Ana içeriğe atla

Aman Da Neler Demişler...

Demişler ki; "Bu arada şehir dışından kulübün daima arkasında olanları eleştirmeyi kendilerine adet edinenler..."

Diyorum ki; "Çekilin şu kulübün arkasından..."

Diyorum ki; "Bi' gidin Allah aşkına, daha fazla gülemiyorum, gücüm yetmiyor..."

Yorumlar

Adsız dedi ki…
sevgili ankara tayfası,
bu insanları muhattap alarak en büyük yanlışı siz yapıyorsunuz. Gerek yok. Herkesin kalitesi ortada.Kimin ne olduğunu biliyoruz.
Adsız dedi ki…
Kulüpte parazitlik yapan kan emicilere birisi son versin artık.
Olmayan Basın! gerçekleri yazın.
Crazy şimşek dedi ki…
Keşke birileri oğuzhan delen gibi bunları da satın alsa da kurtulsak bunlardan da.
Onur BİÇER dedi ki…
Aslında bu eleştirileri Tayfa içindeki sevdiğim kardeşlerimden de alıyorum. Muhatap almaya değmeyeceğini söyleyenler oluyor. Amacım kimseye pabuç bırakmamak. Derdim şu; bu kulüp kayyuma giderken kendi köşesine sinip sessizliği seçenlere onların arzu ettiği ölçüde tokat atmak. Kendileri zorlamaya devam ederlerse tokat delisi yapacağım onları. Bu işler o kadar kolay değil. Takımdan ekmek yiyip takımı uçuruma giderken seyretmek bedava olmamalı. Dua etsinler bir gün şu takıma başkan falan olmayayım. Çoluklarına çocuklarına başka kapıdan ekmek götürmek durumunda kalırlar hepsi.
efe dedi ki…
Helal olsun sizlere, gerçekleri kaleme alabiliyorsunuz. gerçekleri yazamayanlara yazıklar olsun, satılmışlara yazıklar olsun, görüp de görmemezlikten gelenlere yazıklar olsun
aLiSqo dedi ki…
İt ürür, kervan yürür. ßizim Kervan Yola Devam...
onur tireng dedi ki…
Türkiye'de hiç bir yerel medyanın bu kadar satılık oldugunu daha doğrusu bizden başka hiç bir yerel medyanın satılık oldugunu düşünmüyorum...yuh diyorum,pes diyorum hiç birşey anlamıyorum...Bu kulübün arkasında olanları açıklasın bu sözün sahibi.. denilecek çok söz var çok şeyler yazılır burda ama yazarsam yorumuma yer verilmez ..

bende diyorum ki : bi gidin ya nasıl bi kangrensiniz siz nasıl işlediniz bu takımın vücuduna...siz ve sizin gibiler yüzünden hayır görmez olduk...
mustava dedi ki…
üstat yine döktürmüş. döktürmüş de, ne gerek var? yine de sağolsun, günümüzü neşelendiriyor.

biz taraftarlar ve okurlar olarak asıl sıkıntıyı gözden kaçırıyoruz. buradan kendisine sesleniyorum. demirspor taraftarının mutluluğu adına bir teklifim var, her şeyi bir kenara bırakalım. üstatın yazılarının içeriğine hiç ama hiç müdahale etmeden, eğer kendisi yazıp bana gönderirse kullanmayı hiç düşünmediği noktalama işaretlerini hiç bir ücret talep etmeden yazıya yerleştireceğime söz veriyorum. hatta çok karışık noktalama işaretleri de olmayacak bunlar, noktalı virgüller, kesme işaretleri, üç noktalar falan değil yani. sadece nokta sepiştireceğim.

hadi içeriğinden geçtim, bu kadar mı zor düzgün yazmak yahu?

yazının son cümlesindeki sitemi dışarda bırakırsak doğru bir yazı olmuş. yine de huylu huyundan vazgeçmiyor sevgili okurlar, bir doğru yazmak için illa bir yanlış yapmak şart değil.
Metin dedi ki…
Türkçe konuşamayanlar spiker, yazamayanlar gazeteci oluyor... Bazen yazılanları anlamak için ter akıtıyorum. Gerçi noktalama işaretlerini yerleştirince de yazılanlardan bir şey anlaşılmadığı oluyor. :)

Dilimiz kimliğimizdir: sahip çıkalım!

(bu söylediklerim sadece Yavuz Yıldırmaz'a yönelik değil, bir çok kişi aynı durumun içerisinde. İçimde ukte kalmıştı yeri gelmişken yazdım...)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir