Ana içeriğe atla

Kongre ve Sorular (Yeniden)

Yine kongre sözleri dillendirilmeye başlandı. Yine aynı sözler. "Talipli varsa iyi bir programla gelen, bırakabiliriz vs." Yine ödenmeyen paralar. Bir kısır döngüdeysen eğer zaten 'yine'ler işin doğasında vardır.
 
Bizim ne zaman aylık tahmini giderimizi bilebilecek ve açıklayabilecek bir yönetimimiz olacak? Atatürk Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasını müteakip, hatta Lozan Görüşmeleri devam ederken, İzmir'de 1. İktisat Kongresi'ni topladığında ekonomik olarak da kazanmadıkça bir savaşı, o savaşın kazanılamayacağını dile getirmişti. Ülke olarak bu kez de bunun savaşına girmiştik. Şimdi biz şampiyon olduk, ligimizde iyi gidiyoruz ama ekonomik bir savaş veremiyoruz layıkıyla.
 
Neden? Ne planladınız gelirken?
 
-Benim transfer peşinatlarım şu kadar, bunları şu şekilde ödeyeceğim
-Aylık transfer ödemelerim şu kadar, şu gelirlerden karşılayacağım
-Futbolcuların maç başı ödemeleri şu kadar, şu kaynaklardan karşılanacak
-Futbolcular tüm maçları kazanırlarsa (en yüksek ödeme ihtimalinde) şu kadar daha kaynak yaratmam gerekiyor
-Aylık idari giderlerim şu kadar, bunlar şuralardan ödenecek
-Yapılandırılmış borcum varsa şu kadar, şuradan ödemem lazım
-Olağanüstü durumlar için (icra vs. nedeniyle ödeme yapılması durumunda kalınması) şu kadar yedekte para bulundurmam gerekiyor
 
diyebilmek çok mu zor? Bu planları yapamıyorsanız gelmeyin. Geliyorsanız yine de en azından tabloyu açık bir şekilde ortaya koyun. Onu da yapmıyorsunuz.
 
Takdire şayan bir kadro kurdunuz. Son teknik adam seçiminiz de doğru. Sahada insanlar işlerini yapıyorlar, masada siz niye işinizi yapmıyorsunuz?
 
Ayrıca şimdi Güvenç Kurtar'a ödediğiniz peşinat için, oynatılmadan gönderilmiş veya hiç yararlanılamamış futbolculara yapılan ödemeler için ne hissediyorsunuz? Binbir şaibe ile yönetimi devraldınız, eleştirilere kulakları tıkadınız, madem taraftarı da karşınıza alacak şekilde yönetimde kalmakta direndiniz, o halde biraz planlı programlı olun, biraz ayağınızı yorganınıza göre uzatın, olmaz mı, olmaz tabi.
 
Bir de geçen gün açıklama yapmışsınız, 20 transfer yaptık, borç iki milyon TL arttı sadece, bu başarıdır, diye. Kusura bakmayın öyle bir başarı yok. Yazmıştım, yine yazayım. İddaa'da her hafta programdayız. Sanırım ayda 250.000 TL civarında geliyor. Lig Ağustos'ta başladı. 4,5 ay oldu 1.100.000 TL temliklere ve vergi vs. borçlarına ödenmiş olması lazım. 400.000 TL Riga Boya'dan aldınız. TRT'den maç yayın gelirleriniz var. Mehmet Gökoğlu 100.000 TL şovu yaptı. Biletli seyircilerden 300.000 TL civarında geliriniz var. Kombine sattınız. Yanlış hatırlamıyorsam 600.000 TL civarında gelir elde ettiniz. Belediyeden para akışında sorun olduğuna dair bir şey duymadık. 600-700.000 arası oradan geldiğini varsayıyorum. Deplasman konaklama giderlerini TFF karşılıyor. 3.200.000 TL civarında şimdilik gelir elde etmiş olmanız lazım TRT'den gelmesi gereken paralar hariç. Borcumuz şampiyonluk primiyle birlikte 9 milyon TL idi. Bu paranın üçte biri idari giderlere harcansa geriye 2 milyon TL kalıyor. Bu durumda borcun 11 milyon TL'ye çıkması için ilave 4 milyon TL borç altına girilmiş olması lazım. Nedir bu 4 milyon TL, açıklama bekliyoruz. Ama yok sanmıyorum. Yine kapı duvar olacak.
 
Talipli varsa devredersiniz!!!
 
Son bir husus eğer Ali Uğur AKBAŞ başkanlığa adaylığını koyacaksa (sizin yönetiminizde olan biri) ve para sorununu çözebilecekse, demek ki; yönetiminizi içeriden baltalıyor. Sizin yönetim kurulu üyeniz, sizin takımınızın para sorunu için kongrede başkanlık istiyorsa Demirsporluluk bunun neresinde? Eğer bu doğruysa işte bir hırsla kurduğunuz yönetim de böyle sonlara gebedir. Yazık Demirspor'uma.
 
İnşallah futbolcularımız hocalarının da desteği ile üzerine düşeni yaparlar da boynumuzu bükmezler. Bu kulüpte işini yapan adamlara ihtiyaç var zira.

Yorumlar

yavuzy dedi ki…
Yönetimlerimiz, yönetememeleriyle ünlenmeye başladılar. Yönetici sıfatlarını yönetemeyici olarak değiştirmelerini öneriyorum. Önümüzdeki kongrelerdeki konuşmalarında da "yönetemezsem bana kızmayın ha" diye önceden af dilesinler, belki affederiz!

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.