Tam herşey yoluna girdi derken bu mağlubiyet herşeyi altüst etti. Oynadığımız zorlu maçlardan sonra en kolay kazanmamız gereken maçta rakibe üç puanı kaptırdık. İçeride İdç , Van , Maraş maçlarında yedi puan kaptırmıştık. Bu kayıplara rağmen iddaalı duruma geldiğimiz bu haftada Adıyamana verdiğimiz üç puan çok kötü oldu. Kaptırılan puanın yanında takımın sahaya yansıttığı oyunda geçen haftalara nazaran iç açıcı değildi. Eksiklerin olmasına rağmen bu kadar kötü oyun olmamalıydı. Elimize geçen şansı değerlendiremedik. Fikstür olarak rahat bir fikstüre sahiptik. Bugün aldığımız sonuç fikstür avantajımıza zarar verdi. Rakiplerin üç puan alması işimizi daha da zorlaştırdı.Deplasman galibiyetleri ile iç sahadaki puan kayıplarını telafi etmek zorundayız yoksa tam umutlanmışken tekrar umutları rafa kaldıracağız.
Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu. Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar. Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek. Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...
Yorumlar