Ana içeriğe atla

Nice Yıllara Ankara Tayfası

İlk buluşmamızda üç , ikincisinde beş , Kırıkkale'de on üç , Bolu'da yirmi beş ,Karabük'te otuz yedi kişiydik... Neden mi ? Çünkü Ankara Tayfası; üç kategori altta bulunan takımı için yaptığı herşey etrafındakilerce delilik olarak kabul edilen bir kentte benim gibi bir otobüs 'deli' var diyebilmekti.
İlk buluşmamızda üç kişiydik. Hedefsiz bir sezon geçiriyorduk. O sezonu bir buluşma ile kapattık. İkinci buluşmamız yükselme grubunun favorisiydik. Artık gurbette bişeyler yapmanın zamanı gelmişti. Önce ismimizi belirledik sonra ismimizi temsil edecek bi pankart yaptırdık. Artık tek hedefimiz kalmıştı. Mesafe olarak yakın olan deplasmanlarda takımı olabildiğince fazla sayıda kişiyle desteklemek. İlk hedef Kırıkkale... Sitedeki bulunduğu yeri Ankara olarak yazanlara ulaşmaya çalıştık.Ulaştıklarımızla misafirlerimizle Abdullah'ın mihmandarlığında on üç kişi Kırıkkale'deydik.Kırıkkale'den kazançlı döndük. Hem maçı kazanmış hemde tayfanın sayısını artırmıştık. En önemlisi bişeyler yapabileceğimize inanmıştık. Artık Bolu deplasmanın gelmesini bekliyorduk. Bu arada sayımızı artırmak için uğraşıyorduk. Uğraşlarımız sonucu minibüsten , midibüse terfi ediyorduk. Sayımız çevre illerden gelen arkadaşlarımızla yirmibeşti. Bolu deplasmanından akılda kalan Timur'un elinde notlarla gelmeyecek olmasına rağmen herkesten önce buluşma noktasına gelmesi ve yolculuk sırasında ders çalışmasıydı.
Bolu deplasmanından sonra bişeyin farkına varmıştık. Sadece yakın deplasmanlar değil. Artık mesafe neresi olursa olsun tüm deplasmanlar hedefimiz olmalıydı.Topluca gidilmese bile temsilen gidilmeli.Pankartımız her deplasmanda olmalıydı. Öylede oldu Alanya deplasmanında dört arkadaşımız bizleri temsilen bulundu.Sonrasında trenle ilk deplasmanımız olan Sarıyer. Vapur , ortaköy , hüzün , umut... Bursa...hüzün...umut...
Geçen sezonun talihsizliğini unutmuş umutla yeni sezona daha bir sıkı bağlanmıştık.Transfer sezonu bizde boş durmamış , İsmail ve Onur BİÇER abilerimizi yaz aylarında kadroya dahil etmiştik.Tabiki altyapımızı oluşturan Ankara'yı kazanmış öğrencileride unutmamıştık. Deplasmanın oğlu Türkay ve İbrahim , hukukçular Emre ve Kürşad , Hakkı gelecek vaad edenler olarak tayfa kadrosuna katılıyordu.Ara transfersiz olmazdı Geyik1940, Vertumnus, Atilla abi ara transferlerimizdi. Geçen sezondan farklı olarak bu sezon takımımıza Ankara'da evsahipliği yapacaktık.Gençlerbirliği ve Şekerspor maçlarında takımımıza ev sahipliği yaptık.Kızılaydan geçen takıma elli-atmış kişi bağırınca şaşkınlıklarını görmek bizim için büyük zevkti. Deplasmanları unutmamıştık tabi. Gidilen deplasmanlar sırası yanlış ve eksik olsada Karabük , Kırıkkale , Gaziosmanpaşa , Çanakkele , Pendik , Mersin... Hüzün...umut...Konya... Hüzün...Umut...
Tekrardan hüzün ile geçen bir sezonun ardından umut ile yeni bir sezona başladık. Sonu bilinmedik olan bir sezon geçirmek umuduyla.Bu arada tayfadan kaçan oyuncular oldu. Göktuğ ve Mahmut Adana'ya transfer oldular. Devre arasında ise aklını çeldikleri Ergin'i aralarına kattılar.Bu sezon devam ediyor özeti gelecek sezona artık.
Geçirdiğimiz üç sene, gittiğimiz deplasman yolları , yaptığımız toplantılar , sohbetler. Hepimize hayatımızın her anında yanımızda olan abiler , ablalar , dostluklar kazandırdı. Paylaşmayı , dertte ve sevinçte ortak olmayı öğretti. Belki Demirspor bize şampiyonluk vermedi. Ama şampiyonluk kadar değerli bir tayfayı varetti. İyi ki vasın Demirspor...İyi ki varsın Ankara Tayfası nice yıllara....

Yorumlar

geyik1940 dedi ki…
"Belki Demirspor bize şampiyonluk vermedi. Ama şampiyonluk kadar değerli bir tayfayı varetti."

Bu söz de çok değerli Göktuğ, teşekkürler:)
Onur BİÇER dedi ki…
Tayfamızın ve Adana Demirspor'un değerli parçası her şeyimiz Göktuğ!
Sensiz Demirspor bile eksik bence. Eline sağlık.
Hüseyin A. dedi ki…
iyi ki varsınız..çok değerlisiniz..

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.