Ana içeriğe atla

Bugün Semih'i Birinci Yapacağız...

Daha önce kardeşimiz Semih FİDAN'ın ulusal olarak yayın yapan Kanal-A televizyonunda yayınlanmakta olan "Sen Sus Kalemin Konuşsun" isimli skeç programında yarışmacı olduğunu belirtmiştik.


Bu doğrultuda kardeşimizi destekleme adına Pazartesi günü, bugün yayınlanacak olan programın çekimlerine gittik ve hem takımımızın ismini duyurduk hem Semih'imizin sesine ses verdik. Semih kardeşimiz de yarışmaya atkı ve montumuzla çıktı.
Az önce kendisi ile konuştuğumda öğrendim ki; birinci olma açısından Semih maalesef dezavantajlı durumda. Sebebi şu: Anlam veremediğimiz bir şekilde sadece programın yayında olduğu süre içinde atılan mesajlar dikkate alınıyor. Semih programa en son yarışmacı olarak çıkıyor ve onu görmeden oy verilmesi de pek mümkün olmayacağından ilk sıralarda oyunları sergilenen yarışmacılara göre maça 1-0 yenik başlıyor. Ancak bu kez maçı vermeyeceğiz.

Her üç operatörden de SSKK yazıp bir boşluk bırakarak 105 yazıp 3969'a yollamak suretiyle kardeşimize destek olabiliyoruz. SSKK 105 yaz 3969'a yolla. Haftanın birincileri bir sonraki programda açıklanıyor. Kürsüye Semih'in çıkması için mesajı saat 21.30-23.00 arasında yollamamız gerekiyor.

Yorumlar

Semt Aşığı dedi ki…
bak şu işe ya...
21,30 da atıoz mesajı.
Baris dedi ki…
izledim ve yolladım msjı. Çok sert eleştiriler vardı ama yılma Semih.
Bu arada Davos muhabbetini döndüren ve soyadı Yılan olan olan adamdan (ikisi aynı kişi) gıcık aldım.
serdanka dedi ki…
abarttım ben mesaj olayını :)
black_silence dedi ki…
bana destek olan; ankara tayfası ve blogu takip eden bütün okurlara teşekkür ederim...
vertumnus dedi ki…
Semih, umarım bu hafta çıkartmışızdır seni kürsüye :))) Haftaya aynen devam!
Semt Aşığı dedi ki…
bana teşekkür etti valla onure oldum. haftaya vertumnus yazını 2 bloga da eklemeyi düşünüyorum kitle artsın :)
vertumnus dedi ki…
@semt aşığı,

valla harika bir destek olur bu, şimdiden teşekkürler.
black_silence dedi ki…
walla super dusunce... teşekkür etmeden öte istersen imzalı fotografımıda gönderirim :)
Semt Aşığı dedi ki…
ozaman üniversitedeki tiyatro klübündeki arkadaşalrada yayarım ben bunu ama önce foto :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...