Ana içeriğe atla

Konuk Yazar: "TRT Spikerleri ile Görüşme"

Tayfadan Mustafa Çikioğlu, havaalanında TRT spikerleri ile karşılaşması sırasında maç yayınları ile ilgili eleştirilerini aktarmış. Mustafa'nın da belirttiği gibi ortada pek de düzenli-programlı bir süreç yaşanmadığı anlaşılıyor.

--

07.12.12 tarihinde Esenboğa Havaalanı'na giden servis aracında TRT spikeri Alper Bakırcıgil ve ismini bilmediğim TRTSPOR yayın ekibinden biri ile karşılaştım. Tabii yakalamışken Alper Bakırcıgil'e hemen gidip kendimi bir Adana Demirspor taraftarı olarak tanıtıp sonra da "Neden Adana Demirspor'umuzun maçları yayınlanmıyor? Biz Demirsporlular olarak bunu çok merak ediyoruz?" diye sordum. Aslında Alper Bakırcığil bu konuya pek hakim değil gibiydi;  verdiği birkaç basit yanıttan sonra yanındaki kişi sorularımı yanıtlamaya basladı. 

Aslında söylediği ilk cevap maçların programının öncelikle federasyon tarafından yapıldığı ve bunun o şekilde TRT'ye gönderildiği şeklindeydi. "Saatler ve günler açıklandıktan sonra otomatik olarak yayınlar da şekillenmiş oluyor" şeklindeydi ilk açıklaması. Zaten haftada 4 maç falan yayınlayabildiklerini söyledi. Geçen yılki uygulamanın olmamasının nedenini de bilmediğini söyledi. Tüm maçların yayınlanmasının daha doğru olacağını ifade ettiler. Ayrıca bazı günlerde TRTSPOR ve TRT1'in programına göre de TRT1'e de yayın konulduğunu söyledi. 

Buraya kadar çok bir problem yok aslında. TFF'den tablo geliyor ve TRT seçim yapıyor aynı saatte olan maçlar arasından. Eğer tek bir saate bir maç var ise zaten onu belirleyenin de Futbol Federasyonu olduğu söylendi. Kalan maç seçimine gelince. Aynı saate olan maçlar arasında ise ilk 6 içerisinde olan takımların maçlarının seçilmesine özen gösteriliyor dedi TRT yetkilisi. Kendilerince son haftalarda bu uygulamayı yaptıklarını düşünseler de ilk haftalarda kime ve neye göre ilk 6'ya bakıyordu TRT bunların cevabı halen yok? 


Ayrıca yıllardır bu ligleri takip eden biri olarak, belki de bu ligin tarihinde ilk kez pazartesi günü iki maçın neden oynandığını da sorma fırsatım oldu. Doğal olarak adres yine TFF idi. Programın Federasyon tarafından yapıldığını yinelediler.

Bazı noktalarda; Neden 1461 ve diğer Karadeniz takımlarının maçlarının çoğunun yayınladığını; taraftarsız ve seyircisiz maçlar yerine neden seyircisi olan maçların yayınlanmadığını; neden tribün faktörünün göz önüne alınmadığını; DEMİRSPOR taraftarının sosyal medya üzerinden tepkilerinden haberdar olup olmadıklarını sordum.

Benzer takımların maçlarının yayınlanmasını (1461 gibi) denk geldiğini! , seyirci faktörü önemli olduğunu bizde yayınlamayı isteriz ama durumun bu şekilde federasyona bağlı olduğunu, DEMİRSPOR taraftarının tepkilerinin de farkında olduklarını (hafif bir ilginç tebessümle) ifade ettiler.

"Bir hafta sonraki Göztepe maçı heralde ilk 6'da kalırsak verilecek mi?" dediğimde ise telefondan bakarak programın federasyondan ellerine simdi geldiğini söyleyip ve saatine bakarak "evet Göztepe maçı o hafta canlı yayında tv'de olacak" denildi. Son olarak da yayın hakkında "Madem Futbol Federasyonu bunun büyük kısmını belirliyor kulüpler bu konuda bir girişimde veya istekte bulunabiliyor mu? Ya da bir şekilde bu işler birilerinin isteğine göre belirlenebiliyor mu?"  sorusunu sordum. Bunun mümkün olacağını sanmadıklarını söylediler! Diğer türlü de bir cevap vereceklerini etki altında yapılıyor diyeceklerini zaten hiç sanmıyordum... İlginç bir durumdu benim için anlatmak istedim. 

Sonuç olarak TRT de topu TFF'ye atıyor gibi geldi bana. Federasyonda kuvvetli olanın fikstürü şekillendirebileceği izlenimi aldım. Ha TRT ha TFF de denilebilir mi burada bilmiyorum?
Aldığım cevaplara ve konuşmaya göre yayın programını yapan ekipten birisi idi bana bu açıklamaları yapan.Ve umarım söylenene göre TRT yine bizi yanıltıp Göztepe-Adana Demirspor gibi bu ligin en çok taraftar kitlesi olan takımların maçını yayınlamaktan vazgeçmez.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.