Ana içeriğe atla

Açılıştan Notlar - 2

Sezon açılışımıza ilişkin sevgili D.E. çok güzel ayrıntılar vermişti. Ben de gözlemlerimi aktarayım.

Her şeyden önce, "sezon açılışı" kavramını hatırlamamızı sağlayan başkan ve yöneticilerimize çok teşekkürler. "Açılış böyle güzel olursa, şampiyonluk kutlamaları nasıl olur acaba" dedim kendi kendime. Sevdiğim bir laf var, sıklıkla söylerim: Güzele sınır olmaz - kötüden örnek olmaz, diye. Bu gecenin güzeli açılış törenimizdi. Eminim şampiyon olduğumuzda daha da güzelini yapacaktır bu yönetim.

"Kötüden örnek olmaz" kısmı ne yazık ki ilk yarıdaki arbedeye ilişkin. Bize yakışmadı demek geliyor içimden. Ama en ufak gerginlikte sahaya birileri girecekse demek ki biz buyuz. Kafamıza esince sahaya giren, koltuk kıran. Demek ki "bize yakışmadı" demek artık havada kalıyor. Dediklerimizle yaptıklarımız arasında fark olursa kimse dediklerimize bakmaz, yaptıklarımızla değerlendirir bizi. Olması gereken de bu zaten.

Tribünlerimizde organize küfür artık tarihe karışmaya başlıyor derken açılıştaki görüntüler can sıkıcının ötesindeydi benim için. Görebildiğim kadarıyla maratondan birisi sahaya atlamayı başardı. Kapalı tribünden atlayan ise yine tellerin önünde durduruldu. Allah'tan gerginliği, stresi kaldıramayan başkaları olmadı. Denebilir ki, sahaya atlayanlar münferittir, tribünlerimizin geri kalanı bu kişilere uymamıştır. Ben de derim ki atlayan o bir kişi bile kulübümüze ceza aldırabilir, adımızı lekeleyebilir. Daha sezon başlamadan, ilk gerginlikte böyle olmamalı.

Tabi olayların fitili İDÇ'li futbolcu ve teknik direktörümüz tarafından ateşlendi. Başkanımız blogumuza bıraktığı yorumda futbolcunun hocamıza küfür etmesi üzerine hocamızın sinirlendiğini söyledi. O zaman Demirspor'un sahasını kapattırmak isteyen, Demirspor'a ceza aldırmak isteyen için formül çok basit: Hocasına söveceksin, sonra kenara çekileceksin.

Edilen küfüre karşılık vermek çok kolay; bunun yasal yolları var, gayrı yasal yolları var. Şimdi burada bunları mı sayalım? Hocamız bunlardan beğendiği bir tanesini uygulayabilir. Stad içinde olmaması şartıyla tabii.

Futbol olarak da kötü bir görüntü verdi takımımız. Oyun genel anlamda seyredenler için sıkıcı geçti. Cem'in ilk yarıda boş kale yerine dışarı vurduğu kafa haricinde pozisyonumuz yok desem, abartmış olur muyum? Bir de ofsayt gerekçesi ile iptal edilen golümüzde yanılmıyorsam Tayfun'un kafa vuruşu güzeldi. Rakip futbolcularda ise öyle bir şut sevdası vardı ki, sanki şut başı prim alıyor gibilerdi. Her ne kadar kaleyi bulan şut sayıları azsa da bence doğru olanı yaptılar. Biz de her uygun fırsatta şutu düşünmeliyiz bence.

Takımımızda gözüme çarpanlar; kötü bir gol yese de kalecimiz Kaya, defansta Süleyman, ön liberoda Osman, orta sahada Aydın ve Cem ile forvette Tayfun oldu. Hocamızın Cem'i oyundan sakatlık riskinden korumak amaçlı aldığını düşünmek istiyorum. Sahada ondan daha yaratıcı bir futbolcumuz yok. Uzun maratonda kendisine iyi bakmalı ve Demirspor kaptanı olarak şampiyonluk kupasını kaldırmalı.

Sahada kötü bir Demirspor izlesek de ben yine de takımımızdan ümitliyim. Maçı beraber seyrettiğimiz D.E. ile ortak kanımız takımın maça konsantre olamamasıydı. İDÇ daha iyi konsantre oldu, öyle ki daha konserin başlarında ısınmaya başladılar. Seyircileri ise bir ara kendi aralarında tartıştılar. Ortamın gerildiği anlarda ise hiç tepki vermediler ve soğuk kanlı davrandılar.

Lig maçlarının havası elbet farklı olacak. Kariyerlerinde şampiyonluk görmüş futbolcuların tecrübeleri ile takımımız rayına oturacaktır ümidindeyim.

Son olarak tekrar başa dönersem; veteranlar maçından, Gülergin formasına, Livorno müjdesinden, havai fişek, lazer gösterileri ve Alişan konserine kadar bizlere güzel bir gece yaşatan yönetimimize bir taraftar olarak teşekkür ederim. Biz de taraftar olarak elimizden gelenin fazlasını her sene olduğu gibi yapacağız, bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Not: Şu Adana şehri için "sahipsiz" diyoruz ya bazen. Sonra bazı büyüklerimiz kızıyor, alınıyor. Dışarıdan bakanlar ise anlayamıyor, "nasıl yani, koskoca Adana sahipsiz mi?" diyorlar ya. Hakkaten sahipsiz; cefakar taraftarı ve idealist yönetimi haricinde sahipsiz. Oturduğumuz yerden protokol koltuklarını dopdolu gördük, ne güzel. Ama orada olması gerekenleri göremedik. Demirspor'a ayda bir değil, her gün sahip çıkılması gerek. Özellikle de şu bunaltıcı ağustos ayında!

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Bu sayfadada öncelikle eleştiriler başlamadan yazayım ve bunuda yayınlayın saygıdeğer ankara tayfası.Sizlere çok büyük saygı duyuyorum.Çünkü hepiniz kariyeri olan ve bu işe gerçekten gönül veren insanlarsınız.Hiç umrunuzdada olmayabilirdi ADANADEMİRSPOR.Benim derdim şu.Bu ortamda başkanımız BEKİR ÇINAR yazıları okuyup değer verip yorum yaptığı ve bununda herkesçe bilindiği için suistimal edilmektedir.Herkes artık eleştirecek birşeyler bulmaya çalışıyor.Ama başkanımız onuda cevaplıyor tüm efendiliği ile.Tabiki taraftara kulak verecek ama bu kadar yüklenmeye herşeyi eleştirmeye gerek yok.Eleştiri doğru zamanda yapıldığı zamanamacına ulaşır.Çok insan var neler çekldiğini bilmeden,herşeyi tozpembe görüp eleştiri yapan...Buradan başkanımız BEKİR ÇINAR a sesleniyorum...Saygıdeğer başkanım bugüne kadar eleştirilerimizi okuyup değerlendiren,ilgi gösteren bir başkanımız olmadı..sağolun varolun..ama her eleştiriyi okuyup değerlendirip,canınızı sıkmak zorunda değilsiniz.Her adama gerektiğinden fazla değer vermeyin.Bu taraftar bile olsa...

ŞİMŞEKLER GRUBU.....
mustava dedi ki…
Güzel sözleriniz teşekkürler ŞİMŞEKLER GRUBU...

Ankara Tayfası olarak da yönetim kurulumuzdan şu aşamada memnunuz. Geçmişi düşündüğümüzde memnun olmamak imkansız. Ha, daha da iyi olabilir mi? Elbette olabilir, iyiye sınır olmaz demiştim ya. Daha iyiyi elbirliği ile bulacağız, karşılıklı konuşarak, paylaşarak.

Blogda yer alan yorumları yayınlama işi gerçekten iğneli fıçıya girmek gibi bir şey. Çünkü burasının mümkün olabildiğince farklı seslere yer vermesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunun içinse kendimizce kriterler koyduk, gönderilen yorumların hakaret içermemesi gibi mesela. Deneye-yanıla ilerlediğimiz blogumuzda zamanla güzel bir seviyeye ulaştığımızı düşünüyorum. Yine de bazı yorumların art niyetli olduğunu kabul ederek de olsa yayınlamak zorunda olduğumuz oluyor. Yayınlıyor, altına da kendi fikrimizi giriyoruz.

Yönetimi destekleyen, tebrik eden yorumların çokça olduğu gibi elbette başkanımızın yeri geldiğinde isyan ettiği, cevap verme ihtiyacı hissettiği yorumlar da çıkabiliyor. Şimdi, böyle bir yorumu yayınlamamak durumunda kendi kendimizle çelişmekle karşı karşıya kalıyoruz. Bu da doğru bir tavır değil çünkü.

Burada oturtmaya çalıştığımız ilkelerimiz yüzünden arada kaldığımız anlar da oldu. Tebrik mesajlarına sevinip şımarmamaya çalıştığımız da, hatalarımızdan dersler çıakrdığımız da oldu. En nihayetinde yayınladığımız yorumlarda da, girdiğimiz yazılarda da dayanağımız hep şu oldu: Yaptıklarımızı sadece ve sadece Demirspor adına, bağımsız bir şekilde ve kesinlikle "iyi niyetle" yapıyoruz. Eğer iyi niyetimizden şüphe duyulursa zaten yaptıklarımızın hiç bir anlamı kalmaz.

Sevgili ŞİMŞEKLER GRUBU, dediklerinize kendi adıma katılmakla birlikte olayın bizimle ilgili kısmına ilişkin bir şeyler yazmak ihtiyacı hissettim. 4 eylül'de tribünlerde hep beraber olmak dileğiyle.
MAVİMAVİMASMAVİ dedi ki…
Söze ŞİMŞEKLER GRUBU imzası ile yukarıdaki demeci veren arkadaşıma veya abime teşekkür ederek başlayayım.Demekki yüreğimiz birmiş.Bugün bende bu konuda yazacaktım herhangi bir başlığın altına.Şükürler olsun ki şimdi gönlümüzün bekçiliğini yapan bir başkana sahibiz.Şu ana kadar BEKİR BAŞKAN'ı hiç eleştirmedim.Niçin şu şöyle bu böyle diye.Sadece daha başka ne yapabilirizdi düşüncelerim.Şimdi gelelim buradaki yorum yazanlara.Birincisi BEKİR BAŞKAN'ın burayı okuduğunu bilen herkes artık bir eleştiri yapıp başkanın bunu buradan okuyup cevaplamasından,sağduyulu davranmasından haz duymaya başlamış.Her gün olmasada aklıma geldikçe sitenizi takip eden birisi olarak gözlemlerim bunlar.Özellikle beni bu yazıya iten neden bir kaç başlık önce dengesiz bir şahsın açılış organizasyonu için BEKİR BAŞKAN'ı bir çok madde sıralayarak yargılamasıdır.Bir insan eleştirilir ama bu işin dozu kaçmıçsa bu yargılamadır.Yargılamada internetten olmaz o yazıyı yazan kardeşim.Klavyede herkes herkesi yargılar..Bu siteye yazacaklarım bu kadar.Konuyu fazla dallandırıp budaklandırmaya gerek görmüyorum.Herkes görevini yapsın yeter bu klüp için.Yönetim görevini yapıyor fazlasıyla ve taraftarda önce taraftarlığını yapsın daha sezon başlamadan önümüzü görmeden,BEKİR BAŞKANIN iyi niyetinden faydalanıp bazı konularda aşırıya kaçmasın.Ve ilk mesajı yazan isimsiz arkadaşımın dediği gibi BEKİR BAŞKAN'ın bu eleştirileri cevaplama gibi bir zorunluluğu yok...Bu yazı geneldir şahıslara yönelik değildir.Eğer üzerine alınan olursa bu yazıyı ONUN PROBLEMİDİR....ŞİMŞEKLER GRUBU- ÖZKAN
Adsız dedi ki…
Özkan arkadaşım, başkanı eleştirdiği için bir Demirsporlu'ya dengesiz demek yakışık almamış. Herkes beğenmek zorunda değil, övgü kadar eleştiri de doğal karşılanmalı, kaldı ki arkadaşın yaptığı yorumda hakaret içeren herhangi birşey göremedim ben. Ayrıca ben de başka bir eleştiri getireyim başkana ; Bir başkanın internet sitelerinde yorum yapmasının güzelliği kadar sakıncalarının da olacağı muhtemeldir. Bu ortamı oluşturan biraz da kendisi oldu, internet siteleri ile gazeteciler ile gazetelerde yazılanlar ile bu kadar içli dışlı olmanın dezavantajlarını da hesap etmesi gerekirdi sevgili Bekir Başkan'ın diyerek sözü bağlayayım.

Not : Eleştirdiğim için bana da dengesiz ve içimizdeki İrlandalı yakıştırması yapanlar olacaktır ama gerçekler bunlar.

Saygılar,

Ziya
Adsız dedi ki…
İLK YAZILAN MESAJ VE ÖZKAN ABİNİN YAZDIYI MESAJ ÇOK DOĞRU.BENDE KATILIYORUM.ÇOK NET BİR ŞEKİLDE ANLATMIŞ ABİMİZ.BU SENE ŞAMPİYON ADANADEMİR
Adsız dedi ki…
Aha ha! Tayfa da artık işine gelmeyen mesajları yayınlamamaya başlamış sanırım, şaşırttınız beni!

Ziya
MAVİMAVİMASMAVİ dedi ki…
estagfirullah,dengesizlik yakıştırması hakedenindir.Sana eleştiri yaptın diye öyle bir yakıştırma yapacak değilim.Bende çoğu zaman,her şey yolunda giderken çok şeyi eleştirmişimdir.Çünkü bana göre yanlış giden birşeyler vardır.Ama daha yola koyulmamışken ve herşeyi açıklayan,haddinden fazla şeffaf olan,ve çok çok iyi niyetli olan bir yönetimide sorgularcasına hatta yargılarcasına konuşmak bana göre dengesizliktir.Önce bir şeyler ver,veya bekle yönetim birşeyler versin,önümüzü görelim sonra as kes..ama bu kadar olumlu gelişmeler varken ve bu klüp gerçekten MUHARREM GÜLERGİN ruhunu anlamışken ona göre adımlar atılırken,bu denli eleştiriler ego tatminliğinden başka birşey değildir.Eğerki gerçekten eleştiri yapma isteğinde olsaydı adını,sanını yazardı.Ama başkanın burayı okudugunu bildiği için,kendisini ilgi odağı yaparak haz duydu egosunu tatmin etti o kişi..bana göre de egoist insan dengesiz insandır...Saygılar...ŞİMŞEKLER GRUBU ÖZKAN
yavuzy dedi ki…
Ziya Bey,
Her sitede olduğu gibi, burada da kimi kırmızı çizgiler vardır. Bu çizgiler, tamamen site sahiplerinin kişisel inisiyatiflerine bağlıdır. Bu sitede Demirspor menfaatlerinden başka bir kısıt düşünülmememiştir. Her konuda, tartışmanın, Demirspor'a katkı sunduğu ölçüde devam ettirilmesi arzulanmaktadır.

Ancak, başlangıçta, daha esnek olarak geliştirdiğimiz bu çizgiler, sanal ortamda "özgürce" atıp tutacağını sananlar tarafından yıpratılmış olduğu için, bazı noktaların gözden geçirilmesi gerekmiştir. Kim olduğunu, Demirspor'a nasıl bir yararı dokunduğunu bilmediğimiz kişilerin, sanal perdenin arkasından, bizi kullanarak, Demirspor bünyesindeki öğeleri karalamaya çalışması, evet sizin tabirinizle, işimize gelmemektedir. Bu saldırganlığın, Demirspor'a bir çıkar sağlamadığını, camianın menfaatleriyle uyuşmadığını düşündüğümüz anda, o yorum yayınlanmamaktadır.

Demirgibiyiz.com'dan önce, her Demirsporlunun özgürce yorumlarını yazdığı, başkana ve gruba eleştirilerini sunduğu, üyelik gerektirmeyen bir mecra bulunmamaktaydı. Eğer katılımcılar bu mecrayı kötü kullanmaya devam ederse, biz sitenin yazarları olarak, mecburen, işimize gelip gelmeme kıstasını devreye sokarız. Umarım önümüzdeki günlerde, bu durum daha az gerçekleşir.

Yavuz y.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.