Ana içeriğe atla

Efsane...

"Efsane Başkan" Adem Atılgan, Şimşekler Grubu'nu isim vermeden hedef gösterip, Emniyet Müdürlüğü'ne çağrıda bulundu. Tıpkı Yıldırım Demirören'in Çarşı grubunu "bitirme" projesi gibi, "organize ve sistemli" girişimlerin bitirilmesini istedi.

Vay be...

Vefa, bir semt ismiymiş; yıllar içinde bunu öğrettiler zorla ama "vicdan"ın da onun mahallesi olduğunu bilmiyorduk. Böylece Türkiye coğrafyasından ikmale kaldık. Yalan dolan ve ayak oyunlarını bilmediğimiz için zaten "milli tarih" dersinden çoktan atılmıştık. Her yönetimin devrettiği borcu, integral hesaplarıyla bile çözemediğimiz için matematik de hak getire!

Ama öğrendiğimiz birşey var: Aytaç Durak hükümranlığından pay alabilmek için, Demirspor tribünlerine laf atmak, bir zorunluluk.

Tribünü karalamak, bilgileri çarpıtmak, bunun için bütün yerel basını organize etmek...

"Efsane Başkan"ın, Hrant Dink pankartı ile maça çıkmak fikrinden, geldiği noktaya bakın. Aytaç Durak'ın pankartı olmak.

Mesele açık: Tek dertleri, tribünün örgütlü gücünü parçalayıp, istedikleri gibi at oynatabilecekleri bir alan yaratmak. Halbuki bu tribün, Atılgan'a cevap olarak yaptıkları açıklamada olduğu gibi, sadece "başarı gelsin, bunun önünde bizi engel göstermesinler" diye yıllardır gelen her yönetimi destekledi. Belki de en büyük hataları bu oldu. Yanlışa zamanında yanlış diyememek... Tabii ki bunun için tek gerekçe, başarısızlığın fatura edildiği yer olmamaktı.

Ne yazık ki, Şimşekler Grubu, yıllardır inatla zirveye taşıdığı kayayı, Tarsus maçında bütün hızıyla geriye yuvarladı. Sisyphos efsanesi misali: Tanrılar tarafından bir taşı dağın tepesine çıkarmaya mahkumuz. Her seferinde, bir şekilde geriye yuvarlanan bir taşı...

Şimdi Derin Demirspor'un oligarklarının elinde kocaman bir koz var: Tarsus maçında yaşananlar. Her ne kadar bununla ilgili açıklama yapılmış olsa da, sanki bütün başarısızlık nedeni buymuş gibi ısıtılıp duracak bu konu.

Bu durumda "örgütlü bir halkı, hiç bir kuvvet yenemez" sözünü hatırlatmak farz oldu. Tek amaçları, tribünün tek ve bütün yapısını bozup istedikleri ortamı yaratmak olan bu oligarklara, ancak örgütlü kalarak cevap verilebilir. Yapmamız gereken, kitlesel gücü, nasıl daha iyi kullanırız diye kafa yormak. Biz bunda inat ettikçe, otel lobilerine sıkışanların korkuları yaşamaya devam edecek.

Efsaneleri biz yarattık, yarattıklarımıza biz inandık; şimdi kendi yarattıklarımızı bozmanın zamanı.

ve ancak birlikte kalırsak, başarabiliriz; bölünürsek yeniliriz.

(yavuz yıldırım)

Yorumlar

yergökmavi dedi ki…
"Efsane başkan Adem Atılgan" diye söze başlıyorsunuz.Belkide alıntı yaptığınız için..EFSANE olabilmek öyle armut toplar gibi olmuyor.Efsane,verilen hizmetle,kendine ve kendisine duyulan saygıyla olur,mütevaziliktir,olgunluktur,kültürdür,karşılıksız beklenti içine girmeden verilen hizmettir.Birşeyler ve birilerinin çıkarları için değil,klübünün çıkarları için mücadelenin sonunda,HALKIN,TARAFTARIN TAKDİR ÜNVANIDIR.ADANADEMİRSPOR'un durumu,mikro ölçüsüdür bu şehrin ve insanlarının..Ne yazıkki lideri yoktur bu şehrin,insanları,taraftarı arkasından sürükleyecek.Beceriksizlerin kuşattığı bir şehirdir Adana..
Adana'lı ağadır.Hasat zamanı parasını alır,gider orda burda yer.Geriye kalanlarda Ağa'lığa özenenlerdir. Adananın sıcağı uyuşturmuştur değerleri,veremez kimse hizmet..
Adanalılık,Türkiyenin adliye koridorudur,küfürdür,kavgadır..
Demirsporumuzun rengi,Mavi-Lacivert ve beyazdır.Beyazı çıkartıp siyah koymak gerekir.Haketmediği bunca pisliği protesto için.Gelecek nesillere bu siyahı anlatabilmek için...
Adsız dedi ki…
Adem Atılgan'a Efsane Başkan yakıştırmasını yapanlara sormak lazım bunu biraz da ...

Ziya

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.