Ana içeriğe atla

Neler Değişti ?

İlk yarı ile ikinci yarı arasında takımda neler değişti. Neler olumlu etki neler olumsuz etki yarattı. Bu tespitleri yapmamız takımın hedefinin inandırıcılığı açısından önemli.

İlk yarı sonunda yükselmeyi kıl payı kaçırdık.Devre arasında bazı kesimler tarafından olmazsa olmaz olarak görülen oyuncularında içinde bulunduğu bir grup oyuncu ile yollar ayrıldı. Gönderilen oyuncular ile yerine oynayanların karşılaştırmasını yaparsak kazançlı mı yoksa zararlı mı olduğumuzu karar verebiliriz?

Gönderilen oyunculardan Alper ile başlarsak yerine direk olarak şu oynuyor diyemeyiz.Çünkü takım Alper'e kadroda yer açmak için çift forvet oynarken onun yokluğunda doğru sistem olan tek forvetle oynamaya başladı. Alper'in gidişi takım sistemini rahatlattı bir bakıma. İlk yarı performansı da gözönüne alındığında Alper'in gönderilmesi kayıp değil aksine kazanç olarak gözüküyor. Oyuncunun gönderilmesi ile kurtulunan mali yükümlülük ise cabası.

Gönderilen bir başka isimde Cem. Kariyer performansı ile Demirspor performansı asla örtüşmedi. Geldiği günden bu yana beklentilere cevap veremedi. Cem'in oynaması geçen sene Van Belediye'de forvet arkası oynayan Aydın'ın sol kanata mahkum olmasına neden oluyordu. Cem'in gönderilmesi ile Aydın'ın performansındaki gelişme göze önünde. Alper gibi Cem'e verilen ücretten sağlanan tasarrufta önemli bir etken.

Burak Denizli gönderilenlerden bir başkası. Yerine altyapıdan Ali oynuyor. İkisini karşılaştırırsak Ali'nin daha çalışkan daha istekli olduğunu görüyoruz. Oyunu tek taraflı oynamaması Ali'nin artısı.Burak-Ali karşılaştırmasında Burak'ı kayıp olarak değil Ali'yi kazanç olarak değerlendirmek en doğrusu.

Kaya; Demirspor'un kadrosunda sene başında olmasa bugün yükselme grubunda olurduk diyenlerin sayısı çok fazla. Kurtardığı tek bir maç yok. Ama kaybettirdiği maçlar var. Yerine Murat-Ömer oynadı şimdiye kadar. Murat ve Ömer için soru işaretleri olabilir. Ama giden oyuncu soru işaretlerini kaldırdı aklımızdan takıma yarar sağlamayacağı ortadaydı. Açıkcası otuz yaşında birine şans vermektense 18 yaşında birisine şans vermek daha akılcıydı.

Alican ; Devre arasında kaybedilmesi en yanlış olan oyuncuydu. Yönetimin aldığı karara karşı yapılan bir eylemin içinde olmadığı için tartışma yaşadı ve kadro dışı bırakıldı. Gönderilmesi forvet hattında alternatifsizlik doğurdu. Önceki maçlardaki mücadelesi ikinci yarıda takıma katkı koyabileceğinin göstergesiydi.

İlk yarı ile ikinci yarı arasındaki farklılıklar ortaya koyulduğunda Demirspor adına forvet alternatifsizliği harici bir olumsuzluk yok. Aksine kazanılan istekli ve genç oyuncular ile ekonomik olarak sağlanan tasarruflar var. Küme düşmekten bahsetmek yerine bu gerçekleri gözönüne almak gerekir. Mevcut durumda Demirspor kaybetmemiştir aksine kazanmıştır. Hedefi bazılarının dediği gibi düşmemek değil. Ekstra play-off'a kalmaktır.

Yorumlar

Adsız dedi ki…
HERŞEY ŞU ANDA DAHA İYİ. BU SENE ÇIKAMASSAK BİLE GELECEK SENENİN TEMELLERİ OLUŞTURSUN BU KADRO.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...