Ana içeriğe atla

Devre Arasındaki Gelişmelere Dair...

İkinci yarı önümüzdeki hafta sonu başlıyor; devre arasını son birkaç yıla göre daha sakin geçirdik. Teknik direktör ve oyuncu değişiklikleri ile ikinci yarılara sıfırdan baştan başladığımız çok olmuştu. Bu kez görünüm daha derli toplu. Sevindirici bir gelişme...

29 kişilik kadro ile uzun süredir görmediğimiz şekilde gereksiz oyuncu sayısını azalttık. İlk yarıdaki eksikliğimiz kadro derinliğiydi; giden 5 oyuncunun yerine (ikisi neredeyse hiç oynamadı) forvete ve orta sahaya 2 transfer yapıldı. Henüz "derinliği" artırabilmiş değiliz ama kalite düşmedi; yeni transferler direkt oynayacak nitelikte.

Devre arasının gündemi Lawal gitti mi gidecek mi tartışmasıydı; Lawal'dan beklentimizi ikinci yarı azaltmalıyız; çünkü bu kadar dedikodunun ardından ondan iyi bir performans beklemek zor. Teknik ekibin futbolcunun kafasını yeniden sahaya döndürmesi şart.

Ancak eski bir alışkanlık olarak altyapı oyuncularımızı takıma monte edememek ve  yetişsinler diye başka takımlara göndermek işi devam ediyor. A2'nin golcüsü Muhittin K.Maraş'a gitmiş. A2'lerimizin final grubundaki rakipleri ve onların kadroları 2.lig'ten çok mu kötü durumda? Bugüne kadar yetişsin diye gönderilen hangi oyuncumuzu yetişmiş olarak geri aldık? Son 4-5 yılda, yakın bölge takımlarına giden tüm oyuncuların kaderi benzer oldu. Ferami Kuşçu akla gelen ilk örnek. Futbolcuların kendi gitmek istiyor olabilir ama onları burada tutacak zemini hazırlamak da yöneticilerin işi. Ne yazık ki kulübümüz kendi altyapısına mesafeli, hatta düşman!

Devre arası kampındaki iki hazırlık maçı galibiyetle sonuçlandı. Bu da sevindirici bir gelişme. İkinci yarının ilk haftalarında baş ve başaltı takımlarla oynayacağız; Ankaragücü maçına kadar zorlu bir fikstür var; takımın devreye ciddi başlaması ve en azından devre ortasına kadar bu disiplini bozmayıp yerini belli etmesi lazım.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.