Ana içeriğe atla

Saptırma... Yardım et ya da Lafını bil!!!

Uzun bir süre sessiz kalmayı yeğledim. Oturdum ve bekledim neler olacak diye. Beklentilerimize karşılık bulamadık bu süreçte- ki aslında beklediğimiz yani daha doğrusu tahmin ettiğimiz buydu... Grup baskı yaptı, harp oldu darp oldu bir şekilde kurtardık gene kayyum un kıyısından. Gene içimden lanet ettim, sus dedim kendime, yazdıkta ne oldu, sus dedim. Ama az önce bir yazı okudum ki, artık susanı dilenciler kovalasın...

Sayın Yıldırmaz gene ilginç aforizmalarla bize sallamış. Yahu yaptığımız kötü birşeyi söyle be adam. Siten 1, 1.5 aydır teknik sorun ayağına kapalı. Medyayı takip edebilecek kadar kafamız çalışıyor, ses yok medyadan kongre süreçiyle ilgili, siz sus-pus olmuşsunuz. Buradan yazılanlara da hemen karşı çıkmışsınız, atmışsınız bizi köpekbalıklarının önüne. Davulun sesi uzaktan hoş gelir demişsiniz. Vallahi orada olmadığımıza şükretmeniz lazım, çünkü ta bu uzaklıktan bir blog vasıtası ile bu kadar canınızı sıkabiliyorsak, yakınınızda olsak uyku uyuyamayacağınızı tahmin edebilmek çok güç değil.

Şimdi ilk olarak Aytaç Durak meselesine gelelim. Para verdi, süperman rolüne soyundu, klasik "Benden başka kimse yok" u milletin gözüne soktu . Karşılığında maç yayınını aldı, milletin ayağını iyice kesti stadyumdan. Yardım etmek isteyenlere neler yaptığını biz ta uzaklardan, davulun sesinin hoş geldiği yerlerden duymuşsak, siz çok daha fazlasını biliyorsunuz demektir, açıklamaya gerek bile yok. Sonra, 15 senedir bu takımla adı anılan biri olarak, şehrin diğer takımına yaptığı yardımların daha fazla ve daha etkili olduğunu da sağır sultan bile biliyor... Eee.. Niye teşekkür edeceğiz ki? Ben babama her zaman saygılı oldum, sevgi dolu oldum, ama hergün sofraya oturduğumuzda her öğün önüme yemek koydu diye teşekkür etmedim. Çünkü o benim babam. o yemeği benim önüme koymak onun görevi.. Şimdi Aytaç Durak bu şehrin babası olarak lanse edilmiyor mu yerel medyamızda.. Eeee..

Yardım gecesinden tutun, kombine satışlarına, kulübün ürünlerinin satışlarına kadar hiçbir şeyde şahsınızdan bu ilin kodamanlarına bir baskı görmedik. Konu hakkında yazanlar oldu, sert ifadeler kullananlar oldu yerel basından fakat sizden bir tepki anımsayamıyorum.Bu şehirden kazanıp semiren hiçkimseye baskı yapmadınız, herhangi bir köşe yazınızı hatırlayamadım. Şimdi üniversite öğrencisi ya da okulu bitirip bir işe girmiş- zengin çocukları olmayan- bir grup insana " o zaman liste çıkarın ,yönetime talip olun" yazısı yazmak da neyin nesi. Saptırma gündemi sayın Yıldırmaz, yardım etmeyene saldır, kulübün adını kullanıp telefonlarını kapatanlara saldır, Adanadan kazanıp takıma bir simitçi kadar katkı sağlamayanlara saldır, bir tek maça gidemeyeceği halde kombine alanlara değil. Kulübü benden daha fazla düşünmeniz beni hiç üzmez, aksine sevindirir emin olun. Ama uzaktan baktığımızda, davulun o tarafından gelen ses buraya hiç net ulaşmıyor bilginiz olsun...

