Ankara Tayfası, eski hocamız Sadi Tekelioğlu'yla görüştü; Demirspor'u, Adana'yı, futbolu konuştu...
4 saati aşkın müthiş sohbette, Sadi Hoca'nın samimiyeti, içtenliği açık sözlülüğü bizi çok sevindirdi ve anlattıkları bu sayfada savunduklarımızın ne kadar haklı olduğunu gösterdi. Hocamızın oğlu Arif de sohbette bizlerleydi.
Kısa sürelik Adana macerasında yaşadıkları, yılların tecrübesi hocamızı bile şaşırtmayı başarmış. Adana Demirspor'da köklü değişikliklerin gerekliliğini bir kez de onun tecrübesiyle onaylamış olduk.
İki aylık süreçte Demirspor taraftarından çok etkinlendiğini belirten Sadi Hoca, Demirsporluluğun adeta bir din gibi olduğunu söylerken sanki maçları yeniden yaşıyor gibiydi.
Sadi Hoca, "Adana Demirspor'u yıllar sonra şampiyon yapan teknik direktör olma" fırsatının türlü engellerle elinden alındığını söyledi ve en çok taraftara üzüldüğünü belirtti. Şimşekler Grubu'nun, daha önce görev yaptığı kentlerdeki taraftar gruplarından çok farklı bir profile sahip olduğunu vurgulayan Hocamız, tezahüratları bile ezberlediğini gösterdi...
Görev yaptığı bir takımdan ilk kez tek taraflı bir şekilde gönderildiğini de sözlerine ekleyen Sadi Hoca, Adana Demirspor'da yapılan en büyük yanlışın yaşı ilerlemiş futbolculara çok büyük meblağlar ödenmesi olduğunun altını çizdi.
Sadi Hoca, Adanaspor'u ve Mersin İdmanyurdu'nu asla çalıştırmayacağını söylerken yaşadığı kızgınlık gözlerinden okunabiliyordu. Hocamızın oğlu Arif ise tribünlerimizin yeni transferi oldu! Arif, Adana'da ve deplasmanlarda izlediği maçlarla kendini artık Demirsporlu olarak hissettiğini söyledi. Biz de tribünden bir abizimin sözünü hatırlattık ona: "Sağcısı solcusu, zengini fakiri, kadını erkeği fark etmez; Demirspor maçını iki kere izleyen Demirsporlu olur!"
Bu uzun sohbetin kısa bir özeti buydu ama tabii ki izlenimlerimizi aktarmaya devam edeceğiz, eminim tayfanın zihninde kalan anlar bunlarla sınırlı değildir...
4 saati aşkın müthiş sohbette, Sadi Hoca'nın samimiyeti, içtenliği açık sözlülüğü bizi çok sevindirdi ve anlattıkları bu sayfada savunduklarımızın ne kadar haklı olduğunu gösterdi. Hocamızın oğlu Arif de sohbette bizlerleydi.
Kısa sürelik Adana macerasında yaşadıkları, yılların tecrübesi hocamızı bile şaşırtmayı başarmış. Adana Demirspor'da köklü değişikliklerin gerekliliğini bir kez de onun tecrübesiyle onaylamış olduk.
İki aylık süreçte Demirspor taraftarından çok etkinlendiğini belirten Sadi Hoca, Demirsporluluğun adeta bir din gibi olduğunu söylerken sanki maçları yeniden yaşıyor gibiydi.
Sadi Hoca, "Adana Demirspor'u yıllar sonra şampiyon yapan teknik direktör olma" fırsatının türlü engellerle elinden alındığını söyledi ve en çok taraftara üzüldüğünü belirtti. Şimşekler Grubu'nun, daha önce görev yaptığı kentlerdeki taraftar gruplarından çok farklı bir profile sahip olduğunu vurgulayan Hocamız, tezahüratları bile ezberlediğini gösterdi...
Görev yaptığı bir takımdan ilk kez tek taraflı bir şekilde gönderildiğini de sözlerine ekleyen Sadi Hoca, Adana Demirspor'da yapılan en büyük yanlışın yaşı ilerlemiş futbolculara çok büyük meblağlar ödenmesi olduğunun altını çizdi.
Sadi Hoca, Adanaspor'u ve Mersin İdmanyurdu'nu asla çalıştırmayacağını söylerken yaşadığı kızgınlık gözlerinden okunabiliyordu. Hocamızın oğlu Arif ise tribünlerimizin yeni transferi oldu! Arif, Adana'da ve deplasmanlarda izlediği maçlarla kendini artık Demirsporlu olarak hissettiğini söyledi. Biz de tribünden bir abizimin sözünü hatırlattık ona: "Sağcısı solcusu, zengini fakiri, kadını erkeği fark etmez; Demirspor maçını iki kere izleyen Demirsporlu olur!"
Bu uzun sohbetin kısa bir özeti buydu ama tabii ki izlenimlerimizi aktarmaya devam edeceğiz, eminim tayfanın zihninde kalan anlar bunlarla sınırlı değildir...
Yorumlar
Ayrıca, Sadi hocamıza canayakınlığı, samimiliği, açık sözlülüğü için çok teşekkürler. Umarım tekrar bir araya geliriz.
Oğlu Arif'e dedim. Bak yolun başındayken kaç kurtul, sempati bile besleme bu takıma. Yönetim senin gibi saf duyguları olanları dert sahibi eder dedim. Ama iki maç seyretmiş. Kaybettik, yazık oldu. Aramıza hoş geldin Arif.
Arif'i Ankara Tayfası olarak yalnız bırakmayız, sezon bir başlasın bakalım hele...