Ana içeriğe atla

Tayfa-Gökoğlu Karşılaşması

Aşağıdaki yazıda Yavuz'un da belirttiği üzere, Boluspor maçındaydık. Tribünde yaklaşık 50 taraftar vardı ve büyük bir kısmı yönetimin gitmesini istiyordu. Zira maç boyunca birçok kez 'Yönetim İstifa' diye seslenildi protokol tribününe.

Maç malum, takım beklenenin üzerinde bir performans gösterdi, genel anlamda rahat bir maç izledik. Deplasmandan alınan 1 puanla dönüş yoluna çıktık.

Molada Gökoğlu ve arkadaşları (!) ile karşılaştık. Gökoğlu'nun yanında, sonradan adının Ali Uğur Akbaş olduğunu öğrendiğim kişi bize 'Sizi kim tuttu?' diye seslendi. Onurlu Adana Demirspor taraftarını tanımayan bu kişi bizi de kendisi gibi zannetti kanımca. Gereken cevap verildi. Sonra 'Yönetim İstifa diyenler siz misiniz?' diye sordu. 'Bizik...!' dedik ve ekledik 'İlk maçtan 1 gün önce teknik direktörün takımı bıraktığı nerde görülmüş?'

Bunu duyan Gökoğlu yanımıza gelerek bu konuda bize doğruları anlatacağını söyledi. Hocanın gönderilmesi halinde 500 bin TL tazminat istediğini, daha önce imzalanan sözleşmede karşılıklı tazminat maddeleri bulunduğunu ancak Hocayla anlaşmalı ayrılındığını ve tazminat almadığımızı söyledi.

Neden anlaşmalı ayrıldığımıza dair açıklama yapamadı Gökoğlu! Kulübün nasıl kötü yönetildiğinin daha iyi göstergesi olamaz. Bu zihniyet Demirspor'a zarardan başka birşey getiremez.

İşte bu yüzden daha gür bir sesle YÖNETİM İSTİFA!!!

Yorumlar

yavuzy dedi ki…
Her işini adam tutarak yapmaya alışık olanlar, taraftarın tepkisini de kendilerince yorumluyor. Hazmetmek zor tabii ki bu gücü. Tayfayı da tanıyamamışlar demek ki yeni yetme yöneticiler, öğrenirler...
Onur BİÇER dedi ki…
Bence bu durumdan yönetim kendisine ders çıkarmalı, çevresindeki insanları değiştirmekle gözden geçirmekle başlayabilirler mesela. O kadar çok satılık insanla birlikte olsalar gerek ki; herkesi aynı algılayabiliyorlar. Yönetim İstifa!!!

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir