Ana içeriğe atla

Konuk Yazar: "Şampiyonluk İçin Bir Fazlası Lazım"


Blogun sıkı takipçilerinden Yalçın "coulibaly" Çetinkaya, son Tavşanlı maçından yola çıkarak takımın durumunu analiz ediyor ve geldiğimiz noktada şampiyonluk hedefi için bu halimizin üstüne birşeyler koymamız gerektiğini söylüyor. 

Yazının genelindeki düşüncelere katılsam da, bu sene şampiyon olmamayı yerimizde saymak olarak görmediğimi belirteyim. 

Blogumuzda konuk yazarlık için, demirgibiyiz@gmail.com adresini kullanabilirsiniz.

--

Devrenin bitmesine iki hafta varken, geride kalan 15 haftada gösterdiğimiz performans da eşit şekilde üç parçaya ayrılmış gibi duruyor. İlk 5 haftaya çok kötü başlamıştık. Sonra sihirli bir değneğin değmesiyle aldığımız 5 galibiyetle hem puan hem oyun olarak zirveye çıktık. Son 5 haftada da hem sahadaki oyun hem puan olarak istikrarsız bir süreç  geçirdik.  Kadro derinliğinin sağlanamaması, bazı oyuncuların kötü performansı istikrarsızlıktaki en büyük nedenlerden biri şüphesiz.  Buna rağmen sezon biterken hala ilk ikiye yakın bir noktayız.

Takımın başına geldikten sonra takım düzenini oturtan, ofansif ve güzel futbolu benimseten Mustafa Uğur’un zirveye yakın olmamızda katkısı büyük. Ancak son 5 haftadaki istikrarsız oyun, ligin başından beri hemen her maç gol yememiz, çok sayıda pozisyon vermemiz ve buna çözüm bulamamamız düşündürücü. Takımın puan alıp almaması Şener’in kaledeki performansına, Erman Özgür’ün, Juninho’ya attığı ara pasların gol olmasına, Lawal’ın keyfine göre oynamasına bağlı durumda. İş bu noktaya gelince sihirli değnek tamamen futbolcuların elinde gibi görünmeye başladı.

Şampiyonluğa oynuyorum diyorsanız kötü oynadığınız bazı maçlarda en azından 1 puan almak zorundasınızdır. Son maç olduğu için Tavşanlı Linyitspor maçı örneğinden genellemeye gideceğim. Ligin en kötü takımlarından biri kalene atak dahi yapamıyorsa, o maçtan en az 1 puan çıkarmak zorundasınız. Ama maalesef yapamadık, bence çok önemli puan ya da puanlar kaybettik. Bu bir final maçı değil belki telafisi var ama bu tip takımlardan mutlak puan almamız gerekiyor. Son haftalara baktığımızda Mustafa Hoca takım kötü oynasa dahi 75-80. dakikaya kadar oyuncu değiştirmeme takıntısı devam etmekle beraber oyuna müdaheleler de ezbere dönüşmüş durumda.(Tavşanlı maçında neden mağlup durumdayken Erman Özgür çıkarılır, 2 metre ileriye pas atamayanlar 90 dakika oynar anlayabilmiş değilim) 

Maçın gidişatına bakılmaksızın ya genelde aynı oyuncular girip, aynı oyuncular çıkıyor ya da değişiklikler çok gecikiyor. Bunun da taktik anlamda hiç bir katkısı olmuyor.Geriye düştüğümüz maçlarda puan almayı bir kenara bıraktım gol dahi atamamışız. Bunun tersine son iki galibiyetimiz olan G.Antep B.B ve Kartalspor maçlarında 2-0 öne geçmemize rağmen, Şener’in olağanüstü performansıyla galibiyeti kurtarabildik. Demek ki sakatlıklar, bazı oyuncuların performansının düşük olmasına artı olarak teknik taktik müdahale olarak da sıkıntılarımız var. Diğer taraftan kadro derinliğini arttırmak için altyapıdan oyuncu denenebilirdi ki Samed Kartal veya Hüseyin Çimşir’den daha kötü oynayacaklarını düşünmüyorum, devre arası geldi hiç denenmedi.

Adana’da ölüyü dirilten taraftar desteğiyle takım iyi oynar 3 puan alırız; deplasmanda da Erman, Erçağ oynar Juninho atar, Şener tutar mantığından fazlası lazım zirve hedefi için. Diğer taraftan Hüseyin’den, Özgür’den, İrfan’dan, Hüseynov’dan daha fazlası lazım. Mustafa Hoca’nın teknik anlamda da ortaya bir şeyler koyması gerekiyor.Özellikle deplasmanda yenemiyorsan yenilme felsefesini benimsemesi, benimsetmesi gerekiyor. Zira sezon başındaki belirsizlikler yüzünden, taraftar olarak  "kümede kalalım yeter" düşüncesiyle başladığımız sezon, "şampiyon olabilir miyiz" noktasında. Sahadaki bazı oyuncular, teknik direktör, yönetim bundan daha fazlasını yapmak zorunda. Aslında tam ortasındayız şampiyonluk hayalinin, ya bir fazlasını ortaya koyup gerçekleştireceğiz ya da yerimizde sayacağız.

Yorumlar

Unknown dedi ki…
yazıyı yazan arkadaşa katlıyorum, ikinci yarı bu haliyle bundan daha iyisini bekleyemeyiz takımdan. yapabileceklerinin en iyisi budur bence.

Bu blogdaki popüler yayınlar

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

İsviçre, Demirsporludur !

Şefik Abi'den beklediğim fotoğraflar flickr'ına düştü. Bizimkiler, Cenevre'de kamp kurmuş durumdalar. İlk maçın içinden ve dışından görüntüler harika. Adana Demirspor, her yerde! Elinize, ayağınıza sağlık hepinizin. Harikasınız! İsviçre, Demirsporludur! O kadar!