Ana içeriğe atla

Fırtına


Yorumlar

Adsız dedi ki…
BU ÇINARIN SIĞACAĞI BİR TARİH YOK...AMA BUGÜNLERDE ULUMAYA BAŞLAYAN ÇAR ÇAKALLARIN HEPSİNİ KARA KALEMLERİ KIRIP GÖMECEĞİZ TARİHE...ŞİMŞEKLER GRUBU
uniadanademirhatay... dedi ki…
elektrik elektronik mühendisi öğrencisiyim cuma günü 2 tane çok önemli sınavım var...ama takımımı bu görünce aklıma gelice ders çalışmanın bir anlama gelmediğini düşünüyorum...uzunca süre dalıyorum çıkamıyorum işin içinden sığmıyor yüremğime bu sevgi kalbimden taşıyor...ve bilinçsiz işler yapıyorum...yarını kötü şeylere gebe olduğunu duymak bile istemiyorum bu şehirde sensiz yaşamak bizim tutunduğumuz tek delında çirkin ve pis ellerce kırılması kahrediyor elimden bir şey gelmiyor ama tek şey yapabilirim halkın takımı halkı sokağa döktürür...bizi sokağa döktürmeyin yoksa bu şehirde hiç biriniz tahtınızda rahatça oturamassınız...yakarız AYTAÇ DURAK BU TAKIM SENDENDE BÜYÜK ULAN
yavuzy dedi ki…
"ne geçmiş tükendi, ne yarınlar..."
curva1940 dedi ki…
yarınlar güzel olacak...buna ne "atılKAnSIZ"lar ne de dur "DURAK" bilmeyen kompradorlar engel olabilecek!yıkılmayacak bu klup,tek başına kalsa da yıkılmayacak...
bundan 7-8sene sonra bugünleri çocuklarımıza anlatacağız.aşık olduğumuz,tribünden sevdiğimiz bu kentin bizi nasıl yalnız bıraktığını anlatacağız demir yürekli evlatlarımıza.o zaman bugünler geçmiş gitmiş olacak...O zaman anlayacak o çocuklar Demirsporluluğun nasıl bir duruş olduğunu,o zaman anlayacaklar neden Demirsporlu olduğumuzu... Ve soracaklar kendilerine:"Bizim suçumuz halkın takımı olmak mı?" Bizde bir borsa kağıdı gibi gezseydik elden ele...UZANsaydık şöyle paralı birinin elinde!sonra AKGÜLler açardı belki gönüllerde? Hayır işte öyle olmazdı...Öyle olsaydı Demirsporluluğun bi anlamı olmazdı.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...