Ana içeriğe atla

Hazmı Zor Galibiyet-Futbolculara

Mustafa'nın kaldığı yerden devam edeyim.

Ne oldu futbolculara? Paralarını mı aldılar? Futbolculuk mesleğinin dini imanı, haysiyeti para mıymış? Taraftarın gözyaşı, sara krizleri geçirmesi, kalp hastalıkları yaşaması, polisten jop ve biber gazı yemesi yetmiyor muymuş sahanızda oynamanıza ve kazanmanıza? Siz paranızı alamayınca bu kulların hakları umurunuzda değil miymiş? Kaldı ki eninde sonunda paranızı alacağınız kesin değil mi? 

Peki mesleğinizin onuru, parasızlık yüzünden sahada çiğnenir mi? Sizin mesleğiniz ne, futbolculuk. Futbolcu ne yapar, futbol oynar. Bu mesleğin tanımında futbolcu parasını almazsa sahada bilerek kötü oynar, takımına puan kaybettirir yazıyor mu? Bu mesleğin tanımında taraftarın hakkı ayaklar altına alınır yazıyor mu?

Siz maçlarınızı kazandınız da protesto etmeyin mi dedik? Örneğin bir maç öncesinde veya sonrasında yönetime veya belediyeye yönelik bir basın toplantısı düzenlediniz veya sahaya geç çıktınız veya farklı bir protestoda bulundunuz da biz mi sizi yok saydık? Siz kazansaydınız, bu taraftar kıçında donu yokken, sizin hakkınız olan paranızı almak için savaşsaydı, yeri geldiğinde belediyeyi, yeri geldiğinde yönetimi itin bilmem neresine soksaydı kötü mü olurdu? 

Yok eğer siz paranızı almadıysanız, Fethiye maçının Eyüp, Alanya vs. maçlarından ne farkı var? Neden Fethiye'ye karşı da puan kaybetmediniz?

Siz birilerine mesaj vereyim, paramı tahsil edeyim derken kimlerin tertemiz duygularını çiğnediğinizi fark etmiyor musunuz? Sonra çıkıp yok twitter'da, yok facebook'ta, yok orada, yok burada biz şöyle futbolcuyuz, böyle takımız diye ahkam kesiyorsunuz. Bir de utanmadan sezon başında "taraftarı ile büyük olduğunu" dilinize doladığınız Adana Demirspor'un taraftarına trip atıyorsunuz. Kimsiniz siz yahu? Fethiye'yi yenerek şampiyonluk potasından düşmeyerek ağzımıza bir parmak bal çaldınız diye unuttuk mu o basit maçları? Yarın şampiyon olursak unutacak mıyız? Şahsım adına ben unutmayacağım. 

Yönetime de bir çift sözüm var, sıradaki yazıda... 

Yorumlar

mert dedi ki…
Kongre sonrası Bekir Sıtkı Özer futbolcular para dağıtılması için sabah 4:30'a kadar belediye de mücadele ettiğini söylemişti. Facebook da Emre Hasan Balcı ve de İlhan Aydoğdu parayı gündeme getirmediklerini defalarca söyledi.Beni merak ettiğim konu Adana da yaşamaktan mutlu olan Burhan Coşkun neden para almadan dün ki maçtaki kadar mücadele etmedi? İlyas Çakmak kendini göstermesi gerekirken nasıl oluyor da birden para açıklaması sonrası daha iyi oynuyor? Mehmet Gökoğlu U-18 e 200 lira prim vererek ne yapmaya çalışıyor? bu sorulara acaba nereden yanıt bulabileceğimi merak ediyorum...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...