Ana içeriğe atla

Kupadan Elenme "Sevinci"

Bu yıl da kupadan erken elendik. 2. lig ekibi Hekimoğlu Trabzon'a (eski adı Düzyurtspor) uzatmalarda yenildik. Pek çok taraftarımız tarafından sevinçle karşılanan bu durum benim aklıma yatmıyor.

Aslında genel olarak bunun Türkiye Kupası'na bir sempati duyulmaması ve bu organizasyonun bir cazibesinin olmamasıyla ilgili olduğunun farkındayım. Sadece taraftar değil kulüpler da yıllardır kupa için ekstra efor sarf etmiyor. Öncelikli olarak maddi getirisi olmayan bir organizasyon, hatta stat ve diğer maç masraflarıyla beraber zarara bile sokuyor olabilir. Fazla maç yükünün sakatlık ve yorgunluk getireceğine dair de bir düşünce var. İyi bir maç, her zaman antrenmandan iyidir oysaki.

Federasyon'un ve sponsorun bu durumun farkında olmasına rağmen bir atılım yaparak kupayı cazibeli hale getirmemesi (onca sorun varken buna zamanları kalmıyordur/devenin nerem doğru ki demesi gibi) ülke futbolu için üzücü bir durum.

Eğer eleneceksek de iyi bir takıma, bizden üst ligdeki bir takıma elenmeyi isterdim. Yedek kadromuzla ya da sürekli şans bulamayan oyuncularla alt lig takımını, yanlışlıkla olsa bile, yenemiyorsak vay halimize...İyi bir antrenman maçı ve bol golle bu turda rakibi eleyip, biraz moral bulup, gelecek maçlarda bu bilerek elenme işine girilebilirdi.

Her sene aynı şeyleri söylediğim için, bu yıl da eksik kalmasın istedim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.