Milli Maç arasından sonra 1 haftada 3 maçlık seriye giriyoruz. Özellikle arka arkaya oynayacağımız Balıkesir ve Samsun maçları oldukça kritik. Rakiplerin sezona iyi başlaması ve üstümüzde yer almaları ile maçların önemi artıyor. Gelecek hafta sonu Buca ile oynayacağımız maçta iç saha seyircisiz cezamız dolacak. 7. haftada yine ligin iddialı ekiplerinden Ankaraspor ile deplasmanda oynadıktan sonra, Adanaspor ve MİY maçları geliyor bu sefer. O klişe tabirle zorlu bir viraja giriyoruz. Elbette ligte kolay maç olduğunu söylemek mümkün değil ama Eylül-Ekim ayındaki performansımız ligini gidişatını belirleyecek gibi görünüyor.
Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...
Yorumlar