Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Adana Demirspor: 4 - Ümraniyespor: 2

Yine sürpriz sayılabilecek bir galibiyet... Bunları yapabilecek takımın başka maçlarda da benzer performansı göstermesini bekleriz. Ama zaten istikrarsızlık böyle bir şey. Yine ilk yarıda 3 gol attık, yine içeride 4 attık. 6 maçta gol atamamıza rağmen 21 gole ulaştık. Topladığımız 21 puanın 10'unu ilk 6'daki takımlardan aldık.

Yabancılar

İki sezondur yabancı oyunculardan verim alamıyoruz. Bu ligin en fark yaratan noktası aslında bu: Yabancın iyiyse, şansın artar. Belli bir havuzdaki Türk oyuncular takımlar arasında dolaşıp duruyor. Önemli olan iyi bir yabancıyla takımın seviyesini yükseltebilmek. Bu durum, yüksek paralar ödemenin imkansızlaştığı Süper Lig için de geçerli. Ucuz ve kaliteli bir isim bulabilmek... Kendini göstermek isteyen genç bir isim... Bir dönem altyapıdan beklediğimizi, sonuç alamayınca artık yabancılardan bekliyoruz. Küresel dünya! Hem bizim hem 1. lig tarihinin en önemli isimlerinden Pote böyle bir fark yaratmıştı. Kıbrıs'ta üst düzey bir takımda ve Şampiyonlar Ligi seviyesinde oynadığı sırada bulunup getirilmişti. Demirspor'da oynadığı üç sezonda toplam 60 golü geçen, gol kralı olan ve bir sezon takımı şampiyonluk kapısına kadar getiren diğerinde neredeyse tek başına ligte tutan Pote, bu sezon Erzurum'da isteneni veremese ve artık yaşlı oyuncu kategorisine girse de TFF 1. lig tarihin

Altay: 1 - Adana Demirspor: 0

Deplasmanlardan boş dönmeye devam... Her maç, bu kötü kadronun içinde ekstra bir iki oyuncu/kahraman çıkmasını ve maçları çevirmesini bekledik bütün dönem boyunca. O bir iki kişi çıkmayınca da böyle sıradan bir takım görüntüsüyle yola devam ettik. Geçen hafta beklenmedik bir galibiyet alarak son kurşunlarını attılar. Gelecek iki haftada iki puan büyük başarı olur.  Devre arasında gönderileceğini bilen futbolcular son haftalarda asla ekstra performans göstermez. Sakatlanmamak için rölanti oynar. Biz de buna ruhsuzluk diyoruz zaten... Bu kötü kadroyu kuranlar hesap vermeyecek, onu da biliyoruz. Devre arası transferleriyle günü kurtarmaya çalışacaklar.

Giresunspor: 1 - Adana Demirspor: 0

Bu mevsimlerde Giresun'da oynanan maçlarda zemin hep berbat; futboldan ziyade sutopu mücadelesi... Atan kazanır şeklindeki mücadelede ayakta kalmaya bi şeyler yapmaya çalışana eyvallah diyebiliyoruz. Ama bu mağlubiyetle yönümüz artık iyice düşmeme mücadelesine dönüştü. Potayla 5 puanlık fark var ve devre bitene kadar en azından iç sahada mağlup olmamalıyız. Hafta içi gelen Erkan Zengin hamlesiyle beraber ikinci devre olası bir hoca değişikliği de yeni bir hava yaratabilir. Sayın Başkan'ın toz kondurmadığı menajeri bu hamleyle, kurduğu kötü kadroyu bir nebze rahatlatma peşinde...

Osmanlıspor: 2 - Adana Demirspor: 3

İlk deplasman galibiyeti, değerli. Yakın puandaki rakibe karşı kazanmak, kritik. İlk yarıda 3 gol, bu sezon ikinci kez, önemli. Menemen ve Eskişehir mağlubiyetlerini dengelemek için daha fazla deplasman puanına ihtiyaç var. Maçtan önce tayfadan arkadaşların antreman ziyareti ve Başkan'la diyalogları da kayda değer.

