Ana içeriğe atla

Konuk Yazar: "Lawal'ın Transfer Haberleri"

Konuk yazarımız forzache, son günlerde artan Lawal'ın transfer söylentilerine dair düşüncelerini paylaşıyor. "Lawal'ın devre arası transferi felakettir" diyen yazarımız, siyahi oyuncunun iki sene daha Demirspor'da kalması gerektiği görüşünde. Kendisine katılıyorum:

--

Son zamanlarda Lawal ile ilgili bir sürü transfer haberi duyuyoruz. Üzülerek görüyorum ki, Lawal'ın ortaya koyduğu parmak ısırtan performansa sevinen kadar başka kulüplerin bu futbolcuyu transfer etme ihtimaline sevinen de var. Sosyal medyada okuduğum yorumlar bu transfer söylentilerinin gerçeğe dönmesine ve buna sezon sonunda gerçekleşmesi zaruri, olması gereken, elzem gözüyle bakıldığını gösteriyor.

Bu haberler çıktığı günden bu yana çok memnuniyetsizim. Neden mi? Öncelikle alt yapımızda parlayan gençlerin pişirilip değerlendirilmesi yerine -ileride daha çok getirisi olacağı halde- apar topar nasıl pazarlandığına şahit olduk. Halbuki bu gençlere özellikle şu an bulunduğumuz lig seviyesinde daha çok kendini gösterme şansı vermemiz emin olun memlekette bir PORTO oluşturmak için temel teşkil eder diye düşünüyorum. Bu bağlamda, Lawal'ın devre arası transferi felakettir. Ona özellikle bu sene çok ihtiyacımız var. Gelecek sene daha iddialı bir takım kuracak olursak -ki şu anda da bence gayet iyiyiz- Lawal'ın bizde iki sene oynayıp öyle gitmesi hem ondan yeterince yararlanmamız hem de daha çok transfer geliri elde etmemiz açısından mükemmel olacaktır. Yaşı çok genç olan Lawal da hem iki sene içinde kendini geliştirecek hem de bonservisini ikiye üçe katlayacaktır.

Burada bana diyebilirsiniz ki futbolcu bu yatırım aracı değil. Seneye belki futbolcu bu kadar iyi olmayacak.Sezon sonu iyi gelir elde edebiliriz. Size cevabım yatırımı doğru yapıp bir sene daha elimizdeki altının daha fazla değerlenmesini beklemek -bu arada da en iyi şekilde yararlanmak- olur. Eee amaç satıp gelir etmekse iş ticaret olur. Ticarette de daha fazla kar için bir sene daha beklenir. Risk alınır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...