Uzun bir süre sessiz kalmayı yeğledim. Oturdum ve bekledim neler olacak diye. Beklentilerimize karşılık bulamadık bu süreçte- ki aslında beklediğimiz yani daha doğrusu tahmin ettiğimiz buydu... Grup baskı yaptı, harp oldu darp oldu bir şekilde kurtardık gene kayyum un kıyısından. Gene içimden lanet ettim, sus dedim kendime, yazdıkta ne oldu, sus dedim. Ama az önce bir yazı okudum ki, artık susanı dilenciler kovalasın...
Sayın Yıldırmaz gene ilginç aforizmalarla bize sallamış. Yahu yaptığımız kötü birşeyi söyle be adam. Siten 1, 1.5 aydır teknik sorun ayağına kapalı. Medyayı takip edebilecek kadar kafamız çalışıyor, ses yok medyadan kongre süreçiyle ilgili, siz sus-pus olmuşsunuz. Buradan yazılanlara da hemen karşı çıkmışsınız, atmışsınız bizi köpekbalıklarının önüne. Davulun sesi uzaktan hoş gelir demişsiniz. Vallahi orada olmadığımıza şükretmeniz lazım, çünkü ta bu uzaklıktan bir blog vasıtası ile bu kadar canınızı sıkabiliyorsak, yakınınızda olsak uyku uyuyamayacağınızı tahmin edebilmek çok güç değil.
Şimdi ilk olarak Aytaç Durak meselesine gelelim. Para verdi, süperman rolüne soyundu, klasik "Benden başka kimse yok" u milletin gözüne soktu . Karşılığında maç yayınını aldı, milletin ayağını iyice kesti stadyumdan. Yardım etmek isteyenlere neler yaptığını biz ta uzaklardan, davulun sesinin hoş geldiği yerlerden duymuşsak, siz çok daha fazlasını biliyorsunuz demektir, açıklamaya gerek bile yok. Sonra, 15 senedir bu takımla adı anılan biri olarak, şehrin diğer takımına yaptığı yardımların daha fazla ve daha etkili olduğunu da sağır sultan bile biliyor... Eee.. Niye teşekkür edeceğiz ki? Ben babama her zaman saygılı oldum, sevgi dolu oldum, ama hergün sofraya oturduğumuzda her öğün önüme yemek koydu diye teşekkür etmedim. Çünkü o benim babam. o yemeği benim önüme koymak onun görevi.. Şimdi Aytaç Durak bu şehrin babası olarak lanse edilmiyor mu yerel medyamızda.. Eeee..
Yardım gecesinden tutun, kombine satışlarına, kulübün ürünlerinin satışlarına kadar hiçbir şeyde şahsınızdan bu ilin kodamanlarına bir baskı görmedik. Konu hakkında yazanlar oldu, sert ifadeler kullananlar oldu yerel basından fakat sizden bir tepki anımsayamıyorum.Bu şehirden kazanıp semiren hiçkimseye baskı yapmadınız, herhangi bir köşe yazınızı hatırlayamadım. Şimdi üniversite öğrencisi ya da okulu bitirip bir işe girmiş- zengin çocukları olmayan- bir grup insana " o zaman liste çıkarın ,yönetime talip olun" yazısı yazmak da neyin nesi. Saptırma gündemi sayın Yıldırmaz, yardım etmeyene saldır, kulübün adını kullanıp telefonlarını kapatanlara saldır, Adanadan kazanıp takıma bir simitçi kadar katkı sağlamayanlara saldır, bir tek maça gidemeyeceği halde kombine alanlara değil. Kulübü benden daha fazla düşünmeniz beni hiç üzmez, aksine sevindirir emin olun. Ama uzaktan baktığımızda, davulun o tarafından gelen ses buraya hiç net ulaşmıyor bilginiz olsun...
Bu arada, Allah bize yardım ederse, yönetime girebilecek kadar kaynağı sağlayabilirsek, zaten biz elimizden geleni yapmasını biliriz, bunu sizin söyelemenize gerek kalmadan yaparız. Ama sen dersen ki bize" madem paranız yok, susun o zaman, parasız adam gereksiz adamdır, kapatın çenenizi";
o zaman bende şahsınıza derim ki :" Ne zaman susacağıma, ne zaman konuşacağıma karar verecek kişi sen değilsin, lafımızı ve haddimizi bilelim bir zahmet"...
Yani sizden beklentimiz-takımı bizden daha çok düşünen ve kafa patlatan biri olduğunuzu deklare etmiş olduğunuz için- yapın gerekli baskınızı o kaçak şahıslara, şu takım başarılı olsun, tribünlerde birbirimize sarılarak zıplayalım havalara. Bu takım için neler yapabiliriz diye düşünen 30-40 kişiye saldırarak, köpekbalıklarının önüne atmaya çalışarak bu iş olmaz, zatende olmayacak.. Herşeye rağmen saygılar sayın Yıldırmaz...
Sayın Yıldırmaz gene ilginç aforizmalarla bize sallamış. Yahu yaptığımız kötü birşeyi söyle be adam. Siten 1, 1.5 aydır teknik sorun ayağına kapalı. Medyayı takip edebilecek kadar kafamız çalışıyor, ses yok medyadan kongre süreçiyle ilgili, siz sus-pus olmuşsunuz. Buradan yazılanlara da hemen karşı çıkmışsınız, atmışsınız bizi köpekbalıklarının önüne. Davulun sesi uzaktan hoş gelir demişsiniz. Vallahi orada olmadığımıza şükretmeniz lazım, çünkü ta bu uzaklıktan bir blog vasıtası ile bu kadar canınızı sıkabiliyorsak, yakınınızda olsak uyku uyuyamayacağınızı tahmin edebilmek çok güç değil.
Şimdi ilk olarak Aytaç Durak meselesine gelelim. Para verdi, süperman rolüne soyundu, klasik "Benden başka kimse yok" u milletin gözüne soktu . Karşılığında maç yayınını aldı, milletin ayağını iyice kesti stadyumdan. Yardım etmek isteyenlere neler yaptığını biz ta uzaklardan, davulun sesinin hoş geldiği yerlerden duymuşsak, siz çok daha fazlasını biliyorsunuz demektir, açıklamaya gerek bile yok. Sonra, 15 senedir bu takımla adı anılan biri olarak, şehrin diğer takımına yaptığı yardımların daha fazla ve daha etkili olduğunu da sağır sultan bile biliyor... Eee.. Niye teşekkür edeceğiz ki? Ben babama her zaman saygılı oldum, sevgi dolu oldum, ama hergün sofraya oturduğumuzda her öğün önüme yemek koydu diye teşekkür etmedim. Çünkü o benim babam. o yemeği benim önüme koymak onun görevi.. Şimdi Aytaç Durak bu şehrin babası olarak lanse edilmiyor mu yerel medyamızda.. Eeee..
Yardım gecesinden tutun, kombine satışlarına, kulübün ürünlerinin satışlarına kadar hiçbir şeyde şahsınızdan bu ilin kodamanlarına bir baskı görmedik. Konu hakkında yazanlar oldu, sert ifadeler kullananlar oldu yerel basından fakat sizden bir tepki anımsayamıyorum.Bu şehirden kazanıp semiren hiçkimseye baskı yapmadınız, herhangi bir köşe yazınızı hatırlayamadım. Şimdi üniversite öğrencisi ya da okulu bitirip bir işe girmiş- zengin çocukları olmayan- bir grup insana " o zaman liste çıkarın ,yönetime talip olun" yazısı yazmak da neyin nesi. Saptırma gündemi sayın Yıldırmaz, yardım etmeyene saldır, kulübün adını kullanıp telefonlarını kapatanlara saldır, Adanadan kazanıp takıma bir simitçi kadar katkı sağlamayanlara saldır, bir tek maça gidemeyeceği halde kombine alanlara değil. Kulübü benden daha fazla düşünmeniz beni hiç üzmez, aksine sevindirir emin olun. Ama uzaktan baktığımızda, davulun o tarafından gelen ses buraya hiç net ulaşmıyor bilginiz olsun...
Bu arada, Allah bize yardım ederse, yönetime girebilecek kadar kaynağı sağlayabilirsek, zaten biz elimizden geleni yapmasını biliriz, bunu sizin söyelemenize gerek kalmadan yaparız. Ama sen dersen ki bize" madem paranız yok, susun o zaman, parasız adam gereksiz adamdır, kapatın çenenizi";
o zaman bende şahsınıza derim ki :" Ne zaman susacağıma, ne zaman konuşacağıma karar verecek kişi sen değilsin, lafımızı ve haddimizi bilelim bir zahmet"...
Yani sizden beklentimiz-takımı bizden daha çok düşünen ve kafa patlatan biri olduğunuzu deklare etmiş olduğunuz için- yapın gerekli baskınızı o kaçak şahıslara, şu takım başarılı olsun, tribünlerde birbirimize sarılarak zıplayalım havalara. Bu takım için neler yapabiliriz diye düşünen 30-40 kişiye saldırarak, köpekbalıklarının önüne atmaya çalışarak bu iş olmaz, zatende olmayacak.. Herşeye rağmen saygılar sayın Yıldırmaz...
Yorumlar
hele şu yılbaşı çekilişi yapılsın ben ondan sonra görcem sizi ey yerel basın ;)