Ana içeriğe atla

A2'nin Golcüleri

Yılın ilk iyi haberi A2'lerimizden geldi; son maçta Urfa'yı 4-1 yendiler ve 47 puanla aynı puandaki Antalya ile birlikte grubu ilk ikide bitirerek Final Grubu'na yükseldiler. Yine kendi alanlarında futbolun zirvesindeki takımlarla mücadele edecekler.

Geçen yıl da U18'de benzer başarıyı gösteren 94'lü kuşağımıza iyi sahip çıkmamız gerekiyor. Bu ekipten profesyonel yapılan Muhittin Tümbül, 22 maçta 11 gole ulaştı. Böylece tek başına gruptaki K.Maraş Belediyesi kadar gol atmış oldu Muhittin! 48 golümüzün pay sahipleri arasında Yunus Ünsal, 10, Yusuf Kemal Atalay 8 ve Recep Çoban da 8 golle öne çıkıyorlar. Forvet sıkıntısı çektiğimiz şu dönemde bu oyuncular bu sayıların yarısına 1. lig'te ulaşamazlar mıydı?

Keza savunma ve orta sahada Mertkan, Ali Osman, Mehmet istikrarlarıyla göz dolduruyorlar.

Gelecek yıl, sadece TFF zorunlu kıldığı için değil, kendi kaynaklarımız kullanmak ve parayı sokağa atmamak için bu isimlerden en az ikisinin düzenli şekilde kadroda, hatta ilk 11'de yer alması gerekiyor.

A2'lerimize şampiyonluk yolunda başarılar diliyorum; hepinizle gurur duyduğumuzu bilin istiyorum!

Yorumlar

cinobili01 dedi ki…
Bu yazının üstüne Mehmet Yılmaz transferi manidar oldu. 2,5 sezonda 2 gol. Yunus Ünsal 35, Muhittin 29, Yusuf Kemal 37 gol.
Onur BİÇER dedi ki…
Burada atlanmaması gereken bir husus daha var. Biz her sene gençlerimiz Türkiye çapında en azından ilk sekize giriyor dediğimizde bize şu cevap veriliyordu: "İlk 8'e giriliyor çünkü A2 Ligi var. A2 Ligi'nde çok kaliteli futbolcular var. Onlarla karşılaşılmadığı için bizim gençlerimiz görece başarılı görünüyorlar. A2 Ligi olsaydı aynı başarı yakalanamazdı."

Şimdi görüyoruz ki; gençlerimiz A2 Ligi'nde de ilk 8'e kaldılar. Ve ben inanıyorum ki; burada da önemli başarılar elde edecekler. Bakalım bu sefer takımı yaşlı tutmak için, özkaynak kullanmamak için nasıl bahaneler üretilecek?
selimoz87 dedi ki…
bende genç bir futbolcuyum, ads altyapısında oynadım ve gençlere karşı ayrımcılığı çok açık gördüm. genç oyunculara güvenilmiyor ama bakın avrupada öylemi başarılı takımların hepsi genç oyunculardan kurulu mehmet yılmaz 4-5 gol atarsa öpüp başımıza koyalım

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...