Ana içeriğe atla

Demirsporluluk Ruhuna Bir El "Fatih"-a Daha...

''Kendini Adana Demirspor taraftarı diyen bir grubun'' Durak'a haksız hakaretlerde bulunduğuna dikkati çeken Terim, şunları kaydetti:
''Bu tür olayların olmasını tasvip etmiyoruz. O kişileri Demirsporlu olarak kabul etmiyoruz. Demirspor büyük camia, ulu çınardır. Biz de orada futbola başladık, büyüdük. Bu takımın size ihtiyacı var. Bu derece hizmet eden bir kişiye yanlış yapılmıştır. Bir çok kişinin sizi sevdiği ortada, kararınızı bir kez daha gözden geçirin.''

Durak, içinde bulunduğu ruh halinin kötü olduğunu ifade ettikten sonra, Terim'e bir görüntü izlettireceğini belirterek, basına kapalı bir süre görüştü. Görüşme sonrası Durak ve Terim öğle yemeği için belediyeden ayrıldı.

Durak, ziyaretin ardından Terim'e, Osmanlı İmparatorluğu nişan örneği hediye etti."

Yorumlar

yavuzy dedi ki…
Fatih Terim'i Demirspor yetiştirdi ama o sonra Demirspor'u unuttu. "Kendine Demirspor taraftarı diyen" bir kesimi de Demirspor yetiştirdi ama onlar özlerini unutmayacaklar. Farkımız burada Sinyor; arrivaderci...
Alpaslan KUŞVURAN dedi ki…
Fatih Terim Demirspor'u unutmamıştır. Dün basına verdiği demeçte "Demirspor kurumsallaşmalıdır,ergeç bunu yapmalıdır, bu bir geçiş sürecidir ve bu dönemi de Aytaç Durak'la atlatmalıdır" şeklinde konuştu. Bir gerçek var ki bizler tam olarak sahip çıkmadığımız için Fatih Terim'e başkaları sahip çıkmaya yeltenmektedirler. Buna turuncular dahil...
mustava dedi ki…
Vefasızlık, Demirspor ile çok sık anılan bir kavram. Bunun en önemli sebebi de kurumsallaşamayan bir kulüp. Ancak kurumsallaşabilen yapılar geçmişi hatırlar, yaşatır, geçmişe bilimsel bir bakış açısıyla yaklaşır. Diğer türlü geçmiş, sisli ve bilinmezdir, daha çok söylencelerle, mitoslarla ve dedikodularla yaşatılır. Bu metafizik tarih anlayışı bile eğer en basitinden, yazıya dökülmezse kaybolmaya mahkumdur. Bana göre de Fatih Terim Demirspor'u unutmamıştır, unutamaz, insanın -özellikle Adanalının- tabiatına aykırı bu.

Fatih Terim'in Demirspor ile ilişkisinin seviyesini, kalb-i hislerini kimse bilemez elbet ama bildiğimiz bir gerçek varsa bu da Demirsporun kendisini sevenleri nasıl çokça üzdüğüdür. Belli ki Fatih Terim de hayatının bir döneminde üzülmüştür, belki de karşısındaki resme bakıp hala üzülmektedir.

Umarım Demirspor, gerçek Demirsporluları üzmekten vazgeçer. Bunun yolu da gerçek Demirsporluların başa gelmesidir. Ne yazık ki bugün boş bir temenniden öte gitmemektedir.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...