Tayfun ÖZKAN'ın bize bıraktığı yorum sadece yorum kısmında kalmasın diye yazı olarak aktarıyorum:
Aslında senı tanımadığım halde olaylara bakış açınla gerçekten tahsilli bir zihniyet olduguna inanmıştım... Neyse ki yanılmam pek uzun sürmedi çünkü ben de senin gibi insanlara kolay güvenemeyen biriyim maalasef yine haklı çıktım... Gerçekten günahlarım baya hafifledi sayende böyle bir düşünceyi kaleme dökmek ancak senin gibi ikinci sınıf zihniyetlerin bir düşüncesi olsa gerek... Sen anlayamazsın ama bazen öyle durumlar vardır ki insan bir şeyi çok ister ama olmaz niye biliyor musun çok istediği için... Zannetme ki 2 senede 50 gol atıp her şeyi yapan bir futbolcunun her Tarsus'a geldiğinde ağza alınmayacak küfürler yemesini hazmedecek biriyim... Ama dediğin gibi senin için önemli olan ADS'nin şampiyonluğu DEGİL Tayfun'un bundan sonra n'apacağı,her mac atsa bile her zamanki gibi yaranamayacağı. Eğer öyle bir düşünceye sahip olsam ilk Tarsus maçında dk 88'de topun başına geçip hem kendime hem de ADS taraftarlarına yapılanlara hem golle hem yaptığım hareketle karşılık mı verirdim? Ama ne önemi var senin gib, kalemi alan yazıyor. İnsanları karalamak bu kadar kolay... Allah senin belanı versin bunu bilinçli yazdıysan, yok kızgınlıkla yazdıysan Allah affetsın... Benım vicdanım rahat Allah şahidimdir ölen çocuğumun üstüne yemın ederim...
SEVGİLİ ONUR BİCER senin de rahattır umarım...TAYFUN ÖZKAN
SEVGİLİ ONUR BİCER senin de rahattır umarım...TAYFUN ÖZKAN
Yorumlar
Şimdi eteğimizdeki taşları dökelim Tayfun.
Sahamızda 2-2 berabere kaldığımız maçta bize saç baş yoldurmasaydın, biz şu anda neredeydik? Yükselme grubundaydık.
Deplasmanda 2-0 yenildiğimiz maçta bizi kahretmesen saçma sapan golleri kaçırmasan ne Tarsus'un esamesi okunurdu, ne puan hesaplarına girerdik.
Sahamızda 1-0 yenildiğimiz son maçta bildiğimiz değil de sıradan bir futbolcu gibi davranıp gol kapısını bir açsan sahamızda 3 atardık Tarsus'a. Dikkatini çekti mi Tayfun. Bizim Tarsus'la oynadığımız tüm maçlar final maçı niteliğindeydi. Dönüm maçıydı.
Bu golleri bir defans oyuncusu kaçırmadı. Kusura bakma Tayfun. Sen bu takıma bu maçları kurtarmak için alındın. Senin takımda kalman için yaptığım telefon görüşmelerini, yönetime kurduğum baskıyı bir ben bilirim bir Allah bilir. Yönetimseniz golcünüzü elinizde tutacaksınız dedim onlara. Satın malınızı mülkünüzü tutun bu adamı dedim. Gidin sorun Metin Türk'e, Bekir Çınar'a. Tüm kent takıma sırtını dönmüş, oyunculara beş kuruş ödeme yapılamazken sana verilecek 60 bin TL ile yetinmeyerek 110 bin TL isteyen adamın takımda kalmasının savaşını verdim. Halbuki Demirspor'da kimsenin parası kalmazdı.
Yönetime şunları söyledim o dönemde. Adam çıktığı maçta golünü atıyor mu atıyor. Parasını hak etmiş mi etmiş. Ödeyin o halde. Bunu karakter meselesi etmeyin. Bir camiayı darboğaza itme pahasına bu takımda tutuldun sen Tayfun ÖZKAN. Diğer futbolculardan daha fazla özveri gösterildi sana. İnsanlar senin için herkesten daha fazla terledi.
Sen bunca özveriden sonra çıkıp vicdanım rahat diyemezsin maalesef. Ben kendi başıma bu şüpheye düşmedim Tayfun. Sen düşürdün. Allahının aşkına başını yastığa koy ve düşün. Kaçırdığın goller Tayfun'un kaçıracağı goller miydi? Sana gösterilen özverinin karşılığı mıydı? Sen bizi bu maçlarda yücelteceksin ki; biz senin heykelini dikeceğiz Tayfun. İnsanlar çocuklarına Tayfun adını koyacaklar. Yönetim sana yanlış mı yaptı, o eline kalemi alan yazıyor dediğin ben var ya, ilk ben dikileceğim yönetimin karşısına.
İkinci sınıf zihniyet vs. demişsin. Önemli değil bunlar Tayfun. Çok daha fazlalarını duyuyoruz yorumlardan. Keşke futbolcular benim kadar efor sarf etseler Demirspor'a. Üstelik de karşılıksız. Taraftar sana küfür etti diye Tarsus'a antipati duyman söz konusu olmayabilir. Ben onların küfür ettiğini biliyorum. Demirspor taraftarının bir kısmı da bize sövüyor. Demirspor'u mu bırakacağım. Sen Tarsuslusun demiyorum. Yanlış anlaşılmasın. Ancak değerlendirme yaparken küfürleri bu nedenle dikkate almadım diyorum.
Önemli olan Demirspor'un şampiyonluğu değil demedim Tayfun. Dedim ki; sana güvenimi yitirdikten sonra sen Demirspor'u şampiyon yapsan da şampiyonluktan dolayı seni kutlamayacağım. Yazının o kısmını tekrar oku. Şampiyonluk "senle" gelse ne yazar, gelmese ne yazar dedim.
Ben seni karalamadım Tayfun. Sen görevini Tarsus maçlarında yapmadın. Ben de bunun fotoğrafını çektim. Sen bana ben Tarsus maçlarında görevimi yaptım diyebilecek misin?
Ben bunu bilinçli yazdım Tayfun. Bela andın ya o nedenle vurgulamak için. Sen de yemin etmişsin ben bilerek gol kaçırmadım diye. O nedenle benim yazımın bir anlamı kalmıyor. Yazım o ihtimalin üzerine kurgulandı.
Bak sana bir şey söyleyeyim. İş dünyası futbol dünyasına benzemez. Görevini üç kez yapma koyuverirler adamı kapıya. Ama bak o kadar rahatsın ki; hayatını Demirspor'a adamış adamlara üstelik de görevini yapmadan hem de 4 kez üst üste yapmadan GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE karşı çıkabiliyorsun. Sadece bu imkan için bile bundan sonra görevini eksiksiz yapmalısın.
Ha bir de Tayfun. Sana bir soru ve buna bağlı bir ricam var. Sözleşmende belli bir miktar parayı getirirsen serbest kalacağın yazıyor olsa gerek. O miktar bana düşük geldi. Sen de Tarsus maçlarında görevini yapmayarak yeterince travma ve kayıp yaşattın bizlere. Bence şu serbest kalma maddesindeki tutarı en azından 200 bin TL'ye çıkart da kulüp senin başarından para kazansın. Kulübün üstünden değil, kulüple birlikte kazanın.
Bu olaydan hiçbir yöneticinin haberi yok. Tamamen şahsi duyumlarım ve önerimdir. Sonra benden başka kimseyi sorumlu tutma lütfen.
Son not: Delikanlı adammışsın Tayfun. Çıktın mertçe yemin ettin. Umarım bundan sonra beni utandırır, biz taraftarları da güldürürsün.
Yazılarımla büyümeyi hiç istemedim. İnsanların beni büyütmesi de göz önünde olmam nedeniyle hoşuma gitmiyor. Ufak şeylerin peşinde değilim Tayfun. Bu maçları satmış olsaydın bu lafları hak ederdin. Öyle değil mi? Satmadım diyorsun. Bu konuda mutabıkız öyle değil mi? Benim kanıtım var mı, yok. O halde senin söylediğin doğrudur. Ben yanlış hissetmişim demektir. Sözüne söz söylemem.
Ancak kabul edeceksin. 4 maçlık tabloyu ortaya koyacaksın. Bu maçlarda üstüne düşeni yerine getiremediğini, senden şüphe ettiysem bunda senin de payın olduğunu, ben dahil hiçbir taraftara bu sıkıntıyı yaşatmaya hakkınızın olmadığını kabulleneceksin. Kimseyle muhatap olmadın bugüne kadar. Bir tane çarpık demecini görmedim. Geldin, sana saldırı gibi gelen bir yazıya cevap verdin. Aynı dürüstlüğü şimdi de göster, Tarsus maçlarında bizleri üzdüğünü kabul et.
Bir kabul, bir inanç, bir savaş neleri değiştirir Tayfun. Bir hissettirseniz bize. O hissiyatla önünüzde sorun koymamak için göğsümüzü siper etmeye hazırız.