Adana Demirspor: 2 - Eskişehirspor: 3

Denklem basit: Kişilere boyun eğip camianın kendi gücünü unutmak, başarısızık getirir. Camia için varını yoğunu koymaya hazır genç insanları küstürüp, sadece parası için daha dün kulübün önünden geçenleri baş tacı edince sağa sola sövmekten başka bir çare kalmaz. Topçulara sövelim, bu kaçıncı olduğunu unuttuğumuz hocaya sövelim, karanlığa sövelim... Ama ışık için bir mum dahi yakmayalım. Sonuç bu. Takımın çıkış yolu için plan üreten, emek harcayan insanlara karşı bu kadar hoyrat olmamak gerekiyordu. Azimle mücadele eden ve gençlerine güvenen Eskişehirspor'a başarılar...

Fofo ve Bizim Çocuklar Belgeseli

Murat Ayman abimizin (twitter: @mirothekid) çalışmalarında daha önce bahsetmiştik; Erdal'ın Kanalı belgeselinin yönetmeni ve Adana Futbolu kitabımızın da yazarları arasında... Uzun süredir üzerinde uğraştığı ve çeşitli sıkıntılarla tamamlanması zaman alan Muharrem Gülergin ve arkadaşlarının hikayesini anlatan Fofo ve Bizim Çocuklar belgeselinin gösterimi nihayet bu cumartesi Adana'da yapılıyor. 9 Kasım saat 18.00'de Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi'nde yapılacak olan gösterim ücretsizdir. Hepiniz davetlisiniz!

Akhisarspor:1 - Adana Demirspor:1

Beraberliklerle yola devam. Artık hemen hemen herkes kadro yetersizliğinin ve teknik direktörün ekstra bir şey yapamayacağının farkında. Devre arası çok daha çok para harcanıp borç çukurunu derinleştirmek, önümüzdeki gidişat gibi görünüyor. Peki bunu bugün söylemek yeterli mi? Uğur Hoca'nın veya gelecek başka yeni ismin bir şey değiştiremeyeceğini gelmeden önce yazdığım için içim rahat. Onun bir şey değiştiremeyeceği belliydi. Üçüncü haftada daha yenilgisi olmayan hoca gönderilmez. Demirspor'da ne yazık ki yıllardır futbolcular nelerin olacağı konusunda kafalarına göre hareket ediyor. Menajeri mi yönetimle bağlantısı mı onlara bu gücü veriyor, tartışılır. Yönetim-teknik ekip-saha arasında kopukluk olduğu çok açık. İsimler Demirspor'un önüne geçince ne yazık ki böyle oluyor. Aslında bu kadroyu kuranlar, hesap vermeli. Çünkü kimse Demirspor'dan büyük değildir. Ama pardon, onlar olmazsa yok olmuştuk, yıkılmıştık, bitmiştik. Bizim bilmediğimiz işler var. Tamam, pard

Adana Demirspor:1 - Karagümrük: 1

Geçen haftaki mağlubiyet sonrası Başkan'ın ayrılık resti işe yaramış görünüyor. Bunun bir güven tazeleme adımı olabileceğini söylemiştim. Öyle oldu, taraftar kendisine destek verdi. Tabii bu destek ağırlıklı olarak alternatifsizlikten kaynaklanıyor. Başkan'ın gitmemesi, şu anda bütün camianın önüne geçmiş durumda. Her zaman olduğu gibi sadece 1 kişinin her şeyi çözeceği düşüncesi başlı başına yanlış bir bakış açısı. Maçın favorisi rakibe karşı, mağlup duruma düştükten sonra beraberliği yakalamak iyi ama iç sahada kaybedilen her puan, deplasmana göre daha sıkıntı verici. Genel kanı, daha önce yazdığım gibi kadronun sınırlı olduğu ve devre arasındaki transferlere umut bağlandığı yönünde. Teknik direktör değişikliğinin hiç bir işe yaramadığı da bir gerçek ki öyle olacağına dair tespitler de haklı çıktı.

Hatayspor: 2 - Adana Demirspor: 1

Üst üste ikinci yenilgiyle birlikte kulüpte taşlar yerinden oynadı. Başkan Murat Sancak ayrılık sinyali verdi. Güven tazelemek için mi yoksa gerçekten ayrılmak istediği için mi, bilinmez; ama bir yıldır durgun olan yönetim işlerinin yine karışacağı ortada. Başkan'ın stad içinde ve dışında taraftarla diyaloğunun çok iyi olduğunu biliyorum; ona karşı doğrudan bir tepki yok. Yapılabilir mi, onu da bilemiyorum. Ama bu tepkisizlik aslında alternatifsizlikten kaynaklanıyor. Mali sorunları çözmek için, "para var sorun yok" mantığıyla hiç tereddütsüz desteklendi. Siyasi güçle bağlantısı olduğu için lobisinin ve bağlantılarının da güçlü olduğu varsayıldı. Yıllardır beklenen başarı ancak para ve güçle gelecek diye düşünüldü. Ancak gördüğümüz kadarıyla hakemler ve TFF bizi doğramaya devam etti. Başkan'ın en büyük yanlışı daha önceki yazılarımda da söylediğim gibi Tanju'ya teslim ettiği takıma gereksiz transferler yapılmasıydı. Anderson bunun en "büyük" örneği.

Adana Demirspor: 0 - Menemenspor: 1

İlk yenilgimizi aldık. Bunun kendi sahamızda ve ligin iddialı olmayan takımlarından birine karşı olması üzücü. Pas yaparak çıkma efsanesinin kurbanı olduğumuz bir gol; bunun dışında rakibin de bizim de pozisyonlarımız var. Top çoğunlukla bizde olsa da skor yapamadık, önceki haftalarda çoğu kez olduğu gibi. Topla oynama ve pas yaparak çıkma işleri, 5-6 yıldır futbolumuzu esir almış durumda. Bu plan ancak iyi bir altyapı eğitimi almış, çok iyi antrenmanlar yapan ve yıllardır oynayan uyumlu bir kadroyla başarılı olur. Bizim futbolcularımızın ne altyapısı iyi ne antrenman performansı. Uyumlu kadro zaten imkansız. Eldeki kadro neyse ona göre oynamak lazım. Bizimki gibi iddiasız bir kadronuz varsa buna uygun yöntemler de var. Topla çok oynamak değil az ama etkili oynamak yönünde yeni bir akım gelişiyor; umarım bunu yakın zamanda öğreniriz. Daha önce yazdığım gibi direkt çıkması zor ama play-off'u kovalayabilecek bir kadro var; ne yapacağı belli olmayan, sürprizlere açık bir takımız.

Altınordu: 2 - Adana Demirspor: 2

Yenilmezlik serimiz sürüyor ama galibiyet sayımız da artmıyor. Deplasmanda 1 puan iyi gibi görünse de 2-0 öne geçtikten sonra bu skor üzücü. 2-0'dan sonra ilk golü erken yememiz kötü oldu. Rakibin da toparlanmak için acil puana ihtiyacı olması, bu golün moraliyle maça daha çok asılmalarını sağladı. İptal edilen golümüz ise ofsayt değil. Volkan Şen, beklenmedik performansıyla bizi şaşırtıyor ve yüzümüzü güldürüyor. Sezonun en artı iyi yanı onun form tutması oldu. Şu andaki halimiz yine doğrudan çıkacak değil play-off'u zorlayacak bir takım görüntüsünde. Kadro kalitesi, ortalama düzeyde; daha önce de yazdığım gibi en az bir oyuncunun ekstra performans göstermesi gerekli; bu bazen Volkan oluyor bazen bir başka oyuncu. Sakatlıkların da bir an önce düzelip kadronun biraz daha rahatlamasıyla beraber işler daha iyi gidebilir. O ekstra sayısını artırabilirsek, işler düzelir. Bu da Uğur Hoca'nın görevi tabii ki.

Kupadan Elenme "Sevinci"

Bu yıl da kupadan erken elendik. 2. lig ekibi Hekimoğlu Trabzon'a (eski adı Düzyurtspor) uzatmalarda yenildik. Pek çok taraftarımız tarafından sevinçle karşılanan bu durum benim aklıma yatmıyor. Aslında genel olarak bunun Türkiye Kupası'na bir sempati duyulmaması ve bu organizasyonun bir cazibesinin olmamasıyla ilgili olduğunun farkındayım. Sadece taraftar değil kulüpler da yıllardır kupa için ekstra efor sarf etmiyor. Öncelikli olarak maddi getirisi olmayan bir organizasyon, hatta stat ve diğer maç masraflarıyla beraber zarara bile sokuyor olabilir. Fazla maç yükünün sakatlık ve yorgunluk getireceğine dair de bir düşünce var. İyi bir maç, her zaman antrenmandan iyidir oysaki. Federasyon'un ve sponsorun bu durumun farkında olmasına rağmen bir atılım yaparak kupayı cazibeli hale getirmemesi (onca sorun varken buna zamanları kalmıyordur/devenin nerem doğru ki demesi gibi) ülke futbolu için üzücü bir durum. Eğer eleneceksek de iyi bir takıma, bizden üst ligdeki bir takım

Adana Demirspor:4 - Bursaspor:1

Gol, gol, gol, gol! Geçen 3 haftada atamadıklarımızın hepsini bir kerede attık. Sonuç oldukça sevindirici tabii ki. İlk yarıda bu kadar çabuk sonuca gittiğimiz maç olmamıştı yakın zamanda. Aslında geçen haftaki mücadeleler de net pozisyonlar vardı ama bunları sonuca çevirememiştik. Bu kez takıma ısınan hem Samed'in hem Berk'in katkısını gördük. Çok fazla kadro şansı bulamayan Levent de skor katkı koyanlar arasındaydı. Asıl önemli olan gollerin iyi bir pas trafiği ve organizasyon sonrası gerçekleşmesiydi. Emeği geçenlere tebrikler... 2012'de başlayan yakın dönem 1. lig tarihimizde ilk kez ilk 5 haftayı yenilmeden tamamladık. Gelecek hafta Altınordu deplasmanında da aynı azmi görmek umuduyla...

Adanaspor A.Ş.:0 - Adana Demirspor: 0

3 haftadır 0-0'lık skorlara talim... 1. lig geçmişimizde böyle bir seri yok, en fazla 2 hafta üst üste olmuş. 4. haftada yenilgisiz ve gol yemeden 8. sıradayız; bu da ilginç bir istatistik.  Geçen sezonki son Adana Derbisi de 0-0 bitmişti. Sonuç olarak futbolun en sevilmedik ve sıkıcı yerindeyiz; başladığı gibi biten maçlar. Yeni hoca Uğur Tütüneker kadroda kimi değişikliklerle başladı. Forvette bu kez Samed vardı ki daha önce kadroya bile girememişti. Stokes da maçın son bölümünde de olsa kendine şans buldu. Tabii gol yememe başarısı kadar gol atamama başarısızlığı asıl sorun. Hücum hattında Gladky ile başladığımız sezona Aosman, Berk ve Samed'le devam ettik. Gol sorununa acilen çözüm bulmak zorundayız. Aslında ortalama kaliteyle, düz futbolcularla bulunduğumuz sıra çok da şaşırtıcı değil. Ya hocanın ya da bazı futbolcuların ekstra bir şeyler yapması lazım ama eldeki verilerle bunlar da pek mümkün görünmüyor. Maç öncesi stada girişte yaşanan eziyetler, bileti olmasına ra

