Ana içeriğe atla

Ergun Kara'ya Mektuplar-1

Saygıdeğer Ergun Kara,

Sizinle iki yıl önce Turgutlu deplasmanı dönüş takım otobüsünde-kısa da olsa- beraber yolculuk etmişliğimiz var; tanırsınız bizi... Ama asıl sizinle olan bağımız, biz gurbettekilere sesinizle ulaştırdığınız Demirspor maçlarıyla kuruldu. Maç anlatırken birden o uzun sessizliklere gömülmenizle, bilgisayar başında kalp krizleri geçirmemizde, kafamızı duvarlara vurmamızda payınız var! O sessizliklerin sonunda her nasılsa birden rakipten ya da bizden gol gelmesi artık alışılageldik bir hadise... Dahası biz atak yaparken, birden yine bizim kalecinin aut atışı kullanması gibi gariplikler olması akıl sağlığımızı ve futbol bilgimizi de derinden sarstı.

Ama bizde yarattığınız asıl sarsıntılar, basınımızın yıllanmış bir Demirsporlu temsilcisi olarak yazdığınız yazılarla oluşuyor. O yazılar bizi çok sarsıyor-yaralıyor!

Kısa süreli basın geçmişim bana gösterdi ki en bağımsız yazarın-gazetenin bile belli kırmızı çizgileri vardır ve onlardan dışarı taşamaz. Sorun çizginin varlığından ziyade, o çizgileri kimlerin çektiği ya da çizginin nasıl çekildiği...ve şurası bir gerçektir ki gazeteciler her zaman güce yakın olmak ister, iktidarın lütfundan yararlanmak ister.

Sayın Kara, üzülerek görüyoruz ki siz Demirspor yönetimlerinin çektiği kırmızı çizgilerin dışına çıkmıyorsunuz. Bu bizi üzüyor, gerçekten...

Biz taraftarlar ise yılların verdiği kızgınlıkla artık deliye dönmüş bir boğa kıvamına gelmişken, bu kırmızı çizgilerle iyice sinirleniyoruz.

Yahu diyoruz, övmeye-abartmaya gelince nice satırlar düzen bu basın temsilcileri, taraftarın derdini-tasasını-savını-sözünü-isteğini-derdini yansıtmaktan niye bu kadar imtina ediyor?

Taraftarın derdi, sizin kırmızı çizgilerinizden neden içeri giremiyor?

Tabii diyeceksiniz ki, ben tv programlarıma defalarca taraftar temsilcilerini çıkardım-onları konuşturdum. Var olunuz! Onların unutmuş değiliz. Lakin, atılan bir adımın karşılığında, yenilen on tokatın hesabını da unutmadık. Takdir edersiniz ki dayağı yiyen bilir, sayan değil. Tarftarın bir söylediğnie, yönetimin on cevabını unutmadık.

Şimdi bu mektupla ben sizden şöyle birşey rica ediyorum. Ben sizden, kısa ve eski bir gazeteci, yeni bir akademisyen olarak, hayatınızın bir bölümünü OBJEKTİFLİĞE adamanızı istiyorum. Bu objektiflik, nesnel bir tavır-daha açık ifadeyle bağımsız bir duruş (neyden bağımsız:Yönetimlerin söylemlerinden) getirsin ve bu takımın 15 yıllık başarısızlık saplantısına dair bir ANALİZ yapın. Diyin ki bu takım şu şu nedenlerden dolayı ileri gidemiyor. Gelin, bu tespitler üzerine kafa yoralım ve bakalım ipin ucu nereye gidiyor.

Gelin "DERİN DEMİRSPOR"u birlikte sorgulayalım. İnanın bunu yılların tecrübesi ve gazetecilik deneyimiyle sizden başka kimseyle yapamayız! Bizim tarafımızdan, her türlü işletme-iktisat-tıbbiye-oyunculuk katkısı gelecektir size, biz size yardımcı olmaya hazırız!

Cevabınızı dört gözle bekliyorum, saygılar, iyi çalışmalar...

Yorumlar

Adsız dedi ki…
adsız 1

ergün kara gibi çapsız bir adamdan, nasıl bir vizyon bekliyorsunuz size de şaşıyorum...

gazeteci değil olsa olsa tetikçi denmesi bana göre daha uygun....

fikri nedir ki zikri olsun...
Adsız dedi ki…
ergün kara kolay kullanılan bir kalem...gerçekten DEMİRSPOR'u seviyor ama faydalı tek iş yapmıyor..bence bu yazı çok güzel olmuş umarım mesajı alırsın by..ergun KARA!
Adsız dedi ki…
bence ergun kara son 15 yıllık süreçteki demirspor yönetimlerinin medya uzantısıdır.Ayrıca ne hikmettirki ergun karanın demirsporda tam bir kardeşlik havası var arkadaşlık üst düzeyde yada demirspor şu deplasmana moralli gidiyor dediği zaman korkun o maçtan...birde son not...demirspor atak yapıyor top özgür nasuhta ve mikrofon ergun karada"özgür nasuuhhhhhhhhh vurdu belli bir süre sessizlikten sonra evet üç oldu sayın seyirciler pendik 3.golü buldu..
Alpaslan KUŞVURAN dedi ki…
Kimileri vardır Demirsporlu gazetecidir, kimileri de Ergun KARA gibi Demirspor'un gazetecesi.
Dolayısıyla Demirspor'un gazetecesinden! içimizde bulunduğumuz yerin nedenlerini ve bu çıkmazdan kurtulmak için atılacak adımlara, izlenecek yolları daha iyi öğreniriz düşüncesindeyim.
Bir an önce bu değerli gazetecimizden konu ile ilgili saygın görüşlerini bekliyorum. Biz de kendilerinin bu açılımına dilimiz döndüğünce katkı sağlarız.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir