Ana içeriğe atla

Sıkıcı maç yoktur, az votka vardır...

Collina falan hikaye, ben adamımı buldum. Bundan böyle bana "bir hakem nasıl olmalı" denildiği anda cevabım, Belarus'lu Sergey Shmolik'tir.

Abimiz en son geçtiğimiz hafta Belarus'ta Vitebsk - Naftan maçını yönetmeye çıkıyor. Artık maç nasıl sıkıcı geçtiyse, devre arasında votka-portakalları çakıyor. İkinci yarı anlamsızca sahada geziniyor, orta sahada kayıtsızca duruyor, tuhaf hareketler yapmaya başlıyor. Nihayetinde görevliler durumu farkedip alıyorlar kenara. Yalnız kenara bir gelişi var, görmeniz lazım, tribünlere el sallamalar, gülücük atmalar...

Bu abi daha önce 2000 yılında Werder Bremen-Antalyaspor UEFA Kupası birinci tur rövanş maçını yönetmiş. Bir de, bir Arjantin-Meksika maçını yönetecek Jan Wegereef son dakikada sıtmaya yakalanıp ateşlenince sinsi gibi onun sırasını kapıp maça çıkmış. Şimdi hakemlikten tamamen men edilmesi söz konusuymuş. Kendisini her daim halı sahalarımıza bekleriz. Halı sahadan önce Nefes'te votka bizden.

(İlgili video için : tıklayınız... Sahadan çıkışa dikkat! )

Yorumlar

Semt Aşığı dedi ki…
votka-portakal mı? Oralı bir kaç bayan insan görmüştüm inanılmaz sek içiyorlar erkeği nasıl içer bilmiyorum :) portakal hikaye olur gibime geliyor.
Kenera çıkmadan önce:
-Abi gel biraz içerde dinlen istersen diyenlere.
-Bırak beni ben sorhoş değilim.Kendim yürürüm.Bırak!Dokunma!BAaaK!
tarzı sahanın ortasındaki hareketler yıktı beni.:)
Gönyedede kayıklık var.
Adsız dedi ki…
Sanirim Mustafa Culcu'nun da yayina sarhos baglandigi iddia edilmisti. Dogru mu acaba?

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir