Ana içeriğe atla

Bazıları Asla Yılmaz...

Adana'ya Livorno maçı için gittiğimizde yönetimimizle yüzyüze tanışma imkanımız oldu sonunda. Hani hep dile getiriyoruz ya; BAZILARI ASLA YILMAZ, diye. İşte tam da öyle...

Taraftarın Şimşekler Grubu ve küçük bir kaç münferit hareket dışında doğru dürüst destek vermediği bir yönetim var. Ağızlarına pelesenk olmuş, yönetime destekleri bazılarının, elleri zehir olmasın diye atamıyorlar akrepli ceplerine, sözel yetiniyorlar. Oysa kimlere kimlere verilmedi bu destek? Hani proje istiyordunuz, hani kalıcı gelir istiyordunuz, hani daha şeffaf yönetim istiyordunuz, hani gençlere yüzümüzün biraz çevrilmesini istiyordunuz. İşte bunları isteyenlerin önemli bölümü klavye taraftarı çıktı. Sanal çıktı, karaktersiz çıktı. Sözünün eri olamadılar.

Hani bu şehre can lazımdı, heyecan lazımdı...

Tutup bazılarına hırsız deyince tepki alıyorduk, çok sert yazmış oluyorduk, aynalarınız mı buğulandı, beyinleriniz mi?

Her neyse, sözden anlamadığınız aşikar. Bu sütunlar bu kez yönetimimize övgü için açıldı, taraftara yergi için değil.

İşte yaratıcı ama desteksiz yönetim ile görüştüğümüzde yeni projelerin hayata geçmek üzere bizleri beklediğini öğrendik. Açıklamayalım ne olduğunu, ama bu yalnızlık şevki kırıyor. Ya bu proje de bekleneni vermezse, diye sormak zorunda oluyor insan.

Bundan kısa zaman önce İtalya'dan bir takımın, üstelik Serie A'dan bir takımın, üstelik Livorno'nun şehrimize geleceğini, takımımız ile maç yapacağını söyleyene kim inanırdı? Sen inanır mıydın Onur, diye soruyorum kendime... Sağolsunlar, ben bile inanmazdım ve gerçek oldu.

Şevki kırılıyor insanın. Yönetim güçlü olsun istiyorum. Hani "BAZILARI ASLA YILMAZ" diyoruz ya, yönetimimiz de o ruhu taşısın içinde istiyorum, yılmasın.

Bana gelince içim burkuluyor, hüzünlüyüm, şevksizim ama yılmayacağım. Bu lafı biz ettik, biz dedik BAZILARI ASLA YILMAZ, diye, şimdi bana yılmak yakışmaz, karakterime uymaz. Dönen dönsün, ben buradayım, yılan yılsın ben buradayım. BAZILARI ASLA YILMAZ, hiç olmayanlara, olup da gidenlere rağmen...

Yorumlar

Hakan HOŞCAN dedi ki…
Ne kadar acı verici değil mi...
Adsız dedi ki…
Sevgili Onur,
Bir taraftan Livorno'nun Adana'ya gelmesi gibi bir rüyanın gerçekleşmesi; bunun yanında başkanın Celtic, St.Pauli, Marsilya ve Livorno ile birlikte dünyada protest olarak tanınan takımlarla Demirspor'un bir turnuvaya katılması gibi müthiş bir düşünce; diğer taraftan valisi, ilçe belediyeleri, ticaret ve sanayi odaları ve herşeyden önce taraftarı tarafından yalnız bırakılan bir yönetim ve bir büyük camia.Maça giden arkadaşlarımdam öğrendiğim kadariyla maçta en az 15.000 kişi varmış. Ancak resmi biletli sayısı 6.000 küsür. Bu nasıl bir taraftarlıktır, bu nasıl bir vicdansızlıktır? Şahsım olarak 10-15 yaşındaki çocukların Demirspor tutkusunu yaşamaları için maçlara ağabeyleri ile bedava girmesine karşı değilim. Ancak koca koca adamların!, bir paket sigara veya bir bardak bira parasını bu takımdan esirgelemelerini de anlayamıyorum. Sevinsek mi üzülsek mi bir türlü karar veremiyorum.Güzel günler görmek istiyorsak herkesin elini taşın altına sokma zamanı geldi. Yaklaşık 40 yıldır maçlara giden biriyim, ama maalesef maçlara bedava girme isteği hep vardı, hep vardı. "Yeniden oynayacağız" felsefesini kendisine şiar edinen bir kulüpte taraftarın da artık bu işe bir son vermesi gerekir diye düşünüyorum.

Merih Güvenç
Jose Marti dedi ki…
iyi olacak Onur, iyi olacak..
Güzel günler göreceğiz, yakında..
uğur dedi ki…
çok hoş. ^^
DexteR dedi ki…
geldiğiniz ne iyi oldu çocuklar. bu sayede ben de tayfayla nihayet yüzyüze gelebildim.
bugün Metin Türk'ün tam da bu yönde çok sert açıklamaları oldu. verdikleri onca emeğe, çektikleri onca çileye rağmen stadta nerden bakarsanız bakın en az 5000 HIRSIZ vardı!!!
ben de aynen Metin bey gibi bitiriyorum sözlerimi:
''Anlayana sivri sinek saz!''
Adsız dedi ki…
daha öncede söyledim şimdi konusu gelmiş yineliyorum

klubüne maddi olarak destek sağlamayan kimse ben bu takımın taraftarıyım demesin,olsan olsan sempatizan olursun.

zaten geri kalanları Metin Türk ve diğer arkadaslar söylemişler

Serkan Akkoyun
Adsız dedi ki…
Serkan Akkoyun başkan olursa taraftarın vay haline :)
kale arkası 555 tl olur, maraton ve kapalıyı söylemeye dilim varmıyor :)

Yusuf Şahin

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir