Yarın sabah Madrid’e doğru yola çıkıyoruz. Bavulumuzda formalarımız ve atkılarımız İspanya sokaklarını mavi laciverte bürüyüp döneceğiz. Tabi bolca fotoğrafla birlikte… Bir de İspanya-Türkiye maçını alırsak tadından yenmez. Pek ihtimal verilmese de, Fatih Terim’i, yürekli futbolcularımızı ve Euro 2008’deki başarılarını düşününce, neden olmasın diyorum.
Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...
Yorumlar
Araç muayenesinde suspansiyon hatası çıktı.Yarın MR çekiminden sonra tamir yöntemi belirlenecek.
Bu kez sizlerle olamayacagım kesinleşti.Gelecek seyehatlerde acısını çıkartırız.