Bu arada, Allah bize yardım ederse, yönetime girebilecek kadar kaynağı sağlayabilirsek, zaten biz elimizden geleni yapmasını biliriz, bunu sizin söyelemenize gerek kalmadan yaparız. Ama sen dersen ki bize" madem paranız yok, susun o zaman, parasız adam gereksiz adamdır, kapatın çenenizi";
o zaman bende şahsınıza derim ki :" Ne zaman susacağıma, ne zaman konuşacağıma karar verecek kişi sen değilsin, lafımızı ve haddimizi bilelim bir zahmet"...

Yani sizden beklentimiz-takımı bizden daha çok düşünen ve kafa patlatan biri olduğunuzu deklare etmiş olduğunuz için- yapın gerekli baskınızı o kaçak şahıslara, şu takım başarılı olsun, tribünlerde birbirimize sarılarak zıplayalım havalara. Bu takım için neler yapabiliriz diye düşünen 30-40 kişiye saldırarak, köpekbalıklarının önüne atmaya çalışarak bu iş olmaz, zatende olmayacak.. Herşeye rağmen saygılar sayın Yıldırmaz...

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Sayın ankara tayfası, demekki birileri sizden rahatsız oldu. Bu da sizin hem doğrunun peşinde olduğunuzu, hemde gücünüzü gösterir. Yılmayın devam edin. sizleri tebrik ediyorum. Sayın Yavuz yıldırmaz sizle uğraşacağına, Bayram akgülün oynadığı sinsi planda neden kuzu gibi sessiz kaldığını araştırsın. Bu adam çıkıp iddalara doğru veya yalan demedi. Çıkıp ona sorsun bakalım, ya arkadaş sen bu iddalar karşısında niye susuyorsun. Yoksa amcası ona kızarmı, Doğru ya onun kanalında çalışıyor. Sesi çıkmaz tabiki.
Adsız dedi ki…
Tabi yavuz çok üzüldü. Bayram Akgül başkanlığında, adanada tek takım kalacaktı. ADANADA SADECE OĞUZHAN DELEN SATMADI KENDİNİ, o bilinen kimler satıldı kimler. Artık sus pus olan Bayram Akgül de konuşsun, niye konuşmuyor. Tabi o planlarını kiraladığı uçakta, Gizli yemek toplantılarında yapar. Emrah bedirin eline gizlice bonservis parasını verir. Maç satın alır, adam satın alır. Yavuz beyler ankara tayfası ile uğraşacağına, Belediyeden bayram akgüle aktarılan paraların hesabını sor. Hem bu paralar sonra temlik olarak geri alınmıyor. Belediyeden gelen paraları, Bizden şimdi temlikle alıyorlar onları sor. Yoksa Sende mi Çiftlikte Bayram Akgülle yemek yedin.
darkblueinferno dedi ki…
'Adanadan kazanıp takıma bir simitçi kadar katkı sağlamayanlara saldır, bir tek maça gidemeyeceği halde kombine alanlara değil'... Keşke imkanımız olsa tam bağımsız AdanaDemir için yönetime talip olabilsek...bir tek maça gidemeyeceği halde kombine alıp,Adanadan ekmek yiyip de halkın takımını rant için satan herkese Ankaradan bela okuyan bir kardeşinizden sevgiler Ankara Tayfası...
türkayADS dedi ki…
Yukarıdaki yazılanların birine bile verecek cevabı yoktur emin olun...Ati Abi eline sağlık..
DexteR dedi ki…
o liste birgün mutlaka çıkacak ve o gazeteci müsvetteleri saklanacak delik arayacaklar!!
hele şu yılbaşı çekilişi yapılsın ben ondan sonra görcem sizi ey yerel basın ;)
Adsız dedi ki…
muhattap bile almanız yanlış.Adana spor basının Türkiye spor basınında ki yeri ortadadır.bu arkadaşların yazdığı gazetelerin satış rakamları ortadadır onun için hiç güzel canınızı sıkmayın arkadaşlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.