Ana içeriğe atla

Taraftar Takımına Sahip Çıkıyor, Primlere Katkı Koyuyoruz...

Madem halkın iradesi bu şehirde kaale alınmıyor.
Madem basit kavgalar ortasında Adana Demirspor görmezden geliniyor.
Madem takımımıza bu şehrin ileri gelenleri sırtını dönüyor.

O HALDE BİZ VARIZ.
Biz yine varız.
Biz her zaman varız.
Adana Demirspor, ne Bekir Çınar'ın ne Mehmet Gökoğlu'nun ve türevlerinin ne de Aytaç Durak'ın takımıdır.
Adana Demirspor halkın takımıdır.

Taraftarlar olarak biz de gücümüz yettiğince bu maçta galip gelinmesi halinde prim vereceğiz oyuncularımıza.
Kimse yokken biz vardık, kimse yoksa bile biz varız.

Bu daha ilk adım.
Taraftar artık yumruğunu masaya vuracak.
Bizi sallamayanı sallarız.

Devamını bekleyiniz...

(Not: Bu bir Ankara Tayfası hareketi değil, taraftar hareketidir. Öncülüğü için mavilacivert.com yetkililerine teşekkür ederiz.)

Yorumlar

Adsız dedi ki…
dün foruöda ilk okuduğumda çok hoşuma gitti bugünde verebileceğim tutarı havale ettim. arkadaşlara diyeceğim o durki aza çoka bakmayın bu kampanyaya lütfen destek verin. çok klişe olacak ama Damlaya Damlaya göl olur

Mustafa Özgür ÇELİK
curva1940 dedi ki…
ilk Demirspor maçıma 7 yaşımda babamın elinden tutarak gitmiştim; maraton o zaman efsaneliğinin doruklarındaydı. biz de oradaydık tabi.Dibu,Fernand Coulibaly,Duah,Tekin,Ali Kemal..vs.
Nitekim o zamandan bu yana tribünde söylerken utandığım,ancak neden olanların utanmadığı ve söylerken de Allahına kadar haklı olduğumuz kelimeler"Sahipsiz ADana yazık olsun sana...Adana'da doğduk,Adana da yaşadık Sahipsizlik yüzünden memleketten usandık!!!.."
Ve bunun gibi söylemler.Doğduğum,yaşadığım, okumaya başladığım,ilk kez delikanlı mahallem Yeşilevlerimde portakal çaldığım,kanalında yüzmeyi öğrendiğim,gulle oynamaya başladığım, yalın ayak top oynadığım,ilk kez aşık olduğum,ilk kez kavga ettiğim...vs.vs.vs. şehrime bunları demek bana zul geliyordu.çünkü benim, yukarıda bahsettiğim şeyleri yaşamama neden olan, şehrime aşıktım ben aslında. Gurbete okumaya çıktığım ilk gece yatağımda, "Allahım sana şükürler olsun beni Adanalı yaptığın için!" dedim...Sakaryasporluların çok güzel bir pankartı vardır bilenler bilir:" Biz bu şehri tribünden sevdik" yazar.Aynen öyleydi bizimkiside.Alemin Allahı geliyor diye bağırırken, portakal kokulu Yeşilevleri,gulle oynamaya başladığımız yılları,evden kaçıp kanala gittiğimiz günleri çağırıyorduk aslında.En kestirmesiyle biricik sevgilimizi...
tribünden seven herkes sayın Onur Biçerin bu yazısını çok iyi anlayacaktır;O HAlDE BİZ VARIZ!
çok sevdiğim bir abim bana bundan 2-3 yıl önce şöyle bir laf demişti: "Bir yozgatlı,kırıkkaleli, kastamonulu veya erzurumlu için 5tl iyi para olabilir.Ama bizim farkımız 5lirayı hiç düşünmeden, 5 dakka içinde, 5 farklı bahaneyle yememizdir.Adanalı Paşadır;yarını düşünmez.Elde avuçta ne varsa o dakka yer..."

Bu şehir ve şehrimizin takımı bizim!
aytaç DURak ile zillet olmaktansa şu saatten sonra aytaç DURaksız illet olmayı tercih ederim.

BU projede emeği geçen herkesin eline,aklına ve yüreğine sağlık.
Adsız dedi ki…
para yatırmak isteyen nereye yaztırcak onu yazsaydınız keşke
İbrahim İlya dedi ki…
işte bu da bizim taraftarımızdan beklenirdi.maden büyük şehrin büyük takımına küçük beyinli ucubeler sahip
çıkmıyor biz ne güne duruyoruz.ben de varım....
Mavi Lacivertliler dedi ki…
para yatırma hesaplarıda bildirilirse elimizden gelen katkıyı yaomaya hazırız
Onur BİÇER dedi ki…
Para yatırmaya gönüllü olan taraftarlarımız bizimle mail yoluyla iletişime geçerlerse kendilerine yardımcı olabiliriz. Açıktan hesap numarası vermenin yasal engelleri olabilir. Üstelik sizin paranızın doğru yere kullanılacağının da garanti edilmesi gerekir. Parayı toplayan abimiz bu açıdan güvenilir biri olsa da onunla ilgili sizlere bilgi vermek yerinde olacaktır. Maillerinizi bekliyoruz.
Adsız dedi ki…
Bu yazı hep en üstte kalamaz mı ?

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...