Teknik Direktör Değişiklikleri

Bu yılın ilk teknik direktör değişikliği çok çabuk geldi; henüz üçüncü haftada Ümit Özat gönderildi. Kadroyu büyük oranda koruduğumuz ve oyuncu istikrarına sevindiğim bir sezon açılışında bu kadar çabuk bir değişiklik beklemiyordum kişisel olarak. Akla gelen ilk soru: Madem sorun görülüyordu, neden sezona Ümit Özat'la başlandı? Henüz yenilgisi olmayan bir takımın hocasını değiştirmesi için mutlaka arka planda başka işlerin olması gerekli; Demirspor'da da bu arka plan işler bitmez; muhakkak başka bir nedeni vardır bu değişikliğin. Ama taraftarın twitterdaki homurtusunun da etkili olduğunu düşünüyorum. Ümit Özat'ı beğendiğim için değil ama üçüncü haftada takımın hocası değişiyorsa, orada hiç de kulübün twitter hesabından yapılan duyuru gibi planlı programlı bir yola gitmediğimiz, tersine rüzgar nereden eserse savrulduğumuz anlamı çıkar. Şimdi yeni gelen teknik direktör de büyük ihtimalle "bu kadroyu ben kurmadım, bana zaman verin, devre arası değişiklikleri" v

Adana Demirspor: 0 - Keçiörengücü: 0

3. hafta sonunda 5 puana ulaştık ama gol atamama sorunu kendini iyice gösterdi. Üç hafta 2 gol attık ve iyi tarafından bakalım, henüz gol yemedik. 3 haftada ligin gol yemeyen tek takımıyız. Bu hafta rakibin bir topu direkten dışarı çıkarken bizim de net pozisyonlarımız var. Hafta içi Ümit Özat'ın "kazanamıyorsan kaybetme" açıklamasının devreye girdiğini söyleyebiliriz. Takımın derli toplu bir havası olsa da yaratıcı oyuncu eksikliğinden daha önce bahsetmiştim. Berk'in tekrar takıma dönmesi bu açıdan bir avantaj olabilir. Milli maç arasından sonra Adanaspor maçı ve ardından içeride (bu kez seyircili!) Bursaspor maçları var. Sezon biraz da cezalı maçlar bitince tam olarak başlayacak diyebiliriz... Yine de şu ana kadar kötü bir sezon başlangıcı değil. (Ekleme: Yönetim aynı görüşte olmasa gerek, bu maçtan sonra 3 Eylül itibariyle Ümit Özat'ın görevine son verildi. Kadro istikrarını az çok sağlamış olan takımın teknik ekip istikrarını sağlayamaması adına kötü geliş

Boluspor:0 - Adana Demirspor:0

İki sezon sonra iki haftada 4 puanla başlıyoruz. Genel olarak ortada bir oyun olsa da golü bulamamak temel sorundu. Ümit Özat da maç sonrası açıklamasında tek eksik gol dedi. Taraftarın görüşü, forvetsizlik eleştirisine odaklanıyor. Maddi sıkıntı olmadan girilen bir sezonda bu eleştiri kısmen haklı. Gladky'nin yeterli katkıyı vereceğine dair şüpheler var ama bu durum Pote sonrası bir sendrom gibi geliyor bana. Dahası gollere katkı koyan Berk gibi bir açık oyuncusu da yok. Gladky'nin kötülüğünden ziyade, ona destek verecek, asist yapacak eleman sıkıntısı var gibi. Asıl sorun, ilk haftaki Süleyman Koç sakatlığından sonra şimdi de Traore ve Kosecki sakatlıkları. Özellikle Kosecki eski randımanını tutturamayacak gibi. Bu sakatlıkların nedeni, antrenman düzeniyle ilgili olabilir mi? Gol sorununu çözersek, takım derli toplu bir havada görünüyor.

Adana Demirspor:2 - Balıkesirspor:0

Yeni sezon galibiyetle başladı, hayırlı olsun. 2015-16 sezonundaki Karşıyaka maçından sonra ilk kez iki farklı bir galibiyetle başladık sezona. Hazırlık maçı havasında geçen, düşük tempolu ve fazla pozisyonu olmayan bir maçtı. Rakibin iddialı bir kadrosu yok, top ve oyun kontrolü genellikle bizdeydi ancak özellikle ilk yarıda neredeyse hiç oyun oynanmadı. Bu sezonun en farklı yanı, uzun yıllar sonra ilk kez baştan aşağı değişmemiş bir kadroyla sahaya çıkmamız oldu. Geçen sezon öncesindeki transfer çılgınlığının yaşanmaması sevindirici; tabii bunun asıl nedeni malum ekonomik nedenler. Sahaya çıkan 11'in büyük çoğunluğu geçen sezondan kalan oyunculardı. Ancak buna rağmen tamamen uyumlu bir oyun görmek mümkün olmadı. Hala sezon öncesi dağınıklık görülüyor takımda. Bu tip sıkıntılı maçlarda ortaya çıkacak yaratıcı bir oyuncu eksikliği, yıllardır bir handikap. Geçen sezondan en büyük kayıp, takımı hücumda sürükleyen Berk Yıldız gibi görünüyor. Berk'in daha önce takıma emek vermi

