Ana içeriğe atla

Tavşanlı Ertesi

Hayatlarımıza bir deplasman anısı daha ekledik. Hatıralarımızın haritasına bu sefer daha önce hiç gidilmemiş bir yeri daha işaretledik: Kütahya

Tavşanlı maçlarını Kütahya merkezde oynamaya başladı yeniden. Bizim de işimize geldi. hem ulaşımı bir nebze olsa daha rahat oldu Kütahya’ya hem de bildiğin dostça karşılandık bir deplasmanda. İlçeye gitsek mutlaka gerginlik olurdu, böylesi iyi oldu elbette.

Şen şakrak gidip gelmeye tek mani olan mağlubiyetti. Bundan önceki mağlubiyetlerimizi düşününce aşırı bir üzüntü duymadım desem yeridir. Takımımız beklediğimizden kötü oynadı, baskı da kurduk gerçi. Çok net pozisyonlarımız yok ama verilmeyen golümüz var. Rakip iyi kapandı, iyi direndi. Golü de bulunca, maçın dönmeyeceği açıktı. Yine de bir umut dedik. Olmadı.

Yedek kulübemizde maçı çevirecek oyuncumuz yok. Kadromuz dar. Lawal çok süratli şişti, gazını havasını indirmek gerekli. Hücumda bu kadar top ezmeye hakkı yok. Beklentiler yüksek oldukça eleştirilerin dozu da artacaktır. Kendisine çeki düzen vermeli. Takımın tümünde armoni bozuktu. Erçağ mesela, boş bindirmeleri neredeyse hiç yapmadı, yapamadı ya da. Berat, Alhassan, Şener üçlüsünün haricinde ofans anlamında takımımız etkisizdi. Puan kayıpları mutlaka olacaktır. Buna alışmalıyız. Şampiyonluk hayallerimiz kapanan rakipleri çözdüğümüz oranda gerçekleşmeye yakınlaşacaktır.

Kütahyaspor’un renkleri, takımlarının lakapları bizimle aynı olunca, bir de ilçelerinin pek hazzetmedikleri takımlarıyla oynayınca bizi canı gönülden desteklediler. Ben sıcak bakmıyorum buna. Maç içinde ara sıra Kütahyalılar ile Tavşanlılıar arasında elektriklenmeler oldu. Toplu bir şekilde küfürlü tezahürat başlattıklarında müdahale etmek zorunda kaldık. Küfürden üçüncü cezamızı yememiz söz konusu çünkü.

Deplasman otobüsü şenlikliydi. Gençlerin sayısı arttıkça kendimize “ihtiyarlar” demeye başladık. Kitlemizin bilinç bakımından yukarılarda oluşu beni sevindiriyor. Pırıl pırıl gençler, hem kültürlüler hem Demirspor aşığı hem tribüncüler. Daha ne olsun? Güzel bir organizasyon oldu. Emeği geçen herkese, başta Emre’ye, Çağatay’a ve Nadir abiye teşekkürler. Darısı başka maçlara olur umarım.






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir