Ana içeriğe atla

Kupa Maçı, İstanbul'da Oynansın

Kupada Galatasaray ile eşleşince, yönetimimiz çok acil bir açıklama yapıp rakibi Adana'ya davet etti! Maç, Adana'da oynansın istedi. Galatasaray'ı özlemişiz(!)

Hiçbir konuda bu kadar çabuk açıklama yapmayan yönetimin kura çekilir çekilmez hemen bu açıklaması yapması şaşırtıcı.

Adana'daki Galatasaraylılar ne düşünür bilmiyorum; biz Demirsporlular olarak maç kura sonucu neredeyse orada oynasın istiyoruz. Çünkü Adana'daki Galatasaraylıları değil, İstanbul'daki Demirsporluları, tüm Türkiye'deki taraftarlarımızı düşünüyoruz.

Eğer mesele hasılat geliri ise, Kupa'da deplasman takımı da yüzde 40 hasılat geliri elde ediyor.

Yönetimlerimiz, bugüne kadar taraftarın sesini yansıtamadı; bizim temsilcimiz olamadı. Bunu bir kere daha gördük dün. Rica ediyoruz; lütfen Demirspor taraftarını küçük düşürecek açıklamalar yapmayın.

Yorumlar

mert dedi ki…
Benim özlemim var eski günlere özlemim var görmediğim günlere yaşamadığım şampiyonluklara ihtiyacım var gerçek Şimşekler grubuna Adana Demirsporun maç kazanmasına Adana esnafının para kazanmasına uzun bilet kuyruğunda beklemeye biletin kalmadığını öğrenince karaborsadan bilet aramaya 15000 kişiye beraber haykırmaya yenilmez armadayı görmeye dolu protokol tribünü görmeye özlemim var takımlar umurumda değil ama popüler bir takımın gelmesi şehrimizin hareket kazanması belki bazı insanların gözlerini ve kulaklarını açar belki biri birşeyler yapmaya karar verir umarım gs memleketimize gelir umarım güzel günler için bu maç bir milat olur umarım özlemim bir günlük de olsa giderilir umarım
yavuzy dedi ki…
Mert, şehrin hareket kazanması, 15bin kişi beraber bağırmak; bunlar istenmeyecek şeyler değil. Sorun en son yazdığın, bu isteği bir maça indirgemek. Adanalı GS'yi özlediyse, Demirspor'u GS'nin rakibi yapacak adımlar atmak lazım. Onu bir maçlığına şehirde ağırlamak değil, planlı programlı işlerle şampiyon olup, kentimizde GS'yi öyle ağırlamak istiyoruz. Tıpkı iki yıl önce bizim kategoromizde olan ve "büyük" takımları konuk etme şerefine ulaşmış, Buca, Karabük vd. takımlar gibi. Zor bir şey değil bu.
mert dedi ki…
Yavuz abi benim de isteğim planlı programlı bir şekilde şampiyon olup ondan sonra ağırlamak ama maalesef memleketimizde zengin insanlara tüp takılmış gibi hepsi gazla adım atıyorlar.Benimsemediğim Mehmet Gökoğluna dün ilk defa acıdım röportajı izlemelisiniz konuşacak hali kalmamış.Koskoca Halil Arslan tesislere gelip hadi birşeyler yapalım diyor karşısında kimse yok.Gayet iyi görüp gayet iyi duyan insanlar engelli gibi davranmayı bırakıp şehrin hareketini görünce bir adım atabilir.Aslında özlemden de öte isteğim gs maçının atmosferi birini heyecanlırır da yardım eden olur mu diye kısacası imkansızı istiyorum kimbilir belki olur belki de şu parasız günlerde Fatih Terim bir kaç oyuncu kirayabilir.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...