TFF'nin Cezası!

TFF'nin ezası da demek mümkün; tribüne tribüncüye futbolsevere verilen eziyet! Deplasmanda saldırıya uğrayan çoluk çocuk dayak yiyen, plastik mermiyle yaralanan taraftarımıza yönelik hınçları geçmemiş, bir de Adana'daki futbolseverleri cezalandırıyorlar. Hatayspor maçı nedeniyle 2 maç kendi evimizde seyircisiz cezası aldık. TFF'nin isteği de bu zaten; boş tribünler önünde oynanan bir oyun. Ne kadar taraftarsız camia varsa desteklemelerinin nedeni bu. Taraftar yoksa sorun yok mantığındalar! Ne güzel...

Hatayspor'un Açıklaması

Hatayspor resmi twitter hesabından önceki gün  bir açıklama yaparak pazar günü taraftarlarımıza yönelik saldırı konusunda üzüntülerini ifade etti. Bu açıklamanın bir anlam ifade edebilmesi için saha içinde taraftarımıza yönelik tahrik edici hareketlerde bulunan, küfür eden ve olayları tetikleyen saha içi görevlileri ve altyapı başta olmak üzere teknik ekipten çalışanlarına yönelik bir yaptırımda bulunması gerekiyor. Olay anına dair görüntülerden çok net görüldüğü üzere, taraftarımızın bulunduğu kale arkası tribünü önünde o hareketleri yapan kişilerin tespit edilip kulüpten uzaklaştırılması dışında bir açıklama, bize yönelik saldırıyı hafifletmeyecek. Unutmayın, Demirspor taraftarı unutmaz!  Tribünün ne olduğunu anlamadan sportif başarı el edemezsiniz. Çeşitli zamanlarda böyle tahriklerde bulunup bizi alt ettiğini zannedenler, bir maç sonucuyla keyif yaşayanlar, bugün yok olup gitse de Demirspor, taraftarı ve camiası ile Türkiye'nin saygınlığını kazanmış şekilde dimdik ayaktad

Play-Off 2. Maç: Hatayspor:3 - Adana Demirspor:2

Bir Demirspor klasiği; yine trajik bir maç sonu. 90. dakikada turu geçecek golü atıp, acaba bu kez biz mi seviniyoruz derken hemen akabinde maçı veren golü yemek. Sonrasında yine Demirspor taraftarına eziyet;  silahsız savunmasız taraftara düşman güçleri gibi saldıran güvenlik... Yaralanan ve etkilenen tüm kardeşlerimize geçmiş olsun diyoruz. Sezon analizi daha sonra yeniden yapılır ama bu noktaya kadar takımı getiren herkese teşekkürler.

Play-off 1.Maç: Adana Demirspor:0 - Hatayspor:0

İlk maçta gol yemedik ama atamadık; ikinci maçta her şey ortada olacak. Altliglerde rasyonalite değil her şey olabilite geçerli ve hep söylediğim gibi yabancısı iyi olan bir adım önde. Biz bu sezon yabancıların alıp götürdüğü bir takım olamadık. Takımın geri kalanı ancak bunu yapabiliyor. İlk 6'nın en az gol yiyen ve en çok berabere kalan takımı Hatay'a karşı en fazla bunu yapabildik. Yine ilk 6'daki en çok gol yiyen takımı biz olduğumuz için, bu sonuç normal geliyor bana. İkinci maçta her şey olabilir. Bu tip maçlarda, stad tıklım tıklım doluyken bizim topçularda tersine bir baskı oluyor bence. Yıllardır değişmiyor bu durum. Deplasmanda bizimkiler daha rahat olacaklardır.

