Ana içeriğe atla

Boluspor Maçına Dair

Devrenin ilk maçında Boluspor'a 1-0 yenildik. Golü yaklaşık 35 mt.den attığı şutla Ali Güzeldal kaydetti.

Takımın genel havası, ilk yarıdakinden farksızdı. Kampta ilk dönemin üstüne ekstra birşey konulmamış gibi görünüyor.

Ortada geçen maçta iki tarafın da pozisyonları oldu. Rakibin golden önce de uzaktan şutları oldu; Şener bunlarda başarılıydı ancak golde ileride yakalandı.

Yeni transferler Taha ve Luis fena gözükmedi. ancak ilk 11'de başlayan Samet yine bekleneni veremedi. İkinci yarıda oyuna giren Cavid ve Berkay, hiçbir fark yaratamadı. Luis tek forvet olarak yalnız kalırken, gol pozisyonları çoğunlukla duran toplar ya da Erçağ'ın kişisel mücadelesi ve zorlamaları ile geldi. İlk yarıda Özgür'ün tek bir isabetli ortası olmadı. İkinci yarıda Keremcan bu konuda daha iyiydi ama ceza sahasında çoğalamadık. Hüseyin, rakibin ataklarını kesmekte etkili ancak topu hücuma sokmakta başarısızdı. Erman, ilk yarıda verdiği hatalı ya da zamanında vermediği paslar ile birkaç atağı tek başına eritti.

Golü yedikten sonra, maçı çevirmeye dair bir çaba görünmedi futbolcularda. Son dakikada Erman'ın kafa şutunda Serdar başarılıydı. Genel olarak Juninho'nun ekikliği hissedildi.

İkinci yarıya puansız başlamak kötü oldu. zorlu bir fikstür var önümüzde ve takım hala bir iki kişinin performansına dayanıyor. Kampın olumlu bir katkısı olmamış görünüyor.




Yorumlar

Onur BİÇER dedi ki…
Mustafa Hoca'nın elinde kadro derinliği yok bu doğru ancak bu gerçeklik elden gelenin en iyisinin yapıldığı anlamına da gelmiyor bence.

Örneğin Boluspor geriye yaslanmış biz atak atak üstüne atak yapıyoruz, genelde bal yapmayan arı gibiyiz, ama gol atmamız lazım, Gökhan Kaba'yı Eduardo'nun yanına değil yerine alıyor. Taha, ilk maç için oldukça mücadeleci idi onu oyundan alıyor.

İrfan bekleneni veremedi ama bu zayıf kadro yapısında daha doğru kullanılabilirdi, gönderilmesi hata oldu.

Samed ile ilgili Yavuz yazmış, doğru da yazmış. Takımın mücadelesine söz söylemek doğru olmaz ama bunları da gözden kaçırmamak gerek.

Ayrıca Karim son maçlara doğru takıma ısınmaya başlamıştı. Tavşanlı maçında oldukça yerinde müdahalelerde de bulunmuştu. Lawal'ın bir sıkıntı oluşturacağı aşikar iken gönderilmeyebilir miydi, diye bir şerh de düşmek lazım.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...