Ana içeriğe atla

Rezil Edilen Bir Demirspor Var; Bir de...

Rezilen edilen bir Adana Demirspor var, bir de umutlarımızda yaşattığıımız, tribünde var ettiğimiz... En son yine ulusal bir kanalda resmi bir Demirspor maçı izlediğimizde de öyleydi. Galatasaray ile oynadığımız kupa maçı öncesi yöneticisiyle, futbolcusuyla öfke yaratan, benimsenmeyen bir Demirspor varken bir de tribünde bambaşka bir hava... Biri Galatasaray'ı özledik dedi; beriki aylar önce ameliyat olmuş başbakanına geçmiş olsun dedi; bir diğeri bakana teşekkür etti; hepsi birden Demirspor'u geçmişinden geleneğinden tribününden ve hedeflerinden kopardı. Sahadaki topçu güven vermiyordu; maç seçiyordu. Ama tribünde bambaşka bir Demirspor vardı. Orada umutlar da gelenek de gelecek de yaşatılıyordu. O gün akılda kalan ne yönetim ne futbolcu oldu; Dmirspor tribünüyle vardı.

Demirspor, yeniden televizyonda olacak! Bu sene birçok kez olacağı gibi, çünkü şampiyon olduk! Nasıl olduk, neler oldu; unuttuk gitti. Çünkü herşey aynı. Berbat bir yönetim bizi rezil etmeye devam ediyor. Garabet bir kamp dönemi, gidenler, kaçanlar, dingo'nun ahırı gibi ne olduğu belirsiz, saçmasapan işler...

Ama sahada mavi-lacivert forma, demir kanatlı logo olacak. Biz yine ona güveneceğiz. Kazansın isteyeceğiz... Bu kez tribünde de kalabalık değiliz; sadece birkaç kişiyiz. Rezil edilen bir Demirspor'a karşı kendi Demirspor'umuzu destekleyeceğiz. Bugün de kalabalığı, şovu ile değil ama tavrı ve direnciyle anılan bir tribün olarak; sadece arma için en uzağa gitme azmini gösteren taraftarıyla anılacak Demirspor.

Taşeronluğu bile beceremeyen yönetiminizle, saçmasapan basın açıklamalarınızla Demirspor'u rezil etmeye devam ediyorsunuz. Ama biz, size rağmen seviyoruz Demirspor'u. Sizi de alt edecek bir sevgiyle...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir