Ana içeriğe atla

"Demirsporlulara Açık Mektup"

"Taraftar ne yapabilir?" Bu sorunun cevaplarını aramamız lazım. Sadece susarak, sadece söverek bu iş olmaz. Blogun taa ilk günlerinden beri bu işe kafa yoruyoruz, bazen yoğun bazen daha sakin olarak.

Blogun daimi konuk yazarlarından Müslüm Kavut, açık bir mektup şeklinde organize ettiği fikirlerini göndermiş; paylaşıyoruz.

----------
Sevgili Demirsporlu kardeşlerim,

Takımını düşünen elini taşın altına koyacak tüm Demirsporlular için, tribündekiler için, yani takımın gerçek sahipleri için, iki temel hedef artık apaçık ortaya çıkmıştır. Gökalpçi dille anlatırsak "yakın mefkure", Soner Tolungüç' ün bir an evvel takımdan uzaklaştırılması; ikinci hedef ve "uzak mefkure" de kalıcı gelir için mücadele etmektir.

Zaten bu hafta tribünler de gereken tepkiyi verdiler, devam da edecekler, bu sürecin dönüşü yok artık. Tolungüç’ ün günleri sayılı. neyse artık, gelen hocayla geçmişe sünger çekip gençlerimizle düşmemeye oynayarak, gelecek seneleri kurtarmaya çalışmalı; artık takımımızı bu tür rezilliklere nasıl düşürmeyeceğiz ve kalıcı gelir için neler yapabiliriz ona kafa yormalıyız.

Sekiz aydır transfer,takım kadrosu derken başka bir mesele konuşamaz olduk. Bekir başkanla yakalanan ruh kaybolmaya yüz tuttu. Ne kalıcı gelirle ilgili bir gelişme var, ne de Demirsporumuzun muhalif duruşunu gösterecek, kimliğimizi bu anlamda belirginleştirecek, atılan adımları devam ettirecek, öteye taşıyacak bir adım atılıyor. Savunmamız gereken mevzi, öncelikle Bekir Çınar döneminde tüm ülkeyi sallayan atılımların geriye çevrilmesine karşı, duruşumuz ve kimliğimiz olmalı. Demirspor adı yine geçmiş dönemde olduğu gibi, futbolun sadece futbol olmadığını gösteren, emeğin, insanca yaşamın ve mücadelenin alanı olduğunu gösteren olaylarla anılmalı yine. Yoksa transferle, komisyonla değil!

Bu hoca da, açıkçası, benim için kaçınmamız gereken, Demirsporluluk kimliğiyle çelişen her türlü anlayışın, bozulmanın somut sembolü haline gelmiştir ve bugünden tezi yok kurtulmamız gerekir. Artık mesele teknik analiz, sportif başarı filan da değil (ki onlar da ortada zaten), takımımızın ölüm kalım mücadelesidir, Demirsporluluk ruhuna sahip çıkma meselesidir.

Evet, hepimiz sadece taraftarız ama unutulmasın ki Demirspor taraftarı aynı zamanda bu kulübün tek ve gerçek sahibidir. Çünkü, Demirspor halkın takımıdır. Buna yürekten inanan herkesin şapkayı öne koyup düşünmesi gerekiyor. Zaman bilinçli olma zamanıdır, zaman birlik olup takımına sahip çıkma zamanıdır.

Sevgi ve selamlarımla...

Yorumlar

Yergökmavi dedi ki…
Taraftar ne mi yapabilir? Ne yapamaz veya yapmaz ki?

Artık düşünce platformlarında yazıp çizmekten,yorum yapmaktan öte gücümüzü göstermeliyiz kanaatindeyim.

Artık eyleme geçme zamanı..Nasılmı? Tabiki vurup kırmadan,sövmeden,fiziksel zarar vermeden..Bazen bir duruş,bazen bir bakış,bazen sessizlik ama hepsindede güçlü bir birliktelikle..

Tribünde sessizce oturmakta,maçlara gitmemekte,sessizce yürümekte herşey ama herşey olabilir sesimizi çıkarmak için,gücümüzü göstermek için,Olanlara isyan etmek için.
Madem halkın takımıyız, o zaman nerede bu halk.Madem bu takımın en büyük özelliği taraftar, nerede bu taraftar..

Denmiyor mu bu takımın taraftarı çok büyük ve bu taraftarlar bazılarının kendi çıkarları uğruna kullandığı kesim..O halde susmaya devam mı edelim??

5728 gün veya 15 yıl 8 ay 4 günü artık yazmayalım bitirelim bu işi.
İbrahim İlya dedi ki…
naçizane fikrim Elazığ maçına 1000lerce Beyaz mendille gelinmesi ve akabinde
Yar saçların lüle lüle
Soner sana güle güle

şarkısının hep bir ağızdan, bağrımız yırtılırcasına söylenilmesi kanaatindeyim. Yönetim bu tepkiyle çekip gidecekse de hiç beklemesin salladığımız mendiller ve söylediğimiz şarkılar onlara da gelsin. Böyle zengin takım tutacağıma kapanmış efsane bir kulübün taraftarı olarak hikaye anlatmayı yeğlerim. ki bu kulübün kapanacağı falan da yok. kapanma fikrini ortaya atıp bizim gözümüzü korkutmaya çalışıyorlar hepsi bu. yazı çok güzel olmuş artık tepki koymamız gerek. ben şahsen bu hafta trabzondaki maç için bazı planlar yapıyorum. bakalım ne olacak.
aLisqo dedi ki…
Bu takımın gerçek sahibi biz taraftarlarız ve AdanaDemir Spor'a gönül vermiş kişilerdir diyoruz şimdi bu gerçekliği pratik anlamda bazı şahıslara göstermemiz gerekmekte. Çünkü bugüne kadar sadece yazılıp çizildi somut anlamda bir tepki konulmadı. ( Islıklama, yuhalama, koltuk kırmak vb. haricinde ) Bence ilk somut adım atılmalı. Taraftar 5 Ocak stadı etrafında toplanmalı fakat stada girmemelidir. Bu büyük bir tepki olabilir ve bizleri müşteri gibi gören şahsiyetler taraftarın gerçek gücünü ensesinde hissetmelidir !
Yergökmavi dedi ki…
İbrahim İlya çok güzel söylemişsin.Gayet medenice bir protesto olurdu..

Şimdi biz bu protestoyu planlayalım,görün bakın bu seferde hem Trabzon hemde Elazığ maçını kazanırız.O zaman protesto yine suya düşer...Zaten kazanırsak protestolarada gerek kalmaz.