Yeniden Play-Off

Play-off potası yazısından sonra arka arkaya beraberliklerle şansımızı zora soktuk. Sonrasında Giresun mağlubiyetiyle artık başkalarına bağlı hale geldik. Ama işte Demirspor bu. Olmayacak olur; olabilecek olmaz. 7. Yılda 4. Playoff olacak. 2 yıl sonra aynı heyecan. Hatay'dan bu yıl 4 puan aldık. Onlar da biz de sonradan açıldık diyebiliriz. Onların başarısı, geçen yılki kadroyu büyük oranda korumak oldu. İç saha avantajlarını da iyi kullanıyorlar. Alt ligte başarının sırrı, iyi yabancı ve havaya giren kadro. Ümit Özat'la bu havayı yakaladık. Pote bekleneni veremese de yine de 16 golle en çok katkıyı verdi. Gladky ve Kage'nin katkıları da önemli. Ben en çok Berk'in performansını önemsiyorum. Sezon başından beri önemli işler yaptı. Play-off'ta da ondan beklentim yüksek. Buralara aşinayız. Bildik bir yolda daha iyi yürümek elimizde. Özellikle içerideki ilk maçta galibiyet zorunlu diye düşünüyorum. Haydi hayırlısı...

Playoff Potası

Ligte geriye düşüp hayakırıklığı yaşadıktan sonra son haftalardaki canlanma ile yeniden playoff potasına girmek sevindirici. 7 haftadır kaybetmiyoruz ve bunun 5 haftası galibiyet; daha önce de 3 maç üst üste kazanmıştık ama bunun ikisi iç saha maçıydı; şimdi bu üçlüyü iki deplasman galibiyetiyle sağladık. Son olarak Ümraniye galibiyeti takımın yukarı özlemini iyice benimsediğini gösterdi. Dahası 7 haftalık süreçte Osmanlı ve Hatay'dan birer puan alabilmek bizi playoff potasına yaklaştırdı. O yüzden beraberlikleri de önemsemek gerekli. Bu atılımı yapan kadronun devre arası transferleriyle ilgisi var. Özellikle Gladky'nin Pote'nin durgunluğuna alternatif olması çok önemliydi. Yılmaz Vural'ın bu transferlerde ne kadar etkisi vardı ya da  kalsaydı bu kadroyla başarılı olur muydu, bilemiyoruz. Yerine gelen Ümit Özat'ın ise süreci iyi yönettiği ortada. Yeni seçilen belediye başkanı ve daha önce takımın zor günlerinde her zaman yanında olmuş Zeydan Karalar'ın tribü

Kozmopolit

Bizler 1940 yılında TCDD İşçileri tarafından kurulan Adana Demirsporumuzu büyüklerimizden öğrendiğimiz gibi yetmiş dokuz yıllık tarihi boyunca işçi, memur, zengin, fakir, sağcı ve solcu demeden birbirimizi kırmadan omuz omuza destekledik ve desteklemeye devam edeceğiz.  Adana Demirspor’umuzun her zaman siyaset üstü olduğunu savunduk ve öyle olması gerektiğini düşünüyoruz. 31 Mart Pazar günü yapılacak yerel seçimlerde kazananın sadece ADANA olmasını istiyoruz.  Seçimi kazanmaları halinde Sayın Hüseyin Sözlü ve Sayın Zeydan Karalar’dan tek dileğimiz Adana’ya yakışan bir şekilde hizmet etmeleridir. Her iki adayımıza da başarılar diliyoruz.  Kozmopolit bir yapıya sahip olan Adana Demirspor taraftarlarımıza da ricamız sevgi saygı ve bağlılık çerçevesinde bir arada kalmaya devam edip politika yüzünden kardeşliğimizi bozmayalım. Unutulmamalıdır ki; bizim tek gerçeğimiz Adana Demirspor'dur.