Ana içeriğe atla

Formanın Ağırlığı

Durmuş hoca maç sonu açıklamalarında formanın ağırlığından ve bazı oyuncuların bunun farkında olmadığından söz etmiş. Hoca böyle bir gözlemde bulunuyorsa taraftar olarak Ünye maçında çıkacak takımı merak ediyorum.Eğer hoca bu tespite rağmen aynı kadro ile sahaya çıkarsa yada bizim izlerken gözlemlediğimiz formanın hakkını vermeyen adamları tekrar sahaya sürerse forma kadar kulübeninde ağırlığı belli olmuş olacak.

Durmuş hocanın ciddiyeti disiplini özellikle ikinci görev zamanında belirgin olarak ortaya çıkmıştı. O dönemde bazı uygulamaları ile takıma ciddiyet kazandırmıştı. Hocadan kendi adıma isteğim öncelikle disiplini tekrardan sağlaması. Eğer söz konusu formanın ağırlığı ise ciddiyetsiz davranan kim olursa olsun gerekirse yedeği olmasın gerekirse yerine oynayacak olan kişi ondan kötü olsun ama ne olursa olsun gözünün yaşına bakmasın. Belki mağlubiyetler taraftarı üzüyor ama böyle ciddiyetsiz formanın garanti olduğunu hissettiren futbolcu tavırları daha da üzücü oluyor.

Yıllardır herkesin dilinde olan bu sözün artık gerçeklik kazanması için hocaya büyük görev düşüyor. Bu gelen arkadaşların hepsinin ilk sözleri formanın büyüklüğüydü ama oynanan oyun mücadele bunun bazıları için böyle olmadığını bizlere gösterdi. Eğer bir şeyler değişecekse artıları eksileri illa olacaktır. Mühim olan sonuç alabilmektir. Hoca sözlerinin arkasında son gücüne kadar dursun gereğini yerine getirsin.

Yorumlar

Yergökmavi dedi ki…
Ahmet Gökçek hafta sonu oynadığımız maçta protokolde maçımızı izlemiş.Hani diyecemki Kızılcahamam'ı izlemeye geldi,çocukları Demirspor forması giymiş.
Bu öylesine bir tesadüfmü?Yoksa......
Alpaslan KUŞVURAN dedi ki…
Çok başlılığın olduğu yerde Durmuş Ali ÇOLAK'ın etkisi düşük düzeyde kalacaktır. Takıma müdahale eden çok kişi var. Bu durumda hoca enerjisinin büyük bir kısmını dengeleri korumak adına yapacaktır. Bana göre bu durum yıllardır Demirsporun en büyük sorunlarından birisidir. Yıllardır Belediye tarafından desteklenip başarısız olmamızın nedeni de burada yatıyor. Oyuncuların adamları olduğu için onlara oynayacağı yönde güvenceler veriliyor olmalı ki bazıları yeterince formanın hakkını vermiyor. Neticede ya adam gibi birisi olacak ve kimseyi işine karıştırmayacak (böyle teknik adamlar uzun soluklu olmuyor bizde) ya da dengleri ve kendi koltuğunu bir anlamda alacağı parayı korumak adına işler yapan birisi olacak. Sanırım ne tür bir teknik heyetimiz olduğunu anlamak çok güç olmasa gerek...
göktuğ dedi ki…
Düzene karşı gelenlerin Demirspor hayatları fazla uzun sürmedi. Sadi Hoca bunun örneğidir. Seneye devam ederse 8-9 oyuncuyla devam edeceğini Erhan Namlı'nın abi dediği kişilerin olduğu bir takımın başarılı olamayacağını söyledi ve gönderildi.
yavuzy dedi ki…
Yıllardır ne hocalarımıza ne futbolcularımıza güvenebildik. Onlar kendi aralarında birbirlerine güveniyor mu, bilemiyorum. Yaşadıklarımız ve sürekli başarısızlık, böyle bir güvenin olmadığını gösteriyor. Önce onlar kendi arlarında bir bir bütünüz, disiplinli bir takımız imajını vermeleliler. Ardından tribünün onlara güveni gelir...
Onur BİÇER dedi ki…
Yönetimin, "Aile bütünlüğümüzü bozdurmayacağız." şeklindeki açıklamasından sonra hem de o açıklama esnasında sayın başkanın mimiklerinden ne kadar kararlı ve kendinden emin olduğu hissedilirken, hemen akabinde Ali Güneş'in gönderilmesi aile bütünlüğü içinde güvenin tesis edilmesinde sıkıntı yaşanabileceğine işaret ediyor sanki. Umarım bütünlükteki bozulma geçicidir de bütün olduklarını tez zamanda hissederiz.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.