O zamanda her maçımızı protesto etme planları yaparız:)
cinobili01 dedi ki…
Sorun Soner Hoca'nın gitmesi veya kalması değil bence,bukdar gücünden söz edilen,bağlılığı dile getirilen,tüm Türkiye tarafından duruşu herzaman takdir kazanmış taraftar topluluğunun harekete geçememesidir.Bu taraftar gücünün farkına vardığı gün daha cesur kararlar alacak daha iyi işlere imza atacaktır,okadar korkutmuş ki bu adamlar bizi,istifa sesleri yükseldiğinde hemen gruba baktım ben abiler balamir abi sus işareti yaptı gruba,bu şartlarda belkide yapmak zorunda olduğu şeyi yaptı ama bizde artık göztepe,ksk,gecekondu gibi gücümüzün farkına varıp harekete geçmenin zamanı geldiğinin farkına varmalıyız,şimşekler grubu,ankara tayfası,istanbul tayfası,mavilacivert.com hep birlikte artık birşeyleri harekete geçirmeliler,birşeyler yapılacaksa öncülüğünü etmeliler.
İbrahim İlya dedi ki…
alisqo stada girmememiz içerdeki embesillere yarar. bizim girip yumruğumuzu masaya vurmamız gerek. olay olsun olmasın artık umurumda değil. kulüp kapanacaksa kapansın. bu durumda bana değil Demirspor'dan para yiyenlere ateş düşer. zira benim Demirspor'dan manevi haz haricinde hiç bir karım yoktur. bilakis maddi zararımın boyutu haddini aştı!
türkayADS dedi ki…
Hep birşeyler yapılmalı dedik hala da diyoruz...ama sıkıntı şu ki ne yapacağız?? yazı ve yorumlarda aynı şekilde..taraftar ne yapmalı konusunda belirgin birşey yok..sadece birşey yapmalıyız diyoruz...
murat dedi ki…
Sayın Ankara tayfası, düşüncelerimize tercüman olmuşsunuz. Bu konular bizim için çok önemli. Birileri çıkıp camianın kafalarındaki soruları sormalı. Mesela borcumuz ne kadar dı, ne kadar kaldı. Kalıcı gelir konusunda ne kadar mesafe alındı. Hani petrol istasyonu konusunda 45 güne kadar müjde verilecekti. Alt yapı her yaş grubunda şampiyonluğa koşarken, hiç mi futbolcu çıkmaz, hani 1 tane dahi çkmaz mı. Bu soruları sormak istiyoruz. Artık birileri bizim sesimiz olsun.
ANKARA TAYFASI....
artık sizden daha fazla şeyler bekliyoruz. Yeni bir oluşum yada vizyonla çıkış yapmalısınız.
Mesela basın toplantısı düzenlenip, kamuoyu önünde, bu sorular ve temenniler seviyeli bir şekilde sorulabilinir. Alınacak cevapların veya vaadlerin takipçisi olunacağına vurgu yapılabilinir.
Bu sayede başımızdaki yöneticiler, daha ciddi bir yol haritası çizerler. Bu şekilde sesiz bir camia hiç bir sonuç alamaz. Bize tatmin edici açıklama yaparlar, bizde destekçileri oluruz.
ANKARA TAYFASI......
Artık sizinde bu başarışlı çizgide çıtayı ve misyonuzu tükseltmenizi arzu ediyoruz. SİZİ ÇOK SEVİYORUZ
yavuzy dedi ki…
İbrahim, son yorumun pek hoş değil; bize kontrolsüz bir öfke değil, tersine örgütlü bi güç lazım. Verilecek tepkiler, sonuç alacak işler olmalı. İçimizdeki kızgınlığı atmak çözüm değil... Kaldı ki, Müslüm'ün yazısındaki asıl vurgu, Bekir Başkan'ın yaptıklarının ruhuna uygun bir tavır geliştirmek.
yavuzy dedi ki…
Murat, buradaki yazı ve yorumlar, herhangi bir basın açıklamasından daha çok etkili oluyor ve inan ki takip ediliyor. "Yeni bir oluşum ya da vizyonla çıkış yapmak" gibi bir bakış açımız yok. Bu bize daha önce de telkin edildi ama bence aktif ve etkili bir taraftar blogu olmak, gayet önemli bir durum. Asıl yapmamız gereken, yeni bölünmeler yerine, birlikte hareket etmenin yollarını aramak.
Serkan Akkoyun dedi ki…
Bir şey yapmalı? Ne güzel şarkı sözü değil mi?

O bir şey ne peki ? Ne yapmalının peşindeyiz.

Öncelikle memnun olmadığımızın yerine alternatifini sunmalıyız.Yönetimden memnun değiliz.O zaman kulis yapıp bir isim belirleyip o ismi ikna etmeliyiz.Hocadan memnun değiliz.Demirspor duruşu diye bahsettiğimiz duruşa uygun bir hoca belirlemeliyiz.Onunla iletişime geçmeliyiz.Taraftarlar olarak takıma nasıl sahip çıktığımızı ve nerede görmek istediğimizi anlatmalıyız.

Peki bizi dinlerler mi ? Bizi dinlemeleri için işte uzun vadede senin üzerine düşen de şu Demirspor'lu.Okuluna git.Eğitimini al.Yöneticilik oku.Girişimci ol.Spor akademisyeni ol.Yabancı dil öğren.Spor hukuku oku.Sporda şiddet yasasından haberdar ol.Alt liglerin nasıl yönetildiğini incele.Başarılı örnekleri dosyala.Spor-Sen'e git.İnternetten oku.Ve yine uzun vadede o yönetime gir,sesini çıkar.Aday ol.

Somut önerilerim bunlar olacaktır.Söylediklerimi âhkam olarak görmezseniz sevinirim.Görenler olursa eğer, Yönetim Ekonomisi yüksek lisans öğrencisi ve Spor İletişimi Eğitimi sürecindeyim.
İbrahim İlya dedi ki…
yavuz abi benim orada vurgulamak istediğim şey bizi korkutmaya çalıştıkları mevzunun aslında kendi korktukları mevzu olduğuydu. eğer yanlış mesaj verdiysem kusuruma bakmayın.
Yergökmavi dedi ki…
Ne yapalım diye düşünmeye gerek yok.Evet bir yerden başlamak gerek.İbrahim'in dediği gibi beyaz mendillerle başlamak en masumane protesto olacağı kanaatindeyim.
Bu protesto oturursa yerine, tüm taraftarların dikkati bu yönde olacak ve herkes buna katılacaktır.
Bu başlangıç tıpkı bir kartopu gibi gittikçe büyüyecektir.Hem taraftar arasında güçlü bir birliktelik sağlanacak hemde taraftarın neler yapabileceği ortaya çıkmış olacaktır.Önemli olan taraftar bütünlüğünü ve gücünü sahaya yansıtabilmektir..
müslüm dedi ki…
öncelikle, cinobiliye katılmıyorum çünkü: evet, soner hoca bir sorundur. tabiki temel sorun çok daha derinlerde ama soner hoca da bu sorunun bir uzantısı, bir belirtisidir. takıma verdiği zararların, takımın bugün geldiği noktadaki payının da artık tartışılacak tarafı kalmadı. tam tersi bu sorun, çok acil ve hayati gözüküyor artık bu noktada. tersinden bakarsak da, soner hocaya karşı koyduğumuz tepki, kolektif gücümüzü ortaya koyacağımız bir başlangıç olacaktır. bu örgütlü tavır ve eylem pratiği, aslında problemin kaynağı olan bugünkü yönetim anlayışına karşı da durabilmemiz için bir fırsat olacaktır.
türkayın dediği belki doğru, hep birşeyler yapmalı dedik. ama bugün artık doğru zamanda olduğumuzu düşünüyorum, bıçağın kemiğe dayandığı noktadayız. şu an için birşey yapmıyor olsak da, önemli olan hepimizin ortak bir duygu ve harekete geçme isteği etrafında birleşmesi. az uz bir şey değil bu. küçümseyerek daha baştan önümüzü kapamayalım. yapmamız gerekinin öncelikle sadece "artık ne yapmamız gerektiğini ciddi ve somut bir dille konusmak" olduğunu düşünüyorum.
yeni bir vizyon ise,illa farklı bir oluşum anlamına gelmemeli. kendi kimliğimizi koruyarak, bize omuz verecek diğer grup ve oluşumlarla ortak bir irade oluşturmaya çalışabiliriz. tabiki herkesin, her oluşumun farklı bir rengi, farklı bir demirspor tahayyülü vardır. bu noktada, hepimizi birleştirecek olan çatının, bekir başkanın temsil ettiği altyapı, istikrar, anti-endüstriyel perspektif ve amatör ruh gibi değerler ve kalıcı gelir arayışı gibi somut bir hedef olabileceğini düşünüyorum. ismi de birleşik demirspor kolektifi ya da bekir çınar girişimi olabilir.
son olarak, arkadasların dile getirdiği stada girmeme önerisi yerine, girip orada sesimizi gür bir şekilde kendi tayyiplerimize, kodamanlarımıza çıkarmak daha güzel, daha etkili olmaz mı? bence, tribünün kendiliğinden gelişen haykırışını da dikkate alarak, öncelikli protesto takımızda kanayan yara haline gelen soner hocaya yönelik olmalı.
Serkan Akkoyun dedi ki…
Bir noktayı ben hala anlamıyorum.Soner Hoca gitsin deniyor ama eğer istifa etti diyelim gelecek hocayı yine bu yönetim seçmeyecek mi ? bizim bunda etkimiz ne olacak ki ? Yönetim değişsin diyoruz.Var mı ikinci bir Bekir Çınar profilimiz ? Kimi düşünüyorsunuz taşın altına elini sokacak ? Çözüm önerileri, alternatif sunarak olursa daha işe yarar olacaktır.
göktuğ dedi ki…
Yıllar oldu aynı cümleleri kuruyor aynı fikirleri tekrar tekrar gündeme getiriyoruz. Bunun sonucunda değişen birşey olmadı olmayacakta. Biz istesekte istemesekte futbol sektöründe para her zaman fikirlerin önünde olacak.Bugün tamamı altyapımızdan oluşan bir ekip ile bu ligde oynasak tesis masraflarını, deplasman giderlerini, cüzi olsada futbolcu paralarını işin içine koysak 2 milyon eder. Bunu sağlayacak bir Demirspor camiası günümüzde yok. Bizim kongremiz yok, bizim üyelerimiz yok, bizim sevgisini takımına maddi destekle ile taçlandıracak taraftarımız yok. Eğer bir fikiri ortaya atıyorsak gerçekleşmesi için hangi şartların gerçekleşmesi gerektiğini bilmeliyiz. Biz bunun acı tecrübesini Rahmetli Bekir Başkan zamanında gördük. Kendisi akla yatkın küçük destekler ile büyük rakamların sağlanacağı fikirleri ortaya attı. Sonucunda hayal kırıklıkları yaşadı. Hepimizin ağzında belediye şöyle belediye böyle doğrudur belediye Demirspor'a çok zarar vermiştir. Ama kimse kusura bakmasın biz destek verdikte belediye engelledi mi ? Koskoca Adanadan 58 bin lira para toplandı. Bu paranında en az yarısı Bekir Başkanın mahçup olmasını istemeyen arkadaşlarının yaptığı yüklü bağışlardı. Demirspor camiası herşeye müdahale eden ama zor günde ortadan kaybolan duayenlerin olduğu, hatırın gönülün takımın önüne geçtiği, kurumsal izlerin olmadığı bir görüntüdedir.Fikirleri okuyorum ama yukarıdaki örneklerden yola çıkarak söylediklerimizin gerçekleşmesinin zor olduğunu düşünüyorum.

Bunun yanında tamamen belediyeden kurtulmak gerektiğini düşünen birisi olarak. Adem Atılgan-Mustafa Tuncel- Mehmet Gökoğlu- Bekir Çınar
ve tekrar Mustafa Tuncel dönemlerinin borç miktarlarının ne olduğunu bilmekte yarar olduğunu düşünüyorum. Demirspor bağımsız yönetimler denemesinde bulunmuş malesef bunda başarısız olmuştur. Gökoğlu döneminde bağımsız olamamış, Rahmetli Bekir Çınar döneminde ise bağımsız olma yolunda taraftar sınıfta kalmıştır.

Tüm bu denemeleri, son 5-6 sezonu değerlendirelim neleri yapabildik neleri yapamadık tartalım eksik noktalarımızı ortaya koyalım. Mevcut durumda nasıl bir yol haritası çizebiliriz ona ulaşalım.Eğer böyle yapmazsak yıllarca söylediklerimiz havada kalmaya devam edecek. Temelleri olmayan fikirler yıkılmaya mahkumdurdur unutmayalım.
RT dedi ki…
belki bu çok ütobik ama fatih terimi demirspor'da görmek bence çok zor değil.

ne de olsa muharrem gülergin'in öğrencisi değil mi?
müslüm dedi ki…
ütopik çok zordan daha da zor birşey değil mi:) böyle bir olsaılık yok, olmasın da zaten bana göre. bu belayı başımıza saran da zaten fatih hoca. senelerdir hiç bir faydası olmadığı gibi, bir de zararı var takımımıza.benim gönlümdeki ismi blogu az çok takip edenler bilir zaten. spor01.com da bugün Hüseyin Hoca hakkında bir haber yapmış. heyecanlanmadım dersem yalan olur. her şey bu haftaya bağlı gibi gözüküyor.utanacak bir tarafı da yok artık, ha bir eksik, ha bir fazla mağlubiyet almışız çok birşey değişmez ama bu mağlubiyet de olumlu anlamda çok şeyi olmasa da "bir şeyi" değiştirebilir. onun için FORZA TRABZON! biz çapulcular bu hafta trabzonluyuz:)
yavuzy dedi ki…
Birincisi, Fatih Terim'den bu takıma hiçbir zaman hayır gelmedi, gelmez de; o eskiden Demirsporluydu artık değil. İkincisi, hiçbir zaman takımımın yenilgisini arzulamam. Yeterik kadar "hayırlı" yenilgi aldık zaten.
mustafa kemal dedi ki…
soner tolungüç gitmelidir...bu takıma faydalı olmamıştır şu ana kadar...soner hoca üzerinden kulübe vurmaya çalışanların ise amaçları bence başka..bu sitede herkes bildiğini anlatsa bu kadar dallanıp budaklanmaz bu masallar...
mustafa tuncel yönetiminin gitmesinin gerekli olduğunu düşünen arkadaşlara tuncel sonrası için ne yapılabilir diye bir soru sormak istiyorum. alternatifleri görmek istiyorum...
müslüm dedi ki…
ister isteyelim ister istemeyelim; akıl, mantık, izan, insaf her şeyi söylüyor zaten. 2 kere 2 nin 4 etmesi gibi futbolun da doğruları var, hepimiz biliyoruz. bunların yapılmadığını ve onun cezasını çektiğimizi de biliyoruz. ee o zaman? diyelim ki sihirli bir değnek dokundu Soner Hocaya (olmaz ya) sezon başından beri oynattığı, silik, korkak, kişiliksiz futbolu bir kenara itti. bambaşka bir anlayışla oyönetmeye başladı takımı. Peki bunu nasıl devam ettirecek? her dönem aldığı 15 20 oyuncuyla mı? her dönem yeniden kavga ederek,zıtlaşarak ve gönderrerek mi onları?adamın kişiliğini, yapısını mı değiştireceğiz? yav, herşeyi geçtim yediğimiz hakareti siz sindirebiliyor musunuz? erolun attığı golden sonra gözü yaşlı bir şekilde yukarıda allah var demesi hiç rahatsız etmiyor mu?göz göre göre yapılan haksızlıklar? asmalar, kesmeler.benim gözümde zaten hiç bir değeri kalmadı zaten kendisinin. hoş o da zaten bana ve bize verdiği değeri gösterdi zaten sözleriyle. skor odaklı bakanlar için de zaten, artık prim verecek bir tarafı kalmadı hocanın. ha ne olur bu hafta olmaz daha sonra olur ne farkeder ki. ama her geçen hafta da demirsporun zararınadır.
yavuzy dedi ki…
Bu takımı kişiler üzerinden sevmedik. En azından ben öyleyim... Aytaç Durak, Mustafa Tuncel ve şurekasının yönettiği bir takımı nasıl seviyor ve başarılı olmasını istiyorsak, Soner Tolüngüç için de bu böyledir. Bugün var, yarın yok bi adam için Demirspor'un başarısızlığını istemem. Soner Hoca'nın gitmesi, bir mucize yaratmayacak çünkü yönetim zihniyeti aynı kalacak. Evet daha önce verdiğim desteği vermiyorum, gitsin-başarısızdır. Ama onun gitmesi herşeyi değiştirmeyecek.

Mustafa Tuncel'in alternatifsiz olması, tıpkı Aytaç Durak'ın alternatifsiz olması gibi, ölümü gösterip sıtmaya razı etmektir. Evet, reel anlamda onun yerine kimseyi getireiyoruz. Ama Mustafa Tuncel'in başkanlıklarında bugüne kadar bu takım ne kazandı-ne kaybetti. Taa 2000'nin başından beri bu hesabı yapalım.

Ayrıca bu sitede herkes bildiğini anlatıyor. Az biliyor olabiliriz ama bilgimizi birilerinin tarafını tutup diğerini kötülemek üzerinden değil, durumu analiz etmek için kullanıyoruz.
coulibaly dedi ki…
Göktuğ, durumu çok güzel özetlemiş. düşüncelerine aynen katılıyorum. Müslüm arkadaşım, forza trabzon demiş. teknik direktör değişimi için heralde. Olay bu kadar basit değil, bir şeyler ters gidiyorsa bunu değiştirmek için alınacak mağlubiyetler veya kaybedilecek puanlar beklenmemeli aksi takdirde kesin bir çözüm olmaz. Zaten bu teknik direktörün Demirspor'umuzu yönetebilecek bir potansiyelde olmadığını biliyoruz, bunu kazanılan maçlarda görebilecek Yönetime ihtiyacımız var. Elinde adanaspor bayrağı sallayan bir başkandan tabi böyle bir beklentimizde yok. Ama biz büyük taraftarsak, bana göre her şartta takımımızı desteklemeli, eleştirimizi kişilere doğru yapmalıyız, başka takımları tutarak değil( 1 maç içinde olsa ) . Onun için ben Mavi Şimşek Bizim için, Forman için, Rengin için OYNA OYNA OYNA diyorum.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...