Milli Maç arasından sonra 1 haftada 3 maçlık seriye giriyoruz. Özellikle arka arkaya oynayacağımız Balıkesir ve Samsun maçları oldukça kritik. Rakiplerin sezona iyi başlaması ve üstümüzde yer almaları ile maçların önemi artıyor. Gelecek hafta sonu Buca ile oynayacağımız maçta iç saha seyircisiz cezamız dolacak. 7. haftada yine ligin iddialı ekiplerinden Ankaraspor ile deplasmanda oynadıktan sonra, Adanaspor ve MİY maçları geliyor bu sefer. O klişe tabirle zorlu bir viraja giriyoruz. Elbette ligte kolay maç olduğunu söylemek mümkün değil ama Eylül-Ekim ayındaki performansımız ligini gidişatını belirleyecek gibi görünüyor.
Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu. Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar. Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek. Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta
Yorumlar