Ana içeriğe atla

Şimşekler Grubu Deplasmanda da Olmalı

Dün Tavşanlı Linyitspor'a yenildik. Doğaldır, futbolun içinde vardır yenilmek, kazanırız kaybederiz. Ancak bizler açısından doğal olmayan şey şu: Biz dün Tavşanlı Linyitspor'a tribünde de yenildik. Onlar sayıca çok olduğu için değil, biz organize olamadığımız için. Her kafadan bir ses çıktığı için.
Maç öncesinde taraftarları tezahürata dahil etmek için uğraşan bir kaç kardeşimiz "Bu maçı bu tribün alacak!" diye yırtıyordu kendini, ama oraya gelen insanın o kitleyi harekete geçirmesi için bağırmak yetmiyor, iyi niyet yetmiyor. Bir derleyici, toparlayıcı olması gerekiyor tribünde. Bizde de -bir süre iç maçlarda da dahil olmak üzere- bu toparlayıcı güç yok.
Şimşekler Grubu'nu iç sahada gördük, mutlu olduk, hatta sonucunu da aldık ama dış sahada göremeyince bir şeyler eksik kalıyor.
Şimşekler Grubu'nun açmazlarını, ilkelerini biliyorum onları anlamaya çalışıyorum. Ancak Grup'tan da iki üç otobüs dolusu taraftarla maça gel demiyorum. 10 kişi olun, 5 kişi olun ama tribünde mutlaka olun diyorum. İnanın o 5 kişi deplasman tribün gücümüzü ikiye katlamamıza yetecektir. Zira maça gelen insanlar bağırmayan, desteklemeyen kişiler değiller. Ama bir şeyler tıkır tıkır işlemeyince o gırtlak yırtılmıyor, olmuyor işte.
Dün Kütahyaspor taraftarları da Adana Demirspor taraftarına destek olmaya çalıştı. Bu destek birbirini tanımayan iki tribünün bir yönlendirici de olmamasından ötürü ahenksiz bir şekilde bir arada olmasından başka bir işe yaramadı. Yine aynı eksikliği hissettik en nihayetinde.
Son bir not da bu tribün dostluğuna ilişkin: Tamam renkler aynı, grup adı, sloganlar aynı, sempati de olabilir ama acılar ortak değil, mazi ortak değil, yapmacık oluyor, bir rakibe diş geçirmek için "dostluk" kavramını aracı kullanmak. Misafirperverliğiniz için teşekkür ederiz Kütahyalılar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.