Ana içeriğe atla

Geleneğimiz Geleceğimizdir - 2



Geçtiğimiz yıl play off karşılaşmaları öncesinde bu konuyla ilgili anımı aktardığım bir yazı yayınlamıştım blogda. Dün gece Şefik Akkurt ağabeyimiz 1994 yılında süper lige yükseldiğiniz o meşhur final maçının son anlarındaki heyecanı ve bitiş düdüğünün ardından yaşanan o muhteşem görüntüleri yayınladı youtube'da. Yüzümüzde buruk bir gülümsemeyle bir kez daha o yoksun günlerdeki şampiyonluk anına gittik. Merhum Orhan Ağabey'in (Demirdal) heyecandan bir o yana bir bu yana gidişi, Metin Türel hocamızın asabiyeti, Malzemeci Apo'nun deliye dönmüş halleri, Ümit Özkalp ağabeyimizin son çıktığı resmi maçı şampiyonlukla bitirmesi, mutluluktan ağlayan futbolcularımız ve tribünde şampiyonluk türküleri söyleyen büyük Adana Demirspor taraftarı...

Bu büyük mutlulukta payı olan herkese bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.

Geçtiğimiz yıl yayınladığım diğer yazı için buraya tıklayın

Yorumlar

yavuzy dedi ki…
Hatırla, hatırla, '94 ruhunu hatırla!
geyik1940 dedi ki…
Umarım 22 Mayıs'ta tekrar 'İşte şampiyon, işte taraftar' diyebiliriz!
Alpaslan KUŞVURAN dedi ki…
Bunu her izlememde tüylerim diken diken olur. Play off'lar öncesi takıma maddi katkı sağlaması için şehirde "bir kibritte sen çak" adında kampanya düzenlenmiş, her yere pankartlar asılmıştı. O zamanki adıyla 1.lige çıkmak için favori değildik. 1. lige çıkma yolunda içinde ümit besleyen vefakar ve cefakar Demirspor taraftarı vardı sadece, kimse yoktu. Takım Büyük Sürmeli Oteli'ne yerleşmiş, futbolcuların odalarındaki minibarları ve telefonları kullanmamaları tembihlenmiş, herkese jeton dağıtılmıştı. O sezon elini cebine atmayan, hiçbirşey yapmayan siyasiler takım finale kalınca bunu şova çevirmek için çanta dolusu para ile Ankara yolunu tutmuşlardı. Bizlerde maçı izlemek için yola koyulmuştuk. O dönemlerden aklıma mıh gibi çakılan görüntüler yine taraftarımız ile ilgiliydi. 480 km'lik Adana-Ankara yolunu "Can" otobüslerinde ayakta gelmişlerdi...
Adsız dedi ki…
Çok fazla umutlanmayın,mağmafi alıştık artık yenilsede beş yesede üzülmüyorduk.İlk maç benim favorim malatya ile yeni bir beşliğe hazır olun hezimeti yerinde görmeye geliyoruk.
yavuzy dedi ki…
Umut fakirin ekmegi... Zafere dogru yuruyelim,inanin cocuklar!
yavuzy dedi ki…
Blogger'daki bi sorun nedeniyle son iki yorum silinmis. Sanirim bloglari 12mayis tarihine geri aldilar. Yorum silmedik yanlis anlasilmasin. Salgam'in yorumunu yeniden eklemeye calisacagim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...