayınca ekmek teknelerini kırar döker, onurları olan mesleklerini kendi ayakları altında çiğnerlerdi.
Takım içinde takımın elebaşlığına soyunmuş, yaşı ilerlemiş ve feleğin çemberinden geçmiş bir-iki kaşar, başka tabirle "tecrübeli" futbolcuya yerel basından methiyeler düzülür, takım içinde otorite sağlamaya çalışan teknik adamların önü kesilmeye çalışılırdı. Yönetim de bu tip papazların infazına yanaşamazdı. Böylece devran dönerdi, kervan yürürdü. Yönetim para ödemez, futbolcu oynamaz, taraftar sürünürdü. Düzeni değiştirmeye çalışan kim olursa bazen taraftarın da müdahalesi ile teneke trampet kovulurdu. Taraftar asla ama asla masum değildi. Demirspor'un menfaatlerini savunduğunu söylerdi ama bunca yıl aynı yerlerde dönüp durmamızın sebeplerinden olan taraftarı bu işten soyutlamak imkansız. Yine de taraftarın mazur görülmesi daha mümkün, profesyonel futbol onun için icra edilen bir gösteri aslında. Mazur görelim ama masum değil.
Konu dağılmasın, futbolcular diyordum. Son iki sezondur takımımıza gelen futbolcular belki de yirmi yılda bir araya gelmiş nadir iyi niyetli ekiplerden. Takımı sabote etmediklerini düşünüyorum. Antrenmana çıkmama eylemini destekliyorum. Bunun maç performansını etkileyeceğini ama kondisyon anlamında bir sorun yaşanmayacağını, olsa olsa taktik çalışmaların sekteye uğrayacağını sanıyorum.
Eylemin zamanlaması futbolcuların tercihiyse isabetli bir tercih. Ama ciddiye alınması için hafta içi tekrar ederek yapılması gerekliydi. Verilen sözlerin tutulmayacağı korkusunu herkes yaşıyor. Gerçi parasal sözleri tutmak bu yönetimi başarılı kılmaz. Bizim başarı kriterlerimiz belli, önceki yazıda Onur tekrar güzelce özetlemiş. En azından para bulun, günü kurtarın çünkü bu oyuncular bunu sonuna dek hakediyor. Para bulamazsanız orada oturmanızın anlamı yok. Bu işgale son verin.
Yorumlar