Bu taraftar, çoğu zaman parasızdır. Sizlere Elazığ maçında prim verebilmek için seferber oldu bu taraftar Tayfun. Hala bloke bir hesapta topladığımız primler duruyor. O nedenle daha fazla anlamalısınız bizleri.
Sana yapılan haksızlıklar olduysa Tayfun, asla sessiz kalma. Kimsenin sizlerin etini bükmesine izin vermeyin. Hakkınızı sonuna kadar savunun. Uygun düşmez derseniz, bizlerle veya grupla veya ilgililerle temasa geçin. Biz soralım hesabınızı. Huzurlu olun, bize huzur verin.
Zorunluluklarına saygı duyuyorum. Neden paranı istedin demedim. Özveri kıyaslaması yaptım. En fazla sana özveri gösterildi dedim. Paranı istemen suç değildir. Kimse seni suçlu gösteremez. Attın mı 20 golünü. Paranı alacaksın. Asla bunu sorun etmiyorum. Ancak hakkını alırken üzerine titrendiğini, sana özel çaba harcandığını vurgulamak istedim. Bunu görmeni istedim.
Demirspor futbolcu ezen bir kulüp olmamalı. Formasını ıslatan herkes de parasını sonuna kadar almalı. Elbet sen de almalısın. Haksız yere alanlardan daha da önce almalısın. Buna da sözüm yok. Umarım kast ettiğimi anlamışsındır.
Çocuğuna bela okumadım Tayfun. Bir daha oku yazımı. Dedim ki; bilerek yaptıysan çocuğundan çıksın. Bilerek yapmadıysan ben o günahın altına nasıl girerim, insan Allah'tan korkar. Kul hakkından çekinirim Tayfun. Sen de bilerek yapmadığını söyledin. Ben de sözünün üstüne söyleyeceğim laf yok dedim.
Tekrar ediyorum. Beni takım olarak utandırın. Beni mutlu etme borcunuz var.
Bu takımdan bazı oyuncuları gönderdiklerinde bazı kesimler size küme düşersiniz diyordu. Biz çıktık ne dedik. Bizi play offun eşiğine takımın kalan kısmı getirmiştir. Gidenlerin katkısı yoktur. Gençler de güç katacaktır. Ne oldu sonucunda 7 puan fark yaptınız. Savaştınız. Bu gruptaki her takımdan daha güçlü olduğunuzu gösterdiniz. Şimdi neden aynı gücü sahaya yansıtmıyorsunuz?
Bunu bize borçlusunuz Tayfun. Ödeyin borcunuzu. Ben sana o yazımla borçlanmışsam, sanma ki sanal bir insanım. Gün gelir borcumu ödemeye gelirim karşına. Sıkarım elini, bağışla yanılmışım derim. Ancak beni yanıltmak da senin elinde. Sahada ben yokum sen varsın.
Beni yerin dibine sokun. Takım yükselsin, herkes beni lanetlesin umurumda değil.
Heykelimi dikmek için beklemezdin diyorsun ya Tayfun. Son sözün bu. Asla sessiz kalmayın. Kimseye hakkınızı yedirtmeyin. Çıkın ortaya. Ancak size haksızlık yapana, lütfen sahada değil, dışarıda cevap verin. Yoksa başkalarının hakkını yersiniz. Hakkınız yendiyse biz size kalkan oluruz gücümüz yettiğince. Ama artık bizi mutlu edin.
Sence mutlu olmayı istemek küçük işlerle uğraşmak ise evet be Tayfun. Küçük hem de çok küçük işlerle uğraşıyorum. Ben mutlu olmayı özledim. Takımım süper ligde iken babamın tek parmağını elimle tutuyordum. O kadar küçüktüm. Hakkaten küçük işler bunlar. Çünkü lig küçük. Bu ligi büyütecek olan sizlersiniz.
Geçmişin yükünü size yükledik diye algılamayın. Ama taraftarı anlayın. Sahada daha önceki gibi ölümüne oynayın.
Sözlerine söyleyeceğim söz yok. Çünkü birebir yaşayan sizlersiniz. Umarım sizler de beni ve benim gibi düşünenleri daha da iyi anlamışsınızdır.
Uzatmanın çok da lüzumu yok. Çıkın beni ezer gibi ezin Mardin'i. Benimle savaşır gibi savaşın sahada. Sanki bana ağzımın payını veriyormuş gibi dize getirin şunları.
Artık yazılacak çok şey kalmadı. Seni yıprattım. Ama cevap verdiğin için sağol. Bu sayede biz senin açından baktık olaya. Siz de belki bizim açımızdan bakmışsınızdır. Saygılar benden...